11. Bölüm

10.BÖLÜM

Ceyss
ceyss.nur

Selammm, yeni bölüm🤭

Umarım beğenirsinizz.

Oy vermeyi unutmayın. İyi okumalar. 🤍

 

 

 

                         *****

 

Gözlerimi açtığım anda kucağımda Ece'yi görmeyi beklemiyordum. "Günaydın hala." dediğinde bana iyice sarıldı. Sesi biraz titriyordu. "Sana da günaydın halacım, neden sesin böyle?" dedim. "Babam yine erkenden gitti. Bizi bıraktı yine." dedi ve anında gözleri doldu. Her zaman bunu yapmasa da her çocuk gibi babasını yanında istiyordu.

 

Yatakta doğrulup konuşmaya başladım. "Ece'm, canım. Biz daha önce bunları konuştuk, hatırlıyorsun değil mi?" diye sorduğumda başını yavaşça aşağı yukarı salladı. "Biz vatanımızı korumak zorundayız. Bazı kötü insanlar vatanımıza bizim baktığımız gibi bakmazlar. Biz de bu kötü insanlardan korumalıyız vatanımızı. İşte, vatanı koruyanlardan biri baban. Biz her ne kadar onu özlesek de buna mecburuz. Eğer babalarımız kahraman gibi gidip kötü adamlardan bizleri korumasaydı, biz burada rahatça dolaşamazdık. Bu sıcacık yatağımızda yatamazdık." dedim. Yüzüme baktı ve ardından gözyaşlarını sildi. "Tamam, babalar kahramandır." dediğinde başımı sallayarak onu onayladım. Beraber yataktan kalktık, ben banyoya o da mutfağa gitti.

 

Banyodan çıktım ve pijamalarımı değiştirip üstümü giydim. Odamı toplayıp mutfağa geçtiğimde kahvaltıyı hazır halde buldum. Yengem son olarak çayları dolduruyordu. "Günaydın yengelerin en güzeli." dedim ona sarılarak. "Günaydın." dediğinde hep beraber sofraya oturduk ve yemeye başladık. "Yenge, abim ne zaman gitti?" diye sordum. "Saat sekiz gibi gitti." dedi. Ece "Hala, bugün beraber Arda'lara gidecekmişiz. Sen de gelsene." diyerek bana baktı. "Ben de bir şey soracaktım yenge." dedim ve yengeme döndüm. "Ne oldu?" dediğinde biraz çekinerek konuşmaya başladım. "Kızlarla bugün pasta yapalım dedik. Ama diğerlerinin evi müsait değilmiş. Bizim ev müsaitse bize gelsinler mi?" diye sordum. Bana baktı ve "Tomris bundan çekinmene gerek yok. Burası zaten senin evin. Gelsin kızlar. İsterse Ece de burada kalsın." dedi gülerek. İçim rahatlamıştı. Elime telefonu alıp kızlara "Saat 14.30 gibi bizde olun." yazdım. Ece "Ben Arda ile kalacağım." dedi. "Sen nasıl istersen birtanem." dedim ben de.

 

Kahvaltı yapıldıktan sonra yengem toplantısına girdi. Ben de bulaşığı yıkayıp ufaktan evi temizledim. Kızlar yabancı olmadığı için çok da temizleme gereği duymadım açıkçası. Ev zaten genel olarak temizdi, ben de sadece süpürüp toz aldım. Ben bunları yaptıktan sonra yengem de toplantısını bitirip Ece ile birlikte hazırlanmaya başladı.

 

"Saat kaç gibi dönersiniz?" diye sordum. Ona göre belki akşam yemeğini ben yapardım. "Bilmem ki, galiba 18.00 gibi olur." diye cevapladı. "Tamam o zaman ben hallederim akşam yemeğini." deyip gülümsedim. Saat daha erken olduğu için kızlar büyük ihtimalle erken gelip erken giderler, ben de o arada yemeği hallederim.

 

Yengemler gittikten yaklaşık yarım saat sonra da kapı çaldı. Kapıyı açtığımda üçünü de görmek beni sevindirdi. "Hoşgeldiniz!" diye bağırdım neredeyse. "Hoşbulduk balım." diyerek içeri girdi Arya. Sonra diğer kızlar da içeri giriş yaptığında salona aldım onları. "Ee, nasılsınız görüşmeyeli?" diyerek sohbete başladık. Aralarından biri 'Ben daha önce evlendim.' der diye çok korkuyorum, uzun zamandır görüşmüyorduk çünkü. Ama korktuğum gibi olmadı. Zaten gruptan konuşmaya devam ediyorduk, yüz yüze görüşmemiştik. Selin "Bence başlayalım bir an önce." dediğinde hepimiz mutfağa geçtik. Çok misafirperver biri olduğum için çoğu malzemeyi onlara aldırmıştım zaten. Kızlar poşetten malzemeleri çıkarırken bende önceden aldığım pasta tabanını dolaptan çıkardım.

 

"Bence Arya'nın gözünü bağlayalım." dedim. Arya da kabul edince Selin ve ben kulaklık taktık ve Eylül de ağzını bantladı. Herkes hazırl olduğunda videoyu başlattık. "Arya şimdi sen bu keki al." diye bağırarak konuşmaya başladı. Bağırarak konuştuğunu yüz ifadesinden anlamıştım. Kulaklarımda çınlayan oyun havasıyla daha fazla dayanamayıp oynamaya başladım. Bu halimi gören Selin de bana katıldı. Karşılıklı oynarken kekin başında kalmış, bekleyen Arya'nın kriz geçirdiğini hissediyordum. Biz oynarken, Arya kriz geçiriyordu ve Eylül de gülme krizine girmiş durumdaydı. Biz ise hâlâ oynuyorduk.

 

En sonunda dayanamayıp Arya'nın yanına gittik. Arya bize bağırıyordu ama ne dediğini duymuyordum. "Bak bunu alıp keki ıslat." diyerek sütü onun eline verdim. Sütü eline aldı ve sanırım söylenerek dökmeye başladı. Arya sütü bitirip bir şeyler dediğinde "Ne diyor?" der gibi Eylül'e baktım. O da elleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştı. Anladığım kadarıyla krem şanti istiyordu. Selin'e elimle krem şantinin yerini gösterdim. O da getirip bize verdi. Arya kremayı hazırlayıp sürmeyi başardığında üstüne meyve eklemesi için meyveleri doğramıştık biz de. Arya'ya meyveleri verdik ve rastgele atmaya başladı. Selin , yanlış anlamadıysam, "Bir saniye dur." diyerek Arya'nın önündeki pastayı biraz daha krema eklemek için aldı. O krema sürerken onu izledim ama arkamı döndüğümde çok saçma bir görüntüyle karşılaştım. Eylül yere oturmuş, gülmekten ağlayan bir vaziyette bana Arya'yı işaret ediyordu. Arya ise hâlâ masum bir şekilde, kendinden gayet emin olarak, güya pastanın üstüne meyveleri atmaya devam ediyordu. Ben de gülmeye başladığımda Selin arkasını döndü. Hepimiz ona gülerken Arya ise neye güldüğümüzü hâlâ anlamamış, bize soruyordu.

 

Ona olayı anlattığımızda bize kızdı ve anladığım kadarıyla intikam alacağını söyledi.

 

Biz böyle tartışarak, gülerek pastayı bitirdiğimizde hepimiz eşyalardan kurtulduk. Eserimize gurur dolu bakışlar atarken Arya bir anda çığlık attı. "Ne oldu?" diye sordu Eylül. "Benim bu bembeyaz tişörtümü kim çikolata yaptı?!" diye bağırdı. Hepimizin bakışları Selin'e döndü. "Ee, arqadaşlar hepimiz qardeşiz. Yapmayın qurban olayım." diyerek geri adımlamaya başladı. Arya onun üstüne yürüdü ve üstündeki çikolatayı ona bulaştırdı. "Ödeştik."

 

Ben kendi kıyafetlerimden birini Selin'e verdim. Arya zaten olacaklardan haberdarmış gibi kıyafetini kendisi getirmişti. Mutfağı toparlamayı bitirdiğimiz anda çay da hazırdı. Beraber tabaklarımızı alıp salona geçtik. Evin kızı olarak çayları doldurdum. "Tomris, ne oldu senin iş?" Gelen soruyla anında gülümsedim. "Biz çıkmaya başladık." dediğimde üçü de aynı anda "Ne?!" diye bağırdı. "Neden söylemedin?" diyerek sitem etti Eylül. Ben de kafamı bilmiyorum der gibi salladım. 'Nasıl oldu? Ne zaman oldu? O mu söyledi?' gibi sorularla boğuşurken telefonuma bir bildirim geldi. Bu saate kadar gelmemiş olmasına şaşırdım açıkçası.

 

Elime telefonumu aldığımda mesajı açtım direkt. Mesajı açmamla kalbimin hızlanması bir oldu. Kalbim hızla çarparken elimdeki kaşığı yere düşürdüm. Kızlar 'Ne oldu?' diyerek yanıma gelip elimden telefonu aldılar. Onların da ağızları şok etkisiyle açıldı.

 

Biri biz mutfaktayken bizim fotoğrafımızı çekmişti. Üstelik benim kalbime yakın bir yerimde kırmızı bir nokta vardı. Bu düpedüz bir tehditti. Kızlarla birbirimize bakarken ne diyeceğimi bilemedim...

 

 

 

                            *****

Bölüm sonuuu.

Oy vermeyi unutmayın.

Umarım beğenmişsinizdir.🤍

Bölüm : 08.12.2024 00:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...