1. Bölüm

《Giriş》

Cornephelia
cornelianews

 

 

 

#Geçmiş#

 

Uzun binaların arasından yüzümdeki bıkkınlık ifadesiyle içimden söylene söylene yine aynı sokakları geçiyordum. Tanıdık sokağın köşesindeki küçük kedilere doğru baktım. Yine aynı yerde olduklarını görünce hafifçe gülümsedim.

Küçük ayaklarımı hıncımı almak ister gibi tekrar yerdeki su birikintisine vurdum.

Bu yapmaktan hoşlandığım bir şey değildi özellikle de annem görseydi canıma okurdu ama bu seferlik azarlanmayı hiçe sayıyorum çünkü daha büyük bir hedefim vardı.

Geçen sefer içeriye girmeme izin vermeyen o yaşlı kadına inanılmaz sinir olmuştum. Bak hatırlayınca yine sinirlendim. Temizlik hastasıydı işte, hatta annemle bu yönden o kadar çok beziyorlardı ki kesin akraba falan çıkarlardı.

Ayaklarımı yere sürte sürte bu ara sokakta tıpkı bir ışık feneri gibi parlayan dükkanın önünde durdum. İçerideki kitapları görünce anında mest olarak şapşal şapşal gülümsemeye başladım.

Camından içeriye kısa bir bakış attım. İçerideki kitapların büyüleyici dünyalarını düşünmek beni her zamanki gibi heyecanlandırdı.

Yaşlı kadının bana okuduğu ama bir anda yarım bıraktığı hikaye yüzünden gece uyuyamamıştım. Bir de o kadar heyecanlı bir yerde bırakmıştı ki? Kaç gecedir uyku girmiyordu gözüme.

Anneme yalvar yakar notlarımı yükselteceğimle ilgili tonla yalan söylemiş dil dökmüş sonra ise son kozumu onayıp bir posta da odama gidip için için ağlamıştım. Her zamanki gibi kıyamayan babam ilk odaya gelip yumuşayan kişi olmuştu.

Annemin arkadan "her seferinde bu numaraya kanıyorsun Anıl." diye bağıran sesini duysam bile bozuntuya vermemiştim.

Anneminde dediği gibi babam hep kanıyordu. Kedi gibi sırnaşmış tatlı tatlı öpücüklere boğduktan sonra ondan aldığım parayla ilk iş bu ışıltılı kitap evinin kapısına yapışmak olmuştu.

İşte sorun tam olarak burada başlıyordu, yaşlı kadın o gün çok pis olduğumu söylemiş ve beni içeriye almamıştı.

Sinir bunak özellikle su birikintilerine basmadan gelmiştim diye homurdanıp yalvar yakar zırlasam da bir işe yaramamıştı. Yok bu dayanıklılığı iyi biliyordum ben bu yaşlı kadının kesin annemle bir akrabalığı vardı.

Zalimler diye homurdanıp sokakta bağırmış ertesi gün tekrardan gelmiştim ama yaşlı kadın kapıyı açmamıştı.

Sinirinden saatlerce beklemiş saat çok geç olunca annemin yüzü aklıma gelmiş ve korkuyla eve gitmiştim.

Hayır madem romanı vermeyecektin niye okuyup en heyecanlı yerinde bırakıyorsun ya.

Elimdeki parayı sıkı sıkı tutarak kaç gündür dayanamadığım için yaşlı kadının bana anlattığı hikayeyi gidip arkadaşıma anlatmıştım ve bu ters tepmiş bir posta da onunla merak içinde beklemiştim.

En sonunda romanın devamını benden daha fazla merak eden arkadaşım sürükleyerek beni buraya getirmiş sonra da tıpış tıpış yüzme kursuna gitmişti.

Oflaya puflaya koluna yapışsam bile hiç bir işe yaramamıştı.

"Sızlanma Meva bana anlatıp beni de merak ettirdin git ve o yaşlı cadıdan hikayenin devamını öğren eğer inat edip söylemezse kitabı satın al." Diyerek kıçıma tekmeyi basıp sokağın ortasında terk etmişti beni.

Of o kadar plan yapmış ona anlatıp gaza getirmiştim. Onu yaşlı kadının üzerine salmayı planlıyordum ne de olsa bu Vera'ydı. İnat ettiği zaman alamayacağı hiç bir şey yoktu.

Ama ters tepmiş şimdi ben tıpış tıpış dükkanın önüne gelmiştim. Derin bir nefes alıp güçlü kal Meva diye kendime gaz verip cam kapıyı ittirerek içeriye girdim.

Yaşlı kadın elinde bana geçen okuduğu o kitabı tutuyordu. Sanki benim geleceğimi bilmiyormuş gibi, "Sen mi geldin Velet." Diye sorduğunda sinirle. "Yok daha yoldayım." Diye homurdanıp kendimden iki kat büyük çantamı çıkarıp sandalyenin ayağının uçuna attım.

Elimi cebime sokup parayı sıkıca tutup cebimden çıkarıp çıkarmamakta tereddüt ettim.

"Hey İhtiyar Babaanne yaptığın ayıp değil mi?" Yaşlı kadın kitabı sakince masaya koyarak bana doğru döndü. Tek kaşını kaldırdığında daha da gıcık olmuştum kadına.

"Ne yapmışım?" Bende anneme hep böyle diyorum ama yemiyor.

"Ne demek ne yapmışım geçen gün hikayeyi en heyecanlı yerinde yarım bıraktın meraktan üç gündür uyuyamıyorum ya el insaf." Yaşlı kadın kafasını yana yatırarak bana baktı.

Dağılmış koyu kızıl saçlarıma baktığını fark edince havam bozulmasın diye hemen saçlarımı düzelttim.

Benim bu halime gülüp, "Meşguldum velet hep sana zaman ayıramam ya."

Gözlerimi irice açtım, kaç gecedir uykuyamıyorum biliyor musun nine?

Büyük bir kararlılıkla cebimdeki parayı çıkartıp masaya koydum. Yaşlı kadının tek kaşı yine ahenkle kalktı.

"Bu nedir?"

"Yaşlandığın için aklın mı gidiyor para işte." Kadın eliyle kafama bir fiske vurdu.

"Dilinin çok uzun olduğunu biliyor musun velet, aynı annen gibisin?"

Elimle kafamı tutarken gözlerim kocaman açıldı. Allahım nolur kaç yıldır adını dahi anmamıza izin vermeyen her anneanne dediğimde ebu cehile dönüşen annemin kaç yıldır bize ne çektirdiği sen daha iyi biliyorsun.

Annemin nefret ettiği rahmetli diye gezdiği, bu kadın anneannem çıkmasın nolur ya.

"Sen benim annemi nerden tanıyorsun?" Dediğimde göz devirerek eliye paranın yanına masaya iki kere vurdu.

"Bu kitap satılık değil velet."

"Ya niye burası kitap satan bir yer değil mi nasıl satılık olmuyor."

"Bu özel bir kitap." Dediğinde göz devirdim. Ya sanki annemin yemek tarifi kitabı ne abarttın.

Annemde ne zaman yemek kitabına bir şey çizmeye hazırlansam gözleriyle öyle bir bakıyor ki ödüm kopuyor.

Yanaklarımı şişirerek yaşlı kadına baktım. "İhtiyar Babaanne nolur versene ya lütfen." Beni hiç takmadı masanın üzerinde kitabın yanındaki kahvesinden bir yudum aldı.

O nasıl yutmak ya tadını hiç sevmesem bile canım çekti.

"Birincisi büyüklerine ihtiyar demek çok kaba bir davranış hem niye babaannen oluyormuşum anneanne de babaanne olmayı hiç sevmem."

Allahım yemin ederim bir kitap uğruna rahmetli anneannem'i buldum galiba, evde üçüncü dünya savaşı çıkmaz değil mi?

Hafifçe öksürerek bu fırsatı lehime çevirdim. Kocaman mavi gözlere kimse dayanamaz.

"O zaman anneannecim bana hikayenin devamını oku lütfen hem benimle birlikte arkadaşımda çok merak ediyor lütfen." Diyerek gözlerimi belerttiğimde yaşlı kadın durgun bir ifadeyle yüzüme baktı.

Sanki çok uzak diyarlara dalmış gibi.

Fırsat bu fırsat diyerek gözlerimi hafifçe doldurdum. Nine kurbanın olayım.

"Aynı iguanalara benziyorsun." Öfkeyle ayağımı yere vurdum.

Ulan nine yeter be.

Hep büyüğe saygı diyorlar ama kimse küçükleri ciddiye almıyor.

"Kimmiş iguana nine sende annemin hint dizilerindeki kötü kadınlara benziyorsun." Dediğimde yaşlı kadının yüzündeki değişen ifade ödümü kopardı.

Şaka demek için çok mu geç?

"Şaka şaka yaptım anneanne ay çişim geldi ben bir tuvalette gideyim." Diyerek arka tarafa raflara doğru koştum.

"Buraya gel tamam kızmayacağım." Arkamdan bağırdığında iki saniye olduğum yerde durdum.

Hadi ordan be annem de hep öyle diyor götüme terlikle vuruyor yemem artık bu numarayı.

"Kitabı okumaya başlıyorum."

Gözlerim irice açılarak ayaklarımı yere sürte sürte yanına geldim.

O fark etmemişti ama ayaklarımdaki tüm çamuru yere sürtmüştüm.

Hişttt sessiz olum bu bizim aramızda.

Tam karşısında durup usluca ona baktığımda sandalyeyi işaret etti. Hemen tutuna tutuna zar zor çıktım. İnsan çocuklar için kısa sandalye yaptırırdı ya.

Yetişkinler çok düşüncesiz.

Kitabı eline aldığında heyecanla yerimde kıpırdadım. Ben onu büyük bir ilgiyle dinlerken o kaldığı yerden değilde baştan okumaya başlamıştı.

Söylenmemek için kendimi zor tutarak tüm odağımı ona verdim. Tanıdık artık neredeyse ezberlediğim girişi okumaya başladı.

"Çok eski zamanlarda insanların kaderlerini değiştirmekle görevli bazı ırklar vardı....."

 

 

Bölüm : 01.08.2024 12:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Cornephelia / Gölgesi̇z Düşler Kralliği•( Kırılma Serisi-1 )-'Mücadele' / 《Giriş》
Cornephelia
Gölgesi̇z Düşler Kralliği•( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele"

4.84k Okunma

783 Oy

0 Takip
38
Bölümlü Kitap
《Giriş》^1.1.Bölüm^ : 'Kaderi Belirlenmiş Yolculuk'^1.2.Bölüm^ : 'Aynadaki Yansımam'^1.3.Bölüm^ : 'Mühür'^1.4.Bölüm^ : 'Kaza Mı, Suikast Mi.?'^1.5.Bölüm^ : 'Başbüyücü'^1.6.Bölüm^ : 'Elwestar Ailesi'^1.7.Bölüm^ : 'Akşam Yemeği'^1.8.BÖLÜM^ : 'Kavuşma ve tartışma'^1.9.BÖLÜM^ : 'Ormandaki tehlike'^1.10.BÖLÜM^ : 'Şüphe ve karar'^1.11.BÖLÜM^ : 'Ana karakterin doğuşu'^1.12.BÖLÜM^ : 'Olumsuz duygular'^1.13.BÖLÜM^ : 'Döngü akademisi'^1.14.BÖLÜM^ : 'Zorbalara karşı'^1.15.BÖLÜM^: 'Görünenin arkasındaki görünmeyenler'^1.16. BÖLÜM^: 'Satırlar arasında'^1.17.BÖLÜM^: 'Diane'nin Peşinde'^1.18.BÖLÜM^ : 'Görülerin Başlangıçı'^1.19.BÖLÜM^: 'Akademi toplantısı'^1.20.BÖLÜM^: 'Kötü kadın şüpheli'^1.21.BÖLÜM^: 'Sadakat yemini miydi şimdi bu.?'^1.22.BÖLÜM^ : ‘Elwaster Dükanlığı’^1.23.BÖLÜM^: 'Yabboz parçalarını birleştir'^1.24.BÖLÜM^: ‘Festival Operasyonu’^1.25.BÖLÜM^: 'Azıcık damardan milliyetcilik verelim dedik'^1.26.BÖLÜM^: ‘Cesaretten doğan kahramanlar’^1.27.BÖLÜM^: ‘Akşın dışında kalanlar’^1.28.BÖLÜM^: ‘ Nesli tükenmiş yaratıklar ve kafa karıştırıcı gelişmeler’^1.29.BÖLÜM^: ‘Gölgesinden kaçmaya çalışıp düşlerindeki krallığa sığınan çocuk’^1.30.BÖLÜM^: 'Köle tacirinin inine nasıl girilir adlı çalışma'^1.31.BÖLÜM^: 'Baskın basanındır'^1.32.BÖLÜM^ : ‘Ufak bir zihin yolculuğu’^1.33.BÖLÜM^ : ‘Öldürülecekler listesi mi yok daha neler’^1.34.BÖLÜM^: ‘Kaleyi içten fethetmeliyim’^1.35.BÖLÜM^: ‘Geçmişin parçaları’^1.36.BÖLÜM^: ‘Döngünün Eşiğinde’^1.37.BÖLÜM^: ‘Titrek Eller, Sessiz Çığlıklar ve Nefessiz Anlar’
Hikayeyi Paylaş
Loading...