28. Bölüm

28. Çok Kolay Vaz Geçti.

Sinem Sipahi
cagtucu_sinem

Lütfen okumadan geçmeyin çünkü önemli!!

 

Hepinize merhaba sevgili arkadaşlar öncelikle nasılsınız? Sizlerden ricam bakın sınır geçmeden bölüm atıyorum ve bunu birkaç bölümdür yapıyorum sırf siz bu kitabı çok sevdiğiniz için, ama sınır geçmiyor ve ben bundan sonra sınır geçmeden bölüm atmayı düşünmüyorum. Çünkü ben bölümleri yazarken öyle oturup bir anda yazmıyorum bu hikayenin bir emeği var sonuçta sizleri düşünerek, sizler için uğraşarak yazıyorum ben bu bölümleri, ama ne yazık ki karşılığını alamıyorum. Ben nasıl ki yazarken duygularımı katarak yazıyorum sizler de hem okurken hem yorum yazarken o an ne hissediyorsanız onları yazabilirsiniz. Diyeceklerim bunlar okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim, bölümü okumaya geçebilirsiniz. 🤍🫶

🖤

ÖZEL NUMARA: Duyduğuma göre Kocan'dan boşanıyormuşsun, aferim sana çok doğru bir karar sakın kararından vaz geçeyim deme çünkü onlarla beraber senin de canın fena hâlde yanar. ;)

 

M.U. 

 

Bu mesajda neyin nesiydi böyle? Telefon elimde öylece bakakalmıştım mesaja, sonra bir anda telefon elimden çekildi baktığımda bu kişi; Yağız'dı.

 

Mesajı okurken yüz hatları şekilden şekle girdi, telefonu kapatıp elime verdi ve kanepeye oturdu sessizce bir şeyler düşünüyordu.

 

TUANA: Yağız, ne oluyor, bu kim?

 

YAĞIZ: Bilmiyorum bu kim Yenge, ama canına susamış biri o bariz belli hâlâ karşımıza çıkacak kadar yürek yok kendisinde!

 

TUANA: Ne yapıcaz peki?

 

Oturup öylece bir süre düşündü, içeriye Leya girdi ve ikimize birden bakınca bir sıkıntı olduğunu anladı, ardından direkt yanıma gelip oturdu ve elini dizime koydu.

 

LEYA: Yenge, ne oldu ? Yüzün kireç gibi bembeyaz olmuş. Yağız ne oldu bir şey söyleyin.

 

Yanında duran telefonumu aldım ve mesajı açıp direkt Leya'ya gösterdim, zorla yutkunmuştu. Telefon bir anda elinden düştü ve gözleri doldu ben elini tuttum ve Yağız da yanına gelip yanına diz çöktü.

 

YAĞIZ: Leya iyi misin, ne oldu ? Gözlerin niye doldu?

 

LEYA: Bu Emir'in soyadı "Uzunlar" değil miydi?

 

YAĞIZ: Evet öyleydi, neden ki?

 

LEYA: M.U. simgesi, "Musa Uzunlar" bu o adam Emir'in babası.

 

İkimiz de aynı anda "NEE?!" diye bağırmıştık. Yağız Leya'nın elini tuttu ve konuşmaya başladı.

 

YAĞIZ: Nasıl, sen nerden biliyorsun bunu? Yani Emir'in babası olduğunu?

 

Leya bir süre gözlerini kapatıp derin nefes aldı sakinleşmek için yapıyordu bunu, gözlerinden yaşlar akarken konuşmaya başladı.

 

LEYA: O iğrenç gün, bana tecavüz ettiği gün yani... kendisine bir telefon gelmişti telefonda aynı bu mesajda ki gibi M.U. yazıyordu, sonradan öğrendim bu simgenin kime ait olduğunu. Tanıdığım bir arkadaşım vardı ondan araştırmasını istemiştim, tabi o zaman korkumdan kimseye bir şey söyleyemezdim o yüzden arkadaşımdan yardım istedim. O da sağolsun araştırıp öğrenmişti.

 

Nefes nefese kalmıştı konuşurken ayağa kalkıp bir bardak su doldurdum ve verdim içmesi için, Yağız bir elini tutarken diğer elini de yumruk yapmıştı, Leya tekrardan konuşmaya devam etti.

 

LEYA: Musa Uzunlar, karısı yani Emir'in annesi öldürüldükten sonra bu ülkeyi terk etmiş Oğluyla beraber, tabi o zamanlar Emir 8 ya da 9 yaşlarında bir çocukmuş. İkisi beraber ülkeyi terk etmişler tabi o yıllarda neler yaşandı bilmiyorum Emir 24 yaşında geri dönmüş Türkiye'ye. Şuanda muhtemelen 25 yaşında falandır yani bir yıl önce geri dönmüş ondan sonra da neler yaşandığını hepimiz biliyoruz zaten, başka bir şey var bu işin içinde.

 

Leya'nın dediği şeylerle aklıma bazı şeyler dank etmişti, bu Emir beni kaçırdığında her şeyin sorumlusu olarak İsmail Bey'i göstermişti, Leya tekrardan konuşmaya başladı.

 

LEYA: Emir şuan bizim elimizde olduğuna göre ve babası ondan haber alamadığına göre yavaştan kendini göstermeye başlıyor yani anlayacağınız açık açık hem Yengemi tehdit ediyor, hem de babamı kaçırıp aklı sıra bizlere gözdağı veriyor o babamın cebinden çıkan not da bunun bir göstergesi. Yağız babam demişti hatırlasana beni kaçıran kişi kendini göstermedi sadece adamlarına yaptırdı ne yaptırdıysa diye.

 

Yağız'la göz göze geldik ardından ben aklımda ki şeyi söylemiştim.

 

TUANA: Yağız hatırlıyor musun siz benim yanımdaydınız hastanede O'nunla beraberken, hatta sen bana sormuştun "Yenge, peki seni neden kaçırmış? Yani seninle derdi ne? Çünkü aramızda en yeni üyesi olan sensin, hiç birşey anlattı mı sana, neden seni kaçırdığıyla ilgili?" Diye bende size "Bilmiyorum ama nedeni İsmail Bey'miş" dedim. Galiba şimdi taşlar yerine oturuyor, İsmail Bey geçmişte her ne yaptıysa bu Musa denen adam, oğlunu kin besleyerek, intikam alması için büyütmüş ve buraya göndermiş. Benim çıkardığım sonuç bu sizce haksız mıyım?

 

LEYA: Galiba haklısın Yenge, dediğin gibi yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor. Bunu da öğrenmenin tek yolu var; Babam. Ona sormamız gerekiyor bütün bunları, gerçi o bize hiçbir şey anlatmaz ama şansımızı denemekte fayda var.

 

YAĞIZ: Yenge şimdi sana hiç hoşlanmayacağın bir şey söylemem lazım.

 

TUANA: Yağız, sakın bana "O eve dönmemiz lazım Yenge" deme çünkü öyle bir şey yapmayacağım.

 

YAĞIZ: Akıllı kadının hâli bir başka işte, neyse şaka bir yana tam olarak onu diyecektim Yenge, bak burada güvenli değilsin hele ki şu mesajdan sonra seni asla burada bırakmam, bırakamam. Ve hayır Çağan o eve gelmeyecek, onun gizli bir yeri var kaldığı, kimsenin bilmediği sadece Leya'nın bildiği bir evi var. Leya'ya da kendi söylememiş gizlice takip ederek bulmuş, o yüzden dediğim gibi Çağan asla gelmeyecek o eve. Zaten kendisi gelmez en son ki olanlardan sonra kendini kapattı o gizli eve ordan da çıkmaz telefonda da sadece benle konuşuyor o da haber alması için.

 

Yağız biraz su içtikten sonra konuşmasına devam etti.

 

YAĞIZ: Bak Yenge, sen benim yengeden öte kız kardeşimsin ve bunu Çağan da biliyor. Ona da söylemiştim herhangi bir yanlışında beni karşısına alacağını kendisi de bilir. O yüzden konuşuyorum sana bunları burada güvende değilsin bak seni burada istediğim gibi koruyamam ama eğer o eve gidersek en azından güvende olursun, lütfen kabul et lütfen o eve gel. Sana söz veriyorum Çağan sen istemediğin sürece o eve gelmeyecek.

 

Peki ya ben o eve gittiğimde ve biz hep birlikte olduğumuzda O tek başına ne yapacak, nasıl korunacak? Hayatı tehlikeye girerse ya?

 

Gözlerimi kapattım ve elimle yüzümü sıvazladım ama bu soruyu Yağız'a soramazdım.

 

TUANA: Tamam kabul ediyorum, ama dediğin gibi olacak ve O, gelmeyecek ben orda olduğum sürece.

 

Yağız gülümsemişti ve ardından konuşmaya başladı.

 

YAĞIZ: Sen hiç ama hiç merak etme Yengem girmeyecek o eve söz veriyorum. Ha bu arada olur ya belki de merak edersin sen, Çağan'ın da güvenliği emin ellerde, onun yanında da bir sürü korumalar var. Göt herif, istememişti de ben ne olur ne olmaz diye göndermiştim korumaları arkasından.

 

Yağız sanki aklımı okumuş gibiydi bunu duyunca ister istemez yutkunmuş ve rahat bir nefes vermiştim. Bu Yağız'ın gözünden kaçmasa da ses etmemişti.

 

TUANA: Yok ne merak edicem ben o Öküz'ü cehennemin dibine kadar yolu var beni ilgilendirmiyor.

 

Yalan tabiki de bal gibi ilgilendiriyor!

 

Sus iç sesim suss!

 

Ona bir şey olsa ilk ben atlardım ama kalp kırıkları o kadar çoktu ki; Nasıl toparlanılır? Kesinlikle bilmiyordum.

 

~3 gün sonra TUANA NAZ AK'tan~

 

Eve geleli tam üç gün olmuştu ve bu üç gün boyunca neredeyse odadan hiç çıkmıyordum, ben yokken oda eski hâline dönmüştü ve her şey yerli yerindeydi. Üzerime bir şeyler giyip kahvaltıya inmek için odadan çıktım, Leya'nın da odasından çıktığını gördüm elinde şurup vardı.

 

LEYA: Yenge, günaydın.

 

TUANA: Günaydın Güzelim de ne oldu sana, canın sıkkın sanki ve bu şurup ne?

 

LEYA: Aras biraz kötü Yenge ya, dün geceden beridir hiç düşmeyen ateşi var ne yapıcam bilmiyorum. Ağrı kesici şurup verdim şuan uyuyor işte.

 

TUANA: Hadi ya, hastaneye niye götürmüyorsun?

 

LEYA: Dışarıya çıkmak tehlikeli olduğu için çıkamıyorum Yağız'a söyledim bugün bir doktor gelicek eve işte, o zaman belli olur ne olduğu.

 

TUANA: Dur birde ben bakayım, bakalım neyi var?

 

Leya ile beraber odasına doğru gittik Aras uyanmıştı ve beşiğinde kendi kendine çırpınıyordu elimi alnına koydum ateşi biraz düşmüştü, yavaşça kucağıma aldım ve başını omzuma koydum biraz sırtını sıvazladım ardından kokusunu içime çektim.

 

TUANA: Oh mis kokulum benim, hasta mı oldun sen?

 

Garip garip tatlı sesler çıkarıyordu minicik elini tutup öptüm, ardından Leya'ya baktığımda gülümseyerek bize bakıyordu. Kendimi toparladım ve yalandan öksürür gibi yaptım ardından Aras'ı beşiğine geri koydum ve bakabildiğim kadarıyla boğazına baktım.

 

TUANA: Boğazı biraz tahriş olmuş miniğin, büyük ihtimalle üşütmüş, o yüzden ateşi var annesi. Yani korkulacak bir şey yok her bebeklerde gördüğümüz şeyler bunlar, ilaçlarını kullandıktan sonra iyileşir bücürüm.

 

Leya'ya baktığımda hâlâ bana gülümseyerek ve biraz hayranlıkla bakıyordu.

 

TUANA: Ne oldu, niye öyle bakıyorsun?

 

LEYA: Yenge, nasıl da güzel yakışıyor eline bebek, bir görsen dışarıdan kendini yapmayın, boşanmayın Abimle bak yazık edeceksiniz kendinize. Farkında değilsiniz ikinizde dışarıdan her an alev alacak gibi göründüğünüzün. Yapmayın bunu yazık olacak onca yaşanan şeylere.

 

TUANA: Bu karar benim değildi Leya, o çok sevgili Abin istedi bu şekilde olmasını beni bu evliliğe zorlayan da kendisiydi, bu evlilikten vaz geçende kendisiydi. Çok kolay vaz geçti, her şeyden kaçtı ben ister miydim bu şekilde olmasını? Asla istemedim o yüzden bunları bana değil Abine söylemen lazım.

 

Leya tam bir şey söyleyecekken aşağıdan Melike Hanım aşağıdan seslendi ve konuşmamız yarım kaldı.

 

MELİKE: LEYA, TUANA HADİ KAHVALTI HAZIR KIZIM GELİN AŞAĞIYA.

 

İkimiz de aşağıya inmiştik Aras da Leya'nın kucağındaydı.

 

YAĞIZ: Günaydın hepinize, Leya ben doktoru çağırdım 1 saate burda olur bilgin olsun.

 

MELİKE: Hayırdır ne oldu, ne doktoru?

 

LEYA: Anne Aras biraz hasta ya, Yengem biraz üşütmüş, boğazı tahriş olmuş dedi bizde doktoru çağıralım dedik, bir baksın Oğluma.

 

MELİKE: Tamamdır kuzum başka bir şey olmasın da, oy anneannesinin yakışıklısı hasta mı olmuş?

 

MELİKE: Hadi kızım sen ver Aras'ı bana rahat rahat kahvaltını yap ben ilgilenirim onunla.

 

Melike Hanım Aras'ı kucağına aldı ve sandalyeye oturdu, ardından ben konuşmaya girdim.

 

TUANA: İsmail Bey yok mu?

 

MELİKE: Odasındaydı kızım gelir şimdi.

 

TUANA: Siz iyi misiniz Melike Hanım? Geldiğimden beri hiç tadınız yok, hasta falan değilsiniz dimi?

 

MELİKE: Yok güzel kızım hasta değilim de sadece şu son zamanlarda olanlar çok üzüyor beni, sen ve Çağan'ın arasında olanlar sonra İsmail yüzünden Çağan'ın evden gitmesi.

 

İsmail Bey yüzünden derken, ne demekti şimdi bu?

 

Ben daha söze giremeden içeriye İsmail Bey girdi ve masaya oturdu ardından konuşmaya başladı.

 

İSMAİL: Hepinize günaydın, çocuklar sizin söylediğiniz şeyleri biraz araştırdım ve aynen her şey dediğiniz gibi, Tuana'ya bu mesajı atan, beni kaçırıp karşıma çıkmayan bu kişi Musa Uzunlar. Yine dediğiniz gibi Emir'den haber alamadığı için kendi planlarını devreye sokmuş bulunmakta. Bu yüzden hepimizin dikkatli olması gerekiyor hiçbir şekilde korumalar olmadan dışarı çıkmayın ve mümkün mertebe çok acil bir işiniz olmadığı sürece de dışarı adım dahi atmayın. Bu adam şimdiye kadar ki düşmanlarımızdan daha tehlikeli biri, o yüzden hepinizden ricam dikkatli olun.

 

Tam Yağız konuşacakken İsmail Bey'in telefonu çaldı arayan Selim'di ve her ne dediyse İsmail Bey bir anda ayağa kalktı.

 

İSMAİL: Ne demek Emir'i kaçırmışlar?! Ne diyorsun sen Selim?! Tamam kapat telefonu biz hemen oraya geliyoruz!

 

İsmail Bey telefonu kapattı ve Melike Hanım söze girdi.

 

MELİKE: İsmail ne oluyor korkutma Allah aşkına?

 

İSMAİL: Bizim depoya saldırı düzenlemişler kimin yaptığını da artık biliyoruz, Emir'i kaçırmışlar yani Musa oğlunu kaçırmış bizim depodan. Yaralanan korumalar var bizim hastaneye götürüyorlarmış onları da. Yağız hadi oğlum biz gidelim şu depoya bir.

 

Yağız ve İsmail Bey kalkıp gitmişlerdi şimdi artık durum daha kötüydü Emir'i kaçırdıklarına göre dahaa fazla canımız yanacaktı daha fazla acı çekecektik.

 

🤍🖤

 

Akşam olmuştu ve hepimiz yataklara geçmiştik, doktor geldiğinde aynen benim dediğim çıkmıştı, Aras için antibiyotik şurup ve ağrı kesici yazmıştı. Şimdi durumu biraz daha iyiydi yani en azından rahat bir uyku çekecekti.

 

Şuan da oturmuş öylece dalıp gitmiştim ardından gözüm nikah günü çekildiğimiz fotoğrafa kaymıştı şifonyerin üzerindeydi. İstemsizce elime alıp uzunca baktım o fotoğrafa, şimdi düşünüyordum acaba pişman mıydı boşanmak istediği için?

 

Belki de pişmandı ama artık geri dönüşü olmadığını o da farkındaydı, ağladığımı fotoğrafa göz yaşım düştüğünde anlamıştım. Fotoğrafı tekrar aynı yerine koyup eşyalarımı alıp banyoya girdim üzerimi değiştirmek için.

 

Odadan bir tıkırtı gelmişti acaba Leya'mıydı?

 

TUANA: Leya sen misin ?

 

Ses gelmemişti büyük ihtimalle terasın kapısını açık bıraktığım için bir şey düşmüştü yere. Üzerimi değiştirdikten sonra banyodan çıktım ve aynen dediğim gibi olmuştu yere biblo düşmüştü.

 

Bibloyu yerine koyduktan sonra yatağa yattım ve yanımda duran lambayı kapattım bir kaç dakika sonra yavaş yavaş uykuya dalmıştım.

 

...

 

YAZARDAN

 

Kız uykuya dalmıştı ve oğlan yavaş yavaş dolabın arkasından çıkmıştı, evet az önce bibloyu yere düşüren oydu. Terastan girmişti odaya, kızın uykuya daldığını anlayınca olduğu yerden çıktı ve yatağın başına yavaşça çöktü ve elini kızın saçlarında bir tüy gibi hafifçe gezdirdi. Yüzünü kızın saçlarına doğru eğip saçlarını kokladı, o çok özlediği ve onu her an sakinleştiren o kokuyu.

 

Kız bir anda hareketlendi, oğlan tam elini çekecekken kız elini tutmuştu ve oğlanın ismini sayıklamasıyla oğlan öylece kalakaldı.

 

TUANA: Çağan.

 

Hayır kız uyanmamıştı, gözleri kapalıydı, oğlan bu saatten sonra artık tek bir şeyden emindi o da kızı artık istese de bırakmayacaktı, bırakamazdı çünkü ikisi de birbirine deli gibi aşıktı. O boşanma kararını söylediği için pişman olsa da, böyle bir şey yapmayacaktı sevdiği kızı bırakmamakta kararlıydı.

 

Ama kız açısından her şey daha da zor olacaktı, çünkü bu hemen affedilecek bir şey değildi...

 

Bölüm Sonu

 

Yeni bölüm için sınır 10 oy 20 yorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 10.08.2025 23:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...