Hayat, inişleri çıkışları olan bir yolculuk gibidir. Bazen güneşli ve açık havalarda keyifle ilerlerken, bazen de fırtınalı denizlerde kaybolmuş gibi hissederiz. Bu fırtınalı dönemlerde, yalnızlık duygusu o kadar yoğunlaşır ki, sanki tüm dünya bize sırtını dönmüş gibidir. Etrafımızdaki insanların hayatları devam ederken, biz kendi karanlık kuyumuzda boğulmak üzereyizdir. Kötü günler, kötü haftalar ve hatta kötü yıllar… Bu süreçlerde, en yakınımızdaki insanları bile kendimizden uzaklaştırırız. Onların yardımlarını reddeder, onlara kızgınlık duyarız. Neden mi? Çünkü içimizde derin bir yalnızlık yarası vardır ve bu yaranın iyileşmesini istemeyiz. Kendi başımıza bu zorluğun üstesinden gelmeye çalışırız, çünkü başkalarının yardımına ihtiyaç duymak zayıflık göstergesi gibi gelir. Bu süreçte, kendimizi hak ettiğimizden çok daha aşağı görürüz. Başarısız olduğumuzu, yetersiz olduğumuzu düşünürüz. Ancak herkesin hayatında zorlu dönemler olur ve bu dönemler geçicidir. Belki de durup dinlenmeli, kendimize biraz zaman tanımalıyız. Belki de içten içe kendimize kızmayı bırakmalıyız ki farkında olmadan, düzeltmeye çalıştığımız şeyleri sabote etmemizi bırakmamızı sağlar. Kötü anılarımız, yaşadığımız olumsuz deneyimler, bu zorlu dönemlerde üzerimize bir ağırlık gibi çöker. Geçmişte yaşadığımız kötü deneyimler, günümüzü de etkiler ve bizi daha da mutsuz eder. Oysa ki geçmişi değiştirmek mümkün olmasa da, geleceği şekillendirmek bizim elimizdedir. İyi zamanlarda, yaşama dair her şey o kadar güzel görünür ki, zaman keyifli geçiyor. İnsan bir şeyler yazmak yerine ya da kendini ifade etmek yerine gezmek, dolanmak yeni anılar biriktirmek, maceralar yaşamak, yeni şeyler yapmak istiyor. Ancak kötü zamanlarda, tüm bu istekler yerini bir boşluğa bırakır. Hiçbir şey yapmak istemez, sadece yalnız kalmak isteriz. Aslında, bu zorlu dönemlerde en çok şunu bilmeye, duymaya ya da okumaya ihtiyacımız var.Kimse tamamen yalnız olamaz,kimse tamamen kötü olamaz, kimse tamamen iyi olamaz.Asla yalnız değiliz ve kötü zamanları atlatmak için etrafımızdaki insanları uzaklaştırıp, üzsekte onlar her zaman bizim arkamızdadır.Sadece başımızı arkaya çevirip bakmamız, görmemiz için yeterli.Kötü zamanlarda kendimize haksızlık etmeyi bırakmalıyız, hak ettiğimiz değeri kendimize vermeliyiz.Eğer insan kendine saygı duymazsa, değer vermezse, bunu bir başkası bizim için yapmaz.Başkalarını bize nasıl davranacağına bizim kendimize olan tavırlarımız belirler. Kendimize karşı daha merhametli olmalı, hatalarımızı affetmeli ve yeni başlangıçlara açık olmalıyız.
Denemelerimde hissettiklerimi yazmaktan çok keyif aldım. Umarım siz de okumaktan keyif almışsınızdır. Bu benim son denemem. Artık yeni kitabımı yazmaya devam edeceğim. Bunu okumaktan keyif aldıysanız belki yeni kitabımı okumaktan da keyif alırsınız.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.33k Okunma |
914 Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |