
2 hafta sonra...
Amerika'ya henüz taşınmamıştık. Emre'nin evinde kalıyorduk. 2 hafta önce nikahtan sonra hastaneye gittiğimizde doktorumun acil işi çıktığı için gittiğini söylediklerinde üzülmüştüm ama bu durumu Emre'ye yansıtmamaya çalıştım.
Doktor dün arayıp bugüne randevu vermişti. Bugün bebeğimizin cinsiyetini öğrenecektik fazlasıyla heyecanlıydım.
Bu akşam katılacağımız tören için özel elbise diktiriyordum. Amerika'ya taşınıp taşınmamakta çok kararsızdık. Pelin, abimleri bırakmak istemiyordu.
Emre, eğer Pelin istemiyorsa gitmeyelim demişti. Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanmaya başladık. Emre altına siyah kumaş pantolon üstüne de ince beyaz bir gömlek giymişti.
Hava soğuk olsa bile Emre asla üşümüyordu. Üzerime rahat bir bluz altıma da pantolon giydikten sonra evden çıktık.
Makyajımı arabada yapacaktım. Emre, yavaş yavaş arabayı sürerken bin yandan da şarkı seçiyordu.
Ben makyaj yaparken Emre, yol üstünden kendine kahve banada portakal suyu almıştı.
Portakal suyumdan bir yudum aldıktan sonra makyaj malzemelerimi toparlayıp saçımı topuz yapınca rahat bir nefes almıştım.
Portakal suyumu elime alıp yavaşça arabadan indim. Emre yanıma geldikten sonra koluna girip yürümeye başladık. Doğum'dan sonra hem modelliği hemde avukatlığı aynı anda yapacaktım.
Emre'nin 2 tane avukatı vardı. İş ile alakalı durumları diğer avukatı ile hallediyor, kişisel bir mesele olduğunda da benimle hallediyordu.
Hastaneye girdikten sonra asansöre binip 5.kata çıktık. Asansörden inip doktorun odasına girdik.
Koltuğa uzandıktan sonra doktoru izlemeye başladım. Emre sabredemediği için doktor, Emre'yi dışarıya çıkartmıştı.
"Nasıl hissediyorsun kendini? Yoruyor mu?"
"Çok iyi hissediyorum. Yormuyor."
"Evet onu ilk defa bu kadar mutlu görüyorum."
Doktor muayene ettikten ultrason fotoğrafını uzattı.
"Hayırlı olsun erkek annesi oluyorsun." Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. "Erkek mi?"
Doktorla konuştuktan sonra odadan çıktım.
"İlerde oğlunla futbol oynarsın artık."
Emre gülümsedikten sonra sıkıca sarılıp döndürmeye başladı.
"Emre! Dur artık başım dönüyor."
Emre yavaşça durup yere bıraktıktan sonra koluna girmem için uzattı. Annemlere gidip cinsiyeti açıklayacaktık. Emre'nin ailesi de oradaydı.
Eve girdiğimizde herkesin bakışları bize dönmüştü. Salona geçtiğimizde Pelin koşarak yanımıza geldi.
"Ee kızım söylesenize artık topladınız bizi buraya."
Emre ile aynı anda "Erkek." dedik.
Herkesten tebrik aldıktan sonra evden ayrıldık. Yavaş yavaş hazırlanmaya başlamam gerekiyordu. Kuaföre gitmek istemediğim için kadını eve çağırmıştım.
Önce Emre'nin takımını alacaktık. Ondan sonra eve geçecektik. Çok yorulduğum için eve gidene kadar uyumaya karar vermiştim.
"Aşkım eve gidene kadar uyuyacağım ben."
Eve gelir gelmez odaya çıkıp üzerime rahat bir şekilde eşofman takımı giymiştim. Akşam ki davete annem ve babam gelmeyecekti. Sadece abim ve Ezgi gelecekti.
"Halim, Pelin'i getirir misin?"
Kuaför'den iki kişi gelmişti birisi makyaj diğeri ise saçımı yapacaktı. Kadınları salona alıp biraz bekleteceğimi söylemiştim. Odaya çıkıp Emre'nin kıyafetini ayarladım.
Emre takımını giyinip yanıma gelmişti. "Çok yakışıklı olmuşsun."
"Teşekkür ederim güzelim. Ben Pelinle ilgileneyim."
Emre'ye kafamı sallayıp peşinden aşağıya indim.
Kadınlarla birlikte yukarıya çıkıp hazırlanmaya başladım. Saçıma bakım yapıldıktan sonra maşa yapmışlardı. Kıyafetime uygun ve ağır olmayan hafif bir makyaj istemiştim.
Uzun kırmızı, yırtmaçlı, hafif dekolteli bir elbise giyecektim. Makyajım bittikten sonra kadınlar gitmişti. Tekrar odaya çıkıp elbisemi giydim. Çantamı hazırladığım sırada Emre odaya girdi.
Emre öptükten sonra arkasını dönmüştü. Aşağıya inerken gülümseyerek "Rujun bozulmuş." diye bağırmıştı.
Çantamdan rujumu çıkarıp dudağıma sürdüm. Ruju çantama koyarken merdivenlerden aşağıya indim.
"Teşekkür ederim bebeğim sen daha güzelsin."
Emre'nin koluna girdikten sonra evden çıktık. Emre arabaya bindikten sonra beni süzmeye başladı ardından yola odaklanıp arabayı çalıştırdı.
Annem ve babam başka davette oldukları için gelememişlerdi. Abime davetin olacağı yerin konumunu atıp telefonu kucağıma bıraktım. Emre'ye baktığımda gözlerinin içi gülüyordu.
Davet yerine geldiğimizde Emre arabayı park ettikten sonra indik. Emre, ceketini çıkartıp omzuma bıraktığında bakışlarım ona döndü.
"Üşümüşsün." Emre elini belime koyduktan sonra salona doğru yürümeye başladık. Salondakilerin bakışları yavaş yavaş bize dönmeye başlamıştı. Abim ve Ezgi bizi görünce yanımıza geldiler.
"Ece 2 saat hazırlandı kardeşim onu bekledim."
Emre'ye imalı bakışlar attığımda o da bana döndü.
"Kuru iftira." dediğimde Ezgi de belli belirsiz başını sallayarak bana katıldığını gösterdi.
"Pardon yenge biraz korkuttum sanırım."
Arda ile sarıldıktan sonra Yavuz'un yanına geçtim.
Yavuz bir kıza el sallayınca kız yanımıza geldi yanında bir kız daha vardı. Diğerlerinin yanına geçtiğimizde Yavuz konuşmaya başladı.
"Tanıştırayım Esma ve arkadaşı İrem."
İrem bizden önce Emre'ye ardından abime selam vermişti. Emre ve abim, İrem'le konuşup bizi umursamıyorlardı.
Ezgi yanıma gelip kolumu çekiştirmeye başladı. "Ben bu İremi hiç sevmedim." Kafamı sallayarak ona katıldığımı belli ettim.
Esma bize doğru dönüp söze girdi. "Ödül alacak kişi sensin galiba tebrik ederim."
Gülümseyerek "Teşekkür ederim." diyip geri çekildim.
Omzumdaki ceketi alıp Emre'ye doğru fırlattım. Arda ve Yavuz'un bakışları bize dönmüştü.
Ezgi ile birlikte içeceklerin olduğu yere gittik. Hamile olduğum için alkol almıyordum. Ezgi kendine içecek aldıktan sonra Emregili izlemeye başladık.
İrem, neredeyse Emre ve abimin ağzının içine düşecekti. Arda elinde içecek ile yanımıza geldi. "Yengelerim sizce bu kız eniştelerime yavşıyor mudur?" diyince Ezgi ile aynı anda "Arda!" diye bağırınca bir kaç kişi dönüp bize bakmıştı.
Esma ve Yavuz da bizi izlemeye başlamıştı.
Arda yanımızdan hızla uzaklaşırken Yavuz neye sinirlendiğimizi anlamış olacak ki Emre'nin ve abimin yanına geçti.
Yavuz, Emre ve abime bir şeyler dedikten sonra bize bakıp gülmüşlerdi. Emregile göz devirip Ezgi'ye döndüm.
Program 15 dakika önce başlamıştı. Ödül 1 saat sonra verilecekti. Emre ve abim o kızla konuşmaya devam ediyordu.
Esma, abim ve Emre'yi işaret edip "Sevgiliniz mi?" diye sormuştu.
"Emre benim eşim. Yanındaki de abim, abim aynı zamanda Ezgi'nin sevgilisi."
"Anladım İrem adına özür dilerim."
Ezgi, "Sen niye özür diliyorsun asıl özür dilemesi onlar." diyip İremi, Emre'yi, abimi gösterdi.
Programa kısa ara verilmişti aradan sonra ödülüm verilecekti. Emre yanıma gelip sarılmaya çalışınca geri çekildim. Çantamı ve telefonumu Ezgi'ye verirken video çekmesini istemiştim.
İrem, Emre'yi izlemeye devam ediyordu.
Kadının üzerinde sade, siyah bir elbise vardı. Saçları beline kadar geliyordu. Yeşil gözleri oldukça dikkat çekiyordu.
Kadın daha fazla beklemeden söze girdi.
"Herkese yeniden iyi akşamlar." dedi kadın. Gülümseyerek bana baktığında bende gülümseyerek kadına göz kırptım.
"Herkesin beklediği o saat nihayet geldi. Yılın en iyi iş kadını ödülünü alması için Ece Kaya'yı sahneye davet ediyorum.
Herkes alkışlarken yavaş ve sakin adımlarla sahneye doğru yürüdüm. İnsanların bakışı üstümdeydi. Önce Emre ardından abim diz çöküp çiçek verdiler. "Birisi babamdan.."
Gülümseyerek ikisinin elinden çiçekleri alıp sahneye çıktım. Kadın ödülü verdikten sonra flaş patladı.
"Öncelikle bu gece bizi yalnız bırakmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim. Bu ödülü bana layık gördüğünüz için teşekkür ederim bu hepimizin ödülü umarım bu ödülü hak eden herkes alır. İyi eğlenceler."
Sahneden indiğimde Emre'yi görememiştim. Ödülü ve çiçekleri arabaya koyması için Halim'e verdim. Halim'den diğer arabanın anahtarını alıp salondan çıktım. Hava serindi.
Arabadan şalımı aldıktan sonra arabayı kilitleyip arkamı döner dönmez adamın biri hızla koşarken sert bir şekilde bana çarpıp tökezlerken kendimi bir anda yerde buldum.
Adama baktığımda önce bara ardından arkasından gelen kız ve adama bakıp tekrar hızla koşmaya başladı.
En son hatırladığım şey kızın ve adamın yanıma gelmesiydi.....
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |