
İyi okumalar 💜
Bir Söz okumuştum kitap da;
"Geçmişte yaşayıp takılı kalmak en ağır ruh hastalığıdır. Ne kadar geçmiş de yaşarsan ,Bir o kadar mutlu olmayı ertelemiş olursun.
Benim geçmişim ise, şuan burnumun dibindeydi.
24 yıl sesini, kokusunu, özlediğim. Öldüğünü söylediklerin de, günlerce Ağlayarak 'babamı istiyorum' demiştim. Ama nasıldı olurdu bilmiyorum. Annem mezarına götürmüştü beni. Acaba beni de düşünmüş müydü.
Bütün velilerle konuştuktan sonra, tek tük veliler kalmıştı. Taş çatlasın 5 veli vardı.. Hatta bir veliye o kutsal cümleyi kurmuştum.
Zeki ama çalışmıyor.
Tüm veliler gittiğin de tek biri kaldı.
Babam..
Beni tanır mıydı, kızım der miydi?
Vee arkamdan o özlediğim, aklımın bir köşesine çok uzaklarda kazınmış gür sesini duydum..
Genzim acımıştı.. Dudaklarımı ısırdım. Derin bir nefes aldım arkamı döndüm.
Ne yapmalıydım şimdi?
"Hocam bizim çocuğun durumu nasıl?"
Arkamı yavaşça döndüm.. Ciddi yüz hatları asla değişmemişti. Hala ciddiydi. Beni görmesiyle daha da ciddileşti Tanımıştı...
Ne yapmalıydım.. Genzimin acısını zoraki bir şekilde geçirerek konuştum.
Zoraki bir Tebessümle "Zeki, geleceği parlak, sadece desteğe ihtiyacı var. Bir de sevgiye, bunları bırakmazsanız, emin olun çok iyi bir geleceği olur"
Sadece yüzümü inceledi.. Belki de ne demek istediğimi anlamıştı..
Göz yaşlarımı saklamaya çalışarak "Başka bir sorunuz var mı?" dedim. Sona doğru sesim titremişti.
Sessiz kaldı...
Yine derin bir nefes aldım. "Anladım iyi günler" diyerek büyük adımlarla çıktım.
Kendimi hızla Bahçeye attığım da nefes alamadım. İçim de öyle bir acı vardı ki, sanki biri içimi sıkıyordu.
Ellerimle miğdemi ve karnımı tuttum. Kafamı gökyüzüne kaldırdım nefes almak için.
Üzüldüğüm de, veya canımı sıktığım da, hep miğdem ve karnım ağrırdı. İçimi sıkan bir eli saymıyorum.
Cem koşarak geldi. Endişeli bir şekilde "Simay, Simay iyi misin, Cevap ver bana"
Ağlayarak "Bilmiyorum, nefes alamıyorum. Yardım et n'olur"
Cem beni rahatlatmak istercesine yüzüm avuçlayıp endişeli sesiyle "tamam tamam sakin ol" dedi.
Ardından beni banka otururak "Derin nefes al ver, ben sana su alıp geliyorum"
Kafamı olumlu anlamda salladım. Ben derin derin nefes alırken arkamdan..
Bana çok uzak bir kelime duydum. Ağlamamak için, dudaklarımı ısırdım..
"Kızım? " yıllarca duyamadığım. Yıllar sonra duyduğım tek kelime..
Çekingen bir şekilde Yanıma oturdu. Kafamı yavaşça ona dönerdim.Buğulu gözlerle baktım.
dudaklarımdan hiç bir zaman söyleyemediğim, o kelime çıktı kırgın sesimle "Baba?"
Bana şefkat dolu ve özlemle bakıyordu.
Elleri saçıma gitti.. Gözlerimi refleks olarak kapattım.. Yıllarca buna ihtiyacım vardı.. Babalar kızlarının ilk kahramanıydı.. Peki benim kahramanım neden yıllar sonra buradaydı.
Hayranlıkla gülümseyerek "Ne kadar güzel bir öğretmen olmuşsun"
Kırgın bir sesle kafamı iki yana salladım.
"Baba, sen öldün. Ben senin mezarına geldim yıllarca, annem seni mezarına götürdü.."
Gülümsemesi yavaşça solarken, yüzü ciddi bir hal aldı. Düz bir sesle "Annen sana benim öldüğümümü söyledi."
Sitemle konuştum. "O kadınla kaza yapmışsın, ikiniz de öldünüz"
Babamın bakışları saniyelik yere kaydı. Bir şey düşnüyor gibi. Tekrardan bana bakarak
Babam şaşkınlıkla "kızım, ben seninle her zaman görüşmek istedim. Sen benim biricik kızım, biricik Ay perimsin. Ama annen, seni benimle görüşmek istemediğini söyledi her seferin de "
Ne, annem cidden bunu yapmış mıydı. Neden?
Kafamı hızla iki yana salladım.
buğulu gözlerle "Hayır hayır, hepiniz yalan söylüyorsunuz" dedim.
Hızla Ayağa kalktım gitmek için
Kıgın sesiyle "Kızım" dedi.
"İyi günler" diyerek tam bir adım atmıştım ki, Cem ile karşılaştım.
Elinde ki, suyu uzatarak babamı bilmediği için, bu kim der gibi baktı.
Dudaklarımdan yabancı bir kelime çıktı.
"Babam"
Cem bunu beklemiyor olacak ki, gözleri fal taşı gibi açıldı.
Mırıldanarak "Ne?" dedi.
Huysuzca konuştum "Sonra konuşalım mı Cem"
Cem anlamış olacak ki , anlayışla "Tabii" dedi.
Tebessümle "Görüşürüz " dedim.
Cem"Görüşrüz" diyerek ilerledim.
Okuldan çıktığım da düşüncelerimle birlikte yürüyordum. Etrafta ki İnsanların bakışlarını umursamadan çünkü her bir ağızdan
"AA bak Akın demir'in yeni sevgilisi bu."
"Ohaaa bu mafya'nın sevgilisi değil mi? "
"Öğretmenmiymiş? "
Küçüklüğüm de babam yok diye çok eleştirirlerdi. Bu yüzden, eleştirirlere açık biri olduğum için, airpods takarak kendimi düşüncelerime bıraktım.
Babam yıllar sonra gelmişti. Annem beni babamdan yıllarca saklamıştı.. Peki babam'ın doğru söylediği nereden belliydi.
Eve gidince annemle görüntülü konuşmam gereken konular vardı.
Kolumun tutulmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Arkamı döndüğüm de, bunun Akın olduğunu gördüm.
Sinirle konuştu "Ne yaptığını sanıyorsun sen!?"
Anlamsızca baktım " Ne yapmışım?"
Sert sesiyle "Şuan seni kurtarmasaydım araba çarpmıştı."
Doğru kulaklığımdan ve düşüncelerimden dolayı nereye gittiğimi bile bilmiyordum.
Akın Aynı sesle "Hadii, arabayla seni evine bırakayım"
Aklıma gelen şeyle duraksadım. Akın ve ben. Arabaya binmeden önce konuştum.
"Akın bir yere oturalım seninle konuşmam gereken konu var"
Akın ilk bir garipsedi, ama bunu belli etmeyerek kafasını olumlu anlamda salladı.
Arabaya çekingen bir şekilde binecekken, bu sefer onun sürmesiyle şaşırmıştım.
Ön koltuğa oturarak derin bir nefes aldım.
Araba çalıştığın da, istemsizce gözlerimi kapattım. Çocukluğum gözümün önünde canlandı. Arkadaşlarımın beni aralarına almaması dalga geçmeleri,
'Babası olmayanlar aramıza almıyoruz'
'Benim babam var senin yok'
'Bak benim babam bana ne aldı'
Geçmişin canımı acıtmasıyla, gözümden bir damla yaş düştü. Ve daha nicesi. Gözlerim açarak hızla göz yaşımı sildim. Toparlanmalıydım.
Ben çok çabuk yıkılan biri değildim. Bu değildim. Akının beni görmemesi için camdan dışarı baktım. Öğrenciler babasının annesinin elinden tutmuş eve doğru gidiyorlardı.. Peki şimdi babam ne yapıyordu? O da oğlunun elini tutup eve götürüyor mudur?.
Arabanın durmasıyla kendime geldim.
Geldiğimiz yere baktığım da, buranın daha, sade, nostalji ,bir yer olduğunu görmemle şaşırdım. Çünkü hiç böyle bir yer insanı gibi gözükmüyordu.
İndiğim de saçlarımı geriye doğru attım. Çünkü resmen beni boğmuştu.
İçeriye girdiğimiz de herhangi bir masaya oturdum. Etrafta ki bakışların bize döndüğünü saymıyordum bile. Sonuçta yalan bir haber vardı ortada. Ama bunu umursamayarak cam kenarı bir yere oturdum.
Akın dikkatle yüzüme baktı. Büyük ihtimalle, ne konuşacağımı merak ediyordu.
Derin bir nefes aldım. "Direkt konuya girmek istiyorum" dedim.
Akın'dan ses çıkmayınca ben resmi bir şekilde konuştum.
"Bakın, Akın bey. Siz sevdiğim bir öğrencimin velisisiniz. Size de saygı duyarım. Ama siz de fark etmişsinizdir ki, bugün çıkan haberler gerçekten beni çok rahatsız etti Lüt-."
Garsonun gelmesiyle sustum. Siparişleri almak için elin de kağıt ve kalem vardı.
Nazikçe " Ben bir soğuk su alayım" dedim.
İç sesim 'soğuk su detayı önemli' dedi.
Akın ise "Sade Türk kahvesi alayım" dedi.
Garson gittiğin de, dudaklarımı ıslatarak nasıl devam edeceğimi düşündüm.
Akın'ın gözleri saniyelik dudaklarıma kaydı. Ardından bakışlarını yüzüme çevirdi. Pür dikkat beni izliyordu.
Derin bir nefes aldım, devam ettim. "Lütfen buna müdahale edin. Yani gerçekten rahatsız oluyorum."
Telefonuma gelen mesaj sesiyle çantamda ki telefonu çıkardım. Sıladandı. Sonra bakardım. Şuan daha mühüm işlerim vardı Sıla.
Yüzümü inceldi bir süre, rahatça arkasına yaslanarak konuştu. "İlk baş resmi konuşamana gerek bunu aşmıştık. İkincisi. Ben bir sorun göremiyorum ama.."
Garsonun gelmesiyle onunda konuşması yarım kalmıştı. Garson önümüze tek tek servis ettikten sonra "Afiyet olsun" diyerek gitmişti.
Akına baktım bir süre yüzümü inceledi.
Hadi be adam hadi konuş artık!. Dememek için zor tuttum kendimi.
Derin bir nefes vererek tekrar konuştu. "Sen rahatsız olduysan elbette"
Dedikleriyle rahatlamıştım.
İç sesim. 'Allahım çok şükür bismillah dedim..Bir an yok diyecek sanmıştım. ' dedi.
Tebessümle "Teşekkürler" dedim. Soğuk suyundan bir yudum aldım. Almamla yüzümü buruşturdum.
Gerçekten çok soğuktu. Bunu içemezdim ki, vallaha bademciğim iflas ederdi.
Sağ melek "Artistlik yapma o zaman" dedi.
Akın' ın konuşmasıyla dikkatimi Akına verdim.
"Düşündün mü teklifi mi?"
Bir süre anlamadığım için mal gibi baktım yüzüne
İç sesim "İş teklifini soruyor aptal" dedi.
Aydınlanmamla mahçup bir sesle "Açıkçası düşünmeye fırsatım olmadı. Bu son olaylardan dolayı"
Hafifçe gülümsedi " Sıkıntı değil. Ben beklerim seni." dedi.
Dediği şeyle affalamıştım.
Böyle bir adamın böyle bir cümle kurması şaşırmıştım.
Mahçup bir şekilde konuştum "Şey beni eve bırakabilir misin"
Net. Bir sesle "Tabii" dedi.
Ayağa kalktığım da, akın ise hesap ödemeye gidiyordu. Çantamı koluma takarken Akın geldi.
Çıktığımız da araba da kimse konuşmadı.
Eve geldiğim de hemen "iyi günler " diyerek konuşmasını beklemeden. Hemen indim. Annemi de unutmuş değildim. Hemen konuşmam gerekti.
Binaya girdim de Rüzgara görünmemek için hızlı adımlarla çıkmıştım. Bir de onu çekemezdim.
Eve girdiğim de çantamı hızla koltuğa bırakarak ben de koltuğa oturdum.
Üstümü değiştirmeden annemi aradım görüntülü. İçimde sinir patlaması vardı.
Bir kaç saniye sonra açtı. Neşeli sesiyle "Kızım nasılsın" dedi.
Ciddi bir sesle" Müsait misin anne" dedim.
Lafı dolandırmayı hiç sevmezdim. O yüzden direkt konuya girmek istedim.
Annem bu halimi anlamış olacak ki, o da ciddileşti. "Müsaitim. Söyle kızım" dedi.
Derin bir nefes aldım. Sinirimi bastırmaya çalışarak konuştum. "Anne benim babam nerde?"
Annemin saniyelik yüzü asıldı ama geri düzeltti. "Kızım biliyorsun,sen babanı Kaybedeli yıllar oldu. O kadınla trafik kazasın da ölmüşler"
Sabrım taşıyordu artık gözümü kapattım. Sabırla tekrarladım. "Anne babam nerde?"
Annem sinirle konuştu "Ne bu tavrın Simay, ben seni bö-"
Annemin hızla lafını keserek
Ağlayarak bağırdım. "BABAM BUGÜN VELİ TOPLANTISINDAYDI.. BENİ GÖRDÜ BENİ.. TANIDI KIZIM DEDİ"
Aniden bağırdığım için boğazım acımıştı.
Hırsımı atamadığım gözlerimden yaş akarken tekrardan bağırdım. "BENİ YILLARDIR GÖRMEK İSTEMİŞ. SEN İZİN VERMEMİŞSİN. NEDEN NEDEN.. YAA BEN YILLARCA ZORBALANDIM BABAM YOK DİYE HİÇ Mİ ACIMADIN BANA "
Yıllardır anneme hiç bu kadar sesimi yükseltmemiştim.. İlk defa Anneme bu kadar bağırıyordum.
Annem bakışlarını başka yere çektiğin de
"BANA BAK BANA.. HESAP VERECEKSİN BANA 24 YILIMIN HES-"
Annemin "SİMAY" diye bağırmasıyla sustum. Bu sefer bağrıma sırası annemdeydi. " SENİ YANINA ALMAK İSTEDİ. BUNA İZİN VERMELİ MİYDİN SENCE HAA, O KADININ YANINA GÖTÜRECEKTİ SENİ ÜVEY ANNENİN YANINA.. O YÜZDEN YARGILAMADAN KONUŞMA" dedi..
Ağlamam o kadar hızlanmıştı ki, dudaklarım titriyordu. Konuşamadığım için direkt kapattım.
Bacaklarımı kendime doğru çektim ağladım.İçim dışıma çıkana kadar, yıllarca ben babam öldü sanmıştım. Yıllar sonra karşıma çıktı. Annemin dedikleri. Ağlamam hıçkırıklarıma dönüşmüştü.
Bir süre böyle kaldıktan sonra telefonun mesaj sesiyle kendime geldim.
Telefonumda ki mesaj bakmadım. Üst üste gelince bakışlarımı telefona çevirdim.
Sıladandı. Cafede de atmıştı mesaj dönememiştim. Buğulu gözlerle Son attığı mesajına baktım.
SILA" SİMAY HEMEN HASTANEYE GELMEN LAZIM, ÇOK BÜYÜK BİR GELİŞME VAR".
Burnumu çekerek göz yaşlarımı sildim. Sıla bunu yazdıysa gerçekten büyük bir gelişme vardır.
Ayağa kalkarak akan makyajımı tazeledim.
Kendime çeki düzen verdikten sonra
Dışarı çıktım. İlerlerken, Rüzgar okulda olduğu için, karşılaşma ihtimalimiz 0,00' olduğu aklıma geldi.
Rahatça yürürken karşımda tekrardan Akını görmemi beklemiyordum.
Ona anlamazca bakarken, Akın konuştu. "Bundan sonra daha çok peşin de olacağımı söylemiştim"
İç sesim şaşkınlıkla "Haa, af buyur?" derken
Sağ melek 'Ben dalga geçiyor sanmıştım'
Sol melek 'Evet, ben de bu yalan diye yazmıştım' dedi.
Ben ise Akının yüzüne bakıyorum şaşkınlıktan ciddi miydi yani bu konu da? Diye düşündüm.
Sol melek 'Valla salak bu kız gerizekalı' dedi.
Sağ melek bıkmış bir şekilde 'Simay iki saattir biz burada ne diyoruz' dedi.
Yavaş adımla yanına gittiğim de, itiraz edeceğim sıra "Simay, Araf ta oradaymış beraber gideriz" dedi.
Gerçekten hiç yürüyecek halde olmadığım için. Binmiştim. Hastaneye doğru ilerlerken, kimse konuşmadı. Hastaneye geldiğim de, direkt Sıla'nın yanına gittim.
"Sıla" diyerek girdiğim de , Arafa pansuman yaptığı için cevap verememişti.
Araf ise soru soruyordu. "Bu güzel hemşire neden sağlıkçı oldu. Daha güzel meslek varken."
Sıla bir kaç saniye durdu. Ardından derin bir nefes aldı.
Sıla Arafa bakmayarak bıkmış bir sesle konuştu. "Sen sor diye"
Araf ciddileşti "Tabii ben soracağım. Başka kim soracak" dedi.
Halbuki Sıla'nın sağlıkçı olma nedeni. Küçükken, kardeşini dışarı da kaybettikten sonra, çöpün kenarında kardeşinin giysilerini bulduğun da karar vermişti. Bir daha hiç bir çocuk ölmesin diye.
Akın'ın sesiyle kendime geldim. Arafa doğru bir adım attı. Sinirli sesiyle konuştu. "Sen yine mi vuruldun lan"
İkisi de bizi yeni fark etmişlerdi. Sıla bana, çok şükür bakışı atarken. Araf ise abartılı bir sesle "Ne vurulması abi, bayılmışım" dedi.
Ben sılaya büyük adımlarla doğru ilerlerken ayağımın tartıya şarpasıyla durdum.
Araf eliyle bana tartıyı göstererek. "Al kırdın kırdın" derken.
Akın ensesinden tutup Net sesiyle "Sen bana ilk bir hesap ver" dedi.
Ben ikisinin atışmalarını izlerken
Sıla kolumdan tuttu, uzak bir yere çekti beni.
Sılaya ne oldu bakışı atarken, Sıla konuştu. "Simay, Rüzgar'ın annesinin nasıl öldüğün öğrendim. Yani çok zaman aldı, ama öğrendim." dedi.
Meraklı bir şekilde "Nasıl?" dedim.
Sıla kafasını olumlu anlamda salladı.
"Rüzgar doğru söylüyor, gerçekten de ilaç vererek öldürülmüş ama.." dedi. Ve sustu.
Merakla "Ama ne ama, Söyle şunu Sıla" dedim.
"Şeyy, Simay, Öldüren Akın'ın babası değil."
Kaşlarımı çattım "Kim.Hem sen bunu nereden biliyorsun?" dedim. Sona doğru çemkirmiştim.
Kafasıyla Arafı gösterdi "Ağzından kaçırdı"
Artık sabrım taştığı için derin bir nefes aldım. "Sıla, artık söyle şunu lütfen"
Sıla derin bir nefes aldı. "şimdi şöyle ki, Akının annesi ölünce , babası bir kadınla evlenmek istiyor. Ki bu Rüzgar'ın annesi Daha sonra, Bir süre sonra eşi duyuyor bunu. Kadın hastane de yatarken ilaç verdiriyor adam. Eşini öldürüyor."
Şuan kendi mi Müge anlıda gibi hissetmem normal miydi?
Çünkü duyduklarımla şok olmuştum.
Şaşkın bir sesle "Eşi mi, eşi kimmiş ki" dedim.
Sıla bir süre sustu. Etrafı inceledi bir süre.
Sanki nereden başlayacağını bilmiyor gibiydi.
Derin bir nefes aldı.
Ve cesaretini toplayarak bakışlarını bana çevirerek anınıda bir çırpıda söyledi.
"Senin baban Simay."
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız 🌼🩷
Seviliyorsunuzzzz 🤍💜
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 6.73k Okunma |
1.46k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |