

---
YILLARIN SIRRI
2. Bölüm – Onun Adı: Sır
“Adını anan az, yüzünü gören daha az...”
Doğa gözlerini ağır ağır açtı.
Bembeyaz bir tavan, karışık sesler…
Kafası zonkluyordu. Son hatırladığı şey, annesinin ve babasının cansız bedenini morgda görmesiydi.
Gözleri kararmış, yere yığılmıştı.
Başucunda iki tanıdık yüz vardı: ablası Damla ve Dora.
Sustu…
O an konuşmadı. Ne hislerini anlattı, ne de gördüklerini. Sadece içine gömdü.
Ama o gömdüğü sessizlik, çok geçmeden yankılanmaya başlayacaktı.
---
Bir gün sonra Doğa, çantasının içinde garip bir zarf buldu.
Ne gönderen vardı, ne de bir not.
Sadece içindeki adres:
Saklı Çamlık – 22 Numara
Orayı tanıyordu. Çocukluklarının geçtiği, şimdi harabeye dönmüş olan yazlık evlerden biriydi.
Kimseye haber vermedi. Sessizce oraya gitti.
---
Evin içi karanlıktı. Rutubet kokuyordu.
Eski eşyalar, kırık dökük duvarlar…
Ama içeride biri onu bekliyordu.
Uzun boylu, sert bakışlı bir adam. Sakallı, takım elbiseli.
Hem gizemli hem de tedirgin edici bir havası vardı.
Kafasını eğip doğruldu:
> “Geçmiş seni buraya getirdi,” dedi sakince.
“Sen kimsin?” diye sordu Doğa, içgüdüsel bir geri adımla.
“Koray Demir. Ve seni uzun süredir izliyorum.”
O an adam elinden eski bir fotoğraf çıkardı.
Fotoğraf Doğa'nın ailesine aitti. Çocukluğundan bir anı.
> “Senin hakkında her şeyi biliyoruz,” dedi Koray.
“Senin, ablalarının… yangın gecesi yaşanan her şeyin farkındayız.”
Doğa’nın yüzü gerildi.
> “Neden?”
“Çünkü o seni istiyor,” dedi Koray, gözünü kırpmadan.
“Kim?”
“Onun adı Sır.”
Doğa bir an afalladı.
> “Sır mı? Bu bir şaka mı?”
“Hayır. Bu şaka değil, gerçek. Adını kimse bilmez. Yüzünü gören çok az. Ama bir emriyle şehirler susar.”
Koray, liderinin emriyle kızları bulmak ve yanına götürmek için görevlendirilmişti.
Doğa'ya adresi bilerek vermiş, her şeyi biliyormuş gibi davranmıştı.
Ama asıl amacı belliydi: onları “Sır”a götürmek.
---
O gece eve döndüğünde Doğa, olanları ne Damla’ya ne de Dora’ya anlattı.
Sadece sustu. Tıpkı morgdaki gibi.
Ama o gece evde biri daha vardı: Komiser Yaman.
Dora'nın eski nişanlısı, ailenin eskiden içine dahil olan ama hiçbir zaman tam anlamıyla çıkan biri.
Yaman, güçlü ve kararlı bir polis olmasının ötesinde, hâlâ Dora’ya kalpten bağlıydı.
Gurur yapıyor, sessiz kalıyordu ama gözleri konuşuyordu.
> “Yangınla ilgili yeni bir rapor geldi,” dedi o gece.
“Yangın doğal değilmiş. Biri müdahale etmiş. Bilerek çıkarılmış olabilir.”
Damla ve Dora bu bilgiye şok olurken, Doğa sadece Koray’ın söylediklerini düşündü:
“Sır her şeyi biliyor.”
Yaman konuşmaya devam ederken, bakışları Dora’ya kaydı.
Kalbinde hâlâ bitmeyen bir sevda vardı.
Doğa fark etmişti bunu.
> “Sen hâlâ onun gözlerine bakmadan yaşayamazsın, değil mi Yaman?” dedi içinden.
---
Aynı saatlerde şehirde, yerin altındaki karanlık bir odada…
Koray, bir adama rapor veriyordu.
Ama adamın yüzü görünmüyordu. Loş ışık altında sadece bir gölge…
O, Sır’dı.
Koray bile karşısında tedirgindi.
> “Kızla görüştüm,” dedi Koray.
“Peki tepkisi?”
“Şimdilik sessiz. Ama takipteyim.”
“Güzel. O kız, sadece bir başlangıç.”
“Ya ablaları?”
“Zamanı gelince…”
O sırada masaya sessizce bir telefon bırakıldı.
Ekranında bir mesaj belirdi:
> “Doğa, uyanmaya başlıyor.”
Bu mesajda neydi şimdi
Devamı gelecek oy yorum takip etmeyi unutmayın hoşçakalın
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |