16. Bölüm

15. BÖLÜM: MESCİDE GİDEN YOL

Özlem K.
by_ozi

15. BÖLÜM: MESCİDE GİDEN YOL

 

Aradan altı yıl geçmişti. Ev, artık sadece bir ilim yuvası değil; bir mektebe, bir huzur durağına dönüşmüştü. Her hafta kapıdan içeri giren gençler, aradıkları hakikati bulmak için değil; buldukları hakikati yaşamak için geliyorlardı. Ömer anlatıyor, Leyla kadınlara ders veriyor, evin ortasında büyüyen küçük çocuk ise sessizce onları izliyordu.

 

Ve şimdi o küçük çocuk, Ömer'in yanında minik adımlarla yürüyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla mescide doğru yol alırken, Ömer’in elini sımsıkı tutmuştu. Küçük seccadesi kolunun altında, gözleri babasında.

 

Sokağın köşesine geldiklerinde Ömer durdu. Gözleri bir an karşıdaki çınar ağacına takıldı. Aynı yerde, yıllar önce Mustafa ile birlikte mescide yürüyen Yunus gelmişti aklına. O gün, içindeki harabe yıkılırken, ilk secdesini öğrenmişti. Ve şimdi...

 

Şimdi, o hikâyenin devamını yaşıyordu.

 

Yavaşça oğlunun başını okşadı.

 

“Biliyor musun Yakup,” dedi, “bir zamanlar bu yollarda bir çocuk yürürdü, babasının elini tutarak. Adı Yunus’tu. Sonra bir adam yürümeye başladı, adı Ömer oldu.”

 

Yakup merakla baktı.

“O adam kimdi baba?”

 

Ömer gülümseten bir şefkatle baktı ona:

“Senin baban...”

 

Gözleri doldu. O an, sanki zaman durmuştu. Kalbi dua ile doldu:

~ “Rabbim, sen bana geçmişte hiç tatmadığım bir duyguyu verdin. Babasız büyüyen bir adam olarak, şimdi oğlumla yan yana yürüyorum. Bu ne büyük bir lütuf...”

 

Mescide yaklaştıklarında gözleri sokağın köşesinde başka bir baba-oğula takıldı. Belki onlar da kendi yollarını arıyorlardı. Belki o çocuk da bir gün Ömer gibi secdede gözyaşı dökecekti.

 

İçinden geçirdi:

~ “Ey Rabbim, bu nimeti sadece bana değil, nice gönüllere de ulaştır. Ben artık rüzgarın peşinden koşmuyorum. Ben, ardından gelenleri rüzgârdan koruyacak duvarları örmeye geldim. Evlatlarım için, onları izleyenler için, nice Ömer'ler, nice Leyla'lar, nice Yakup'lar için...”

 

Mescide vardıklarında birlikte seccadelerini serdiler. Baba imam oldu, oğlu onun arkasında saf tuttu. Ve ilk tekbir yükseldi göğe.

 

Ömer o an Allah’a bir söz verdi:

~ “Senin adını yüceltmek için yaşayacağım. Ne geçmişin karanlığına döneceğim, ne de bu nimeti unutturacağım. Evlatlarımı sana kul olarak yetiştireceğim. Bu mescitte tek başıma başladım ama sen bana bir nesil verdin. Şimdi o nesli sana adayacağım.”

 

Namazdan sonra Yakup'un minik sesi duyuldu:

“Baba, ben büyüyünce senin gibi hoca olabilir miyim?”

 

Ömer’in gözleri yeniden doldu.

“Sen, Allah isterse benden de ileri gidersin oğlum.”

 

Sabah güneşi doğarken, mescidin bahçesinde bir baba ve oğul dua ediyordu. Gökyüzü aydınlıktı. Kalpler huzurluydu. Rüzgar dinmişti.

 

Ama onun ardından gelenler, artık hakikatin izindeydi.

 

~~~

 

YAZARIN NOTU

 

Bu kitap bir adamın değişim yolculuğu değil, aslında her birimizin içinde saklı bir hakikat arayışının sesidir. Rüzgar savurur, dağıtır, sarsar… Ama ardından gelen her adım, sabırla atılırsa bizi hakikate yaklaştırır.

 

Ömer’in hikâyesi, geçmişin gölgelerinden kurtulup Allah’ın nuruna yürüyenlerin hikâyesidir. Her düşüş, bir kalkışa; her günah, bir tevbeye; her yalnızlık, bir duaya kapı olabilir. Yeter ki Rabbine yönelmekten vazgeçme.

 

Bu kitapta geçen her söz, her sahne; yalnızca kurgu değil, nice kalbin gerçeğidir. Okuyana derman, arayana pusula, kaybolana rahmet olsun.

 

Eğer bir kişinin bile kalbi “Lâ ilâhe illallah” kelimesinin hakkını vermeye niyet ederse, bu kitap amacına ulaşmıştır.

 

~~~

 

DUA

 

Ey Rabbimiz...

 

Kalplerimizi şirkten arındır.

Bize yalnızca Sana kulluk eden, yalnızca Senden yardım isteyen bir hayat nasip et. Geçmişte ne yaptıysak, bilmeli ve terk etmeliyiz, Senin rızanı kazanmak için... Evlerimizi mescide çevir, evlatlarımızı salih eyle, niyetlerimizi halis kıl.

Bu kitabı yazan, okuyan, paylaşan kim varsa... Onları dünya ve ahirette aziz kıl.

Ve bizi, ardından gelenlere hakikati öğretenlerden eyle.

 

Âmin.

 

~~~

 

SON

 

~~~

Bölüm : 20.07.2025 10:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...