7. Bölüm

7. Bölüm

celikk
celikk9822

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar🩸🩺

 

 

Boynundan dişlerimi çıkardığımda Rüzgar sesli bir nefes vermiş ve kendisini arkasındaki koltuğa bırakmıştı. Ellerimi koltuğa koyarak üstüne doğru eğildim. Bakışları anında dudaklarıma gitmişti. Uyuşmuş bakışları beni çok yanlış yerlere sürükleyecek gibi hissettirdiği için hemen kendimi geri çektim.

 

 

"Hızlı hareket etme. Bayılabilirsin."

 

 

"Biliyorum. Bende doktorum unuttun mu?"

 

 

"Biliyor gibi davranmıyorsun."

 

 

Koltukta duran önlüğümü üstüme giyerken bakışlarının üstümde olduğunu hissediyordum.

 

 

"Diğerlerini de merak ediyorum."

 

 

Sorduğu soruyla kaşlarımı çattım.

 

 

"Diğerleri?"

 

 

"Vampirleri işte."

 

 

"Neden merak ediyorsun?"

 

 

Sana kim beni kurtar dedi? Aklıma gelen cümle ile sesli bir şekilde yutkundum. Konusu bir daha açılmamıştı ama belki de ondan beslenmemi bu yüzden kabul etmişti. Onu öldürebileceğimi düşünüyordu. Benden umudu kestiği için diğerlerini merak etmişti belki de.

 

 

Ona başkasının yaklaştığını düşüncesi içimdeki karanlık tarafı harekete geçiriyordu.

 

 

"Merak etmem gayet normal değil mi?"

 

 

"Değil!"

 

 

Yüksek ve sert çıkan sesimle oturduğu yerde sıçramıştı. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım.

 

 

"En fazla yakın olduğum kuzenim ile tanıştırırım. O da sana yaklaşmayacağının bilincinde olduğu için. Gerisiyle aynı ortama bile girmene izin vermem. Yamyam sürüsü hepsi."

 

 

"Ben.. seni sinirlendirmek istememiştim."

 

 

Sessizce söylediği şeyden sonra elini saçlarına atıp karıştırdı. Yanına oturup çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım ve elimi çektim. Bakışları yüzümde dolandıktan sonra dudaklarıma takılı kalmıştı. Derin bir nefes aldım.

 

 

"Rüzgar, boğulacağını bildiğin denizlere girmeye çalışma."

 

 

"Denerim."

 

 

Verdiğimiz küçük aranın bittiğini düşünerek yerimden kalktım.

 

 

"Toparlanınca gelirsin."

 

 

Rüzgar'ın bir şey demesini beklemeden odadan çıkıp acile gittim. Acile girmemle Nevra imali gülüşü ile yanıma gelmişti.

 

 

"Rüzgar'a arabanı vermişsin."

 

 

"Evet. Ben kullanmıyordum."

 

 

"Sugar daddy si olmaya mı karar verdin? Beslendiğin için karşılık olarak yani. "

 

 

"Ne!?"

 

 

Rüzgar'da böyle düşünmüyordur, değil mi? Eğer öyle düşünüyorsa kendimi çok kötü hissederim.

 

 

"Rüzgar'ın ev arkadaşı gizli bir ilişkiniz olduğunu düşünüyor arabayı ona verdiğin için. Bende asıl konuyu bildiğim için buna yordum."

 

 

"Yok öyle bir şey. Aklımdan bile geçmedi. Arabaya ihtiyacı vardı bende verdim. Hem o arkadaşlarına benden satın aldığını söyledi. Bedavaya verdiğimi değil."

 

 

"Bir asistan porsche 718 boxster model arabayı da alabilirdi ya zaten."

 

 

"Alt tarafı bir araba. Ne kadar büyüttünüz !?"

 

 

Acildeki hemşireler ve asistanlar bağırmamla bize dönmüştü. Zaten sinirli bir imajım olduğu için umursamadan gelen hastanın yanına gittim. Hastayı muayene etmeden önce perdeleri çektim ve hemşirelerin gelmesini bekledim.

 

 

Rüzgar'ın arabaya değil de başka pahalı bir şeye ihtiyacı olsa onu da verirdim. Düşünmezdim bile. Ne kadar büyütmüşlerdi bu meseleyi?

 

 

"Rüzgar kim?"

 

 

Arkamdan gelen sesle ani bir hareketle arkamı dönüp arkamdaki kişinin boğazına yapıştım.

 

 

"Hop yabancı değilim."

 

 

Birce bembeyaz dişlerini göstererek güldüğünde elimi boğazından çektim. Çok şükür ki hasta baygındı. Yoksa birde unutturmakla uğraşacaktım.

 

 

"Birce şu an seninle uğraşacak vaktim yok. Hasta ile ilgilenmem lazım."

 

 

Tabi hemşireler gelirse.

 

 

"Tamam ben dışarıda beklerim. Sende sonra bana Rüzgar'ın kim olduğunu söylersin."

 

 

"He he."

 

 

Birce gittikten birkaç saniye sonra hemşirelere gelmişti. Hasta hakkında bilgi vermişlerdi ve tedaviye başlamıştık.

 

 

Hastanın tedavasini bitirip acilin girişinde bekleyen Birce'nin yanına gittim.

 

 

"Ne işin var senin burada?"

 

 

"Bende seni özledim eski dostum ya. Görüşmeyeli baya olmuştu."

 

 

"Birce, lafı dolandırma kızım."

 

 

"Of iyi be. Güner'ler var ya."

 

 

"Şu avcı ailesi. "

 

 

"Evet."

 

 

"Ne olmuş onlara?"

 

 

"Ben yanlışlıkla onlardan biri ile yattım. Sonra yetmedi az kalsın ısırıyordum. O da beni öldürmeye çalıştı."

 

 

Sabıt çekercesine yukarıya baktım. Yemin ederim bu kız bir gün öldürtecekti kendini.

 

 

"Ölmemem için acaba benim kim olduğumu unutturabilir misin?"

 

 

"Hayır."

 

 

Ayağını sertçe yere vurup kaşlarını çattı.

 

 

"Gider babana bir insandan beslendiğini söylerim. "

 

 

"Beni tehdit etme."

 

 

"Sende dediğimi yap o zaman."

 

 

Babamın Rüzgar'dan haberdar olması büyük bir sıkıntıydı. Her şeyi ince ayrıntısına kadar öğrenmek falan isteyecekti. Sıkıntılı bir nefes aldım.

 

 

"İyi tamam. Yaparım. Kim olduğunu mesaj at halledicem."

 

 

"Çok sağol."

 

 

Birce parmak ucana kalkarak yanağımdan öptü. O sırada Rüzgar acilden çıktığı için bizi görmüş ve hızlı adımlarla asansöre doğru yürümüştü.

 

 

"Rüzgar bu mu? Ne kadar güzelmiş. "

 

 

"Sana ne? Git artık."

 

 

"Tamam bay."

 

 

Etrafı kontrol etmeden hızla uzaklaştığında bir küfür mırıldandım. Sorunluydu yemin ederim ya.

 

 

Aklım Rüzgar'da olduğu için hemen üst kata çıktım. Dinlenme odadına girdiğimde tahmin ettiğim gibi koltukta oturmuş öylece kahve bardağını izliyordu. Yanına oturduğumda yandan bir bakış attı.

 

 

"Moladan daha az önce gelmedin mi? Halsiz mi hissediyorsun kendini?"

 

 

"Hayır. Sadece.. Baktığım hasta.. Öldü."

 

 

"İnsanlar ölmek için doğar. Dünyanın kanunu böyle."

 

 

"Evet. Biliyorum ama yine de birini kurtaramamak çok zoruma gidiyor."

 

 

Onu kendime doğru çektim. Kafasını göğsüme koydu anında.

 

 

"Bazen elimizden bir şey gelmez. Bunun için kendini suçlama."

 

 

"Sen beni kurtardın ya.. Başka hastlardan birini kurtardın mı?"

 

 

"Hayır."

 

 

Rüzgar kafasını kaldırıp bana baktı. Bileğini uzattığında kaşlarımı çattım.

 

 

"Daha yeni içtim. Kansızlıktan ölmeyi mi planlıyorsun?"

 

 

"Hayır. Seni hissetmek istiyorum."

 

 

Kabul, bu beklediğim bir şey değildi. Ama bana bu kadar yakınken, kan akışının sesini duyarken teklifini geri çevirecek iradeyi kendimde bulamıyordum.

 

 

Bileğini nazikçe tutup kendime yaklaştırdıktan sonra dişlerimi çıkardım. Ben ısırdmadan önce yan bir şekilde kucağıma oturdu. Bakışlarımı bileğinden yüzüne çevirdim.

 

 

"Böyle..daha rahat."

 

 

Ona bir şey demeden gözlerine bakarak dişlerimi bileğine geçirdim. Kanı ağzımda yayılırken Rüzgar derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.

 

 

Rüzgar güzeldi. Ama ben ondan beslenirken bin kat daha güzel duruyordu.

 

 

Ne çabuk 8.bölüm oldu ya 🫠

 

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Bölüm : 30.09.2024 15:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...