86. Bölüm

55. 20 mayıs

Starfire
canimsenhayirdir

HERKESE SELAMMM2

YB GELDİİİ

Ama siz küstüm. Çünkü oy atan yorum yazan yok2

Ben dün okulda birine sinirlenip bağırdım. Ertesi gün hasta oldum. Ve bu ilk değil. BEN NEDEN HER BAĞIRDIĞIMDA HASTA OLUYORUM???

Neyse bu bölümü yazarken bende ağladım azıcık (şüpheli)4

kısa tutayım

İyi okumalar...

Oy: 41

Yorum: 51 (oy ve yoruma uymazsanız bölüm atmam hee)

Şarkı: Olsun3

 

 

 

 

 

 

 

Yazardan

Güneş sıcaklığını yavaş yavaş belli ediyordu, yeni doğuyordu güneş. Ekibin içinde olduğu araba, sonunda Tunceli Asayiş Şube Müdürlüğü’ne varmıştı. Barış başını cama yaslamış, dışarıyı izliyordu. Dışarıdan sakin gözüktüğünü düşünüyordu. Ama öyle gözükmüyordu. Endişesi her hâli ile belli oluyordu. Aklında sadece Sedef vardı.

Gözde, başını Soner’in omzuna yaslamıştı. Uyuyordu. Soner ise aşırı gergindi. Hem Sedef için endişeleniyor, hem de ikinci defa böyle bir deneyim yaşıyordu. Gökalp ise telefonundan Efsun’un fotoğrafına bakıyordu. Ve yine yeniden âşık oluyordu.

Araba sonunda durduğunda ekip yavaşça hareketlendi. Gözde de uyanmıştı bu sırada. Sırayla indiler arabadan. Karşılarında ise Gülistan Müdür vardı. Ve yanında iki tane çaylak polis vardı. Soner’in adımları, Gülistan’ın önünde durdu.

“Hoş geldiniz, Başkomiserim.” Dedi elini öne uzatırken Gülistan. Uzatılan ele, elini uzatıp sıktı yavaşça.

“Hoş bulduk müdürüm.”

“Yolculuğunuz rahat geçmiş diye umuyorum.” Dedi, Gülistan.

“Güzel geçti.” Dedi. Lafı kısa kesmek umuduyla, “İşlere erken başlasak güzel olur.” Dedi.

“Bende aynı şekilde düşünüyorum. Buyurun, geçin. Hızla başlayalım.” Hepsi onu başıyla onaylarken ilerlemeye başladılar. Ve kısa sürede toplantı odasına daldılar. Herkes yerleşti yerlerine, dosyalar açıldı.

“Ee,” diyerek onlara döndü Gülistan. “İçecek bir şey ister misiniz?”

“Yok, sağ olun.” Dedi Gökalp. Onu hepsi başıyla onayladı.

“Arkadaşımız Sedef,” diye slaytı oynatarak konuşmaya başladı Gözde. “Dün yaptığımız bir operasyonda, büyük ihtimal rehine olarak kaçırıldı. Kaçırıldığı araba, en son tepelerdeki bir köy evinde gözüktü. Ve o evin sahibi Pera Ateşmen adlı bir adama ait.”

“Suç kaydı var mı hiç?” dedi Gülistan.

“Var, ve bayağı kabarık bir suç kaydı.” Dedi Arda. “Cinayet, taciz, darp, kara para aklama, uyuşturucu ticareti… Ve daha niceleri.” Diye devam etti Arda.

“Sebze çorbası bu kadar karışık ve dolu değil.” Dedi Gökalp. Barış hariç odadaki herkes buna güldü. O hâlâ dalgındı. Canı aşırı sıkkındı.1

“Pera adlı şahısın, şahsi evi Ovacık’ta.” Dedi Gözde.2

“Baskın yapabiliriz,” diyerek ortaya bir fikir attı Arda.

“Hayır,” dedi Soner, onu onaylamayarak. “İlk Sedef’i almamız lazım. İlk önce Pera’nın evine baskın yaparsak, Sedef’i kaybedebiliriz.” Duydukları ile irkilerek kendine geldi Barış. Kaybedemezdi. Hayır, daha hisleri bile netleşmemişken olamazdı.

“Ne duruyoruz o zaman?” dedi Barış saatler sonra konuşarak. “Gidip alalım Sedef’i,”2

“Önce etrafı incelememiz lazım.” dedi Gözde. Onu çok iyi anlıyordu. Soner komaya girmeden önce, Soner’den hoşlanıyordu. Daha açılmamıştı. O da aynı endişe ile bekliyordu Soner’in bulunmasını o zamanlar.2

Toplantı biraz daha sürdü. En sonunda bittiğinde ise karar verilmişti; Sedef’i almaya gidiyorlardı. Lakin Pera’nın onları adım adım izlediğini bilmiyorlardı.6

Kısa süre içerisinde Pülümür’e varmışlardı. Sedef’in bu evde tutulduğunu daha da netleştirmek için saklandıkları yerden dron ile etrafı inceliyorlardı. İki adam vardı kapıda. Ne dedikleri anlaşılmıyordu.

“Ses modu yok mu bunun?” dedi Soner.

“Var Başkomiserim,” dedi Gökalp, açtı ses modunu.1

“Şimdi mi açıyorsun lan?” deyip Gökalp’in ensesine sağlam bir sille geçirdi. Gökalp’in canı acısa de ses etmedi. Dron fark edilirse plan çöp olurdu.

Drondan kısık sesler işitiliyordu. Adamların sesi çok anlaşılmasa da anlamak için çabalıyordu tüm ekip.

“Önemsemiyorlar kızı ha,” dedi iki adamdan biri.

“Aynen. Umurlarında olsaydı kız, basmışlardı burayı.”1

“Ben sizi turşu bidonuna basacağım…” diye mırıldandı Barış dişlerinin arasından. Soner, onu bakışlarıyla uyardı susması için. Bu sırada kadraja biri daha girdi.3

“Patron aradı,” dedi. “‘Eğer bir saat içerisinde gelmezlerse temizleyin,’ dedi.”3

“Çok şükür be,” dedi biri. “Hayır, pestilimizi çıkartmıştı zaten. Birde zarar vermeden tutmamız lazım.”

“Zirir virmidin titmimiz lizim,” diyerek karşısındaki onu taklit etti. “Lan! Kızı kaçırırken silahla vuran eben miydi?”1

“Nasıl durdurmamızı bekliyordun kızı!” diyerek çıkıştı diğeri. “‘Ay canım cicim, gel sana şeker vereceğiz,’ mi deseydim? Kadın asayiş şubeden! Sen hâlâ neyin kafasındasın anlamış değilim.”2

“Boş yapmayın!” dedi az önce gelen adam. “Etrafı kontrol edin.” Deyip içeri geçti. Diğerleri de verilen emri anlayıp silahlarına sarıldılar.

“Ben gidiyorum.” Deyip hızla ayaklandı Barış.1

“Barış!” dedi gür sesi ile Soner. Barış, başını sağ omzuna yatırırken Soner’e doğru döndü.

“Efendim Başkomiserim,” dedi.

“Nereye gidiyorsun?” derken sert bakışları Barış’ın üstünde geziniyordu Soner’in.

“Sedef’i almaya,” dedi rahat bir şekilde Barış.1

“Hiçbir yere gitmiyorsun! Otur oturduğun yerde.”

“Ama…”

“Aması yok,” diyerek onu böldü Soner. “Senin kadar biz de endişeleniyoruz Sedef için. Tek başına o kadar adamı alt mı edeceğini sanıyorsun?” dedi Soner. “Bekle bizi, bizsiz nereye? Nerede ekip ruhu?” Barış duyduğu şeyler ile bocalarken dudağının sol kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı istemsizce. Kimse görmemişti yüzündeki kamuflajlı maskeden dolayı.

Herkes hızla hazırlandıktan sonra silahlarını kavramış, toprakta ilerliyorlardı. Etrafta sadece bastıkları topraktan çıkan ses vardı. Birazdan ise silah sesleri yankılanacaktı etrafta.

Hepsi yerlerini almıştı. Soner’in emrini bekliyordu.

Soner’in keskin bakışları ise etrafta geziniyordu. Etrafın hazır olduğunu hissettiği anda ise, “Atış serbest.” Dedi kulaklığa doğru. Ve hepsi atışa başladı. Karşı taraftakiler de durmadılar, onlar da silahlarına davrandılar.

Barış hızını alamayıp gizlice içeri daldı. Bir yandan ateş ederken bir yandan da karşısına çıkanlara yumruklar sallıyordu.

En sonunda içeriye girdiğinde tanıdık bir ses, güzel bir ses işitti. Bu, onun sesiydi. “Sedef!” diye bağırdı Barış. Bir odadan geliyordu bu ses.1

“Barış, dur!” dedi Arda onun yanına varmışken. Barış onu umursamadı. Kapıyı tek tekmesi ile kırdı. Gördüğü görüntü ise onun yüreğini kırdı.

Bilinci yarı açık olan Sedef’in alnına silah dayamıştı birisi. Odanın tam ortasında olan bir sandalyeye bağlanmıştı. Karnından vurulmuştu. Ağzından kan akmış olacaktı ki ağzının kenarında kurumuş kan lekeleri vardı. Varla yok arasında, “B-barış,” diye mırıldandı Sedef. Barış onu işitti.

“Bırak lan kızı!” diyerek arkadaki camdan içeriye giriş yaptı Soner. Adamın etrafını sarmışlardı. Kaçamazdı. Tek çaresi vardı adamın. Patronunun dediği gibi; temizlemek…1

“Yaklaşmayın!” dedi adam, gür sesiyle. “Yaklaşırsanız vururum!”

Sedef, buradan sağ çıkamayacağını biliyordu. Duymuştu konuşulanları. Bakışları bu yüzden Barış’tan çekmiyordu. Ölmeden önce son gördüğü yüz onun yüzü oldun istiyordu. Ama şansına, Barış maske takmıştı. Yine ne umursamadı. Onu izledi.2

“Bak, silahı bırak. Kolay olsun. Sende zarar görmezsin, bizi de yormazsın.” Dedi Gökalp. Bu sırada adamın arkasında olan Arda bir adım attığında, adam hissetti. Hızla silahın tetiğini çekti. Yutkundu Sedef. Ve yıllar sonra gözünden, sıcak bir göz yaşı aktı.

“Arda, dur.” Dedi Soner. Sedef’i her an kaybedebilirlerdi. Ve bu olacak en kötü şeydi.

“Son deyişim,” dedi adam. “Silahlarınızı indirin. Bende kızı bırakayım.”

“Neyin pazarlığını yapıyorsun lan sen!” dedi Barış dayanamayarak. Sedef, Barış’ın sesini duyunca iyice mutlu oldu. Sevdiceğinin sesini duyarak ölecekti. Şuan ölüm eşiğindeydi, ama o dünyanın en mutlu insanıydı.

“Peki, öyle olsun.” Dedi adam. Silahını sıkıca kavradı. “3,”

Sedef’in göğsü hızla inip kalkmaya başladı. Korkudan değildi. Sevdiğinden ayrılacağı içindi.

“2,” Barış silahını sıkıca kavradı. Çaresizce bakıyordu sadece. Ve çaresizlik, insana verilebilecek en kötü histi.

“Ve 1,” dedi. Sedef’in gözünden bir damla yaş aktı tekrardan. Tenine kıyasla sımsıcak bir yaş. Ve aynı zamanda iki el ateş sesi işitildi etrafta.

Sadece iki el,

İki el ateş, iki kişiyi öldürmüştü.1

Barış’ın silahından çıkan kurşun adamın alnına isabet etmişti. Ama o kurşundan önce; adamın silahından çıkan kurşun, Sedef’in kafasını delmişti. Sol taraftan girip, sağ taraftan çıkmıştı kurşun Sedef’in kafasından. Kanlar içinde kalan kurşun ise duvara sağlanmıştı.7

Barış, titreyen elleri yüzünden silahı tutamadı. Yeri boyladı silah.

“Sedef…” diye mırıldandı kısılan sesi ile. O kadar da bağırmamıştı ki? Nasıl kısılmıştı sesi?

Yavaş adımlarla Sedef’in yanına gitti Barış. Sedef’in düşen başını avuçları arasına aldı. Yutkunamadı boğazındaki yumru yüzünden. “Hayır, ölmedi,” diye geçirdi içinden. Ama neden tepki vermiyordu? Gözleri açıktı. O zaman neden konuşmuyordu? Neden o güzel sesi ile şarkı söylemiyordu?

Barış en sonunda dayanamadı. Gözünden bir damla yaş aktı. Maskenin kumaşına yayıldı tuzlu göz yaşı. Diğer yaşlar ise ilk akan yaşı takip etti.

“Aç gözlerini,” dedi, o da kendinden beklemediği şekilde sakin çıkan sesi ile. “Neden tepki vermiyorsun?” Yutkundu. Yaşlar akmaya devam etti. “Duyuyor musun beni?”1

“Barış,” diye mırıldandı Soner. Elinden hiçbir şey gelmiyordu.

Odadaki herkes sessizdi. Barış hariç. Utanmadı, yüzü kızarmadı. Hıçkıra hıçkıra ağladı.

“Neden cevap vermiyorsun? Sedef, konuş benimle. Ne olur. Tepki ver.” Burnunu çekti sertçe. “Duyuyorsun beni, biliyorum. Ölmedin sen. Konuş, lütfen konuş!” diye yakarmaya başladı. “Ölmedin, ölmedin!” Hıçkırıkları arasına boğuldu Barış. Ölemezdi. Şuan ona bakıp konuşacaktı. Ölmemişti.

Arda titrek bir nefes verip yere çöktü, alnından vurulmuş adamın boynuna attı elini. Nabız yoktu. Soner’e bakıp başını iki yana salladı. Sonrasında ise tekrar ayağı kalktı.

“Barış,” dedi Soner. Elini Barış’ın omzuna koydu.

“Ölmedi!” diyerek yükseldi Barış. Barış bu hayatta çok şeyini kaybetmişti. Özellikle de sevdiklerini. 1999 depreminde annesini kaybetmişti. Babasını ise 2005’te bir trafik kazasında. Ablasını ise 10 yıl önce sokakta olan silahlı bir kavgada ablasına isabet eden kör kurşun ile. Ve üçü de 20 Mayıs’ta can vermişti. Yani Barış’ın doğum gününde…4

“Barış,” diye mırıldandı Gökalp’te. Zor olduğunun herkes farkındaydı.

Barış’ın ağlaması daha da şiddetlendiğinde Barış’ın buradan ayrılmayacağını anladılar. Bu sırada Arda’nın çağırdığı ambulans gelmişti. Barış’ı durdurmak için ise sakinleştirici iğne yapmışlardı. Barış, sayıklaya sayıklaya en sonunda bayılmıştı.

Bugün ise 20 Mayıs’tı…7

~

Irmak’tan

“Ne oldu abi? Artık anlat. Sedef nerede? Barış nerede?” dedim sinirle. Abimler görevden gelmişlerdi. Hepsi çökmüştü. Ne olduğunu sorsam da anlatmıyorlardı. Telefondan anlatmayınca bende Efsun ile karakola gelmiştim. Abimi karakolun garajında köşeye çekmiştim. Kimse yoktu burada. Efsun ise içeride Gökalp ile Arda’yı darlıyordu.

“Sedef,” dedi abim sonunda konuşarak. Yutkundu. Jeton yeni düşerken sendeledim.

“Yoksa…” diye mırıldandığımda başıyla onayladı beni.

Sedef, ölmüştü.5

Yutkundum. Abim bakışlarını kaçırdı. Dayanamayıp abime sarıldığımda o da ban sarıldı. Kollarını belime sardı. Başını boynuma gömdü. Ağladığını hissetiğimde ses etmedim. Bende ağladım sessizce. Omuzları sarsıldı abimin. Ben ise sırtını sıvazlamaktan başka bir şey yapamadım…

~

Barış’tan

Üçüncü paketi açıp dudaklarımın arasına sigarayı yerleştirdim. Elimle sigaranın ucunu siper ederken yaktım. Derin bir nefes çekip üfledim havaya. İzledim dumanın havada dağılmasını.

Ellerime baktım. Ellerimde kan vardı. İki gün önceden kalan kanlar. Kurumuştu. Ama benim için hâlâ yaştı. Taptaze kandı. Sedef’in kanıydı.1

Yine boğazıma sert bir yumru otururken derin bir nefes verdim. Hava kapkaranlıktı. Mezarlığın etrafında olan herkes gitmişti. Gece, soğukluğunu belli edercesine esiyordu. Sessizdi etraf. En sonunda yavaş adımlarımla mezarlığa doğru ilerledim.2

Kısa bir süre içerisinde vardığımda sigarayı yere atıp üstüne bastım. Sigara içemezdi onun yanında. Sigara kokusundan hoşlanmazdı.1

Yere çöktüm yavaşça. Ceketimin ön cebine koyduğum gülü çıkartıp mezarın üstüne yerleştirdim.2

“Bu çiçeği keşke daha erken verseydim…” diye mırıldandım. “Özür dilerim. Kurtaramadım seni. Keşke sen değilde ben ölseydim. Asıl ölmeyi hak eden benim…” Bu sırada mezarın başına bir kuş kondu. Minik bir serçeydi. Ağzında bir yaprak vardı. Yaprak mezarın üstüne düştüğünde elime aldım yaprağı. Kalp şeklinde, küçük bir yapraktı.5

Gözlerim tekrardan dolarken başımı mezar taşına yasladım. Ve kendimi Sedef ile aynı yatakta yattığımı hayal ederek uykuya daldım…4

 

 

 

 

 

AY AY THE ENDDDDD

Nasıldı?5

Umarım beğenmişsinizdir

Ben yazarken ağladım ya ghujhbvghb2

ama üzüldüm ne yapayım,

BABAMA BL İKİ VE GÖKÇEN DÖRT HESİYE KUTULUSUNU ALDIRDIMMMM WOAAAAAAA2

Rica ederek aldım cnm (süpheli),1

BGHJUHNBHB

Öldüreceğim kişi Sedef'ti3

aslında tüm karakterleri patlatarak öldürmeyi planlıyordum da belki en son finalde patlatırım hjhnbhjb7

Behlül kaçanzii5

öpüldünüz

Bölüm : 20.02.2025 14:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Bu şey gibi hissettirdi tugayın peçeteden lale yapıp elftal’yaya vermeyi unutması gibi🥺
Saat 03.44 9.30`da sınavım var mutlu olayım diye buraya geldim moralim daha çok bozuldu sayende sınava sıfır moralle gireceğim teşekkür ederim

1 kez düzenlendi

İçindekiler
Starfire / EŞARBINI YAN BAĞLAMA / YARI TEXTİNG / 55. 20 mayıs
Starfire
EŞARBINI YAN BAĞLAMA / YARI TEXTİNG

78.91k Okunma

7.34k Oy

0 Takip
99
Bölümlü Kitap
Tanıtım bültenine wellcome1. Düğün2. bölüm adı koymaya üşendim3. yakar geçerim4. Qâhwa5. Tabi tabi6. Kısa biraz7. Olaylar olaylar8. Haktan orada mıydı?9. Halilişkolu pijama10. Göz kırpma11. haktan azdı sanki12. ne işin var burada haktan???13. Bir çift ayakkabı14. Götüm dondu15. Gerçekleştirelim o zaman bu çok masum isteklerini…16. Sezon finali17. kandırdım nazlı yarim18. Dilber evin barkın yok muğ10. Kasım...19. ya nolur bikere başka yokkk20. Selim bey ilaca ne kattınız acepp21. İYELİK EKİİİİ22. Kediyy23. Bir demet lavanta24. Kırmızı ruj25. Hasta26. MİNİK BİR BUSE CNM27. En güzel aşklar arabada başlar28. Mavi topuklularÖğretmenler Günü29. TELEFONUMU NASIL SATARSIN30. Baba sorguma sen mi giriyorsun yaa31. Haktan Sen Hayırdır?32. LAN BİZ SEVGİLİ MİYİZ?33. Aç kapıyı, polis!34. IRMAK=MAL35. ABİCİM NBR?36. Ohoo çen bize poliş mi olçen, he?37. Ya baba açıklayabilirim38. AY BABA ŞAKA MISIN39. Plan is devrede40. Bazı imalarKarakter tanıtımıBoş41. Ay götalp sen hayırdırKT. 2Yb hakkında bilgi42. Baba sen ne aramak burda43. Abi...44. Bebem mutasyona uğramış!45. Sorgu ve Hamile misin?46. Nazike ve Hüsnü47. DavaALOO48. Rakılı çiğköfte ve BABA OLUYORUM!!Sohbet☺️☺️Acil bakın yoksa ölürüm49. Kalbimi mi çalacaksın?50. Ne avukatı utanma bey??51. daha büyükleri de var SESAWS52. Ölmesen olur mu?Size yardım etmeye geldi hipermen53. Papucumun Ela Gözlüsüspoi54. Onu çok özledimNEDEN KİMSE AKTİF DEĞİL???55. 20 mayısKar yağıyoo hujhbhjb56. LAN HÖDÜK!BilgilendirmeBEN NE ALDIMM57. tanışma58. Travmalar ve hislerBoşTÜM OKUYUCULARIN DİKKATİNE!!!!59. Bazı itiraflar ve geçmişe dönüş60. Romeo ve JulietHelp me61. Asker mi?Çok önemli bilgilendirmeBoşSoru cevap varr canlarr62. AY SİZ ÇOK ROMANTİKSİNİZYorum yazan yok son bölümeeee63. Benim hayalimdi bu.../ Sezon FinaliSize bir itirafım var fgyuhghujhbDeprem64. amir bey şimdi sırası mı yani?okurlarım neredesiniz????65. Ölüme ilk adımbbSohbet muhabbet öyle işte66. Bazı gerçeklerBana yardım eder msiimizzzÖzür DilerimNasıl olmusumm67. HAKTAN SENDE AZMA AWOKUL İKİNCİSİ OLDUMM
Hikayeyi Paylaş