
Masada duran kadehi alıp bardağa doldurdum. Bardağı alıp çalışma masasına doğru ilerledim. Oturup bilgisayarı açıp Ilgımı izlemeye başladım.
Biliyorum yaptığım yanlış birşeydi. Sapık değilim, onu izinsiz izleyecek kadar şerefsiz bir insanda değildim. Ama ona güvenmiyordum. Onu izlemem gerekiyordu. Her hareketini izlemem gerekiyordu. Çünkü onun kim olduğunu biliyorum.
O aşağılık adamın torunuydu!
Ilgım'ı çözemiyorum, farklı biriydi, çözmesi zor biriydi. Türkiye'nin en zengin adamlarından birinin Torunu, babasının örgütüde vardı paraya ihtiyacı yoktu. Babası büyükbabasından kopalı epey olmuş. Büyükbabasıyla görüşmüyorlar. Aile bağları tamamen kopmuş durumda, büyükbabasına çalışmıyorsa bu kadın niye burda? Ve neden benim karım?
Ya elime ulaşan bilgiler yanlış ki bu imkansız, yada.. Bu işe derinden girmem gerekiyor.
İçkimden bir yudum alırken Ilgımın hareketleri dikkatimi çekti. Elimdeki bardağı bırakıp bilgisayara yaklaştım.
Uyurken neden acı çekiyormuş gibiydi? Neden kıvranıyordu?
Yorganı sıkmaya başladı. Sanki uykusunda ona işkence ediyorlardı. Nesi vardı bu kadının?
Gözlerini hızla açtığını gördüm. Öylece tavana bakıp bir kaç kez derin nefes alıp verdi. Yüzünü avuçlayıp saçlarını geriye attı.
Yataktan doğrulup banyoya gitti.
Belliki bilmediğim çok şey vardı.
Bir kaç dakika sonra banyodan çıktı, çekmeceyi açıp bir şeyler aramaya başladı. Eline bir şey alıp içinden çıkardığı şeyi ağzına attı ve su içti.
İlaçmı kullanıyordu? Peki ne ilacıydı o?
Yatağa geçip oturdu.
"Kafamı sikeyim... Kafamı sikeyim! Nasıl kurtulacağım?"
Kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Eline küçük bir defter aldı ve yatağa yaslandı. Defteri okumaya başladı.
"Niye bunu okuyorsam artık. Yapacak bir şeyde yokki. Uyumaktan korkar oldum allah kahretsin ya!"
Kendi kendisiyle konuşacak kadar deliydi.
Aslına bakarsan oldukça hoş bir kadındı. Güzelliğinden bahsetmiyorum bile. İlk gördüğüm andan beri bir yanım hep onu görmek istiyor. Hele o yeşil gözleri. İsmi bile ayrı güzeldi, sanki bu isim onun için var olmuş gibi, ismi gibi güzel ve gizemliydi. İlk kez bir kadın ilgimi çekmişti.
Kendimi bildim bileli hiç bir kadın ilgimi çekmemişti. Ilgım... bilmiyorum farklı bir şey vardı.
Ama son olanlardan sonra, ona olan öfkem dinmiyor. Dinmek bilmiyor. Kandırılmış gibi hissediyorum ve bu benim asla kaldıramayacağım bir şey, ayrıca bir yabancıya böyle bir şeyden sonra çabuk çabuk ısınacak biri değildim.
Yatağından kalkıp komidinin üstünden sigarasını ve çakmağını alıp odadan çıktı. Nefret ediyorum şu sigarayı içmesinden. İçmede diyemezdim çünkü buna hakkım yok. Nasıl olsa onun hiç bir şeyi değilim. Evet kocasıyım ama 7 yada 8 saat sonra bu saçmalık bitmiş olacak.
Bu saatte, yarım akıllı sözde karım dışarda ne diye sigara içiyor!
"Sanane oğlum, kaptırdın iyice kendini, git yat zıbar" bardağımdaki son iki yudumluk içkiyide kafama dikip telefonumu aldım ve odama doğru gittim.
...
Gözlerini açtığımda sabah olmuştu, gene rahat uyuyamamıştım, uyku ilaçlarıda etki etmiyordu artık.
Yataktan kalkıp duşa girdim. Kıyafetlerimi giyip aşağıya indim.
Telefonum çalınca açıp karşı tarafı dinlemeye başladım.
"Günaydın efendim"
"Günaydın Serdar, ne yaptın bitti dimi bu iş?"
"Efendim bu gün müsaitseniz yüz yüze konuşalım"
"Olur serdar evdeyim bu gün, gelirsin"
"Tamam efendim"
Telefonu kapayıp yemek masasına doğru gittim.
Tüm ev ahalisi gelmiş kahvaltı ediyordu.
Ilgım ve Kıvanç tabiykide kahkaha atıyorlardı gene. Kutay ise somurtarak onlara bakıyordu.
"Günaydın abim"
"Günaydın yiğidim, neye gülüyorsunuz öyle?"
"Yengem Kutaya laf soktu ona gülüyorduk"
Yengemmi demişti o? Ilgımla göz göze gelmiştik. Gözlerini benden kaçırıp Kıvança döndü.
"Bir daha yenge dersen bu çatalı kafana saplarım"
"Kendinizi çok kaptırmasanız iyi olur, bu saçmalık en geç yarın bitiyor" dedim zeytine batırdığım çatalı ağzıma alarak.
"Ne bitmesi oğul?" büyükbabam endişeyle bana bakınca onu rahatlatmak için gülümsedim.
"Büyükbaba şirketle alakalı"
"Abi şirkete gidecekmisin bu gün"
"Yok şirkete bi koşu git gelde dosyaları getiri ver Kutay"
"Tamam abi"
Kahvaltımı ettikten sonra kalktım. "Hatice bana bi kahve getirsene yukardayım ben"
"Tamam efendim"
Çalışma odasına girip kapıyı kapattım.
Koltuğuma oturup dosyaları incelemeye başladım.
Bu Thomas denilen itte durmuyor yerinde. Adama 100 tam tahsilli koruma yolladık hala korkuyor.
Kapı çaldı.
"Gel"
"Efendim kahveniz, şey ayrıca bi Avukat geldi sizinle görüşmek istiyor"
"Gönder gelsin, bir kahve daha getir"
Hacer gittikten 2 dakika sonra Serdar içeri girdi.
Elimi uzatıp oturmasını söyledim.
"Gel Serdar hoşgeldin"
"Hoşbulduk efendim"
"Anlat bakayım durum nedir?"
Çantasından bir takım dosya çıkartıp bana vardi.
Elinden alıp incelemeye başladım.
"BU NE SERDAR!"
"Efendim kanun gerekçesi böyle"
Kapı çaldı, Hacer içeri girip kahveyi bıraktı ve çıktı.
"Yahu anlaşmalı olarak boşanılmıyormu Serdar, ikimizde istemiyoruz nasıl olsa"
"Orası öyle efendim. Anlaşmalı boşanma tabikide olabilir, lakin 1 yıl geçmeden anlaşmalı boşanma söz konusu bile değildir. Kanun buna kattiyen izin vermiyor. 1 yıldan az bir süre için çekişmeli boşanma olmalı ancak oda şimdilik pek mümkün değildir efendim"
"Nasıl mümkün değil?"
"Şöyleki 6 ay geçmeden boşanamıyorsunuz. Boşanma evrakını içeri verdim ama en az 6 ay geçmesi gerekiyor efendim"
"Ne demek bu?"
"Yani 6 ay boyunca boşanma mümkün değildir"
Elimdeki evrağı masaya fırlattım.
"Ne olacak şimdi? 6 ay boyunca tanımadığım biriyle evlimi kalacağım ben Serdar?!"
"Şimdilik yapabileceğimiz hiç bir şey yok efendim"
Ne olacaktı şimdi. Ne yapacaktık. Tanımadığım biriyle evli falan kalamazdım. Kaçarı göçeri yok bu günden sonra bizimle yaşamayacak. Onunla 3 hafta önce ki gibi birbirimizi hiç tanımamış gibi yaşayacağız, 6 ay sonra ise bu iş tamamen biticek.
"Tamam Serdar"
"Ben kalkayım artık"
"Kahveni içseydin"
"Yok sağolun efendim, büroda tonla işim var"
"Tamam, herşey için sağol"
"Ne demek efendim, benim için şereftir"
Serdar gittikten sonra Hacere Ilgımı çağırmasını söyledim. Pencerenin önüne gidip dışarıya baktığımda çardakta büyükbabam ve korumalarla oturmuş sohbet ediyordu. Kendisini herkese kolayca sevdirebilen bir yapısı vardı.
Hacer onun yanına gidip muhtemelen benim çağırdığımı söyledi. Gülen yüzü bir anda düştü ve ofladı.
O ayağa kalkınca bende gidip masamda oturdum.
Kapı çalınca "gel" dedim.
Kapıyı açıp içeri girdi. Yüzünde bıkkınlık vardı.
"Ne var gene?"
Nedense bu asi tavırları hoşuma gidiyordu. Kadınları bırak koskoca adamlar bile benimle konuşurken üsluplarını düzeltirken Ilgım tamemen samimi ve normal bir şekilde konuşuyordu benimle.
"Geç otur"
"İyiyim ben böyle. Malum oturursak kıyamet kopacak"
Dün oturmasına müsade etmediğim içindi bu tavrı.
"Geç otur dedim"
Karşıma geçip oturdu.
"Konuşmamız gereken konular var"
"Onun için geldim zaten"
"İyi dinle o zaman. Neyse avukatım geldi bu gün"
Kaşları çatılınca ciddileştiğini anladım.
"Ee ne oldu?"
"Kanunlara göre anlaşmalı boşanma için en az 1 yıl evli olmalıymışız"
"E çekişmeli boşanma olsun, korkma malında mülkünde gözüm yok, tek kuruşunu almam"
"Oda sandığınız kadar kolay değil küçük hanım"
"O ne demek?"
"6 ay süre geçmeden boşanamıyoruz demek"
"Şakamı bu, ne alakası var. Boşanmak istiyorsak buna ne engel olabilir ki?"
Boşanmayı çok istiyor gibiydi.
"Kanun böyle Ilgım"
"Ne yani 6 ay boyunca evlimi kalıcaz?"
"Evet ama tam olarak öyle değil"
Kaşlarını biraz daha çattı. Masaya doğru biraz eğildim.
"şöyle.. Durum şu ki seninle evli kalmak istemiyorum. Hatta senin gibi biriyle Aynı evde dahi olmak istemiyorum. Bu yüzden yarın sabah gün ağırmadan herşeyini toplayıp gideceksin. Sen eski yaşamına ben eski yaşamıma döneceğim. 6 ay sonra ise tamamen yabancı olacağız"
"sanki ben çok meraklıyım sana, bende seninle evli kalmak istemiyorum. Yarında gidiyorum, bir daha birbirimizi görmeyelim. Senin o suratsız yüzünü görmek dahi beni rahatsız etmeye yetiyor"
Bir anda yükselmişti. Söylediklerim onu rahatsızmı etmişti?
"Bu ne cürret!"
"Neye cürretimin olup olmayacağını sana sorucak halim yok"
"Çık odamdan!"
"Çıkıcam zaten Allah Allah"
"Farah çık sinirleniyorum"
"Dövecekmisin Akay?"
"Döverim çık!"
"Çıkmıyorum ulan varmı!"
Ayağa kalktı. Onunla birlikte bende ayağa kalktım. Damarıma basıyordu. Kim oluyorda benimle böyle konuşmaya cürret edebiliyor.
"Çık bak kötü olacak"
"Allah Allah"
"Ya sabır"
Farah Ilgım Gürsoy
Düzgünce konuşsaydı tamam diyecektim. Uzatmadan defolup gidecektim. Benim gibi biriyle aynı evde kalmak istemiyormuş, Allahım sabır ver yarabbim.
En iyisi içimi dökeyim sonra da defolup gideyim bu evden. Sinirlenip içimi dökmeden gidersem ölürüm.
"Senin gibi bir canavarın bırak karısı olmayı, arkadaşı bile olamam ben"
"Sen kim oluyorsun da benimle böyle konuşuyorsun?"
"Kes sesini bana sesini yükseltme!"
İşaret parmağımı öne doğru susması için uzatmıştım.
Yürüyüp bana doğru geldi.
"Yaklaşma bana be"
Dinlemedi beni. Dibime kadar girdi. Öne doğru uzattığım bileğimi sıkıca kavradı, canım yanmıştı.
"Yarın defolup gidiyorsun bir daha gözüm görmüyor seni anlaştıkmı, yarına kadar aç susuz kalacaksın geç odana gidene kadar sesini dahi duymak istemiyorum"
Şakamıydı bu adam. Aklı sıra beni cezalandırmayamı çalışıyor it herif.
Kolumu hızla çektim.
"APTAL HERİF! Bu günlere gelene kadar neler çektim ben, senin bir iki parça ekmeğine mi kaldım, beni o kadar sinirlendirdin ki hemen şimdi gidiyorum"
Arkamı dönüp hızla kapıya doğru yürüdüm. Bileğimden tutup sertçe beni kendisine çevirdi.
"Olmaz şimdi gidemezsin"
"Gidemezmiyim?!"
"Gidemezsin"
"Bal gibi de giderim"
Tam kapıya yönelip gidecektim ki kolumdan sertçe tutuldum.
"Sikerim artık ha. Biz'dekide kafa"
Kapıyı açıp beni odama doğru sürüklemeye başladı. Ben direniyordum ama adam öyle sert tutuyordu ki kolumu. Odamın kapısını hızla açıp beni odaya attı.
"Yarına kadar odada kalacaksın, sabah erkenden defolup gideceksin"
Kapının arkasındaki anahtarı alıp kapıyı kapattı.
"Kapıyı kilitleme bari ulan it herif"
Kapıyı kilitleyip gitti.
"NEFRET EDİYORUM NEFRET!"
Bölüm tam olarak istediğim gibi olmadı. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |