18. Bölüm

Felix anlatımı İLEEE;))))

Hyunjin'in arabasına binmiş hızlıca gidiyorduk. Stresten tırnağını yemeye başlamışken bir el hissettim.

Elin sahibine baktığımda hyunjin olduğunu gördüm. İlk defa görüyormuşum gibi bakıyordum.

"Tırnağını yiyip durma lixiee stres yapma gidip kızımızı alıp gelicez"

"Olmuyor ister istemez stres oluyorum hyunjin buraya hiç gelmemeliydim. Seni pişman etmek isterken. ben pişman oldum... kızımı aldığım gibi gidicem..." Araba yavaşlamıştı ve sonunda durdu . Hyunjin sağa çekmiş bana bakıyordu.

"Hyunjin sürsene aracı kızımı o kadında ve ne yapabileceğini bilmiyorum"

"Gerçekten... Gidecek misin? Lixie seni tekrar bulduktan sonra bırakamam gidelim kızımızı alalım sakince konuşalım lütfen"

"Kızımı alıp iyice düşünecem ki büyük ihtimalle gidicem o yüzden kendini hazırla hyunjin böyle saçma şeyler yasatmasaydiniz belki aile bile olurduk" sınırlı ve seslice soyledigim şeylerden sonra hyunjin donmustu.

Bildiğiniz bir eli elimde bir eli direksiyonda bana dönmüş açık gözleri ile bana bakıyordu.

"N-ne dedin"

"gidicem dedim"

"Hayır ondan sonra lix"

"Ne dedim"

"Aile olurduk dedin lixiiee hala şansım var demek bu"

"Hayır sınırlı bir şekilde söyledim öyle değil olam-" hyunjin birden dudağıma yapışmış ve beni susturmustu. Özlemiştim onu öpmeyi fakat hemen kendimi toplamış onu itmistim.

Benim bu kadar güçlü olduğumu bilmiyormuş gibi şaşırmıştı. "Oha kas mi yaptın" dediğinde stresli bir şekilde güldüm .

"Hadi arabayı sur Hwang Hyunjin kızımı almam gerek"

"Tabii Felix bey isterse opebilir biz kimiz ki öpelim"

"Hadi hyunjin boş yapma!" Dün geceye yaptığı ima yüzünden onu terslemistim.

Eve geldiğimizde yuksek bir ses ile içeri giriş yapmıştık hizmetli hemen bizi büyük salona yonlendirdiginde sinirle girmiştim.

Gördüğüm bayan hwang ile sinir krizi gecirmistim, çok sakin bir şekilde kahve içiyordu.

"Hemen kızımı verin. Hemen dedim!!" Hyunjin kolumdan tutmuş sakın olmama için kulağıma fisildamisti.

"Anne hemen ryujini getir gidelim "

"Niye torunum değil mi? Bayan Lee gibi benimde sevme hakkım var"

Bayan hwangin dedikleri ile sinir krizi geçirdim.

"Senin sevme hakkin mi var? Haha şaka mısın ne senin ne de hyunjinin ryujini, kızımı sevme hakkınız yok neden mi?

Doğarken nerdeydiniz, çok korkmuştum çünkü ikimizin de canının tehlikeli olduğu söylenmişti! Peki ilk hasta olduğunda ateşi çıktığı için korkudan nasıl hastaneye gittigimi biliyormusunuz? Ha hangimiz yanımdaydı. Peki ilk konuştuğunda ilk kelimesini biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz değil mi? Hyunjine bir çocuğu olacağını söylediğimde bana ne dedi orospu iması yaparak babası kimse ona git demedi mi?? Şimdi gelmiş bana saçma sapan konuşmayın verin kızımı " neredeyse ağlamaya başlamıştım fakat son ses bağırarak konuşuyordum.

"Bu kadar mı? Benim haberim yoktu torunum olduğundan bilseydim daha önceden alırdım send-"

"Anne sacmalamayi kes ve ryujini getir ve gidelim" hyunjin bayan hwangin sözünü kesmişti.

"Ha siz peki kızım hakkında ne biliyorsunuz ismi neden ryujin ve ya kronik hastalığı ne hyunjin babası ise babaligini yapsaydı sende büyükanneligini yapsaydın şimdi gelip bana böyle konuşmaya hakki-"

"Hyunjin hyung babam mi?" Arkadan duyduğum ses ile sesim kesilmişti bu ryujindi. Hemen yanına gidip önünde eğilip kollarından tuttum.

"Prensesim iyi misin bir yerine bişey oldu mu?"

"Babam hyunjin hyung mu dedim??"

Ryujin ilk defa sesini yükseltmişti bana.

"Reyujin prensesim hadi baban ile eve gidelim orada konuşalım burası uygun değil" hyunjin sessizce konuşurken ben sessizce başımı eğmiş ağlıyordum.

"Tamam hadi eve gidelim baba" tam ayağa kalkmış ryujin'in elini tuttmustum ki elini çekip hyunjine döndü.

"Hyunjin babama dedim" hyunjin baba dediğine mi mutlu olsa yoksa aramizin bozulmasina mi uzulse kararsız kalmış gibi duruyordu.

Tam ryujin'e hayir benimle geleceksin diyecekken hyunjin grlmisti.

"Tamam prensesim şöyle yapalım beraber gidelim konuşalım sonra hm olur mu?"

Ryujin başı ile onaylamıştı. Göz yaşlarını sildim peşlerinden gittim. Aynı arabaya binmistim fakat ucumuzde konuşmuyorduk. Ryujin tablet oynuyordu.