13. Bölüm

13.Bölüm

Ceren
cernates

Barlas Doruk’a inanmayan bir yüz ifadesi ile bakıyordu. “Lizge hiç böyle birşeyden bahsetmedi.” Dedi şüpheyle. “Aşkla işi karıştırmamak adına saklama kararı almıştık. Ama çok yanlış bir kararmış.” Doruk’un öfkesi hâlâ yerinde duruyordu.

 

“Şimdi ben sevgilimi alıp gidiyorum,seni de Lizge’nin etrafında görmeyeyim!” Diyerek beni elimden tutup kantinden çıkardı. E ben yine yemek yiyememiştim. İç sesim,’Zaten tek derdimiz buydu değil mi Lizge?’

 

Doruk’un beni Barlas’tan kurtarmak için böyle bir yalan söylediğini anlamıştım ama hâlâ sinirli bir şekilde elimden tutmuş beni yürütüyordu. Nereye gittiğimizide anlamıyordum.

 

Bir an Doruk’la gerçekten sevgili olduğumuzu düşündüm, gerçekten komik olurdu. Doruk’u psikiyatrislerden toplardık. “Doruk,sevgilim?” Sesim eğleniyor gibi çıkmıştı ki gerçekten durum zaten komikti. Doruk yürümeyi bırakmıştı. Elimi hâlâ tuttuğu için bende otomatik olarak durmuştum.

 

“O adam baya baya sana asılıyor farkındasın değil mi!” Diye yine sinirlendi. “Farkındayım ama o da bir hasta yakını. Olayı sakin bir şekilde halletmeye,alttan almaya çalışıyordum sadece.” Kendimi açıklamaya çalışıyordum. Doruk elimi bırakıp olduğumuz yerde sinirle volta atmaya başladı.

 

“Bir daha o adam yanına gelirse, yanına gelmeye kalkışırsa kendin halletmeye çalışmıyorsun direkt bana geliyorsun.” Kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Ortamdaki gerginliği yok etmek adına yine sesimi eğleniyor gibi çıkarıp,”Tamam sevgilim.” Doruk güldü ama bu neşeli bir gülüş değildi. Onunda ayarları bozulmuştu.

 

“Ne! Sevgilim mi!?” Doruk ile bakışımız arkamıza döndü. Bize bir adet şaşkınlıkla bakan Ali vardı karşımızda. Hemen yanımıza gelip,”Siz gerçekten sevgili misiniz?” Diye neşeyle sordu. Cevap vermemizi beklemeden,”Ben yanlış duymadım siz sevgilisiniz! Lizge sen Doruk’a ‘sevgilim’ dedin duydum.” Diye yine sevinçle konuştu.

Ali arkasına dönüp sevinçle koştu. Koşarken,”Bu güzel haberi Nazlı’mada söylemeliyim!” Diyerek uzaklaştı.

 

Doruk ile ikimiz birbirimize şaşkınca bakıyorduk. Doruk birden gülüp,”Az önce ben hayal gördüm değil mi?” Diyerek gülmeye devam etti. “Ali az önce hiç gelmedi değil mi?” Diye yine sordu. “Kötü bir haberim var bende seninle aynı hayali göremeyeceğime göre gerçekti.” Dedim.

 

“Koş! Koş! Ali kimseye birşey demeden durduralım.” Diyerek koşmaya başladı, bende arkasından. “Kara şimşek!” Diye Doruk seslendi ama Ali gözükmüyordu. Bir dakikada nasıl kayboldun gözden be Ali!

 

Asistan odasının kapısını hızlı bir şekilde açıp içeriye girdiğimizde Nazlı şaşkın bir ifadeyle,”Siz şimdi gerçekten sevgili misiniz?” Diye sordu. Oda da gözümü gezdirdiğimde Demir ve Açi’de şaşkınca bize bakıyordu. “Duydum Nazlı’m duydum!” Diye yine eğlenen bir sesle Ali araya girdi. “Lizge Doruk’a ‘Tamam sevgilim.’ dedi. Yanlış duymadım ben!” Yaktın bizi be Ali.

 

Tam itiraz edecektim ki Doruk elimi tutup,”Doğru söylüyor kara şimşek. Sevgiliyiz Lizge ile.” Dedi. Doruk’a dönüp, ‘Ne yapıyorsun sen?’ bakışı atmıştım. Doruk’ta bana dönüp, ‘Merak etme.’ gibi bir bakış atmıştı.

 

“Siz yani ciddi ciddi sevgilisiniz!” Diyerek Açi yanımıza gelmişti. “Hıhı.” Diye yanıt verdim Açi’ye. Açi ikimizi kolundan tutup sandalyeye oturttu. “Şimdi ikiniz çabuk neler olduğunu anlatıyorsunuz.” Do you get deja vu. Bu konuşmayı Doruk, Demir ile bana da yapmıştı. “Evet abi siz ne ara oldunuz?” Diye Demir’de çok şükür şaşkınlıktan çıkıp tepki vermişti.

 

“Küstüğümüz günün ertesi günü işte ya!” Diyerek kaçamak bir cevap verdi Doruk. “Bize neden söylemediniz peki?” Diye sorcu Nazlı. “Evet abi arkadaş değil miyiz şunun şurasında! Bize ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz.” Diyerek trip moduna girdi Demir.

 

“İşi ve aşkı birbirine karıştırmayalım dedik. Hem zaten yeni olan birşey bazı şeylerden de emin olmadan söylemek istemedik.” Diyerek açıklama yaptı Doruk. Biraz daha konuşursa ben bile sevgili olduğumuza inanacaktım. Doruk yine elimden tutup beni ayağa kaldırdı ve bizimkilere döndü. “Şimdi sorgunuz bittiyse müsaadenizle sevgilimle konuşmam gereken şeyler var.” Diyerek odadan çıktık.

 

“Niye doğruları söylemedik?” Diye Doruk’a yöneldim. “Doğal tepkilerine ihtiyacım vardı.” Dedi sırıtarak. Kaşlarımı çatmış Doruk’a bakıyordum. “Şu dallama gidene sevgili rolü yapabiliriz. Böylelikle sana yaklaşamaz. Yaklaşırsa sevgilin sıfatıyla onu dövedebilirim demek.” Diye açıkladı. “Yine plan içindeyiz yani?” Diye sordum. Tekrar sırıtarak,”Evet sevgilim.” Dedi.

 

“Sevgilim mi?” Bu seferde Gülin’in şaşkın sesini duymuştuk. Doruk’la birbirimize bakıp kısa bir kahkaha attık. Gülin’e dönüp,”Evet Gülin.” Doruk’un elini tutup iyice yanına yaklaştım. “Doruk’la biz sevgiliyiz.” Kendimizi role hazırlayalım ama değil mi?

 

🩺🩺🩺

 

Demir kendini asistan odasındaki koltuğa atarak,”Abi bugün ne yorucu gündü ya. Şuracıkta uyuyakalıcam.” Diye söylendi. “Sanki hiç uyumuyormuşsun gibi.” Dedi Doruk alay ederek.

 

Gülin’in yanındayken Açi koşarak yanımıza gelmiş, zincirleme kaza olduğunu söylemişti. Acile indik. Bizimkiler hastalarla ilgilenirken ben yine hasta yakınlarını sakinleştirme görevini üstlenmiştim.

 

“Ama gerçekten bugün baya bir yorucu geçti.” Diyen Nazlı’nın da yorgun sesini duymuştum. Ben ise hasta yakınlarıyla baya bir cebelleşmiştim. Şu an gözümü zor açık tutuyordum, gözlerim kapanıp duruyordu.

 

Doruk ayağa kalkıp, “Sevgilimde Demir gibi şuraya yığılıp kalmadan biz gidelim.”Diyerek elimden tutup ayağa kaldırdı. Demir’de Nazlı’da ayaklanıp,”Bekleyin birlikte çıkalım.” Dedi.

 

Beş dakikadır Açi ve Nazlı’nın Demir’i uyandirmasını bekliyorduk ama benim artık daha fazla uyanık kalmaya gücüm yetmiyordu. Bayılıp kalmama azıcık kalmıştı. Yanımda duran Doruk’a daha çok yaklaştım.

 

“Bir sorun mu var?” Evet var uykum var ya! “Bayılacağım sanırım.” Diyerek uykumun ne kadar çok geldiğini ifade etmeye çalıştım. Doruk telaşla belimden tutmuştu. “Ne oldu başın mı dönüyor? Gel otur şöyle.” Doruk’un kolundan tutup,”Uykum var Doruk! Uyumazsam eğer bayılacağım!” Diye söylendim. Doruk birşeyim olmadığını anladığında derin nefes verdi.

 

Yanımdan ayrılıp masada duran su şişesini alıp Demir’in suratına döktü. Demir yerinden sıçrayarak kalktı. “Böyle insan mı uyandırılır ya!” Diyerek söylendi. “Ah be Küheylanım denedik denedikte insan olmadığın için uyanmadın.” Diye yanıtladı onu Doruk.

 

Gerçekten biraz daha eve gitmeseydik şuraya yığılıp kalacaktım. Doruk tekrar yanıma gelip beni belimden tuttu. “Hadi gidelim.” Çok şükür. Hastaneden çıkıp otoparka indiğimizde bizimkilere dönüp,” Hadi yarın görüşürüz,İyi geceler!” Diyerek kendimi hemen Doruk’un arabasına attım.

Doruk’ta bizimkilere iyi geceler deyip arabaya bindi.

 

Hafif gülümseyerek saniyelik bana bakıp tekrar önüne döndü. “Uyuyakalmadan evinin adresini söyle.” Dedi. Ona evin adresini verip uyumamak için savaş veriyodum.

 

Bir saatin ardından sonunda gelmiştik eve. Tam arabadan iniyordum ki aklıma gelen şeyle sinsice sırıtıp Doruk’a döndüm. Ona biraz yaklaştım. Doruk kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Biraz daha yaklaşıp yanağından öptüm ve kulağına, “Beni bıraktığın için teşekkür ederim,sevgilim.” Diyerek arabadan indim.

 

Eve girmeden önce Doruk’a baktığımda afallamış bir şekilde bana bakıyordu. Ona el sallayıp,”İyi geceler!” Deyip apartmana girdim. Eve girdiğimde Can yine televizyon karşısında uyuyakalmıştı. Onun üstünü örtüp odama girdim. Pijamalarımı giyerek yatağıma atladım. Çok şükür uyuyacaktım!

Bölüm : 11.12.2024 03:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...