10. Bölüm
caylakokuryt / MAVİ GÖZLERDEKİ NEFRET / 10. Bölüm

10. Bölüm

caylakokuryt
caylakokuryt

10. BÖLÜM

Aslı’dan

 

“Senin kaçma planın kulağa hiç mantıklı gelmiyor, Ulaş.”

 

“Haklısın ama aklıma başka bir şey gelmiyor ki, Yağmur.” Şunu düşünmeden edemedim; Ben Yağmur’un sorduğu soruyu sorsam Ulaş’tan aynı cevabı alır mıydım? Tabii ki hayır. Ardından Barış yine ağlamaklı bir sesle,

 

“Ahmet de öldü ve sıra bize çok yaklaştı.”

 

“Biliyoruz.”

 

“Araf ne zamandır bu kadar huysuz olmaya başladın?” Kutay’ın sorusuna Beliz cevap verdi.

 

“Burada huzurlu olabilir miyiz sence?” Beliz’in ani çıkışı ben de dahil herkesi şaşırtmıştı. Konuşmaya utanan kızdan geriye hiç bir şey kalmamıştı. Ulaş hemen arkadaşını koruma gereği duydu.

 

“Sen Araf’ın avukatı mısın?” Yağmur Ulaş’ı durdurarak,

 

“Yeni bir kavgaya başlamayın.” Ulaş’ın çatık kaşları Yağmur’a bakınca sıcak bir tebbessüme döndü. Yağmur da utançtan kıpkırmızı olmuştu. Hepimiz yine benim yatağımda toplanmıştık. Bugün 20 numaralı yani Ahmet ölmüştü. Çok da üzüldüm diyemem…

 

Ben yine sessizce onları dinliyordum ve arada Kutay’a kaçamak bakışlar artıyordum. Bana karşı bu son günler bir garip davranıyordu. Nedeni bilmiyorum ama beni o gece duyduğundan şüpheleniyordum. Bunu Kutay’a söylemeyecektim ama tahminimde yanılmadığımı düşünüyorum. Ulaş yine bana günlük rutini olan o soruyu sordu ve bu her gün daha fazla sinirimi bozuyordu. Sanki ben cevabı biliyormuşum gibi… Kutay ne kadar onu susturmaya çalışsa da o Ulaş’tı ve inadı inattı. Aynı soruyu duyunca ters ters Ulaş’a baktım.

 

“ Bana niye öyle bakıyorsun? Sadece kaçmak için aklında bir şey var mı dedim. ” Aklımda bir şey vardı ama çok çok küçük bir ihtimalle. Onun içinde Eren’i beklemem gerekiyordu.

 

“Aklımda plan fln yok ama senin planını uygulayabiliriz. ” Omuz silkerek devam ettim, “En fazla ne olabilir ki? Biraz dayak yeriz ve günümüz gelene kadar işkence görürüz.” Barış Araf’ın yatağından kalkıp yanıma oturmaya çalıştı. Kayarak ona yardımcı oldum ve bir elimi omzuna atıp kendime çektim. Barış küçük bir çocuk gibi kendini daha çok küçülttü ve gözlerini kapattı. Gözleri kapalı bir şekilde mırındandı.

 

“Benim ölmeme son 24 gün.” Omuzları hıçkırıktan sarsılınca ellimle saçlarını karıştırdım.

 

“Buradan çıkacağız, Barış. ” Mırıltıyla bir şeyler daha dedi ama ne dediğini anlayamamıştım. Ahmet’in cesedini almak için metal kapılardan adamlar girdi ve cesedi toplayarak çıktılar. Bizimkiler artık konuşmuyorlardı. Herkes mutsuzdu. Benim gibi. Buradaki herkes gibi. Aklımdaki o küçük umut kıvılcımı bizimkilere söylemeye karar verdim. Konuşmak için doğrulmaya çalıştım ama Barış’tan dolayı pek başarabildğim söylenemezdi.

 

 

 

 

 

“Bir planım var. ” Hepsinin gözleri beni bulunca Eren’le yaptırdığımız DNA testinden bahsetmeye başladım.

 

“Sonuçları daha bilmiyorum ama eğer bir bağımız varsa bize yardım edeceğine eminim. O Tunç’un gözde adamı olduğu için işimiz daha kolay olur. Sorun şu ki ne zaman sonuçları öğreniriz veya o zamana kadar yaşar mıyız bilmiyorum. ” Kutay’a baktığımda gözlerindeki o küçük umutu görmüştüm. Kutay’la göz göze geldiğimiz o iki saniye içinde beni ısıtan gülüşünü bana sunmuştu ama ben onun etkisinden kurtulmak için gözlerimi ondan uzaklaştırıdm. Ve konuşmaya devam ettim.

 

“Bize öncekinden daha fazla silah gerekecek. Önceliğimiz Eren’nin vereceği cevabı. Umarım kimsenin günü gelmeden buradan çıkabiliriz.” Hepsi onaylarcasına sesler çıkarttı. Araf hiç bir şey demeden yatağından kalktı ve gitti. Araf’a neler olmuştu bilmiyordum ama Araf kalkınca Beliz de kalktı. Yine ikisi boş bir yatağa oturdular.

 

Onları umursmadan metal kapıya baktım. Yavuz’la göz göze gelince beni bunca zamandır izlediğini mi yoksa şuan rastlantı mı olduğunu düşündüm. Raslantı olabilirdi ve ardından Yavuz yanımıza doğru yürümeye başladı.

 

“Bugün yemek verilmeyecek.” Yavuz’un verdiği habere karşı gözlerimi devirdim. Ulaş Yavuz’a,

 

“Yani ne demek istiyorsun? Buraya Zeki Kız’ı görmek için geldiğini biliyoruz şimdi git buradan!” Ulaş’ın ani çıkışında Yavuz dik dik Ulaş’a bakmaya başladığın da araya girdim.

 

“Hey! Ona böyle davranma.” Sakince söylediklerimin karşısında hepsi çatık kaşlı yüzlerini bana çevirdi. Sesli bir nefes vererek,

 

“Bana öyle bakmayı kesin! Onun bize yardım ettiğini hatırlatayım.” Yavuz sadece bana bakarak konuştu.

 

“Ben gideyim. Dışarıda işim var. Geldiğimde konuşuruz.” Başımı salladım ve Yavuz yanımızdan ayrıldı. Kutay’ın sesini duyacağımı düşünmüştüm ama beni sorgulayan ses gelmedi. Yavuz her geldiğinde Kutay bir kaç laf atardı. Bunu yapmamasının sebebini merak ettiğim için Kutay’a baktım. Kendi kendine gülüyordu. Neler olduğunu anlayamamıştım. Bu tavırlarını merak ettiğim kadar da etmiyordum. Çünkü düşündüğüm şeyi olmasından delice korkuyordum.

 

Ardından bu garip atmosferden kurtulmak için Araf ve Beliz’in yanına gitmeye karar verdim. Yatağın yanına ulaştığımda hiç bir şey demeden Araf’ın yanına oturdum. İkisi bir süre bana baktı. Sonunda konuşmaya karar verdim.

 

“Size neler oluyor?”

 

“Araf’la konuşmak bana iyi geliyor ve onun için bir süre yalnız takılıyoruz.” dedi Beliz. Düşünceli bir şekilde başımı sallayıp Araf’a döndüm.

 

“Damla kim?” Rüyasında habire bu ismi sayıkladığı için onu sevdiği biri olmalıydı. Araf buruk bir tebessümle,

 

 

“Kardeşim.” dedi. Daha fazla darlamak istemediğim için sustum. Beliz sarı saçlarını topuz yapıp Araf’a,

 

 

“Araf… Buradan çıkınca… Yani nasıl desem… Şey...” Araf onun neden bu kadar utandığını anlamış gibi gülerek başını salladı.

 

“Olur.” Beliz utançtan yerin dibine girerken ne olduğunu anlamıştım. Oflayarak yanlarından kalkıp yatağımda oturan Kutay’ların yanına gittim. Yatağımın baş tarafına oturup dizlerimi kendime çektim. Ağrıyan başımı dizlerime yaslayıp baskı uyguladım. Yerinde duramayacak kadar fazla bir ağrı değildi. Her günümde bana uğrumaktan vazgeçmiyordu.

 

“Aslı, iyi misin?” Kutay’ın sesiyle başımı kaldırmadan konuştum.

 

“Aptal bir baş ağrısı. Birazdan geçer.” Bir insan nasıl bir ismi bu kadar güzel telaffuz edebilir diye düşündüm. Ardından çocuklar konuşmaya başladı. Ben ise aynı pozisyonda gözlerimi kapatmıştım...

Bölüm : 07.12.2024 18:34 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...