2. Bölüm

1. BÖLÜM

Ceyss
ceyss.nur

28 Nisan 2028

Çocukluğundan itibaren ata çok iyi binen, kılıç kullanan, ok ve yayda usta olan Tomris, eşi ölünce kaderinden kaçamaz. Koskoca bir devletin başına geçti ve adını tarihe kazıdı.

 

Tomris Hatun, milattan önce 600 yılında yaşadığı varsayılan, tarihe adını altın harflerle yazdıran dünyanın ilk kadın hükümdarıdır.

 

Sakalar’ın büyük hükümdarı Alp Er Tunga’nın torunu olan Tomris Hatun, eşinin vefatı üzerine Sakalar’ın idaresini eline almıştır.

 

Orta Asya Saka Türkleri'nden Massaget kabilesine mensup olan Tomris Hatun, Perslerin acımasız hükümdarı Kiros ile evlenmeyi reddetmesinin ardından kendini savaşta bulur.

 

Herodotos’a göre, Kiros Babil’i ele geçirdikten sonra İskitler üzerine sefere çıkmıştır.

 

İskit hükümdarı Tomris’e elçi göndererek kendisiyle evlenmek istediğini bildirmiştir. Ancak onun asıl amacının İskitleri Pers egemenliğine katmak olduğunu anlayan Tomris onun bu isteğini kabul etmemiştir.

 

Pers kralı bu hileyle İskitlere boyun eğdiremeyeceğini anlayınca asıl niyetini gösterip ordusunu Aras Nehri üzerine getirmiştir. Ardından ordusunun nehri geçebilmesi için bir köprü inşa ettirmiş ve bu şekilde nehrin karşı tarafına geçmiştir.

 

Bir süre sonra Tomris, Kiros’a elçi göndererek ona kendilerine saldırmaktan vazgeçmesini bildirmiştir. Eğer vazgeçmezse İskit ülkesine doğru yoluna devam etmesini söylemiştir.

 

Pers kralı ve esir alarak beraberinde götürdüğü Lidya Kralı Kiros, İskitlere boyun eğdirmek için bir plan kurmuştur. Bu plan doğrultusunda Kiros’a büyük bir ziyafet düzenlenmesini, ziyafet sona ermeden Pers ordusunun zayıf güçteki askerlerini bu ziyafetin başında bırakıp ordunun geri kalanıyla birlikte nehrin kıyısına geri çekilmesi söylenmiştir.

 

Ziyafeti gören İskitlerin harekete geçip ziyafetten yararlanmak istedikleri esnada onların bu zayıf anını fırsat bilen nehrin kıyısındaki Pers ordusunun saldırıya geçmesi istenmiştir.

 

Ziyafeti gören Tomris’in ordusunun üçte biri ziyafet alanına gelmiş ve buradaki Pers askerlerini öldürerek ziyafetteki yemeklerle karınlarını doyurmaya başlamışlardır.

 

Yemek sırasında içtikleri şarabın etkisiyle sarhoş olan İskit askerleri bir süre sonra uykuya dalmıştır. Bu durumu gören beklemedeki Pers ordusu İskit askerlerinin üzerine saldırarak bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ise esir almıştır.

 

Esir alınanlar arasında Tomris’in oğlu Spargapises de vardır.

 

Bir süre sonra oğlu ve askerlerinin bir kısmının öldüğünü haber alan Tomris, Kiros’a bir mesaj göndermiştir:

 

“Olanlardan gururlanma, cesaret ile değil hile ile kazandın. Oğlumun ölüsünü bana geri ver ve ordularıma ettiğin hakarete rağmen cezalanmadan ülkemden çık git. Eğer böyle yapmazsan İskitlerin güneş tanrısı üzerine yemin ederim ki, ne kadar haris olursan ol seninle başa çıkacağım”. demiştir.

 

Kiros, bu tehdide kulak asmayınca Tomris savaş hazırlıklarına başlayıp Kiros’un üzerine yürümüştür. MÖ 529 da Oxus Bölgesi’nde sabah vaktinde çok şiddetli bir savaş başlamıştır.

 

Her iki ordu da uzun süre birbirlerine üstünlük kuramamıştır. Ancak savaşın ilerleyen anlarında Pers askerlerinin çok büyük bir bölümüyle beraber Kiros’da öldürülmüş ve böylece Pers ordusunu yenmeyi başarmışlardır. Savaşın ardından Tomris elinde kan dolu bir tulum ile ölüler arasında Kiros’un cesedini aramıştır.

 

Kısa bir süre sonra Kiros’un cansız bedenini bulup kafasını kanla dolu olan tulumun içine sokmuş ve şu sözleri söylemiştir:

 

“Canım sağ ve savaştan zaferle çıktım. Ama sen hileyle oğlumu yakalayarak onu öldürdün. Şimdi sana söz verdiğim gibi. Hayatında kan içmeye doymamıştın şimdi benim elimden kana doyuyorsun”.

 

                            ***

Yıllardır okuduğum ve okumaktan asla vazgeçmeyeceğim o görkemli ve cesaretle dolu hikayeden almışım adımı. Abim Emre, Tomris Hatun gibi güçlü, kararlı olayım diye bu ismi vermiş bana.

 

Birazcık ailemden bahsedeyim. Ben Tomris Özdemir. 17 yaşındayım ve üniversite sınavına hazırlanıyorum. Abim Emre, benim tek ailem, 30 yaşında. Beraber yetimhanede büyüdük. Babam ben doğmadan 5 ay önce vefat etmiş. Annem ise ben doğarken vefat etmiş. Abim asker ve yaklaşık 3 haftadır görevde. Bugün gelecek. Benim güzeller güzeli yengem, Beyza, daha 29 yaşında ve 1 kız çocuğu var. Evden çalıştığı için her zaman birlikteyiz. Abim ile ortak arkadaşları sayesinde tanışmışlar. Yeğenim, Ece, 6 yaşında. Abimle yengem erken evlendiler. Yengemin aile sıkıntıları yüzünden. Düğünleri bile olmadı . Sadece bir nikah.

 

Ben bu düşüncelere dalmışken yengemin bana seslendiğini duydum. " Tomris, neredesin? İki saattir çağırıyorum! " dedi. Ayağa kalkıp mutfağa gittim. "Efendim yengelerin en güzeli." diyerek sarıldım. "Bak hep böyle yapıyorsun. Sonra sinir kalmıyor." dediğinde kendimi tutamayıp güldüm. "Hadi çok oyalanmayalım. Abin gelecek." dedi. Sabahtan beri ben de niye bu kadar hazırlık yapıyor bu kadın, diyordum. Bu yüzdenmiş. "Tamam. Ben tatlı yapayım. Sen de yemekleri hazırla." dedim. "Yengen yemekleri halletti. Sen daha ayakta uyu." dedikten sonra yanağımı öptü. "Tatlı ellerinden öper ama." diyerek salona gitti.

 

Tatlı malzemelerini çıkararak yapmaya başladım. Ece'nin en sevdiği tatlıyı yaptım. Dolaba attıktan sonra odama geçtim ve ders çalışmaya başladım.

 

Bir süre sonra telefonumun bildirimleri susmayınca mecburen baktım. "Doblocu Kiszzlaaarr❤‍🔥🕊" grubundan gelen 124 mesajla bakıştım bir an. Bu kadar ne konuşmuş olabilirlerdi ki? Mesajları okuduğumda her zamanki gibi boş yaptıklarını anladım. Eğitim sisteminden şikayet ediyorlardı. "Azıcık kendinizi zorlayın da aynı üniversiteye gidelim." yazdım. Anında Selin ' den mesaj geldi. "Konuştu bizim inek." yazmıştı. Güldüm sadece. Arkadaşlarım hatta kardeşlerim tarafından zorbalanmaya alışkınım. Çok etki etmedi o yüzden. Telefonu tekrar bıraktığım sırada yengem kapımı tıklatarak içeri girdi. "Geldi."

 

O bunu söyler söylemez hemen ayağa fırladım ve oturma odasına koştum. "Abim! Hoş geldin." diyerek sarıldım. "Hoşbuldum benim canım." diyerek başımı öptü. Ayrıldığımızda "Eee, ne yaptın bu görevde?" dedim heyecanla. "Bu görevde çok bir şey olmadı. Pislikleri temizleyip geldik işte." dedi. Yengem de masayı hazırlamak için beni çağırdı.

 

Masayı hazırladık ve tam yemeye başlayacağımız sırada Ece gözlerini ovuşturarak içeri geldi. Gözünü açıp babasını gördüğü an "BABAM! BABAM GELMİŞ! " diyerek koşup babasına sarıldı. Onlar da sarıldıktan sonra yemekleri yedik ve bulaşıkları yıkadık. Normalde yemekten sonra saat 23.00 ' a kadar çalışırdım ama abimle vakit geçirmek istediğim için bugünlük boşverdim.

 

"Halacım, bugün okulumda İngilizce renkleri öğrendim. En güzel de ben söylemişim. Öğretmenim öyle dedi." Ece anaokuluna gidiyordu ve İngilizce dersi de görüyordu. Abim özellikle istemişti. "Aferin benim balıma. Başka neler yaptın?" diye sordum. Biraz düşündükten sonra abimle yengem de yanımızdayken "Bugün Ahmet bana 'Çok güzelsin, benimle evlenir misin? ' dedi. Ben de ona 'Şu an olmaz. Belki büyüyünce olur' dedim. İyi yapmış mıyım?" dedi. Abime baktım hemen. Yüzündeki ifade ışık hızında değişti resmen. "Ney?!" dediği anda kahkahayı bastım. Kız babası olmak böyle bir şey galiba. "Ne var Emre? Kızımız şimdiden kısmetlerini topluyor. Ne güzel işte." dedi yengem gülerken. Abim hem yengeme hem bana ters bakışlar atıyordu. "Ne demişim ki ya. Kızdın mı baba?" dedi Ece. "Yok canım kızım. Sadece biraz şaşırdım." dediği anda her halinden yalan söylediği belli oluyordu abimin. Elleri bile titriyordu.

 

Biz bütün akşamı böyle eğlenerek geçirdik. Daha sonra Ece ile birlikte abimle yengem yalnız kalsınlar diye uyumaya gittik. Ece anlamadı tabii. Ben de odama geçtim ve biraz kitap okuduktan sonra uyudum.

Bölüm : 21.10.2024 23:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...