
Sabah arkadaşlarıyla yapacağı güzel etkinlikten dolayı uyuyamıyordu. Yeliz sabah olsun istiyordu.Aradan biraz zaman geçtikten sonra nihayet sabah oluyordu ama Yeliz kendini uykunun kollarına çoktan bırakmıştı .
Güneşin o içleri ısıtan ışığı yatakta uyuya kalan Yeliz'in yüzüne vuruyordu.Yeliz yüzüne vuran güneş ışığı ile güne gözünü açmıştı . Heyecandan ilk ne yapacağını bilemiyordu .
İlk derin bir nefes aldı. Sonra yüzünü yıkamaya ve günlük bakımını yapmaya gitti . Banyodan çıktığında biraz daha heyecanı yatışmış görünüyordu . Üstünü de değiştirip hazırlıklara bakmak üzere merdivenlere yöneldi.
Görünüşe bakılırsa hazırlıklar bitmişti . Çünkü iki gündür üzerinde çalışıyordu.
Uzun zamandır beklediği gün gelmişti. Her sene 8 kişilik bir gruptan bir kişinin evinde toplanır o günü eğlence günü ilan ederlerdi .
Bu yıl kutlamaları Yeliz almıştı.
Saray gibi evinde her yeri temizlenmiş, mükemmel yemekler yapılmış , litre litre içecekler alınmış , odalarda tek toz tanesi bile kalmamıştı . Yataklara yeni nevresimler serilmişti .
Büyük Saray 'ın içi mis gibi temizlik kokuyordu . Yeliz gördükleri karşısında tatmin olmuştu. Ama hiçbir arkadaşının girmesini istemediği bir yer vardı. Alt kütüphane odasıydı .
Ora hep Yeliz'in kendine vakit ayırdığı yerdi . Yeliz hayatın koşuşturmasından ne zaman yorulursa gider okuma kitaplarına sığınırdı .
Bunu evde yıllardır çalışan Fatma teyze ile konuşmak istedi . Çünkü onun odasına sadece Fatma teyzenin girmesine izin verirdi .
"Fatma teyze müsait misin?"
"Efendim Yeliz kızım"
"Fatma teyze biliyorsun benim bugün arkadaşlarım gelecek . Senle birşey konuşmak istedim."
" Bizim görünmememizi mi istiyorsun güzel kızım? "
" Yok , yok o değil Fatma teyze sizin varlığınızdan ben onur duyarım başka bir şey konuşmak istiyorum . "
" Seni dinliyorum güzel kızım."
" Ben kimsenin kütüphaneme girmesini istemiyorum ."
"Taman güzel kızım. Evi gezdirirken kütüphanen hiç yokmuş gibi davranırım. "
"Teşekkür ederim Fatma teyze . "
" Rica ederim güzel kızım. "
Yeliz şimdi daha mutluydu . Kendini kimseye göstermek istemezdi. Küçüklükten gelen bir alışkanlıktı onun için.
Daha arkadaşlarının gelmesine biraz zaman vardı. Kütüphaneye inmek istedi .
Fatma teyzeye haber verip kendi kabuğuna saklanmaya gitti Yeliz . Kütüphanesine indi . Odanın dört bir yanı boyunca okuma kitapları vardı . Ve kitaplar renklerine göre diziliydi. Renklerin ton farklarından o kadar güzel bir manzara çıkıyordu ki anlatamazdı kimse .Oda kare şeklindeydi ve duvarlar boyunda ahşap kitaplık vardı her duvarda , kitaplar renklerine göre dizilmişlerdi .
Mavi renginin yeşil renge geçişi , yeşil renginin sarı rengine geçişi, sarı renginden sonra kırmızı, kırmızıdan sonra turuncu renge geçişi ve daha bir çok renk .
Anlaşılan o ki Yeliz kendi dünyasını rengârenk kurmuştu . Dışarıdan göründüğü gibi ihtişamlı değilde sade , anlamlı şeylerden hoşlandığı belliydi .
Yeliz gözlerini kapatıp bir rafa doğru gitti . Elini hiç bilmediği bir kitapa değdirdi . Alıp okumak için puf koltuğuna oturdu .
Aldığı kitap eski zaman efsanelerine ait bir kitaptı. Yeliz biraz şaşırarak birazda korkarak okuyordu.
Efsane de alınan kart oyunlarının oynayacak kişilere oyun oynadığı yazıyordu. Ama kart efsanesinin sonu asla yazmıyordu .
Sonra Yeliz böyle efsaneleri anlatan bir kitabı olmadığı aklına geldi.
Bu kitabı kim getirmişti ?
Yeliz'in bu kitabı gözleri kapalı seçmesi tesadüf müydü ? Diye düşünüyordu .
O sırada kapısı çaldı.
- Yeliz hanım misafirleriniz geldi .
" Tamam geliyorum ." Dedi
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |