29. Bölüm

28. BÖLÜM: İLK GÖRÜŞME 

Özlem K.
by_ozi

28. BÖLÜM: İLK GÖRÜŞME

 

Seyhan için zaman artık daha sessiz, daha tartımlı akıyordu. Her anını ölçüp biçiyor, kalbine gelen her duyguyu Kur’an terazisinde tartıyordu. Umut’un ismi, Esma’nın bahsettiği ilk andan itibaren kalbinde bir iz bırakmıştı. İsminin anlamı kadar vakarlı, kendisi kadar sakin bir iz.

 

İlk temas, fıtrata ve fıkha uygun bir şekilde gerçekleşti. Esma aracıydı. Umut, aynı kasabada değil ama yakın bir şehirde yaşıyordu. Hem tebliğle hem yazıyla meşguldü. Seyhan gibi o da geçmişiyle hesaplaşmış, yıllarını arayışla geçirmişti. Esma, Seyhan’la telefonda konuşurken şöyle demişti:

 

“Sizi birbirinize benzetmiyorum, ama kalplerinizdeki arayışı aynı yerde buluyorum. Umut, kimseye benzemiyor. Kendisi gibi bir hayat arkadaşı arıyor, hakikati paylaşabileceği biri.”

 

Seyhan, Esma’nın cümlelerini zihninde çevirip dururken, bir yandan da tevekkül etmeyi öğreniyordu. Evlenmek için değil; Allah için yoldaş olmak için yola çıkmak, nefsin değil Rabbin razı olduğu biriyle yürümek… Bunun sorumluluğu büyüktü.

 

İlk görüşme online olarak, yanlarında mahremlerle gerçekleşti. Seyhan’ın ağabeyi o gün kasabaya gelmişti; onun refakatiyle bilgisayar başına oturdu. Umut’un yanında da hocası vardı. Ekran açıldığında ikisi de susmayı seçti önce. Sanki konuşacakları kelimeler, önceden hazırlanmış bir metin gibi değildi. Doğal, sade, ama içi dolu sözler olmalıydı.

 

Umut ilk konuşan oldu:

“Ben bir kadınla değil, bir mü’minle konuşuyorum şu an. Ve bu benim için büyük bir nimet. Hayatım boyunca mücadele ettim. Yazarken öğrendim, anlattıkça derinleştim. Şimdi yoluma eşlik edecek birini arıyorum. Rabbim, sizi bu yolda benimle birlikte yürütür mü, bilmiyorum. Ama niyetim bu.”

 

Seyhan, gözlerini kaçırmadan cevap verdi:

“Ben bu zamana kadar çok sustum. Şimdi yazıyorum, konuşuyorum. Ama en çok da Allah’a söylemek için yaşıyorum. Bu hayat yokuş. Bu yolda beraber yürünecekse, yük hafifler ama sorumluluk çoğalır. Ben bir yuva değil, bir kıble arkadaşlığı istiyorum. Bunun adı evlilikse, kabulüm. ”

 

İlk görüşme kısa sürdü. Ne duygu yüklü sözler, ne yersiz sorular vardı. Sade, net, ama vakarlı bir görüşmeydi bu. İkisi de birbirinden razı kalmıştı. Lakin her şeyden önce Allah’ın rızasını arıyorlardı. Bu yüzden istihareye yattılar. Birkaç gün görüşmediler. Seyhan, defterine şu cümleleri yazdı:

 

~ “Benim gönlüm gönlünü aramıyor. Ben, gönlümde Rabbimin rızasını taşıyan bir eş arıyorum. Belki bu bir eş değil, bir emanet. Ama ne olursa olsun, bana Allah’ı hatırlatacaksa, kalbime selamet olur.”

 

Birkaç günün sonunda iki taraf da iç huzuruyla yeniden görüşmeye razı oldu. Bu defa aileler devreye girdi. Umut, hocası ve bir iki yakınıyla birlikte Seyhan’ın kasabasına geldi. Seyhan’ın annesi hâlâ mesafeli olsa da, babası bu kez daha suskundu. Sanki içten içe kızının hakikatle bulduğu huzura saygı duyuyordu.

 

İsteme günü sade bir ortamda gerçekleşti. Ne kalabalık, ne gösteriş... Sadece aile arasında, Kur’an okunarak, dualar eşliğinde.

 

~ “Ben bu hayatı kitaplarla, secdeyle geçireceğim. Ve bir gün hesabını vereceğim her şeyin helal, temiz ve Allah için olmasını istiyorum.” demişti Seyhan.

 

Nikâh tarihi bir ay sonraya kondu. O süreçte Seyhan, evin eşyasını değil, kalbinin yükünü toparladı. Annesi hâlâ kızının bu kararıyla barışamamıştı. Ama ilk kez bu kadar sessizdi. Seyhan, ona sarılmadan odasına çekildiği bir gece dua ederek uyudu:

 

~ “Ya Rabbi, beni anneme isyan ettirme. Onu da bana dert etme. Kalbimi ve kalbini kırmadan sınavımı tamamlamama yardım et.”

 

Seyhan ve Umut’un izdivaç kararı, kasabada yine konuşulmuştu. Ama bu kez “biri geldi de aldı” diye değil, “bir kadın kendi yolunu seçti” diye konuşuluyordu. Ve bu konuşmaların içinde tuhaf bir hürmet de vardı.

 

Seyhan artık biliyordu: Bir kadın, Allah’tan başka kimseye boyun eğmediğinde, arkasından konuşanlar çok olur. Ama bu, doğru yolda yürüdüğünün işaretidir.

 

Ve o akşam, Umut mesajda şunu yazmıştı:

~“Siz sustuğunuzda bile, yazdıklarınız konuşuyor. Ben sizin sözlerinize değil, o sessizliğe talibim.”

 

Seyhan gülümsedi. Bu evlilik, ne bir sondu ne de bir başlangıç. Bu, sadece “La ilahe illallah” diyen iki kalbin Allah için birleşmesiydi.

 

Ve böyle başlayan her hikâye, cennetle mühürlenmeye adaydı.

 

~~~

Bölüm : 27.07.2025 22:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...