
Sabah alarımın sesi ile uyandım. Yatakta biraz kendime gelmeyi bekledikten sonra hemen banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Banyoda işim bittikten sonra mutfağa geçtim ocağa çay koyduktan sonra kahvaltıyı hazırlamaya başladım.
Kahvaltı hazırlandıktan sonra Harun ağabeyimi uyandırdım,onun uyandığından emin olduktan sonra Hamza ağabeyimi uyandırmaya gittim. Onuda uyandırdıktan sonra kendi Odama geçtim. Kıyafetlerimi giyinip mutfağa indim. Hamza ağabeyim çayları dolduruyordu. Ve ona;
"Harun ağabeyim nerede?"diye sordum.
"Telefonla konuşuyor gelir birazdan."
"Hıhım tamam."
Aradan geçen 10 dakikadan sonra Harun ağabeyim gelmişti.
"Hamza. Bu gün şirkete gitmeyeceğiz."
Hamza ağabeyim elindeki çaydanlığı masaya bırakıp Harun ağabeyime döndü.
"Neden? Bir sıkıntı yok ya?"
"Hayır yok nedenini söylemedi Bawer ağa gelmeyin dedi o kadar."
"Tamam gitmeyiz." Ağabeylerime dönüp;
"Ağabey?"
"Söyle Dilde'm?"
"Öğleden sonra eve gelsem bende olur mu?"
"Hayırdır Dilde hasta mısın?"
"Yok ağabey hasta değilim sözlü var bu gün matematikten onu olup geleyim. Hem sizde evdesiniz. Hım olur mu?"
"Tamam Dilde’m gelirsin eve. Hatta biz gelip alırız seni okuldan sonrada gezmeye çıkarız."
"Saol ağabey."
Yemeğimizi yedikten sonra Hamza ağabeyim beni okula bıraktı. Onunda dışarda bir kaç işi varmış.
Sınıfta oturmuş matematik sözlüsüne çalışıyordum. Birden içeri giren disiplin kurulu öğretmenleriyle ayağa kalptık. Bütün öğrencileri tahtaya alındı ve çantaları aramaya başladılar. Anlaşılan ders kaynayacaktı.
Sınıfın en sonundan iki öğretmen çantaları ararken sınıfın dışında bir öğretmen erkeklerin üzerini arıyordu. Diğer iki öğretmende kızları üzerini arıyordu. Üst aramadı için sıra bana gelmiştiki müdür beyin;
"Onun üstü ve çantası aranmayacak." Diyene kadar, ardından devam etti,
"Çantanı al ve odama çık." Müdür beyi başımla onaylayıp sırama gittim çantamı toparladım ve sınıftan çıkıp odasına doğru yol aldım.
Müdür beyin odasının önüne geldiğim zaman kapıyı tıklayıp içeri girdim. İçeride ağabeylerimi gördükten sonra başta şaşırsamda ses etmedim.
10 dakikadan sonra içeri gelen müdür beyle tüm dikkatimi ona verdim. Harun ağabeyim,
"Bizi neden çağırdın hoca?"
"Kardeşiniz hakkında bir şikayet var Harun bey."
"Hayırdır ne şikayeti?"
"Aslında ona karşı değil onun hakkında konuşulan bir kaç dedikodu var."
"Ne dedikodusu müdür bey."
"Kardeşiniz Dilde'yi zorla evlendirmeye çalışıyormuşsunuz?" What dedin gülüm? Ne demek zorla.
"Ne demek zorla?" Diyerek içimi dışa vurdum.
"Ha yani öyle bir şey söz konusu?"
"Evet hoca, burda sizi alakadar eden şey ne?"
"Buna müsade edemeyiz kusura bakmayın, sosyal hizmetler kurumuna teslim etmemiz gerekiyor."
"Buna sen karar geremezsin. Haddini bil otur aşağı" Harun ağabeyim müdür beye karşı geldikçe müdür sinirleniyordu. Hamza ağabeyim Ertan hocayla sözlü kavga ederken Hamza ağabeyim bana dönüp elime telefonunu verdi ,
"Git Agir ağayı ara mümkünse buraya gelsin."
Dedi, başımla ağabeyimi onaylayıp odadan dışarı çıktım.
Agir ağayı iki kere aramama rağmen açmamıştı tam umudumu kestim derken telefon ekranımda ismini görmemle rahatlamıştım. Aramayı yanıtlayıp hemen konuşmaya başladım.
"Ağam ben Dilde. Okuldayız şu an müdür bey beni götüreceğini söylüyor, sosyal hizmetlerden geliceklermiş-"
"Dilde'm sakim ol kimse sana bir şey yapamaz veya bir yere götüremez geliyorum ben şimdi, tamam?"
"Hıhım tamam sakinim."
Kapının önünde oturmuş Agir ağayı bekliyordum biraz daha bekledikten sonra karşımda beliren bir kaç insanla korkmaya başlamıştım.
"Dilde Botan?"
"Buyrun benim?"
"Biz sosyal hizmetler kurumundan geliyoruz. Reşit olmadığınız halde evlendirilmeye çalıştığınız hakkında bir ihbar aldık. Bizimde gelmek zorundasınız."
"Hayır."
"Ama-"
"Ama diye bir şey yok hanımefendi ben Dilde Botan. Kimse beni zorla evlendiremez önce ben sonra ağabeylerim izin vermez. Öyle bir durum olsa bile ilk biz gelip şikayetçi oluruz-"
"Prosedürler gereği bizimle gelmeniz gerekiyor."
"Prosedürler gereğide olsa hiç bir yere gelmiyorum. En azından Agir ağa gelene kadar."
"Agir ağa? O böyle boş işlerle uğraşmaz."
"1. Kadınların zorla alıkonulması boş bir iş değil, ikincisi ise eğer evleneceğim Agir ağa ise böyle boş işlerle uğraşır."
Yüzüme anlamsızca bakmaya başladılar. Bir şey demek istiyorlardı ama diyemiyorlardı. Arkadan gelen Agir ağa, Bawer ağa ve Jiyan ağa ile o tarafa döndüm.
Üçüde gelip önümde durduklarında görevliler biraz uzaklaşmışlardı. Bawer ağa,
"Neler oluyor burada?"
"Ağam çocuk yaşta evlendirildiğine dair ihbar aldık. Dilde hanımı götürmemiz gerekiyor."
Jiyan ağa,
"Kim verdi ihbarı?"
"Bilmiyoruz ağam bize sadece yapmamız gereken söyleniyor."
"Dilde bizim kızımızdır hanımefendi sizde işinize dönebilirsiniz."
"Jiyan ağam-" Agir ağa,
"Aması falan yok Dilde benim karım anamın kızı, dememiz gereken şeyi dedik hala itiraz ediyorsanız o zaman sizinle yakından ilgilenmemiz gerekir."
"Yok ağam estağfurullah."
"O zaman iyi. Hayırlı günler." Diyip müdürün odasına girdiler.
Onların peşinden bende odaya girdim. Sinirli bir şekilde hala kavga eden ağabeylerim ve müdürün arasına Bawer ağa girdi.
"Yeter müdür! Kes şu kavgayı. Dilde bizim gelinimiz öyle olmasa bile ilk bize gelmen gerekirdi."
“Ama ağam-”
“Aması falan yok ben diyeceğimi dedim.”
"Afedersiniz ağam bilemedik."
"Bileceksiniz eğitimcisiniz siz!"
"Üzgünüm ağam-"
"Üzgün olman bir şey ifade etmiyor." Agir ağa sakin bir şekilde konuşmaya başladı.
"Evet haklısınız küçük kız çocukları bu tür olaylarla karşılaşıyor ve sizde bunu fark ettiğinizde hemen kızı alıkoymak yerine önce onu dinleyin ve diretin doğruyu söylediğinden emin olun. Zorla evlendirilmediğine dair inandırıcı olsun. Baktınız zorluyorlar bize geleceksiniz biz olayı çözeriz."
"Haklısınız ağam. Bir daha olmayacak."
"Umarım. Şimdi gitmemiz gerekiyor." Beni önden dışarı çıkarttılar bir-iki dakika sonra da onlar da geldi. Agir ağa, Bawer ağa, Jiyan ağa ve Ağabeylerime bakarak.
"Sınava girmedim?"
"Sonra girersin meleğim."
"Ama notum düşer."
"Gizem hocan anlayışla karşılar."
"Ağabey?"
"Dilde'm sınavın sırası değil şimdi hadi güzelim." Harun abimin beni yönlendirmesiyle arabaya bindim. Başımı cama yaslayıp şarkı dinlemeye başladım bir zaman sonra mayışıp uykuya dalmışım.
***
Hamza abimin bana seslenmesiyle gözlerimi araladım.
"Uyan hadi güzelim geldik." Ellerimle gözlerimi ovuşturup uyku mahmuru sesimle konuştum.
"Nerdeyiz?"
"Yemek yemeğe geldik güzelim söz verdiğimiz gibi gezeceğiz."
Arabadan inip bir kaç adım attım arkamı dönüp baktığımda abimlerin de hemen ardımda olduğunu gördüm.
Lokantaya girip güzelce yemek yedik ardında çarşıda gezmeye başladık kendime bir kaç parça kıyafet almıştım. Ağabeylerime ise evde giyebilecekleri tşörtler almıştık. Dışarıda sıkılınca ise eve gelmiştik. Güzel bir netfilix filmi açıp izlemeye başlamıştık. Filmin ortalarına doğruda mısır paylatmıştım. Güzel ve keyifli geçen bir günün ardından odalara dağılmıştık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |