
"Bilmiyorum harry belkide oda seni seviyordur,bence onunla konuşmalısın" dedim doğrusu ginnynin harry'yi sevdiğine şüphe yok ama biricik ginny'yi harry'ye satacak değilim "umarım öyledir lalyt" draconun meşhur elma ağacının önüne gelmiştik neredeyse kafama gelmek üzere olan elmayla konuşmamız bölündü bütün reflekslerimi kullanarak elmayı havada yakaladım ve bi ısırık alıp ağacın üstündeki dracoya baktım sırıtıyordu "benimle elmaları paylaşman çok hoş dray" ağaçtan atlayıp "bilirsin oldukça centilmenimdir" "bilmezmiyim" dedim draco üstüme yürüdü "pottahın centilmenliği kadar olmasada" dedi ve harry'ye referans yaptı arkadaki slytherinlerden kıkırtılar yükseldi harry fısıldar gibi-hem beni üzmemek hemde dracoyu dahada kışkırtmak adına ona tepki vermeme kararı almıstı- "O pottahı senin götüne sokardımda" dedi kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum ama draconun da aynı vaziyette olduğunu fark ettim ve dracoyla gözgöze geldik ve hiç olmaması gerekn birsey oldu ikimizde patladık~
Yaşananlardan bir saat kadar sonra herm, harry ve ron ağacın altında bahçede oturuyorlardı bugün bütün hogwarstın oy birliğiyle kabul etmiş olduğu-buna neredeyse hermione bile katılıyordu,neredeyse-haftanın en güzel günüydü yani cumartesiydi. Lalyt harrynin arkasına yaklaştı ve ronla hermione ye susun işareti yaptı ve harrynin gözlerini kapatıp "bil bakalım ben kimim" "Lalyt Pauline Black " dedi duygusuz gibi davranmaya çalışarak "yapma böyle harry" dedim yerdeki sergiye oturup "ne yapma lalyt beni düşmanımın yanında küçük düşürdün " o an harry için üzüldüm ama ona bunu fark ettiremezdim yoksa bundan faydalanmaya çalışırdı "özür dilerim harry amacım bu değildi gerçekten hatta kendimi tutmaya calabaladım hatta ne çaba ama çok komikti tutamadım kendimi özür dilerim" diyip yanağin̈dan öptüm "sana nasıl karşı çıkılır bilmiyorum" dedi ~
Draconun yanında yürüyordum kendime yalan söyleyecek değilim draco cidden çok hoştu yani her anlamda hem komik sosyal eğlenceli ve oldukça yakışıklı insanın onun gibi bir arkadaşı olması çok hoş lalyt draconun yüzüne baktım saçı böyle çok daha iyi gözüküyordu o illet şeyi sürmeyi bıraktığından beri yani draco lalyte dönüp tebessüm etti
Dracodan
Lalyte baktım bana bakıyordu ona gerçekleri söylemek için neler verirdim bilemezsiniz ama yapamam o beni sadece arkadaş olarak görüyor bunu bilmek bana acı versede böyle çok mutluyuz ve kendimi çok şanslı sayıyorum,onun arkadaşlığından çok memnunum o gerçekten çok güzeldi gün geçtikçe daha güzel oluyordu bence ama ne yazıktır ki bunu sadece fark eden ben değilim hogwarsta geldiğimizde beri bunun farkındayım bunları konuşmak istemesede lalytte farkında odamızın kapısının altından her sevgililer günü gibi günlerde aşk mektupları yağıyor ve bu mektupların yarısının sahibini bilmiyoruz yüce merlin kahretsin lanet riddle geliyor onu hiç sevemedim zaten ailem onunla arkadaş olmamı istiyor ama elimde değil lalytin onunla ilk tanıştığı günü hatırlıyorumda...
HOGWARSTIN İLK YILI
"Hadi lalyt derse geç kalıcaz" "abartma herm daha 20 dk var" "of anlamıyorum sizi ne güzel derse gideceğiz erkenden " " ben bahçedeyim bak harry tek hadi onla git istersen " "olur giderim" dedi hermi homurdanır gibi bu kız dahada düzelmez elma ağacına dayanmış duran bir kać çocuk ve draco orada duruyordu bende onların yanına gittim şansımı şey yapayım yani o çocuk draco değildi sarışın tanımadığım bir 1. sınıfta arkamı dönmüş çaktırmadan kaçmaya çalışıyordum ki binses duydum "bizden mi kaçıyorsun "dedi bu bir 1. sınıf siyah saçlı bi slydı gururum baskın geldi ve "sizden kaçacak birsey görmüyorum " dedim tam arka ı dönmüş gidecektim ki yine o çocuk "bende göremiyorum,ama sen yine de kaçıyorsun" dedi bude neydi böyle hızla arkamı döndüm çocuk üstüme geliyordu "madem bizde kaçacak bir şey yok tanışalım o zaman" dedi arkadaki ayak takımından onay mırıltıları geldi çocuk onlara öyle bir baktı ki hepsi sustu çocuk biz derken sadece kendini kast ediyordu bu çocuğu hiç sevmedim elini uzattı "matteho,matteho riddle " o çocuktan korktuğumu düşünmelerine asla izin veremezdim "Lalyt Pauline Black " dedim "bu kadar resmi olmana gerek yok lalyt" dedi ve bi anda elimden tutup beni bahçenin öbür tarafına götürmeye başladı "nereye gidiyoruz manyak mısın bırak beni" "hayır manyak değilim ve arkadaş olmak istiyorum" "sordun mu acaba ben istiyormuyum,derhal bırak beni" matteho kolumu bıraktı "nasıl istersen,ama arkadaş olabiliriz...değil mi?" "tamam olabiliriz" dedim sıkkın sıkkın "harika,bence biz iyi arkadaş olmak için doğmuşuz lalyt" dedi pür neşe "olabilir,gitmeliyim hermione'ye söz verdim" "hemen mi" "maalesef sonra konuşuruz ridlle" hızla ondan uzaklaştım bu çocukta hiç sevemediğim bir şey vardı odama koştum ve yatağıma oturdum başımı ellerimin arasına aldım ve direklerini dizlerimin üstüne koydum canım sıkılmıştı odaya draco girince gülümsedim o iyiki var
Günümüz
lalyt bana bunları odaya girince anlatmıştı
"Naber lalyt ve malfoy " bu ikisinin birbirinden hiç hoşlan,açığının farkındayım bende ridlle'a bayılmıyorum ama onunla uğraşmaya dahi değmez "seni görene kadar çok iyiydik aslında" dedi draco ona niye böyle dedin bakışı atmadım çünkü söylediği doğruydu "benimle derdin ne senin" "derdim olması için buna değer olman lazım ridlle" burun buruna gelmişlerdi birsey yapmam lazımdı hemen aralarına girip "çocuk musunuz merlin aşkına yapmayın" draco bi adım geri çekildi "hatrın için" ridlle omuz silkti "ben zaten lalyte bişe diyip gidecektim" draco homurdandı "dede git o zaman" ridlle onu duymazdan geldi "lalyt profesör lupin seni çağırıyor" "niye biliyormusun" ridlle gene omuz silkti bu hareketi umarım tekrar yapmaz o hareketi o kadar çok yaptı ki artık tiksiniyorum
BU BÖLÜMÜ ÇOKALAKASIZ BİTİRDİĞİMİN FARKINDAYIM AMA SÖZ TATİLDE DAHA ÇOK BÖLÜM GELİCEK OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |