9. Bölüm
Cemre yanık / Buda Benim Hayatım / 9. Bölüm

9. Bölüm

Cemre yanık
cemre4133

İyi okumalar...

 

Keypi- Kum gibi dert

 

Yazarın anlatımıyla

 

Herkes hastane koridorlarında Nehir ve Asil'in ameliyat dan çıkmasını bekliyordu. Asrın ve Çınar'ın timi dağlarda ellerin den kaçan Tunahan'ı arıyor du.

 

Geçmiş 4 yıl önce...

 

"Asil"

"Efendim güzelim"

"Annem eve çağırıyor sen de gelecekmişsin"

"Zeliha teyze benide mi çağırdı"

"Evet. Beraber sarma sarıcakmışsınız. Senin sarmanı beğenmiş"

"Nehir şaka yapmıyorsun dimi"

"Asil şaka yapıyır gibi bir halim mi var"

 

Of layarak ayaklandı. Önce kuma batmış olan telefonunu aldı. Ardından time mesaj etıp buraları toplamalarını söyledi. Ardından benim kalkmama yardım etti. Asil arabaya doğru ilerlerken arkasından seslendim.

 

"Birşeyi unutmadınız mı beyfendi"

"Neyi unutdum? "

"Arabayı nasıl kullanmayı düşünüyorsun. Hayır yani anahtarı olmadan nasıl kullanıcaksın"

 

"Sizin suçunuz hanımefendi"

"Nasıl benim suçum oluyor"

"Aklımı başımdan alıyorsunuz hanımefendi beni öyle bir etkiliyorsunuz ki çoğuşeyi bu güzelliğinizden dolayı unutuyorum"

 

"Ulan sen ben den öncekilere de böyle iltifatlar ettin mi? Doğruyu söyle Asil bunları benden başkalarınada söyledin mi"

 

"Saçmalama güzelim sen benim ilk ve tek aşkımsın. Ben senden önce başkasıyla çıkmadım." ardından arkasını dönüp dibime girdi. Gözlerimin içine bakarak "Bu gözler senin dışında kimseye böyle bakmadı"ardından dudağıma bir buse kondurup "Bu dudaklar senin dudaklarından başka hiç bir dudağı öpmedi." Ellerini saçlarıma götürüp okşadı"bu eler senin saçlarından başka hiç bir saçı okşamadı." Ardın elimi tutdu ve kalbinin tam üstüne koydu. "Bu kalp senin dışında hiç kimsenin yanında bukadar hızlı atmadı. Sen benim ilk ve son aşkımsın." dedi ve tekrar dudağıma bir buse kondurdu.

 

"Ama şimdi gitmemiz lazım annen bizi bekliyor"

"Hem romantik hemde odun olmayı nasıl beceriyorsun gerçekten anlamıyorum"

 

Asil güçlü bir kahkaha attı. "Oda benim sırrım olsun güzelim"

 

"Bazen gerçekten çok gıcık oluyorsun Asil"

"Ne demek güzelim her zaman. " Asil'in bu cevabına gözlerimi devirip arabaya bindim.

 

İki saat sonra..

 

A

 

kşam yemeğini yemiş kuzenler ve Furkan abimler ile bahçedeki Çardak da oturmuş sesiz bir şekilde çay içiyorduk. Bu sesizliği Oğuz bozdu. "Pişt kuzi yüzüğü göstersene"

Yüzük kelimesini duyan furkan abim içtiği çayı çınar abimin yüzüne püskürterek 'yüzük mü' diye bağırdı. Benim gevşek ağızlı kuzenim ise "Evet yüzük. Asil bugün Nehire evlilik teklifi etmiş"

 

"Ne et miş ne et miş(?)" dedi Melih abim. Aras(kuzenler den) "Oğuz eyer birazdan susmaz isen Nehir ve Asil seni dövecek hâttâ öldürecek gibi bakıyor"

 

"Evlilik teklifi mi etmiş" diye saçma bir soru yöneldti hakan abim. Devreleri yandı garibimin.

 

"Oğuz ben senin ecdadı seveyim tamam mı kuzi".

 

" Sen de kabul etmedin bu teklifi dimi abiciğim " dedi. Furkan abim.

 

"Yok be abiğ bu nerden kabul etsin Teklifi. Etmedin dimiğ abiciğim " dedi Doğukan abim.

 

"Şey ya ... Ben birazcık cevap olarak evet demiş olabilirim" diye mırıldandım. Deniz, Nil ve İlkim tebrik ederken, Kenan abim "Peki yüzük nerede? Biz fark etmedik parmağında normal mal bir takım yüzük var"

 

"Şey... Tek taş bir yüzük Le etmedi parmağımda ki yüzük o yüzük.. "

 

Furkan abim bir bana bir yüzük e bir de asile baktı bu döngü bir kaç kere tekrar etdi. Ardın dan 'Evlilik teklifi mi etti bu' dedi bende 'evet' dedim ardın besmele çekip ayağa fırladı. Ayağa kalkmasıyla Asil'in üzerine yürüdü. Abim Asil'in üzerine doğru geldikçe Asil geriye doğru adım attı. Ardın da büyük bir kovalamaca yaşandı.

 

Oğuz'un nereden çıkardığını bilmediğim çekirdek den alıp bende izlemeye başladım.

 

Asil en sonu da pes edip kaçmayı bıraktı ardından Furkan abim Asil'in ist üne atladı ve yumrukla maya başladı. 3.yumruktan sonra zor bela da olsa onları ayırdık.

 

Furkan abim sakinleş dikden sonra biraz daha Çardak da oturduk. Bende Asil'in yanağına buz tutuyordum.

 

Aradan nekadar geçti bilmiyorum Asil'in telefonu çaldı. Telefonu açıp ayağa kalkarak tekmil verdi. Bir kaç saniye konuştuktan sonra birilerine mesaj atıp bana döndü. Elimden tutup beni arka bahçeye götürdü. Çınar ağacının altında durduğumuzda ellerimi tutup konuşmaya başladı.

 

"Sevdiğim acil görev çıktı gitmemiz gerekiyor. Görev riskliymiş. Nekadar süreciği belli değil. Hakkını helal et sevdiğim"

 

"Helal olsun... Kendine dikkat et kendine tamammı sevgilim sağ sağlim dönün inşallah"

 

Asil bana yaklaşıp uzun uzun dudaklarımdan öptü. "Sana deliler gibi aşığım. Seni çok seviyorum bunu asla unutma" ardın bana sımsıkı sarıldı... Sanki son kez sarılıyormuş gibi her zamankinden sıkı sarıldı. Ardında elimi tuttu tekrar abim gilin yanına döndük. Çınar abim ile de helal leş dikden sonra Asil ile son kez bakıltıkdan sonra çıktılar.

 

2 ay sonra​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

 

Sabah annemin bana seslenmesi ile uyandım. Annem odadan çıktık dan sonra üstümü deyiştirip aşağı indim. "Günaydın"

 

"Günaydın kızım. Otursana"

"Yok anne ben çıkayım sorguya girmem gerekiyor acil ben karakolda bir şeyler atıştırırım. Ben çıktım"

 

"Tamam kızım. Dikkat et kendine"

"Ederim" diyip evden çıktım. Arabaya binip karakola doğru sır meye başladım. Bu İstanbul'da da ne kadar çok trafik var. Asil'im gelsin tayinimi isticem.

 

Telefonumun çalması ile yerinden sıçradım arayan karakoldan emre idi. (+nehir, -emre)

 

+Efendim emre

-Neredesin nehir

+yoldayım trafiğe kaldım ne olduki

-hızlı olucakmışsın başkomiser öyle dedi

+ ulan trafiğe takıldım nasıl hızlı olabilir ışanlanmayımı bulayım emre

-kızım ben nerden bileyim köpürdü bu kadın yine. Seni istiyormuş. Sorguya sen girecek mişsin hemde ard arda iki tane sorgu birtanesine tek başına giricek mişsin yanında ben almicakmışım

+anlamıyorum ki bu kadının benim Le derdi ne. Tamam az kaldı zaten 10 dakikaya oradayım.

 

Dedim ve telefonu kapatdım.

 

10 dk sonra

 

Karakola gelmiş başkomiser sen azar yemiştim. Ardın dan emre ile sorgu odasına doğru ilerledik.

 

Sorgu tam yarım saat sürmüştü.ikinci sorgu ise baya zorlamıştı ama en sonunda başarmıştım. Odama geçip bir tane cinayete dayalı gelen kamera kayıtlarını izlemey başladım.

 

Aradan bekar geçti bilmiyorum ama telefonumun çalması ile yerimden sıçradım.

Arayan kişiyi gördüğümde hızlıca telefonu açtım.

 

"Çabuk istanbul şehir hastanesi ne gel acil" diyip telefonu suratıma kapattı.

 

Başkomiser den izin alıp hızlıca hastane ye geldim. Hastanenin bahçesine girdiğim de bahçede oturmuş sigara içen abimi farkettim.

 

"Abi ne oldu? Kime ne oldu? Asil iyi mi? O nerede? "

 

"Önce sakin ol güzelim"

"Ne oldu? A-asile bir şey mi oldu? Asil nerede ? İyi mi?Bir şey söylese ne!"

Abim derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Asil görevde ağır yaralandı çok kan kaybetti. Durumu çok kötüymüş doktorlar herşeye hazırlık lı olun dedi"

 

Abim gözümden akan yaşları sildi. Zorlukla konuşup"nerede? " ameliyat da 6.kat koridordan sola döndüğün zaman bizimkileri görür-" abim sözünü bitirmeden huzlı adımlarla asansöre doğru ilerledim. Asansör durunca hızlıca indim. Arkam dan gelen abimi umursamadan hızlı adımlarla koridorda ilerledim ameliyat hanenin kapısına geldiğim de beni gören asena hızlı adımlar ile yanıma geldi.

 

"Bir haber varmı? "

"Hayır daha doktorlardan kimse çıkmadı. Az önce hemşire gelip acil kana ihtiyaçlarının olduğunu söyledi. Can ve Çağan kan vermeye gitti. Birazdan gelirler."

 

Oturanlardan birine oturup beklemeye başladım... Aradan ne kadar geçti bilmiyorum Can ve Çağan gelmişlerdi. Hemşire hiçbir bilgi vermeden geri ameliyat haneye girmişti...

 

Ameliyathane nin kapısı aniden açıldı ve içeriden doktor çıktı.

 

"Asil Yanık'ın yakınları sizmisiniz"

Ben öne atılıp kız arkadaşı olduğunu söyledim.

 

"Asil bey buraya geldiğinde ağır yaralanmıştı. Çok kan kaybetmiş kurşunlardan bir kalbinin çok yakınlarındaydı. Ameliyat sırasında 3 kere kalbi durdu. Biz elimizden gelen herşeyi yaptık ama maalesef... Hastayı kaybettik".

 

Doktor sözlerini bitirip oradan uzaklaştı. Bir süre boş boş koridorlarında bakı dıkdan sonra ameliyat hane ın kapısı açıldı ve sedyede yatan asil çıkmıştı. Daha fazla bacaklarım beni taşıyamadı ve yere çöktüm. Asena ve Can beni yerden kaldırmaya çalışırken gözlerimin önü karardı ve gerisi karanlık...

 

Yazım yanlışları için özür dilerim.... Yüzüğün resmini koymaya çalışıcam yukarıya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 26.11.2024 13:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...