
Selamlarrr. Yeni bölümmm🥳
Oy vermeyi unutmayınn.
İyi okumalarrr.🫶
*****
1 Ay Sonra
Bugün üniversite sınavının sonuçları açıklandığı için dün geceden beri fazla uyuyamamıştım. Odamda ileri geri yürürken bilgisayar önümde açık bir şekilde bekliyordum. Abim kapıyı tıklatarak içeri girdi. Çok uzun bir görevden döndüğü için iki hafta izinli, ama bu her an değişebilir. "Tomris, neden uyumadın?" diye sordu uykulu bir sesle. Önce önümdeki bilgisayara, ardından bana baktı. Benim cevap vermeme gerek kalmadan her şeyi anladığında tamamen içeri girip kapıyı kapattı. Yanıma geldiğinde kolumdan tutarak beni yatağa oturtturup kendisi de bilgisayarı alıp yanıma oturdu. İçeriden sesler gelmeye başladığında yengemin de uyanık olduğunu anladım.
"Abi, ben biraz..." dediğimde duraksadım bir an. "Aslında ben çok fazla heyecanlandım. Gece boyu açıklanmasını bekledim neredeyse. Galiba 2 veya 3 saat uyudum sadece." dedim. Abim gülümseyerek bana baktı. "Hatırlıyor musun MSÜ kazandığımda nasıl heyecenlanıp sevindiğimizi ?" dediğinde gözleri resmen hüzünle parladı. İkimiz için de çok zor bir dönemdi. Babamızdan kalan para bitmişti ve devletin de verdiği para tam olarak yetmiyordu. Aklıma gelen anılarla gözlerim doldu ve gülümsedim.
Abim koşarak yanıma geliyordu. Artık reşit olduğu için yurtta değil, bir yardımseverin evinde kalıyordu. Beni de ziyarete gelmişti. "TOMRİS! Canım." diyerek bana sarılıp kucağına aldığında döndürmeye başladı. Anlamayan gözlerle ona bakıyordum ve bir yandan da çok özlediğim için sarılıyordum. Beni yere indirdiğinde "Çok heyecanlıyım abicim. Bugün hayatımızı değiştirebilecek o şey açıklanıyor. Sana bahsetmiştim, MSÜ sınavı. Eğer kazanmışsam her şey çok güzel olacak bizim için. Senin yanında olmak ve bunu seninle paylaşmak istedim." dedi heyecanlı gözlerle. "Abicim bu çok güzel. Beraber yaşayabilir miyiz?" dedim parlayan gözlerle. "Pek sanmıyorum ama ben her zaman seni ziyarete geleceğim." dediğinde yüzüm biraz da olsa düşmüştü. Abimi çok seviyordum ve her zaman onunla kalmak istiyordum. Abim bunu fark ettiği an "Eğer sınavı kazanmışsam seni parka götürüp dondurma yedireceğim." dedi. Heyecanla zıplamaya başladım. Bir yandan da dualar ediyordum, kazanmış olması için.
Beraber Yurt Müdürü'nün odasına gidip bilgisayarı kullanmak istediğimizi söyledik. Daha doğrusu abim söyledi. Yurt Müdürü abimi tanıdığı ve sevdiği için hemen kabul etti. Normalde pek izin vermezlerdi. Abim heyecanla siteye girip bir şeyler yazdı. "Ne olmuş abi? Kazanmış mısın?" diye sordum merakla. "Bekle abicim, açacağım şimdi." dediğinde heyecandan elleri titriyordu. Bilgisayardan bir tuşa bastığında ekranda yeni bir sayfa açılmıştı. Ben henüz okuma bilmediğim için anlamıyordum. Abim yavaşça öne doğru eğildi ve iyice yaklaştı bilgisayara. Okuduklarına inanamıyormuş gibi tekrar tekrar gözlerini ekranda gezdiriyordu. "Ne oldu abi? Olmamış mı?" diye sordum. Abim gülümsedi ve dolu gözlerle bana baktı. "Olmuş, hem de en güzeli olmuş." dedi ve gözünden bir damla yaş aktı. "Gerçekten mi? Bu çok güzel bir haber!" dedim ve ayağa kalkıp ona sarıldım. Benimle beraber oturduğu yerden kalkıp kahkahalar eşliğinde ağlayarak beni döndürdü. Bir yandan da "Allah'ım çok teşekkür ederim, bana bu duyguyu yaşattığın için. Sana binlerce kez şükrediyorum." diyordu. Ben de dayanamayıp mutluluktan ağlamaya başladığımda gözyaşlarımız eşliğinde kahkahalar atıyorduk. Dışarıdan bakan biri "Deli" diyebilirdi ama bizim için duygu patlamasından başka bir şey değildi.
O gün abim bana söz verdiği gibi, belki de cebinde kalan son parasıyla bana dondurma alıp parka götürdü. Beraber eğlendik, ağladık, güldük. Bunları yaşarken birlikteydik. Her zamanki gibi...
Bu anı bizim gerçekten kopmaz bir kardeşlik bağımızın olduğunu gösterenlerden sadece bir tanesiydi. Abimin de aklına bu anı gelmiş olacak ki o da ıslak gözlerle bana bakıyordu. "Hiç unutur muyum o anı?" dedim. "Şu an aynı o anda gibiyim. Ama rollerimiz değişmiş. Bir şey itiraf edeyim mi?" diye sorduğunda olumlu anlamda kafamı salladım. "Ben aslında o gün evde tek başıma bakacaktım. Hatta yanına gelmeden 20 dakika önce açıklanmıştı. Heyecandan ve stresten bakamadım. Arkadaşlarım bana, aileleri ile baktıklarını ve ailelerinin de onların streslerini azalttıklarını söylediler. Ben çok üzüldüm tabii. Çünkü benim beraber bakabileceğim bir ailem yoktu. Var olan tek kişi de hiç bir şeyi anlamayan, stres nedir bilmeyen henüz 5 yaşında bir kız çocuğuydu. Ben şansımı denemek istedim. Belki stresimi alırsın diye düşündüm. Bayadır görüşmüyorduk zaten özlemiştim. Yanına geldiğim anda, bir kere 'Abicim' demen bile benim içimdeki o stresi almaya yetti. O gün anladım aslında benim ailem, annem, babam, kardeşim ve ablam olan kişinin sen olduğunu. Hatta hatırlarsan Allah'a teşekkür ediyordum bana bu duyguyu yaşattığın için. Orada bana yıllar sonra aile duygusunu yaşattığı için şükrediyordum." dediğinde ikimiz de sular seller gibi ağlıyorduk. Daha fazla dayanamayıp boynuna sarıldım. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda abim beni daha çok kendine çekti. "Benim güçlü kızım." diyerek saçlarımı öptü.
Ondan ayrıldığımda gözlerimin hem ağlamaktan hem de uykusuzluktan kıpkırmızı olduğuna emindim. Bilgisayarı kucağıma aldım ve derin bir nefes verdim. Abimle göz göze geldiğimde bana, devam et, der gibi baktı. Ondan aldığım cesaretle bilgilerimi girdim. Site yoğun olduğundan biraz geç açıldı. Açıldığı an gözlerimi kapattım ve derin nefesler alıp tekrar açtım. Ekrana yaklaşıp baktığımda neredeyse bayılacaktım, ama mutluluktan...
Aldığım puan, istediğim üniversitede psikoloji okuyabileceğimi gösteriyordu. Abime baktığımda gurur dolu gözlerle beni izlediğini gördüm. Bilgisayarı kenara bıraktığımda sözleşmiş gibi aynı anda ayağa kalktık. Kollarımı boynuna doladığımda, eski günlerdeki gibi beni döndürdü. Mutluluktan çığlıklar atıyordum ve ağlıyordum. Az önce hatırladığım anı ile aynı duyguları yaşıyordum yıllar sonra. Abim beni yere indirdi ve kapıya baktım. Kapıda bizi mutlu bir şekilde izleyen yengemi gördüm. " Ben sana demedim mi? Sen istersen en zoru başarırsın diye." dedi ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldığımda içim içime sığmıyordu.
Sonrasında beraber kahvaltı yaptık ve ben de kızları unuttuğumu hatırlayarak onları aradım. Hepsi istediği bölüme gidecek kadar puan almıştı. Bir ara bunu kutlamak için buluşma ayarlamaya karar verdik.
Kahvaltıdan sonra Ece ile oynarken susmayan bildirimlere bakmak zorunda kaldım. Mesajlar Metehan'dan gelmişti. Bana bugün buluşma teklif ediyordu. 'Olur' yazmadan önce abimden izin almaya gittim. "Abim, canım abim. Bugün sınavlar açıklandı ya..." dedim nazlı bir sesle. "Eee?" dedi. "Ben dışarı çıkmak istiyordum zaten. Metehan da buluşalım yazmış. Onunla gidebilir miyim?" diye sordum. İlk başta anlamayan gözlerle yüzüme baktı. Daha sonra ise "Metehan mı?" dedi. Evet, anlamında başımı salladım. "Lütfen, hem şimdi kabul etmezsem alınır, darılır bana." dedim. Abim ise "Alınmaz o , sen merak etme. Kaç kere yüzüne saydırdım. Hâlâ etrafında dolaştığına göre yüzsüz." dediğinde şok oldum. Bunları bana söylememişti Metehan. "Ya, abi!" dedim. O da "İyi tamam git. Ama bir şartım var. Ece'yi de götüreceksin." dedi. Anında kabul ettim ve hazırlanmaya koştum. Çok fazla kısa olmayan Metahan'ın gözlerine çok benzeyen yeşil bir elbise giydim. Makyaj yaptıktan sonra Ece'yi de hazırladım ve evden çıktık. Bizi yengem götürdü buluşma yerine. O eve döndüğünde Ece "Hala, nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Parka birtanem." diye cevapladım.
Ben de abim gibi sınavı kazanmanın sevinci ile bir kız çocuğunu parka götürüyordum. Parkın önüne geldiğimizde elinde bir çiçek demeti ve bir çikolata ile bekleyen Metehan'ı gördüm. Siyah pantolon ve siyah bir gömlek giymişti. Bu durum onun gözlerini daha çok parlatmıştı, veya ben öyle görüyordum. Bizi gördüğü an yanımıza geldi ve Ece'ye çikolatasını verdi. Ece parka doğru oynamak için gittiğinde bana döndü. "Bunlar senin için. Ben çok fazla romantik şeylerden anlamam ama bir şeyler yapmaya çalıştım." dedi ve elindeki çiçek demetini bana verdi. "Çok teşekkür ederim, düşünmen yeter." diye çok klasik bir cevap verdim. Ardından gülümsedi ve bir kutu çıkardı. Anlamayan gözlerle ona bakarken içinden değerli bir kolye çıkardı. "Sana asla layık değil ama artık bir adım atmam için bunu yapmam gerekti. Aylardır sadece konuşuyoruz. Ben artık bir adı olsun istiyorum çünkü seni çok seviyorum. Benimle çıkar mısın Tomris Hatun?" diyerek gözlerimin içine baktı. "Evet, seninle çıkarım ben de seni seviyorum ama bu kolyeyi kabul edemem. Gerçekten kabul edemem." dedim heyecanla. "Senden değerli bir kolye değil. Sana bunu çok yakıştırdım ve haftalardır bunu düşündüm. Kabul et, lütfen." dedi. Yanlışlıkla normalde arkadaşlarımın arasında attığım o mahcup bakışı attım. Attığım an utandım çünkü gerçekten gariban bir bakıştı. Bu hareketime belirsiz bir şekilde güldü ama gülüşünü bastırmaya çalıştığı aşırı belliydi. Daha fazla uzatmadan arkamı döndüm ve saçımı elimle topladım kolyeyi takması için. Kolyeyi taktıktan sonra beraber Ece'yi görebileceğimiz bir banka oturduk.
Biz muhabbete dalmışken parktan gelen çocuk sesleri yükseldi. O tarafa baktığımda Ece'nin bir çocuğa bağırdığını gördüm. Çocuk Ece'nin yanında resmen küçücük kalmıştı. Neler olduğunu anlamak için ayağa kalktığımda Metehan da benimle beraber kalktı ve oraya gittik. "Ne oluyor burada?" diye sordum. Bütün çocuklar aynı anda konuşmaya başladı. "Susun! Tek bir kişi konuşsun." diye bağırdı Metehan susmaları için. Anında sesleri kesildi ve Ece anlatmaya başladı. "Hala, bu çocuk kızın saçını çekti ve ona vurdu. Ben de ona, senin bana öğrettiğin gibi davranıyorum." dedi. Gururla gülümsedim. Aferin kız, bakışları attıktan sonra "Doğru mu bu?" diye sordum çocuklara. Hepsi doğru olduğunu söylediğinde ise bu sefer çocuğu ben aldım karşıma.
"Bana bak, küçüksün biliyorum ama kızlara böyle davranamazsın. Eğer davranırsan, gece gelirim yanına ve o kıza ne yaptıysan sana aynısını yaparım. Duydun mu beni?" diye sordum. Anında korkuyla geri çekildi ve "Tamam." diyerek arkasını dönüp koştu. Ben de diğer çocuklara dağılmalarını söyledim ve Ece'yi de alıp oradan gittik. Bir kafeye oturduğumuzda Metehan bize bir şeyler ısmarladı ve en sonunda da bizi evimize bıraktı.
Eve gelince Ece'nin yaptıklarını ve artık Metehan ile sevgili olduğumuzu yengeme anlattım. Beni ilgiyle dinledi. Daha sonra da Metehan kısımlarını çıkararak abime anlattım. O da kızıyla gurur duyduğunu söyledi ve evde gerinerek gezdi.
Yorucu ve güzel bir günün ardından güzel bir uykuya daldım.
*****
Bölüm sonuuu.
Bölüm ve kitap hakkında yorumlarınızı söylerseniz sevinirim.
Oy vermeyi unutmayın.
💖💖💖
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |