Merhabaaa noktalama işaretleri ve yazılarda yanlışlıklar olabilir kusura bakmayın lütfen
Yüzbaşı Altay Yaman, yıllardır Gölge Timi’nin liderliğini başarıyla üstleniyordu. O ve ekibi, birçok tehlikeli görevden sağ çıkmış, imkânsız görünen operasyonları tamamlamışlardı. Altay, timi bir aile gibi görüyordu; her bir üyeyi yakından tanıyor, onların güçlü ve zayıf yönlerini biliyordu. Fakat bu kez, beklenmedik bir gelişme tüm düzenini sarsacaktı. Karargâh komutanı, Gölge Timi’ne yeni bir lider yardımcısı atanacağını duyurmuştu. Üstelik bu kişi, Altay’ın geçmişinden biri olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Hilal Akıncı’ydı.
Hilal’in adı duyulduğunda, Altay’ın yüzünde sert bir ifade belirdi. Akademide birlikte eğitim almışlardı. Hilal, zekâsı ve azmiyle her zaman dikkat çekerdi, fakat aralarındaki sürekli rekabet, bir dostluk oluşmasına asla izin vermemişti. Yıllar önce yaşanan bir olay ise bu rekabeti kişisel bir çatışmaya dönüştürmüştü. Karargâha gelen Hilal, her zamanki gibi dik ve kendinden emin adımlarla ilerledi. Üniforması kusursuzdu, bakışları sertti. Gölge Timi’nin diğer üyeleri onu merakla süzüyordu. Hilal’in ilk izlenimi, profesyonelliği ve otoritesiyle etkileyiciydi. Ancak Altay’ın bakışları, bir hoşnutsuzluk barındırıyordu. “Astsubay Kıdemli Başçavuş Akıncı,” dedi Altay, soğuk bir sesle, “Ekibimize hoş geldiniz.”Hilal, Altay’ın sesindeki düşmanlığı fark etmesine rağmen sakinliğini korudu. “Teşekkürler, Yüzbaşı Yaman. Umarım birlikte çalışırken geçmişi bir kenara bırakabiliriz.” Altay, bu sözlere cevap vermedi. Sadece kaşlarını çatarak başını çevirdi ve brifing odasına yöneldi.
Brifing sırasında Hilal, operasyon planlarını dikkatlice inceledi. Görev “Sınır Ötesi Sessizlik” adını taşıyordu ve oldukça riskliydi. Teröristlerin sınırdaki bir üsse yığınağını bozmak ve esirleri kurtarmak üzerine planlanmıştı. Ancak detaylar incelendikçe, operasyonun zorlukları belirginleşiyordu. Hilal’in dikkatini çeken bir detay vardı: İstihbarat raporları tam olarak doğrulanmamıştı.“Bu kadar belirsizlikle mi operasyon yapacağız?” diye sordu Hilal, Altay’a dönerek. Altay, ona küçümser bir ifadeyle baktı. “Gölge Timi, belirsizliklerle çalışmaya alışkındır. Eğer bir sorun varsa, bunu şimdi söyleyin, sahada değil.” Hilal, sakin bir şekilde karşılık verdi: “Ben sadece ekibin güvenliği için her detayı sorguluyorum. Eğer bu sizi rahatsız ediyorsa, bu sizin sorununuz.”Ekibin diğer üyeleri, komutanları arasındaki bu soğuk diyaloğu sessizce izliyordu.Teğmen Emirhan Özdemir, sessizliği bozan ilk kişi oldu. “Komutanım, tartışmanız bittiyse, ekip için ekstra hazırlık zamanı ayırabiliriz.” Bu söz, odaya hafif bir gülüş getirdi, ancak Altay ve Hilal’in yüzlerinde herhangi bir yumuşama olmadı.Gece, operasyon öncesi son hazırlıklar yapılıyordu. Hilal, karargâhın kütüphanesinde operasyonla ilgili ek raporları incelerken Altay içeri girdi. “ Akıncı,” dedi sert bir sesle, “Bu ekip, senin gibi birine alışkın değil. Emirlerimi sorgulamadan uygularlar. Sahada da aynı şekilde davranmanı bekliyorum.”Hilal, gözlerini rapordan kaldırıp Altay’a baktı. “Bu timin lideri olduğunuz için saygımı hak ediyorsunuz, Yüzbaşı. Ama sahada kendi tecrübeme güvenmem gerektiğinde, bunu yapacağım. Eğer bu sizi rahatsız ediyorsa, şimdiden söyleyin.” Altay, bir an sessiz kaldı. Hilal’in tavrındaki kararlılık ona zayıf bir noktası olmadığını gösteriyordu. “Sadece herkesi hayatta tutmaya çalışıyorum,” dedi Altay, sesi biraz daha yumuşayarak.
Sabah olduğunda, karargâh hareketlenmişti. Silahlar kontrol ediliyor, çantalar hazırlanıyordu. Hilal, ekibin diğer üyeleriyle kısa bir tanışma konuşması yaptı. Teğmen Emirhan, Astsubay Hilal’in otoritesinden etkilenmiş görünüyordu. Astsubay Kıdemli Üstçavuş Aylin ve Astsubay Başçavuş Mert, onunla konuşurken tedirgin bir mesafe koruyordu.Altay, brifing odasında son emirleri verdi. Herkes sessizce dinliyordu, ancak Hilal zaman zaman küçük sorular sorarak planın daha netleşmesini sağladı. Bu, ekibin ona biraz daha ısınmasını sağlamıştı.Araçlar hareket ederken, Altay ve Hilal sessiz bir şekilde aynı araçta oturuyordu. İkisi de birbirine bakmamaya özen gösteriyordu. Altay, haritaya göz gezdirirken bir an Hilal’e döndü. “Sana güvenmek istiyorum,” dedi sessiz bir şekilde. Hilal, Altay’a dönüp gözlerinin içine baktı. “Göreceksin, Yüzbaşı. Sahada, geçmişin bir önemi kalmaz.”Araçlar yola çıkarken, sadece operasyon değil, iki liderin arasındaki gerilim de yeni bir dönemece giriyordu. Bu görev, hem Gölge Timi’nin hem de Altay ile Hilal’in kaderini değiştirecekti...
Canlarımm diğer bölüm perşembe günü yayınlanır .Sizi seviyorumm okuduğunuz için teşekkürlerrr 2. bölümü beklemede kalınn
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
538 Okunma |
101 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |