14. Bölüm

14. bölüm

Ceyda Baltu
ceydabaltu

"Bana bak küçük. Belliki daha çocuksun neyin ne olduğunu bilmiyorsun ama seni mahvederim çekileceksin aramızdan. Yoksa-"

Onun sözünü bölen başka bir sesti.

"Yoksa?" Cevap gelmedi ve Rizgar devam etti.

"Yoksa ne Sevil?"

"Cevap versene. Yengem sana karşı gelirse ne olur. Yoksanı söylesene!"

"Rizgar tamam sakin ol."

"Ahmet ağabeylerimi çağır!"

"Rizgar gerek yok gerçekten."

"Gerek olup olmadığını sormadım yenge. Ahmet ağabeylerimi çağır. Hızlı!"

Beni dinlemeyeceğini anladığım zaman hiç bir şey demeden Bawer ağabeylerin gelmesini bekliyordum.

Bir kaç dakika sonra Bawer, Jiyan ve Agir ağa gelmişti. Hepsi sorgular şekilde bize bakarken Rizgar Sevili başıyla işaret ederek konuşmaya başladı;

"Kimi yanına çalışan aldığına dikkat et ağabey."

"Ne oldu Rizgar açık konuş?"

"Sevil hanım açıklasın ne olduğunu."

"Sevil?"

"Bir şey yok Agir bey." Sevilin sesi titriyordu. Korktuğu her halinden beterdi.

"Sevil, Dilde yengemi tehdit ediyordu. Sizin evliliğiniz hakkında. Sanki seninle bir ilişkisi varmışta Dilde yengem aranıza girmiş gibi konuşup onu tehdit etti."

"Aşağıdan çıkışını alırsın Sevil."

"Ama Ağir ağ-"

"Agir bey. Bey diyeceksin, ağa veya ağam değil."

"Agir bey bakın düşündüğünüz gibi bir şey yok. Ortada sadece yanlış anlaşılma var."

"Yanlış anlaşılma falan yok ağabey ben ne anladığımı iyi biliyorum."

"Sevil, muhasebeden çıkışını verirsin."

"Ama Agir bey-"

"Aması yok Sevil ya çıkışını verirsin yada kovulursun!"

"Peki."

Sevil hiç bir şey demeden gittiğinde kafeteryada oturmaya başladık. Çay ve kahve eşliğinde sohbet ediyorduk. Bawer ağabey bana dönerek konuşmaya başladı.

"Eee Dilde bu sene ne yapmayı planlıyorsun?"

"Bir şey planlamıyorum ağabey. Sadece okul..."

"Okul dert edeceğin bir şey değil Dilde. Herkesten önce Agir sana yardımcı olur. Olaki engel oluyor sana, gel bize biz sana destek oluruz."

"Saolun ağabey."

"Sen sağol Dilde."

Bu sefer Jiyan ağabey Agir ağaya karşı konuşmaya başladı.

"Düğün ne zaman kardeşim?"

"Valla ağabey bana kalırsa ağustos sonu gibi yaparız. Ama Dilde ve ağabeylerininde düşüncesi önemli benim için."

"Sen nasıl istersin Dilde?"

"Fark etmez Jiyan ağabey."

"Nasıl fark etmez Dilde normal bir şey değil ki evleniyorsun, düğünün olacak."

"Haklısın Bawer ağabey ama hiç düşünmedim."

"Siz nasıl olsun istersiniz Harun?"

"Ağabey Agir ağabeye katılıyorum ağustosta olsa düğün. 18-24 arası düğün sonrasında bir hafta balayına gitseler döndüklerinde biraz toparlar Dilde sonrada okul var zaten."

"Hem ağabey balayına gitmeseler bile Dilde'nin bir süre alışması için zaman ayırması lazım kendine."

Onların ben burda yokmuşum gibi konuşmaları beni utandırmıştı. Hem ne gerek varki balayına.

"Ne gerek var balayına?"

"Olur mu öyle şey yenge. Balayı her evlilikten sonra yapılmalı. Çıkın yurt dışına Dubai, Paris, Frankfurt gezin dolaşın."

"Gerek yok gerçekten."

"Bu konuyu sonra konuşalım Dilde. Sırası değil şimdi."

"Peki ağam."

Biraz daha böyle oturduktan sonra herkes odasına dağılmıştı bende Agir ağanın yanına gelmiştim.

"Yarın akşam ağabeyime kız istemeye gideceğiz." Dedim haber vermek istercesine.

"Aa hayırlı olsun hangisine?"

"Hamza ağabeyime. Bawer ağabeylerde gelecek. Hatta Bewer ağabey isticek kızı galiba."

"Hımm benim niye haberim yok. Kimmiş bu kız?"

"Daha bu sabah karar verildi. Şirkette stajyer olarak çalışan kız vardı ya, Huma onu isteyeceğiz ağabeyime."

"Nerden çıktı bu birden bire?"

"Babası Hümayı istemediği biriyle evlendirmek istiyormuş, Huma'da istemiyor ağabeyimle de birbirlerini sevdikleri için Bawer ağabey yarın normal davran biz gelip isticeyeceğiz seni dedi."

"Gidelim isteyelim bakalım."

"Sen de mi geliceksin?"

"Gelmeyeyim mi?"

"Gel."

"Peki."

"Sevil'i kovman şart mıydı ağam?"

"Evet, sana saygısızlık yaptı."

"Ama, burda çalıştığına göre bir işe ihtiyacı vardı. Belki hasta bir annesi yada babası var."

"Çok merhametlisin Dilde'm, ama hayır ailesinin hali vakti yerinde gayet sağlıklılar burdan çıkışı verdikten sonra başka bir şirketten teklif almıştır bile. Sevil gözde çalışanlarımızdan biriydi ve bütün şirketler bunu bilir."

"Anladım. Peki ailesi hasta olsaydı onu yinede işten çıkarır mıydın?"

"Hayır."

"Anladım."

Agir ağayla biraz daha konuştuktan sonra ağabeylerim gelmişti ve beraber çıkmıştık önce bir çiçekçiye gidip yarın için güzel bir çiçek sipariş verdik, ardındanda çikolatacıya gidip güzel bir çikolata siparişi verdik.

Eve geldiğimiz zaman çay koyup üzerinizi değiştirmeye gittik. Mutfağa gidip atıştırmalık bir şeyler hazırladım siniye yerleştirip salona geçtim. Ben geldiğim zaman ağabeylerimin çoktan gelmiş filim seçtiklerini gördüm.

Hemen aklıma gelen filim ile ağabeylerime baktım.

"Ağabeey?" Dedim uzatarak, ardında masum ve şirin olduğunu düşündüğüm bir bakış ve ses tonuyla devam ettim.

"Malefiz'i izleyelim mi?"

"Güzelim daha geçen ay izledik onu?"

"Ama ağabey güzel bir film o, izleyelim. Lütfeen."

"Peki izleyelim bakalım." Kocaman gülümsememi ağabeylerime sunup filmi izlemeye başladık.

•••

Film bitmişti hem gülmüş hem ağlamıştım.
Kral Malefiz'in kanatlarını kestiğinde ağlamıştım. Ve Malefiz kanatlarına tekrar kavuşunca da mutlu olmuştum.

Ağabeylerim her izlediğimizde bu tepkileri verdiğimi bildikleri halde her defasında göz yaşlarımı silerlerdi. Yine aynısı olmuştu. İyi ki, iyi ki benim ağabeylerim oldular.

"İyi ki benim ağabeyimsiniz." Dedim. Ardından ikisi de bana sarıldılar ve birlikte konuşmaya başladılar.

"İyi ki sen de bizim kızımızsın."

Mutluydum.
Mutluyduk.
Ve umarım hep mutlu olurduk.

 

Bölüm : 20.04.2025 21:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...