11. Bölüm

11.Bölüm

Ceren
cernates

Bizimkilerin odaya gelmesinin ardından beş dakika geçmişti. Hepsi bir hasta hakkında tartışıyordu. Doruk ve Nazlı ilaç tedavisi diyordu,Ali ise ameliyat diyordu. Demir’de hâlâ salak salak sırıtıp onları dinliyordu. Bu durum Doruk’un dikkatini çekmiş olacak ki,”küheylan sen niye sırıtıp duruyon.” Dedi dalga geçerek. “Güzel şeyler oluyor be Doruk!” Demir biraz daha salak salak sırıtıp bana bakarsa planı uygulayamayacaktık. Doruk Demir’in bakışlarını takip edip beni görünce kaşları çatılmıştı. Bir süre bana bakıp sonra önüne dönmüştü.

 

Ayağı kalkıp Ezo’yu bulmak için dışarı çıktım. Lan ben Ezo’yu nerden tanıyacaktım. Kızı daha önce hiç görmedim de. Hadi ben unuttum Demir nasıl unuttu ya! Hemen telefonumu çıkarıp Demir’e mesaj attım.

 

:Demir!!!

 

: çabuk bana Ezo’nun fotoğrafını at kızı görünce tanıyayım

 

Demir: yolluyorum şimdi.

 

Demir: *fotoğraf

 

Hastaneyi biraz turlamıştım. Yarım saatin ardından Ezo’yu görmüştüm yanına doğru ilerledim. “Selamm.” Dedim. Bana anlamayan gözlerle bakıyordu. “Selam da senin ne işin var benim yanımda?” Diye sordu. “Niye gelemez miyim yanına?” Diye bende anında sordum.

 

“Ne bileyim ben seni hep Doruk’un yanında görüyordum. Onlar beni pek sevmez sende onlarla arkadaşsın ya. Sana kızmasınlar.” Ağzımı aramaya çalışıyordu,ama ben bu numaraları yemezdim. “Bu kadar dikkatliysen onlarla küstüğümüzü de anlardın.” Dedim.

 

“Ne yani siz cidden küstünüz mü?” Diye heyecanla sordu. Umursamaz bir sesle,”Evet küstük.” Dedim. O sırada bizimkiler geçti karşımızdan ve bizi gördüler. Hepsi kaşlarını çatmış bize bakıyordu,bir kişi hariç. Demir kaşlarını çatmaya çalışıyordu ama beceremiyordu. Surat ifadesi acayip şekilde komik duruyordu.

 

“Baya sinirlenmiş gibi duruyorlar. Sana birşey demezler değil mi?” Diye tekrar sordu. “Diyemezler. Derlerse de cevaplarını alırlar.” Dedim sakin bir sesle. “Nasıl yani?” Diye sordu. “Küs oldukları kişiler onları ilgilendirmemeli değil mi?” Diye sordum. Ezo şimdiden beni sevmiş gibi gözüküyordu. “Evet, öyle.” Diye cevapladı beni.

 

“Eeee o zaman Lizge kaçar! Yarın hastanede olursan görüşürüz.” Dedim ve arkamı dönüp giderken,”Yarında burdayım,mutlaka konuşalım!” Diye arkamdan bağırdı Ezo.

 

Ben tam hastaneden çıkıyordum ki Demir gelip, “İnandı mı sana noldu?” Diye merakla sordu. Ulu orta yerde konuşamazdık. Onu asistan odasına soktum. “İnanıyor gibi.” Dedim. “Bizimkiler inandı mı? Diye sordum. “Ooo hepsi şuan seni bir kaşık suda boğmak istiyor.” Dedi gülerek. O sırada kapı açıldı içeriye Doruk geldi.

 

“Siz ne haltlar karıştırıyorsunuz?” Diyerek karşımıza geçti. “Ne karıştıracağız abi hiçbir şey.” Diye yanıtladı onu Demir. “Ordan bakınca salak gibi mi duruyorum Demir?” Yoo burdan bakınca maşallah çok yakışıklı duruyordun.

 

“Çabuk ne haltlar karıştırdığınızı söyleyin!” Dedi sert bir sesle. Demir bana bakıp ‘Söyliyelim mi?’ der gibi bakıyordu. Kaş göz işareti yapıp,’Söylemeyeceğiz’ demeye çalışıyordum.

 

“Sizin niye oranız buranız ayrı oynuyor?” Diye sordu Doruk. Demir bana dönüp, “Ya Lizge söylesek mi!?” Diye telaşla sordu. “Demir sakın!” Diye sinirle söylendim. “Hemen bana ne haltlar karıştırdığınızı söylüyorsunuz.” Dedi Doruk.

 

“Lizge üçümüz hallederiz bence bu konuyu ya!” Diye tekrar söylendi Demir. Doruk karşıma geçip,”Dinliyorum seni.” Dedi. “Vuslat’ı senin üstünden çekmenin bir yolunu arıyoruz.” Bana çok farklı bir şekilde bakıyordu,bir türlü anlamdıramamıştım bu bakışını. “Nasıl yani?” Diye sordu. “Vuslat’la konuşurken duydum seni. Tehtit etti onu da duydum. Ezo ile yakınlaşıp onun da bir açığını bulucaz.” Dedim.

 

Doruk bir bana, bir Demir’e baktı. “Siz karışmıyorsunuz bu işe.” Dedi sakin bir sesle.

“Nasıl karışmıyoruz ya!” Demir’de anlamayarak baktı. “Evet abi neden karışmıyoruz? Bak sende gel bize yardım et. Üçümüz halledelim bu işi işte.” Dedi Demir.

 

Doruk bana dönüp,”Sen şu konuşmanın ne kadarını duydun?” İlaç konusunu bilip bilmediğimi anlamaya çalışıyordu. Bildiğimi söylersem saklamaya çalışırdı ve öğrenemezdim. “Tek bugünü değil,geçmişini de alırım senin elinden demişti ya onları duydum.” Demir lafa atlayıp,”Ben onun geçmişini bir alırım o zaman görür o!” Doruk’a baktığımda kabul edecekmiş gibi durmuyordu.

 

“Demir sen bir dışarı çıkar mısın?” Diye sordum. “Ben niye çıkıyorum?” Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. “Demir çıksana ya!” Kolundan tutup kapıya doğru ilerlettim. Demir kolunu çekip,”Tamam,tamam ben giderim bırak.” Diyerek çıktı odadan.

 

Demir çıkınca Doruk’un yanına ilerledim. “Sen bu işte bizimle misin?” Diye sordum. “Lizge sizin bu işe karışmanızı istemiyorum.” Dedi tane tane. “Ama bu vuslat bana birşey yapamaz ki,ben bu hastanenin çalışanı değilim. Bir şekilde Ezo’dan onunda açığını buluruz.” Birşey demeden sadece bakıyordu.

“Bu yardımımı sana geldiğimden beri çektirdiklerim için özür mahiyeti olarak düşün.” Hâlâ bakıyordu,cevapta vermiyordu.

 

“Yaa Doruuk hadi lütfenn!” Dedim sesimi şirin çıkarmaya çalışarak. Bir an gülecek gibi oldu ama hemen topladı kendini. “Sen Demir’le barıştın mı?” Diye konudan alakasız bir soru sormuştu. “Evet barıştık.” Dedim. “Bir şartla kabul ederim teklifini.” Dedi. “Tamam kabul!” Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. “Önce bir ne diyeceğimi duysaydın!” Hee doğru direkt kabul etmiştim. “Tamam söyle şartını.”

 

“Benimle de eskisi gibi olacaksın.” Dedi. “Nasıl yani?” Yerinde dikleşti. “Basbaya Demir’le barıştıysan benimle de barışırsın bence.” Bir süre ona baktım. “Neyi bu kadar düşünüyorsun kızım! Barış işte!” Diye homurdandı. Ona elimi uzattım,”Tamam kabul yine eskisi gibi olacağız.” Bir elime bir bana baktı. Tereddütle,”Bir daha kaçmakta yok.” Dedi. “Kaçanı si-“ eliyle ağzımı kapattı. “Coşma hemen tamam.” Elini ağzımdan çektim.

 

“Ama biz seninle de hâlâ küs gibi davranacağız.” Dedim sesimi üzülmüş gibi çıkartarak. “O niyeymiş?” Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. “Ezo’yu inandırabilmek için. Demir’le de zaten küs rolünü oynuyoruz.” Diye açıkladım. “Yok yaa! Biz o manyağı niye benimle de küstüğüne inandırmaya çalışıyoruz. O deli Ali’nin peşinde!” Diye yükseldi birden.

 

“Hepsi plan gereği.” Diyerek tekrar açıkladım. “Ayrıca bizimkilerin yanında da hâlâ küs gibi davranacağız. Doğal tepkilerinize ihtiyacım var. Ezo anca öyle inanır.” Dedim. Doruk tam birşey söyleyecekken içeri tekrar Demir girdi.

 

“Ne oldu kabul ettin mi?” Diye Doruk’a yöneldi. “Ettim Demir ettim.” Dedi derin nefes alarak. “Lizge yarın ki planımız ne?” Diye heyecanla sordu Demir. “Plan yok aslında. Siz yine benden uzak durursunuz,hatta Ezo’nun yanındayken yanıma gelip birkaç birşey söyleyipte gidebilirsiniz. Daha inandırıcı olur.” Diye açıkladım.

 

O sırada içeriye Ali ve Nazlı girdi. Onları görünce hemen Doruk’un yanından kalktım, Doruk ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Demir ve Doruk’a kaş göz işareti yaparak ‘kimseye birşey çaktırmayın’ demeye çalışmıştım. İkisinin anladığını düşünerek çıktım hastaneden.

 

Eve vardığımda Can’ı salonda görememiştim, odasına gidip baktığımda uyuduğunu gördüm. Bende kendimi odama gidip, üstümü değiştirip yatağa uzandım. Tam uyuyacakken bildirim geldi.

 

👍Bu üçlü çok güçlü👍

 

Demir: Lizge sen bugün gitmeden önce kaşını maşını oynattın ya

 

Demir: ne demek istedin orda ben zerre anlamadım

 

Yakışıklı Doktor’um: Küheylanım bu grup adı ne böyle yaa

 

Yakışıklı Doktor’um: çok düşündün mü

 

Demir: düşündüm tabii

 

Demir: ilk başta ‘Vuslatı çökerten üçlü’ yapacaktım

 

Demir: ama bu daha hoşuma gitti

 

Yakışıklı Doktor’um: anlıyorum Demir...

 

Demir: lan Lizge hadi söylesene ne demek istediğini

 

Demir: bu Doruk’a sorduğumda beynin yetmedi mi diye dalga geçti

 

Demir: gel söyle hadi!

 

Yakışıklı Doktor’um: Küheylanım sana acı bir gerçek söyleyeceğim...

 

Yakışıklı Doktor’um: senin gerçekten beynin yok...

 

: Kimseye birşey çaktırmayın dedim Demir!

 

Yakışıklı Doktor’um: Lizge

 

Yakışıklı Doktor’um: istersen Demir’i bu işten atabiliriz

 

Yakışıklı Doktor’um: biz ikimizde yeterince güçlüyüz

 

Yakışıklı Doktor’um: baksana bu çakma holding fatihi daha senin yaptığın kaş göz işaretlerini algılamıyor

 

Demir: lan Doruk iki dakikada ne gömdün lan beni

 

Yakışıklı Doktor’um: acı gerçekler be Demir’im

 

Demir: Lizge asıl biz bu Doruk’u atalım

 

Demir: zaten bu planda yoktu

 

Demir: piyangodan fırlamış gibi geldi aramıza

 

: ayy ikinizde susun

 

: bu işte ikinizde olacaksınız!

 

Yakışıklı Doktor’um: Duydun mu küheylan

 

Demir kişisi, Yakışıklı Doktor’um’u gruptan çıkardı.

 

Demir: ohh bee

 

Demir: sinek vızırdısı gibiydi

 

Grupta Demir’in attığı mesajı okurken üstten Doruk’un attığı mesajın bildirimi geldi. Gruptan çıkıp onun mesajına baktım.

 

Yakışıklı Doktor’um: Lizgeeee

 

Yakışıklı Doktor’um: çabuk o Demir’e söyle beni gruba geri alıyor

 

Yakışıklı Doktor’um: bu işte bende varım beni atamaz

 

Yakışıklı Doktor’um: yoksa ben bunu yarın bir güzel atarım

 

:tamam söylüyorum şimdi alır

 

: lütfen grupta da kavga etmeyin

 

Yakışıklı Doktor’um: tamam etmeyiz hadi söyle alsın

 

👍Bu üçlü çok güçlü 👍

 

:Demir Doruk’u geri al gruba

 

Demir: almayalım yaa böyle daha iyiyiz

 

: Demir!

 

Demir: tamam ya alıyorum

 

Demir kişisi, Yakışıklı Doktor’um’u ekledi.

 

Yakışıklı Doktor’um: aferin Demir böyle adam akıllı ol

 

: hadi ben yatmaya gidiyorum.

 

: sizde şu gruba yazıp kavga çıkarmayın

 

: İyi geceler ikinize

 

Demir: iyi geceler

 

Yakışıklı Doktor’um: iyi gecelerr

 

Yakışıklı Doktor’um: Demir sen üstüne

alınma

 

Yakışıklı Doktor’um: senin gecen kötüde geçebilir

 

Yakışıklı Doktor’um: beni hiç ilgilendirmez

 

Gruptan çıktım ve telefonu sessize alarak uyudum.

 

Bölüm : 07.12.2024 19:55 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş