"Buna hangi kravat gider lacivert mi, siyah mı?" Gömleğini ve pantolonunu süzdüm "Siyah tabiki." Gülümsedi "Bencede. Ben açım yaa inelim artık kahvaltıya." Elimle karnımı tuttum "Bende açım ya inelim valla." İkimizde odadan çıkıp, aşağıya indik. Masayı boydan boya donatmışlardı fakat masada boş tek bir sandalye vardı, ona da Arslan oturdu, ben ayakta kalmıştım "Şilan veya Dilan biriniz Ayla'ya sandalye getirsin." Şilan ve Dilan yerinden kıpırdamadı "Şilan ve Dilan Ayla'ya sandalye getirin dedim!" Şilan hareket etmeye yeltenince Hatice anne elini dur anlamında kaldırdı "Bu kadın artık bu masada yemek yemeyecek, onun kahvaltısı mutfakta gitsin yesin!" Arslan elindeki çatalı masaya attı "Ne diyosun anne sen ya, ne saçmalık bu?" Nejla yenge girdi araya "Hak ettiği yer orası orada yiyecek." Arslan sandalyesinden kalktı "Ayla gel otur, kahvaltını yap." Hatice anne Arslan'ın sandalyesini alıp çekti "Onun yeri bu sofra değil dedik, bundan sonra böyle." Arslan yanıma yaklaşıp elimi tuttu "Ee desene ikimizde mutfakta yiyeceğiz." Nejla yenge baskın bir ses tonuyla konuştu "Arslan oğlum sen tepemize çıkaracaksın bunu!" Arslan onu duymamazlıktan geldi "Gel gidip kahvaltımızı yapalım." Kaşlarımı çattım, onunla birlikte mutfağa geçip, hazırlanan küçük kahvaltı sofrasına oturdum "Sen hastasın." Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı "Ne?" Alaylı bir tavırla gülümsedim "Sen hastasın, sağın solun belli olmuyor, bir bakıyorum çok kötüsün, bir bakıyorum melek gibi iyisin. Bazen bir psikopat gibi davranıyorsun, öfke nöbetleri geçiriyorsun, olur olmadık şeylere kızıyorsun, bağırıyorsun." Gülümsedi "Ee sonra?" Çayımdan bir yudum aldım "Bazen bana çok iyi davranıyorsun hatta bazen beni seviyorsunda aile baskısından korktuğun için çekiniyormuşsun gibi hissediyorum, kısaca ikili oynuyor gibisin bir çok iyi bir çok kötü öyle yani." Başını salladı "Yemeğini ye hadi." Telefonuna gelen mesajla direk telefonuna bakmaya başladım "Meyra'dan mı?" Kaşlarını çattı "Hayır, onu hayatımdan çıkarmaya karar verdim ve yaptım, mesaj Ferhat'tan." Genişçe gülümsedim "Nasıl yani, bitirdin mi, onunla olan herşeyi?" Usulca başını salladı "Evet." Sonunda beeee "Meyra'yı hayatından çıkarmaya karar verdin tamam da kalbinden de çıkardın mı?" Cevap vermeyip konuyu değiştirdi "Bu kravatı bana yakıştığına emin misin? Lacivert daha iyiydi sanki." Çıkarmamıştı, belki de çıkaramamıştı, vazgeçememişti ondan, Meyra'ya bakarken gözlerinin içi parlıyordu, ona o kadar aşkla bakıyordu ki tek seferde söküp atamazdı yüreğinden, seviyordu çünkü onu, sonradan gelen bendim, Arslan'ın hayatına sonradan ortak olan bendim, o hep vardı, o hep Arslan'ın yüreğinde en derin, en anlamlı, en değerli köşesinde olan oydu. Ben gelip onun sevdiği adamı, sevgilisini elinden almıştım, Arslan'la evlenmeyi hak edende oydu, sadece bir anlığına kendimi onun yerine koyuyorum, benim sevdiğim adam, sevgilim bir başkasıyla evlense, her gün onunla yatıp, onunla uyansa, onun ellerini tutup, onu öpse ben parçalanır giderdim. Arslan onu seviyordu evet ama o zaman neden benimle evlenmeyi kabul etmişti, üstüne üstün birde kuzenin beni sevdiğini bildiği hâlde?! Nihat'la berdele karar verdiklerinde neden Nihat'la olmasına engel olup, kendiyle berdel yapmamı istemişti?! "Konuyu değiştirme." Yudumladığı çayı masaya bıraktı "Deniyorum, hayatımdan çıkardığım gibi kalbimdende çıkarmayı deniyorum." Yutkundum "Birini kalbinden çıkarmadan hayatından çıkaramazsın Arslan." Masadan kalktı "Doydum ben, hadi sana afiyet olsun, akşam erken gelirim gibi." Kaçmıştı resmen, peşinden dışarı çıkıp onu işe uğurladım, ben ve evdeki kadınlar yanlız kalmıştık "Gelin ha gelin." İçeriden gelen seslenmeye karşılık verdim "Efendim anne!?" Başlıyordu benim mesai "Gel şu salonu topla hele!" Bu evde Şilan ve Dilan ne işe yarıyordu acaba "Şilan ve Dilan varken ben mi? Çok merak ediyorum onlar ne işe yarıyorlar, dedikodu taşımaya mı?!" Hatice anne dışarı çıktı "Kes sesini, sana hesap mı vereceğim evdeki insanlar hakkında?!! Ne işe yarıyorlarsa yarıyorlar, sanane! Kimsin sende bu evde olan bitenleri sorguluyorsun?!" Surat ifadesine bak sanki ne yaptık, oğlunu mu vurduk yani ne bu nefret?! "Benim bildiğim kadarıyla onlar bu evde yanaşmalar, yani evin temizliği, yemeği, çamaşırı, ütüsü, ıvır zıvırı neyse artık bunları yapmak onların görevi benim değil." Hatice anne tiksintiyle bana baktı "Bak sen, senin dilin çok uzamış haa." Başım salladım "Öyle olmuş, öyle olmak zorunda kalmış." Zeynep abla sesimizi duyunca odasından çıktı "Noluyor ya yine?" Hatice anne sinirlendiğinde belli eden bir ses tonuyla konuştu "İyice tepemize çıktı bu, diyorum kızım Şilan'la Dilan'ın başka işi var, onlar onu hâl ederken sende salonu topla, bende sana yardım ederim." Zeynep abla bana döndü "Eee ne var yani bunda, yapsan ne olacak ki Ayla, hem yardımda edeceklermiş işte." Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım "Bana bu şekilde söylemedi." Hatice anne şaşırmış gibi yaparak konuştu "Kızım sen çok yalan söylüyorsun, huyun öyle galiba ama ben sana düzgünce söyledim, sende yok ben hizmetçi miyim, yok ben köle miyim diye bağırıp çağırmaya başladın." Zeynep ablanın annesine inandığı çok açık belliydi "Ayla bu evde ne olursa olsun anneme, yengeme karşı saygını bozma değil sadece benim annem, nejla yengem, diğer yengelerime karşıda saygılı ol. Şimdi git annem ne demişse yap," Yarabbi sen bana sabır ver lütfen "Belli ki kadın sana nazik bir şekilde yaklaşmış, ben nasıl kızıysam seni de öyle görmüş senden rica etmiş." Cevap vermeden salona geçtim "Ya siz şaka mısınız?" Salondaki dağınıklık normal değildi, bilerek daha çok dağıtmışlardı, duvardaki tablolar bile yerdeydi, perdeleri dahi söküp yere atmışlardı, ömrümde bu kadar dağınık bir salon görmemiştim, sırf bana temizletecekler diye böyle yapmışlardı. Salonu temizlemeye başlarken Nejla yenge ile Hatice anne gelip salonun bir köşesine oturup beni izlemeye başladı "Ayla Efsun'lardan kimse sizinkilerle iletişime geçmiş mı?" Başımı kaldırıp Nejla yengeye döndüm "Hayır yenge, bizimkiler de heryerde onları arıyor, biliyorsun Latif amcamlarda kaçıp gittikleri için bulunmaları daha da zorlaştı." Nejla yenge başka birşey söylemedi, bende işimi yapmaya devam ettim, İşlerim bittince odama çıktım, telefonda dolaşırken yabancı bir numaradan mesaj geldi
05**: Merhaba Ayla, ben Meyra. Seninle bir şey konuşmak istiyorum eğer müsaitsen ilk kez görüştüğümüz çay bahçesine gelir misin? Ben oradayım ve seni bekliyorum.
Şaşkınlıkla mesaja bakakaldım. Gitmeli miydim, benimle ne konuşacaktı ki? Merakıma yenik düşüp gitmeye karar verdim
Hazırlanıp aşağıya indim. Ee tabi haliyle radara da takıldım "Nereye gidiyorsun? Ne bu hazırlanmalar felan?" Gayet sakin bir ses tonuyla cevap verdim "Hüma beni çok özlemiş onunla buluşmaya gidiyorum." Hatice anne kaşlarını çattı "İzin aldın mı?" Bu kadın cahiliye devrinden kalmıştı, tek bu kadın değil hepsi o devirde kalmış gibiydi "Kimden ve neden?!" Nejla yenge camdan bizi izliyordu "Kocamdan ve bizden izin almadan dışarı çıkamazsın." Tek kaşımı kaldırdım "Öyle bir çıkarım ki arkamdan rüzgarlar eser." Nejla yenge camı açıp seslendi "Kız Hatice gönderme şunu bir yere, Allah bilir kimle buluşmaya gidiyor da Hüma'yla buluşacam diyor. Hayır Nihat'ta ortalıkta gözükmüyor yani onunla felan buluşur maazallah!" Ay yok artık buna da susamazdım, çiçeklerin dibinde duran taştan bir tane alıp cama fırlattım "Gir sen be içeri, karışma herşeye!" Nejla yenge koşarak camdan çekildi "Şimdi ben gidiyorum anne. Akşam oğlun gelince de şikayetinizi edersiniz, beni de çekiştirirsiniz, yalan yanlış şeyler de anlatırsınız!" Kapıyı sertçe çarparak dışarı çıktım, bunlar benlik hareketler değildi ama artık dayanamıyordum.
Çay bahçesinden içeri girdiğimde, Meyra'yı hemen gördüm, ayağa kalkıp beni karşıladı "Merhaba Ayla." Başımı salladım "Merhaba Meyra, ne konuşacaksan hızlı ol." Yutkundu "Tabi otur lütfen." Masaya onun karşısına oturdum "Seni dinliyorum." Derin bir nefes alarak söze girdi "Ayla Arslan'ın psikolojisi çok iyi olmadığını söylemek istiyorum." Tüm ciddiyetimle ona cevap verdim "Biliyorum, sen anlat ne anlatacaksan." Başını salladı "Arslan benden ayrıldı, yolla seninle devam etmek istediğini, buna istemese de mecbur olduğunu söyledi," son cümlesi beynimde yankılanmaya başladı "Ayla ben onu çok seviyorum, evet yaptığım iş çok kötü, berbat, rezalet bir işti, biliyorum ama bu çok eskidendi, ama bir kere adım çıkmıştı, herkes bana oruspu gözüyle bakıyor Ayla," Gözleri dolu doluydu "Kimse bunu yapmasaydım kardeşlerime bakamayacağımı, onların açlıktan ölecek duruma geldiklerini benim o işten kazandığım parayla onlara baktığımı bilmiyor." Gözlerimi kaçırdım "Neden başka bir iş bulmayı denemedim?" Omuzlarını silkti "Bulamadım çünkü bulduklarımda beni kabul etmediler, berbat bir durumdaydım yırtık elbiseler, yırtık ayakkabılar, sefil bir kızdım işte kimse beni o hâlde işe almak istemedi, sonra bende son çarem olarak böyle bir yola düştüm işte, sonra Arslan girdi hayatıma o kadar masum sevdi ki beni, beni o çöplükten kurtardı, o pis işten kurtardı, hayatımı kurtardı benim," Meyra'nın yaşadıkları yüreğimde bir burukluğa sebep olmuştu "O kadar aşık olmuştum ki ona, o da o kadar aşıktı ki bana, evlenmek istedik. Ee malum geçmişimden dolayı Edip ağa ve annesi gelini olarak istemedi beni hatta Arslan benimle sevgili olmaya devam ederse onu rededeceklerini, ömür boyu onun suratına bakmayacaklarını söylediler, bizde gizli gizli ilişkimize devam etmeye karar verdik sonra sen çıktın geldin girdin hayatımıza, senin bir suçun yoktu belki hatta Arslan kendisiyle berdel yapılmasını kendi istemiş o da işte benimle hâlâ bir ilişkisi kalmadığını kanıtlamak için." Söylediklerinin sonunu o kadar merak ediyordum ki "Ee?" Ufak bir iç çekti "Biliyorsun bu aile boşanmaya bir tık karşıdırlar, Arslan'da seninle bir ömür geçireceğini farketti, ailesinin sana yaptıkları onu sinirlendirmişti de, senin ona, onunda sana mecbur olduğunu fark edince benimle nereye kadar böyle gizli saklı gideceğini sorguladı ve bizim birlikte bir sonumuz olmadığına karar verdi." Başımı salladım "Onun içinde seni hayatından çıkardı." Sesizce ağlamaya başladı "Evet ama biz birbirimizi hâlâ çok seviyoruz hatta ona daha söyleyemedim ama ben iki buçuk haftalık hamileyim, karnımda onun çocuğunu taşıyorum." Duydum şeyle elim ayağım buz kesti, sadece donup kaldım, ona daha fazla bir şey söyleyemedim, uzun bir süre boşluğa dalıp gittim.
Okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum 💐
İleriki bölümlerde görüşmek üzere, oy verip destek olmayı unutmayınnn<3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
65.1k Okunma |
3.33k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |