
Anne olmak neydi? Bilmezdi ki Sabiha. Hayatı boyunca hep çocuk olmayı bilmişti anne olmayı değil. Çocuklar ile çocuk gibi oynamıştı anne gibi davranmamıştı. Bilmezdi Sabiha anne olmayı. Tek bildiği çocuk olmak , çocuk gibi davranmak, hareket etmek. Annesinin nasıl davrandığını düşünmeye çalıştı. Annesi , babası tarafından bir kez aldatılmamıştı ki. Annesi hep çok sevilmişti. Annesi sevdiği adamdan çocuk yapmıştı. Sabiha mutlu ailede büyümüştü. Birbirini çok seven anne ve babanın çocuğu olmuştu.
Sabaha kadar yattığı yerde ağlayışları dinmemişti. Hamileydi. Karnında bir çocuk vardı. Pişmanlık ile kavrulmuştu ve o pişmanlık sonucunda çocuk olmuştu. Keşke yapmasaydım, beraber olmasaydım dediği adamdan tek bir ilişkiye girmede çocuğu olmuştu. Ne yapacaktı şimdi? Bir çocuğa kıyacak kadar cani değildi. Kendisinden olan parçayı aldıracak kadar vicdansız olduğunu düşünmüyordu. Ne yapacaktı? Mesleğinin başında değildi. Ailesi toprağın altındaydı. Denize sığınmak istese biliyordu Deniz sahip çıkardı ama yük olmak istemiyordu. Rahmi albayın yanında kalsa Suskunun evi burasıydı. Dağdan gelip bagdakini kovmak istemezdi Sabiha. Nereye gidecekti? Yoktu. Gidecek bir tane akrabası yoktu. Deniz vardı lakin oda hamileydi ve arkadaşına yük olmak istemiyordu.
Kimsesizlik ilk defa canını bu kadar yaktı.
Yatığı yerden zor kalkabildi Sabiha. Tekrar odaya geçtiğinde kapıya yaklaşıp dinledi. Suskun hala kapının önünde oturuyordu. Gitmemişti. Sabaha kadar oturmuştu. Sabihanın kapıyı açmasını bekliyordu. Rahmi albay kalk odana geç dediği halde kalkmamıştı. Kalkamazdı. Gecenin bir vakti Alev battaniye getirdiği halde üzerine örtmemişti Suskun. Sabiha içerde ağlarken ha üşmüş ha üşümemiş fark etmiyordu. Gecenin bir yarısı Latifte yemek getirmiş yememişti. Sabihada yemek yememişti. Sabiha yemek yemeden Suskun yemek yiyemezdi.
İki adım attıp geriledi Sabiha. Yatağına yürüyorken kıyamadı bir tarafı. Sabaha kadar kapının önünde oturuyordu. Hala kıyamıyordu Sabiha. Adımlarını zorlayarak kapıya ulaştı. Kilidi açıp kapıyı usul usul açtı. Suskunun kafası anında yukarıya kalktı. Konuşmadı Sabiha. Kapıyı açık bırakıp yatağın üzerine oturdu. Saatlerce ağlamaktan şişmiş gözlerine avuç içlerini bastırıp ovuşturdu.
Yerinden kalkıp kapıyı kapatıp yatağın diğer ucunada Suskun oturdu.
Uzun bir sessizlik kuruldu aralarına.
Burnunu çekti Sabiha. Sinirli değildi artık yorgundu, kalbi kırık, acılar içindeydi. Söylemek istemesede söylemek zorunda kaldı. " Hamileyim."
Şaşkın bakışları Sabihayı buldu Suskunun." Ne ?"
Kafasını öne eğip dudaklarını dişledi." Hamile kalmışım. Çocuğu aldırmam Suskun. Bakmak istersin yada istemezsin sana kalm..."
Sinirle ayağa kalktı Suskun." Ne saçmalıyorsun sen Sabiha?"
Aynı sinirle ayağa kalktı Sabiha." Eski sevgilini unutamamışsın ya benden olan çocuğu istemezsen diye söylüyorum. Çocuğumu aldırmam Suskun. Seviyormuş gibi oyun oynasanda bu çocuk oldu."
Sabihayı bellinden kavradığı gibi kendine çekti Suskun. Sabihanın çenesinden kavradığı gibi yukarıya kaldırıp gözlerine yaklaştı." Benim sevgim sana oyun mu geliyor Sabiha? Çocuğumu ortada bırakacak adam gibi mi duruyorum oradan?"
" Oyunmuş demeki bir telefonda koşa koşa beni yatakta bırakıp o kadının yanına gidecek kadar sevgin varmış!" Suskunun göğsüne ardı ardına vurup uzaklaşmak istedi. Olmadı. Bırakmadı Suskun." Çocuk gibi oynadın benimle. Elde ettin bedenime sahip oldun sonra eski sevgilin arayınca kollarına ko..."
Sabihanın yüzüne biraz daha eğildi Suskun. Sessi sinirli ve kısık çıktı." Beni orospu çocukları ile bir sakın tutma Sabiha. Seni bedenin için sevecek bir adam asla değilim. Hele bedenini kullanıp kenara atacak orospu çocuğu hiç değilim."
Sabihada geri durmadı." Hadi bu böyle. Sen hala o kadını unutamamışsın Suskun! Sen o kadını seviyorsun hala."
" O kadının yanına gönlüm isteyerek gittiğimi sanıyorsun ha Sabiha? Hiç mi tanımadın beni Sabiha? Hiç mi?"
Sessiz kaldı Sabiha.
" O kadının yanına gitmemin sebebi gardiyanı rehin almış. Öldürmesin diye gittim lan! Beş yıldır yanına dahi gitmedim. Sen olmadan öncede yanına gitmedim Sabiha şimdi sen varken mi gideceğim? O geçirdiği siktiğimin krizleri yüzünden gardiyana zarar vermesin diye gittim."
" Ya o zaman ne diye bana söylemedin? Belkide tekrar barışırız Sabihayıda bir şekilde idare ederim diye düşünmüşsündür."
Dişlerini olabildiğince kuvveti ile sıktı Suskun." Sabiha."
" Ne Sabiha? Ne ?"
Gözlerini yumup derin bir nefes eşliğinde sakinleşmeye çalıştı Suskun. " Ben senin üzerine gül koklamam. Sana söylemiş olsaydım üzülecektin. Tamam amına koyim hatalıyım! Seni yatakta bırakıp o kadının yanına gidiyorum demeye dillim varmadı lan ! Eşek dillimi sikiyim söyleyemedim."
Göz yaşları tekrar süzüldü Sabihanın." Seviyor musun o kadını?"
" Senden başkasını gözümü görüyor lan benim? Köpek gibi aşığım lan ben sana! Kapının önünde sabaha kadar köpek gibi bekledim. Anlamıyor musun? Hayvan gibi sevdim ben seni Sabiha!"
Kafasını öne eğmeye çalıştı Suskun engel oldu." Ya kullandın mı beni?"
" Seni kullandığımı mı düşündün cidden?" Sessiz kaldı Sabiha. Hayal kırıklığı içinde baktı Suskun." Demek benim sevgim senin gözünde oyun? Senin bedenini kullanıp kenara atacak kadar orospu çocuğuyum? Çocuğuma sahip çıkmak istemeyecek kadar şerefsizim? Senin çocuk duygularını kullanacak kadar pezevenkin önünde gideniyim?" Gözlerini tekrar yumdu Suskun. İçinde kabaran öfkeyi dizginlemek zordu. Bir anda Sabihanın ellini kavrayıp kapıya doğru yönelti. " Gel o zaman sana ne kadar aşık olduğumu kanıtlayım. Maddem sen beni tanıyamadın gerçek Suskunu sana deliler ve icraatlarla kanıtlayım." Odanın kenarında duran Sabihanın çantasını da alıp odadan çıkartıp merdivenlerden indirmeye başladı." Seni oyun için mi gerçek mi sevdiğimi gösteriyim. Bedenini mi kullanmak istediğimi kanıtlayım."
Ellini sıkı sıkıya kavramış Suskunun arkasından adeta koşarak geliyordu Sabiha." Suskun dur ne yapıyorsun?"
Merdivenleri inince hızlı adımlarla dış kapıyı açıp çıktı Suskun." Kanıt istemiyor musun? Kanıtlayacağım."
Bahçenin kenarında kahvaltı yapanlar ayağa kalktı." Ulan Suskun ne yapıyorsun?" Dedi Rahmi albay.
Alev endişe ile bir adım attı." Abi dur ne yapıyorsun? " Dinlemedi Suskun." Ay adamın gözü dönmüş biri durdursun."
Latif sağa sola sallandı." Suskunun gözü dönmüş... Suskunun gözü dönmüş... Suskun çok sinirli çok sinirli. Sinirlenmiş Suskun."
Gelen seslerin hiç birini dinlemedi Suskun. Hızla sokağa çıkıp arabayı açtı. Sabihayı kucağına aldığı gibi ön koltuğa oturttup sürücü koltuğuna geçti. Zaman kayıp etmeden arabayı çalıştırıp gazı kökledi.
Yandan ürkek bakışlarla bakabildi Sabiha. Suskunun bu kadar kontrolden çıktığını görüşü ilkti. Sinirden tüm damarları şişmişti. Konuşmadı , konuşamadı Sabiha. İçli içli ağlamaktan başka hiçbir şey yapamadı.
Suskun o kadar hızlı sürüyordu ki arabayı. Sinirini zapt etmek ilk defa bu kadar zordu. Siyah gözleri deliye dönmüştü. Sabihanın sözleri tüm gece beyninin içinde dönmüştü. Her kelimesi beyninin içinde yankılar uyandırmıştı. Sevgisini oyundan ibaret düşünülmesi , bedenini kullandığını düşünülmesi, aldatan erkek konumunda olmak , iki kadın arasında gidip gelen erkek konumunda olmak ve şimdi ise çocuğuna bakmayacak kadar şerefsiz yerine konulmak gurura dokunuyordu. Sevdiği kızdan çocuğu olmuştu öğrendiği duruma bak.
Bir saate bitecek yol hızlı sürmesi sonucunda yirmi dakika içinde bitmişti.
Kafasını kaldırıp geldikleri binaya baktı Sabiha.
Evlendirme işleri ve dairesi.
Hafifçe yutkundu Sabiha." Neden geldik buraya?"
" Kanıt istemiyor musun?" Cevap vermedi Sabiha. " Al sana kanıt şimdi benimle evleniyor musun? Evlenmiyor musun? Karım olmaya var mısın?"
Gözleri kocaman açıldı Sabihanın." Şaka mı yapıyorsun?"
" Hiç ciddi olmadığım kadarıyla ciddiyim."
" Suskun..."
Önünde bulunan boşluğa baktı Suskun." Bak Sabiha ben hayatımda üç kişiyi benim diye benimsedim. Kız kardeşim Melek , bebeğim ve seni. Üç kişiye aitlik eki getirebildim. Melek ve bebeğimi kayıp ettim. Seni de kayıp etmek istemiyorum Sabiha. Öyle romantik olmayı bilmem. Göt kafalı herifin tekiyimdir. Çok konuşmam. Bu öğretildi çünkü. Baba kim bilmem anne ise madde bağımlısı bir kadındı. Sesime tahammül edmezdi. Babaya benziyormuş sesim. Terk eden , benim doğacağım gece anneyi terk eden babaya benziyormuş sesim. Anne sevmezdi sesimi. Sesimi bastırmaya alıştım. Korktuğumdan değil bunu öğrendim. Bu hayata ben sadece kız kardeşim ve sana bu kadar uzun konuştum Sabiha. Kardeşim yangından öldü. Anne madde yüzünden krizler geçirirdi. Meleğin astımı vardı." Genzi yandı Suskunun. O gece bir bir tekrar önüne geliyordu. " Anne sigara içince astımı tutardı. İlacı bitmişti. Almaz isem astımı tutabilirdi. O gece ilaç almak için evden çıktım. Çıkmadan önce de kardeşim, anne kriz geçirip zarar vermesin diye kapıyı kilitledim. Korumak istedim Sabiha anlıyor musun? Korumak istedim..."
Dondu kaldı Sabiha. Suskunun en uzun konuşması oluyordu ve hayat hikayesini ilk defa anlatıyordu. Suskunun elini kavrayıp okşadı. Devam etmesi için destek vermeye çalıştı.
" Odadan çıkınca anne madde içiyordu ilk defa öfkeme hakim olamadım. Kardeşimi korumak istedim. Geçtim karşısına konuştum. Sus dedi sus. Evden çıktığımda benim hala karşısında durduğumu düşünerek elline ne geçti ise sağa sola savurmuş. Evde elektrik olmadığı için mum yakardık. Anne bakmazdı bize. Kardeşime anne , baba , abi ben oldum Sabiha. Baktım tuvalet ,bina gerektiği yerde çöp toplayıp bok bile temizledim. Sırf kardeşim mutlu olsun diye. Elline geçen mumları koltuğa, perdeye attınca ev yanmış. Kendi canını kurtarmış ama kız kardeşimi yangınlar içinde bırakmış. İlacı bulup geldiğimde ev yanmış kül olmuştu. Siyah torba içinde bedeni yanmış kız kardeşim vardı. Anne beni suçladı. Ben konuşmamış olsaydım mumları atmayacaktı. Kapıyı kilitlememiş olsaydım kardeşimi kurtarma şansları daha fazla olacaktı."
Gözleri kocaman açıldı Sabihanın bir yandan da yaşlar bir bir süzüldü yanaklarından aşağıya doğru. Suskunun akmayan yaşları Sabihanın yanaklarından süzüldü." Senin suçun değil. Kardeşini korumak istemişsin sadece. Senin suçun değil."
Kafasını geriye yaslayıp duygularını kontrol almaya çalıştı." Ne önemi var Sabiha? Melek gitti. Ben çocuk olmayı bilmem Sabiha. Hayatım boyunca hep olgun davranmak zorunda kaldım. Çocuk olursan kızmam tam tersi severim. Konuşmam ama saatlerce dinlerim seni. Sev dersen severim. Senden başkasını gözüm görmez. Her kararırının arkasında durur destekçin olurum." Yorgun gözleri Sabihayı buldu." Beni bu şekilde kabul edersen evlenmek isterim Sabiha. Beklemek , bekletmeyi de sevmem. Tam şuanda evlenmeye var mısın benimle?"
Kafasını öne eğip ürkek gözlerle baktı Sabiha.
Hafifçe kaşları çatıldı Suskunun." Sabiha korkuyor musun benden?"
Kafasını anında kaldırdı Sabiha." Bunu nereden çıkartın?"
" Ürkek bakıyorsun."
Koltuktan kalkıp Suskunun kucağına kuruldu Sabiha." Suskun benim bu hayata en çok güvendiğim insan sensin. Senden nasıl korkarım." Suskunun yüzünü kavrayıp dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu." Ben özür dilerim bilmiyordum böyle bir hayatın olduğunu bilmiyordum. Anlamadım çok özür dilerim."
Alnını Sabihanın alnına yasladı." Sabiha çok seviyorum seni. Ne o kadını ne başkasını. O kadın anneye benziyordu Sabiha. Mesleğiminden atılma sebebim dahi o kadın. Haindi. Vurmam gerekirdi ama vuramadım Sabiha."
" Neden?"
" Bebeğimi taşıyordu Sabiha. O gün onu vurmuş olsaydım bir ömür boyu vicdan azabıyla yanardım. Sırf o gün vurmadığım için mesleğiminden uzaklaştırma aldım lakin o kadın madde kullanarak bebeğimi düşürdü. Kardeşimin mezarının yanına gönül birde not bırakıp gitmiş. Bebeğimin mezarına dahi sahip çıkmadı Sabiha."
Avuç içini Suskunun yanağına yaslayıp usul usul sevdi Sabiha. Konuşması için destek vermeye çabaladı. Mavi gözler, siyah gözler içine daldı.
" Göğsümde ki yarayı kim yaptı diye sormuştun ya."
İki kaşı havalandı Sabihanın şok içinde." O kadın mı yaptı?"
Başıyla onayladı Suskun." Evet . Ben beş yıl önce kendi ellerimle hapise attım Sabiha. Söylesene Sabiha sevmiş olsaydım atar mıydım hapise? Hemde kendi ellerimle?" Durdu. Hayatında en uzun konuşmayı Sabihaya yapıyordu bugün. " Bak Sabiha benim hayatım zordur. Asker adamım. Göreve giderim aylarca gelmem , her an ölüm ensemde geziniyor, kimliğim sürekli değişir. Bir tek sana söylüyorum gerçek adım Suskun Akkat. "
" Konuşkan değil mi?"
" Değil. Gizli kimliğim Konuşkan gerçek ise Akkat. Benim hayatım, kişiliğim bu kabul edersen evlenmek istiyorum seninle."
Melül melül göz kırpıştırdı Sabiha." Gerçekten evlenmek istiyor musun?"
" Fazlasıyla."
Derin bir nefes aldı Sabiha. Kalbini kontrol etti." İstiyorum." Suskunun yüzüne usul usul öpücükler kondura kondura konuştu." Ne konuşmaman sorun benim için nede çocuk olmaman. Seni sen olduğun için severim. Beni sevmen yeterli benim için."
" Severim."
" Hep mi?"
" Hep."
Gülümsedi Sabiha." Suskun seni bu hale getirdikleri için ben özür dilerim. Senin sesin çok güzel Suskun. Sesini çok seviyorum."
" Bende."
" Ne sende?"
" Sesini seviyorum."
Gülüşü biraz daha büyüdü Sabihanın. " Tamam o zaman bende söyleyim. Ben çok çocuk gibi davranırım. Her gece çizgi film izlerim bazen çok nazlanırım. Her iş ellimden gelmez. Kalbim çok hassas olabiliyor. Belki senin kadar olgun olamam."
" Olma."
" Neden?"
" Çocuk yanını seviyorum."
Kıkırdadı Sabiha." İşte öyle ama ellimden geleni yapmaya çalışırım." Durdu. Bir anda yükseldi." Anne olmayı bilmiyorum!"
" Hiç anne olmadığın için bilmemen normal değil mi?"
" Offf hep senin yüzünden tekte hamile bırakmayı nasıl becerdin ya?"
" Nişancılığım iyidir." Sabihanın belline kollarını dolayıp daha da kendisine doğru çekti. " Beklemeyi sevmemiş olduğumu söylemiş idim?"
" İlişkimizin ilk icraatı çocuk oldu farkında mısın?"
" İyi icraat."
Kaşlarını çattı Sabiha." Konuyu ciddiye alır mısın? Hamileyim hamile."
" Ciddiyim ben. Aferim bana güzel iş yapmışım."
" Suskun çocuğumuz iş mi?"
Kocaman kahkaha attı Suskun. " Tamam ne diyorlar?" Yüzünü buruşturdu." Ha aşkımızın meyvesi." Sabihanın kaşları sevimli sevimli çatılınca gülüşü büyüdü." Allah'ım ne güzelde çatıyor kaşlarını."
" Suskun!"
" Tamam ciddiyim."
Derin derin nefesler aldı Sabiha." Ne yapacağız?"
" Dokuz ay karnında tutman gerekiyor galiba."
Gözlerini hafifçe devirdi Sabiha." Bak sen şu Allah'ın işine ben bilmiyordum." Tekrar yükseldi." Rahmi albaya ne diyeceğiz?"
En umursamaz haliyle cevap verdi Suskun." Torunun oldu."
Dudaklarını büzüp baka bildi." Az ciddiye al ne olur adam şu işi."
" Sabiha."
" Efendim."
" Sevişir iken işi ne kadar ciddiye almışım ki tekte hamile bırakmışım seni."
Dudaklarını daha da büzdü Sabiha. Umursamaz bir adamla olamanın zor yanları hayli zordu." Rahmi albay daha geçen ay Murat abinin poposunda kurşun patlatıyordu ve ya beni sana vermez ise?"
" O iş bende."
Boş boş göz kırpıştırdı Sabiha." Nasıl?"
" Görürsün. Gel nikah günü alalım artık."
Ellerini neşe içinde çırptı Sabiha." Ayyy hadi."
Gülümsedi Suskun." Gel o zaman karım yapıyım seni. Yuvam, ailem , hayatım ol." Kapıyı açıp Sabihanın belinden kavradığı gibi indirdi Suskun. Arabadan Sabihanın çantasını da alıp elleri arasına verdi. Sabihanın ellini kavrayıp binaya yöneldiler.
Binanın içine girince Sabihanın içi kıpır kıpır oldu. Daha kaç saat önce keşke yapmasaydım dediği her şeyi şimdi iyi ki yapmışım diyordu. Doğru adamı sevdiğini bir kez daha anlamıştı Sabiha.
Sıra alma gereği duymadan bir odaya yöneldi Suskun." Dur ne yapıyorsun sıra almamız gerek."
" Boş ver gel."
Suskunun çekiştimeleri sonucunda odaya girdiler. Bilgisayara kafasını gömüş olan adam adım seslerini duyunca kafasını karşıya çevirdi. Gördüğü sima ile ayağa kalktı anında." Suskun abi hoş geldin. Hayırdır abi?"
Masanın karşısında bulunan sandaleye oturup yayıldı Suskun." İşimiz var."
" Ne işi abi?"
Ters ters baktı Suskun." Buraya geldiğime göre ne işi olabilir?"
Sandalyeye oturdu adam. " Evlenecek misin abi?"
" Yok birader ebem evlenecek."
Boş boş göz kırpıştırdı adam." Eben niye evleniyor abi?"
Kafasını hafif sağa yatırıp en tersinden baktı Suskun." Gökhan oğlum sen salak mısın? Yoksa salak ayağına yatan tam bir mal mısın? Bir aydınlat beni."
Kafasını kaşıyıp boş boş göz kırpıştırdı Gökhan." Yok abi. Evlenecek olan sensin ve." Sabihaya göz ucu baktı." Hanım kardeşimiz dimi?" Başıyla onayladı Suskun. " Abi sen evlenir miydin ya?"
" Niye lan evlenemez miyim ben?"
Hafifçe tebessüm etti Gökhan." Evlenirsin tabi abide senin evleneceğini düşünmezdim." Bilgisayara dönüp sistemi açtı." Kimliklerinizi alabilir miyim?" Kendi kimliğini uzattı Suskun. Acele acelede Sabiha çıkartıp uzattı. Kimlikleri aldı Gökhan sisteme girdi." Ne zaman evlenmek istersin abi?"
" En yakın tarih ne zaman?"
Ekrana bakıp bir iki tuşa bastı Gökhan." Bir hafta sonraya var abi olur mu?" Başıyla onayladı Suskun. " Tamam abi ayarladım." Kalem ve kağıt alıp yazması gereken notları yazıp uzattı." Abi bu belgeleri bugün içinde çıkartın. Gün içinde tekrar gelirseniz işleminizi tamamlamış olurum."
Kağıdı alıp kısa bir göz gezdirdi Suskun. Yerinden kalkıp küçük bir baş hareketi ile eyvallah çekip Sabihanın ellini tekrar kavradı. Kimlikleri alıp çantasına hızla tıkıp pıtı pıtı adımlarla Suskunun arkasına takıldı Sabiha.
Binadan dışarıya çıkınca merakla baktı Sabiha." Şimdi ne yapacağız?"
" Görürsün."
Bir saat sonra...
İmam nikahısı hocasının karşısında duran Sabiha boş boş göz kırpıştırdı. Hangi ara buraya geldiklerini asla bilmiyordu. Bir saat içinde Suskunun dini nikah kıyacak hocayı bulmasına da şaşırmıştı. Hadi hocayı bulmuştu iki dakika içinde şahitlik edecek kişiler dahi bulmuştu. Adam gerçekten beklemeyi sevmiyor diye düşündü Sabiha bir yandan da dini bilgilerini kafasından geçirmeye çalışıyordu. Elli ayağı fazlası ile birbirine dolanıyordu. Rahmi albayın ne tepki vereceğini de dudaklarını kemirerek düşünmeye çalıştı. En küçük ihtimal ile Suskunu vurabilirdi. Hamile kaldığını öğrense kesin vururdu. Adam daha Deniz'in travmasını atamadan bu olay bomba etkisi bırakacaktı.
Suskun her zaman ki umursamazlık hali içindeydi. Karşısında soru soran hocanın tüm sorularını cevap verdi. Suskun cevap verdikçe hoca önünde duran defterine not etmişti.
Sıra Sabihaya gelince alması gereken tüm bilgileri sordu hoca. Heyecan ile tüm soruları cevapladı Sabiha. Kalbi göğüs kafesini hayli zorluyordu. Bir gün önce aldatıldığını düşünmüştü aynı gün hamile olduğunu öğrenmişti ve ertesi gün evleniyordu. Ciddili ciddili evleniyordu. Kimsenin haberi olmadan dini nikah kıyıyorlardı. Suskun yine su altında yüzmüş , karda yürüyüp izini belli etmemişti. Kimsenin haberi dahi olmadan Sabihayı hamile bırakmıştı ve aynı şekilde evleniyordu.
Tüm soruları bitince Suskuna döndü ilk hoca." Şermin oğlu Suskun, Taner kızı Sabihayı eşin olarak kabul ettin mi?"
" Ettim."
" Ettin mi?"
" Ettim."
" Ettin mi?"
" Ettim."
Hoca , Sabihaya döndü bu sefer." Taner kızı Sabiha , Şermin oğlu Suskunu eşin olarak kabul ettin mi?"
Dilli birbirine dolanıyor olsada zorla cevap verdi Sabiha." Ettim."
" Ettin mi?"
" Ettim."
" Ettin mi?"
" Ettim."
Ellerini havaya açıp dua etmeye başladı. Sabiha ve Suskun ellerini açıp duaya eşlik ettiler. Hocanın her bir sözünden sonra amin dediler. Sabiha başını bir dakika önce Allah katında kocası olan adamın omzuna yasladı. Hocanın her sözünden sonra en içten amini demişti. Bir keşke daha bırakmadı Sabiha. İçinden nasıl geliyorsa, kalbi ne istiyorsa onu yapmıştı Sabiha. Bir an olsun pişman olmamıştı. Karnında sevdiği adamdan çocuğu olmuştu. Sevdiği adam ellini tutup öğrendiği günde karısı yapmıştı kendisini.
Suskun omzunu yeni karısı olan kıza yasladı. Hayatında benim diyerek benimsediği üçüncü canı elleri arasında kayıp etmemişti. Sıkı sıkıya ellini tutup sahip çıkmıştı. Bir canı daha kayıp etmeyecekti. Yıllar sonra baba olmuştu Suskun. İçini saran tarifsiz duygu ve Sabiha ile Meleğin mezarında durduğu günden beri aklında olan tek şey Sabiha ile evlenmekti. Melek , yengesini seçmişti. Suskunun carısını seçmiş , onaylamıştı.
Kafasını karşıya çevirdiğinde Meleğin hayalini gördü Suskun. Siyah saçları, yeşil gözleri, ellinde abisinin aldığı oyuncağı ve yine aynı şekilde abisinin aldığı yeşil elbisesi içerisinde gülümseyerek bakıyordu abisine. Neşeyle ellerini çırptı." Cenin carın dimi abiş?" Genzi yandı Suskunun. Başını zorla salladı. Neşeyle kendi etrafında bir kez döndü Melek. " Carın çok güzel abişşş. Hala mı oldum abiş men?" Kafasını tekrar zorla salladı Suskun. Koşar adımlarla abisinin yanına gelip oturdu Melek. Omzunun diğer yanına kız kardeşi Melek yaslandı. Birbirine benzeyen iki kızda omzuna yaslanmıştı. Biri kız kardeşi diğeri karısı.
Hoca duayı bittince ellerini yüzüne sürüp dualarını bittirdiler. Hoca yerinden kalkarken Suskun ve Sabihaya da hadi işaretinde bulundu." Bizi iki dakika yalnız bırak hoca." İtiraz etmedi hoca. Eşyalarını toplayıp odadan çıktı. Başını Meleğe çevirdi Suskun. Koku yoktu. Genzi daha da yandı Suskunun. Diğer tarafa çevirdi kafasını. Koku vardı. Sabihanın örtüsünü açıp kömür karası saçlara yasladı burnunu. Kokusunu derince içine çekti. İçli nefes eşliğinde döküldü kelimeler." Sabiham."
" Suskunum."
" Karım."
" Kocam."
Kafasını usulca çekip simsiyah gözlere daldı Sabiha. Dolunay ışığı parlıyordu her zaman olduğu gibi. Uzun uzun baktı Sabiha. Kelebek, dolunay ışığı içinde süzüldü.
Mavi gözlerin içine daldı Suskun. Karga gökyüzünde süzüldü.
Karga ve Kelebek ayrı değil evli düşmüşlerdi.
Karga yüz elli yıl kelebeği sevdi.
Kelebek ömrünün sonuna kadar kargayı.
Suskun ve Sabiha aile olmuştu. Ailenin içine bir can eklenmişti.
" Sabiha."
" Efendim."
" Kalbimde hep yerin var."
" Suskun."
" Efendim güzelim."
" Kalbimde hep yerin var."
Sabihanın yüzünü kavrayıp alnına derin bir öpücük kondurdu Suskun. Dudakları ağır ağır gezindi alnında. Bir yandan öptü diğer yandan kokusunu içine çekti. Kömür karası saçları okşadı Suskun. " Kömür karası saçlarından çok uykusuz kalacağız."
En büyük tebessümünü sundu Sabiha." Saçlarımı çok mu seviyorsun?"
Bir tutamını burnuna götürüp kokladı Suskun." Fazlasıyla."
Neşe içinde güldü Sabiha. Kollarını usulca açıp Suskunun boynuna doladı. " Ömrümün sonuna kadar tek bir adamın bebeğimi olacağım şimdi ben?"
" Olacaksın."
Başını Suskunun omzuna yasladı Sabiha." Suskun benden anne olur dimi?"
" Çocuğun halinden en iyi çocuk anlar diye düşünüyorum." Kömür karası saçlarla oynamaya devam etti bir yandan da." Senin gibi annesi olacağı için yatıp kalkıp şükür namazı kılsın."
Küçük bir kahkaha attı Sabiha." Karnımda nasıl namaz kılsın ya?"
İçli bir nefes verdi Suskun." Sabiham."
" Efendim."
" Dünyanın en şanslı adamı yaptığın için teşekkür ederim." Minnetini saçları arasına öpücük kondurarak belli etti Suskun. " Sessizliğim içinde ki en güzel ses oldun."
" Yaaa Suskun."
" Suskun kurban olsun sana."
Daha sıkı sarıldı Sabiha. Ellinden gelse tepesine kadar çıkardı hata kucağına ama dini bir alanda bulundukları için hanım hanımcık davranmak zorunda kalıyordu. Sabihada , Suskuna minnetini omzuma dudaklarını yaslayarak belli etti.
Birbirlerine sarılıp kaldılar.
Her zaman olduğu gibi kelebek, karganın kanatları altında kaldı.
Kenarda en büyük tebessümü ile abisinin yıllar sonra gülümseyen yüzünü izledi Melek.
Abiş mutluydu.
Carısı olmuştu.
Karga ve kelebek evlenmişti.
Karga ve kelebeğin çocuğu olmuştu.
🐦⬛🦋
Eveeeet nasıl buldunuz?
Bol bol yorum atıp oy vermeyi unutmayın lütfen 🤍
Kocaman öpüldünüz ❤️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 227.87k Okunma |
14.74k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |