
Bölüm 12: Fırtına Öncesi Sessizlik
Altay, sabah erkenden karargâhta masasında oturuyordu. Önünde duran raporları incelemek yerine, bir önceki akşam Hilal’le yaptığı konuşmayı düşünüyordu. Zihni sürekli ona kayıyor, birlikte paylaştıkları o sessiz ama yoğun anı hatırlıyordu. Gölge Timi’nin lideri olarak birçok zorlukla yüzleşmişti ama Hilal’in hayatına girmesi, onun için başka bir mücadele anlamına geliyordu.
O sırada kapı çalındı. İçeri giren Emirhan’dı. Elinde birkaç dosya tutuyordu ama yüzünde her zamanki şakacı ifadesi vardı.
"Komutanım, yine dalmışsınız. Yoksa aklınız başka bir yerde mi?"
Altay, ona keskin bir bakış attı. "Emirhan, saçma konuşmalara vaktim yok. Dosyaları bırak ve ekibi topla. Yeni görev çıkabilir."
Emirhan, gülümseyerek dosyaları masaya bıraktı ve başını sallayarak dışarı çıktı. Altay derin bir nefes aldı. Hilal’le olan ilişkisini timden gizlemek istiyordu, ama bu göründüğünden daha zordu.
Hilal'in Kararsızlığı
Hilal, karargâhın arka bahçesinde tek başına oturuyordu. Elinde bir fincan kahve vardı, ama gözleri uzaklara dalmıştı. Altay’ın sözleri hâlâ aklındaydı. Onunla bir ilişkiye başlamak, hayatında bambaşka bir kapıyı aralamak anlamına geliyordu. Askeri disiplin, hayatlarının büyük bir parçasıydı ve kişisel duygulara fazla yer yoktu. Ama Altay’ın kararlı ve dürüst yaklaşımı, Hilal’in kalbini yumuşatmıştı.
O sırada Aylin yanına geldi.
"Hilal seni bu kadar düşünceli görmek alışık olduğum bir şey değil. Bir sorun mu var?"
Hilal, başını çevirip Aylin’e gülümsedi. "Hayır, sadece biraz yorgunum. Görevler ve raporlar insanı bazen yoruyor."
Aylin, kaşlarını kaldırdı. "Hımm, peki. Ama yüzünüzde başka bir şey var gibi duruyor. Belki de bu birinin etkisidir?"
Hilal, şaşırmış gibi yaparak, "Ne demek istiyorsun, Aylin?" diye sordu.
Aylin omuz silkerek, "Hiç, öylesine. Ama bazen insanın kendine dürüst olması gerek, Binbaşı." dedikten sonra uzaklaştı.
Hilal, Aylin’in ima dolu sözleri üzerine gülümseyerek başını salladı. Belki de haklıydı.
Yeni Bir Görev Geliyor
Günün ilerleyen saatlerinde Altay, brifing odasında tüm timi topladı. Gölge Timi her zamanki gibi görev disiplinine odaklanmıştı, ama odadaki atmosfer, Altay ve Hilal arasındaki gerilimi hissettiriyordu.
Altay, ekrana yansıyan haritayı göstererek, "Yeni bir görev gelmek üzere. Ancak şu an için yalnızca hazırlık yapacağız. Detaylar ulaştığında hemen harekete geçeceğiz. Herkes ekipmanını kontrol etsin ve hazırda beklesin," dedi.
Hilal, bir süre konuşmadan onu izledi. Altay’ın liderlik tarzına hayran olmamak mümkün değildi. Disiplinli ama ekibine karşı daima koruyucu bir tavrı vardı. Bu onu tim içinde sevilen bir lider yapıyordu.
Toplantı bittiğinde Hilal, odada yalnız kalan Altay’a yaklaştı. "Biraz konuşabilir miyiz?"
Altay, bakışlarını ona çevirdi. "Tabii, dinliyorum."
Hilal, derin bir nefes aldı. "Dün gece söylediklerin… Düşündüm. Haklısın. Hayatlarımız zor, ama bu, hislerimizi yok saymamız gerektiği anlamına gelmez."
Altay’ın yüzü yumuşadı. "Bu, senin için kolay bir karar değildi, biliyorum. Ama ne olursa olsun, aramızdaki güven her şeyden önemli."
Hilal gülümsedi. "Sanırım birbirimize bir şans verebiliriz. Ama önce ekibi bu duruma alıştırmamız gerekecek."
Altay hafifçe gülümseyerek başını salladı. "İkimiz için de bu yeni bir sınav olacak. Ama eminim, üstesinden geliriz."
Gece Yemeği
O gece, Altay ve Hilal, timle birlikte yemek masasında oturuyordu. Aylin, her zamanki enerjisiyle sohbeti yönlendiriyor, Emirhan ise yaptığı şakalarla ortamı yumuşatıyordu. Ama Altay’ın gözleri, sık sık Hilal’e kayıyordu. Hilal de bakışlarını kaçırmamaya çalışıyor, ama bunu fark eden Emirhan, gülümseyerek, "Komutanım bir gün bu bakışmalarınız yüzünden masayı yakacağız, farkında mısınız?" diye espri yaptı.
Altay, Emirhan’a sert bir bakış attı. "Emirhan, işine odaklan. Yoksa bir aylık nöbette canını zor kurtarırsın "
Hilal ise gülmemek için kendini zor tuttu.
Yemek bitip herkes dağıldığında, Altay ve Hilal yine baş başa kaldılar. Altay, Hilal’e doğru eğilerek, "Bu timde bazen fazla zeki insanlar var. Onları idare etmek zor olacak," dedi.
Hilal gülümseyerek, "Onlar da bizim kadar zeki olduklarını düşünebilir. Ama asıl liderler kim, belli."
Altay hafifçe gülümseyerek, "Haklısın. Herkes yerini bilmeli."
Hilal, bu gece her şeyin biraz daha kolaylaştığını hissetti. Onları bekleyen zorluklar olsa da, artık yalnız olmadığını bilmek, içine huzur vermişti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 538 Okunma |
101 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |