Wattpad'de fanfiction olarak yazıyordum. Toplam 35 bölüm var 3-4 gün içinde hepsini atarım. Sonra kaldığım yerden devam ederim. 36. Bölümden sonra 10 yorum sınırı ekleyeceğim.
Bugün hayatımın en güzel günü,erkek arkadaşım Bora’nın doğum günü. Ona akşam sürpriz yapacaktım.
“Lizge kuşum Bora’nın doğum günü için bir şeyler düşündün mü?” diye sordu canım arkadaşım.
“Evet akşam dağ evine gideceğim o da orada olacaktı akşam.” dedim düşüncemi dile getirerek.
“Eve geçince tüm detayları anlatacaksın bak,anlatmazsan fena bozuşuruz.”Can ve yine onun tehtit sandığı cümleleri.”Tamam kuşum tamam en ince detayına kadar anlatıcam.”
Kampüsten çıkıp eve geçtim, Bora için güzel bir kalpli pasta yapacağım. Mutfağa geçip gerekli malzemeleri çıkardım,pandispanyası için bir kaba 4 tane yumurtanın sarısını ve beyazını ayırdım, üstüne bir su bardağı şeker ekleyip mikserle rengi açılana kadar çırptım.Daha sonra yarım çay bardağı ılık su ekledim öyle çırpmaya devam ettim...
Pandispanya kekim pişince fırından çıkarıp kalp şeklinde kestim.Hazırladığım kremayı kekin içine sürüp üstünü kapattım, kırmızı renkte hazırladığım krem şantiyide üstüne güzelce sürdüm, birkaç ufak süsleme malzemeleri ile de süsledim ve dinlenmeye bıraktım.
Odama geçtim ve giyeceğim kıyafeti seçmeye çalıştım,çalıştım diyorum çünkü asla ne giyeceğime karar veremiyorum! Uzun uğraşlar sonucu siyah şort etek üstüne askılı kırmızı,siyah çizgili bir t-shirt giydim.
Pastamı alıp hızlıca yola çıktım. İki saatin sonunda dağ evine varmıştım.Pastaya dikkat ederek kapıyı açtım ama içerden değişik sesler geliyordu. Ses Bora’nın odasından geliyor gibiydi,odaya doğru gittim ve gördüklerime inanamadım. Gözlerim hızla dolarken elimdeki pasta yere düştü. Bora şuan resmen beni aldatıyordu.
Hızlıca evden çıkıp deli gibi koştum, koştum ve koştum.Nefesim kesilince bir ağacın yanında durdum ve etrafa baktım. Kahretsin! Bilmediğim yerlere gelmişim. Araba geçer mi diye etrafa bakarken bir silah sesi duydum ve çığlık attım.
“Kim var lan orda!” Tanımadığım erkek sesini duyunca iyice korktum kaçmaya çalıştım o sıra da bir adam çıktı karşıma.
“Sen kimsin lan!” Ben korkudan titrerken adam bir daha bağırdı “Kimsin lan sen cevap ver yoksa kafana sıkarım!” Korkudan titrerken cevap vermeye çalıştım “Ben yemin ederim erkek arkadaşım için gelmiştim dağ evi var burda sürpriz yapacaktım, hiç kimseye sizden bahsetmem”dedim ağlayarak.
“Maalesef küçük kız yüzümü gördün seni öldürmem gerek”hayır hayır yapmazdı yapamazdı. “Görüşürüz ufaklık.” O sıra da karnımda ve kolumda keskin bir ağrı hissettim. Karnıma silah sıkmıştı,koluma bıçak sokmuştu ve çekmemişti.
Bilinci mi kaybetmeden birilerini arayıp yardım istemem gerekiyordu. Telefonu bulup Can’ı arayacaktım ki telefonumun şarjı bitti ve kapandı.
“Kahretsin! Bi bu eksikti.” Hemen etrafta bıçağı sabitliyebilmem için birşeyler aradım ve gözüme çöpteki eski bir çarşaf takıldı. Hemen onu alıp bıçağın hareket etmemesi için sabitledim. Yarısını da kesip karnıma tampon yapmaya çalıştım.
Yarım saatin ardından kan ter içinde kalmıştım fazla gücüm kalmamıştı o sırada motorla birisi geliyordu beni gördü ve yanıma koştu hemen.
“Hanımefendi! İyi misiniz noldu?” Adam art arda sorular sorarken ben hâlâ kan ter içinde bilincimi açık tutmaya çalışıyordum
“Hanımefendi bende kalın, sakın kapatmayın gözlerinizi ben size yardımcı olacağım. Sadece kaç saattir böylesiniz?” Kendimi zorlayarak cevap verdim “yarım saattir.”
“Tamam tamam ben sizi kurtaracağım ben Cerrahi Doktor Doruk Özütürk.”
Okur Yorumları | Yorum Ekle |