Eve günlerdir sesizlik hâkimdi, kimse gerekmedikçe bir biriyle konuşmuyordu, Edip ağa Arslan'ın suratına bile bakmıyordu, Arslan odasından çıkmıyordu, kimi zaman yemek bile yemiyor,beni de yanında istemiyordu, Hatice anne o kadar suskundu ki, sürekli dalgın ve düşünceliydi, iki evladı da onun kalbinde büyük bir yara açmıştı, Nejla yenge her geçen gün Efsun'u daha çok özlüyordu, bana olan davranışlarıysa biraz da olsa değişmişti artık eskisinden biraz daha iyi davranıyordu, Nihat gerekmedikçe konağa uğramıyordu, genellikle hep annesinin mezarını ziyaret ediyor vaktinin çoğunu orada geçiriyordu.3
Zeynep ablayla konuşurken birden telefonum çaldı arayan Baran'dı, Zeynep abla şaşkınlıkla telefonuma bakarken, telefonu açtım "Yenge konağın kapısının önüne gelir misi?" Buraya mı gelmişti, vururlardı onu, hangi cesaretle buraya gelebilmişti? Zeynep abla benden önce fırladı, kapının önüne, bende peşinden koştum dışarı "Baran ne işin var senin burada?" Kısık sesimle konuşurken, Baran yalvaran gözlerle bana döndü "Yenge söyle şu adamlara beni konağa alsınlar, babamla, abimle konuşmam gerek!" Zeynep abla sinirle Baran'ın üstüne yürüdü "Hangi yüzle konuşacaksın lan onlarla?!" Baran ablasının ellerini tuttu "Abla, yenge size yalvarırım içeri alın beni konuşmam lazım!" Zeynep abla hızla ellerini çekip, Baran'a tokat attı "Allah senin belanın versin, başın derde mi düştü de geldim?!" Baran başını iki yana salladı "Hayır hayır, ama sizin başınız düştü." Zeynep ablayı tutup biraz geri çektim "Baran ne diyorsun sen?" Sorduğum soruyla Baran bana döndü "Yenge öldürecekler sizi, hepinizi, bu gece konağı basacaklar." Zeynep abla kaşlarını çattı "Ne diyosun sen ya?" Baran'ın yüzünde o kadar yalvaran bir ifade vardı ki "Yemin ediyorum Nedim'e haber geldi abla, bende oradan duydum." Nedim ismini duyunca Zeynep abla çatık olan kaşlarını biraz daha çattı "Bırakın girsin içeri." Adamlar Baran'ı bıraktı, hep birlikte konağa girdik "Baba! Arslan!" Zeynep abla üst üste ısrarla bağırınca hepsi telaşla dışarı çıktı, Edip ağa Baran'ı görünce öfkeyle onun üstüne yürüyüp silahını çıkardı "Be utanmaz, be arlanmaz, senin burada ne işin var!?!" Zeynep abla babasını tutup araya girdi "Baba dur, o buraya çok önemli bir haberle gelmiş." Arslan eğik olan başını kaldırdı, Edip ağa durdu "Ne haberi?" Zeynep abla babasını biraz daha geri çekti "Baba bu gece konağı basacaklarmış, Nedim'e haber gelmiş o da oradan duymuş." Edip ağa kaşlarını çattı "Nedim mi basacakmış?" Zeynep abla başını iki yana salladı "Hayır hayır, Nedim'e haber gitmiş sadece, Baran'da oradan duymuş." Edip ağa başını salladı ve Baran'a döndü "Kim basacakmış?" Baran başını eğdi "Bilmiyorum söylemediler bana, sadece konağa baskın olacak dediler." Edip ağa silahını beline geri soktu "Nedim senin bize söyleyeceğini bildiği hâlde neden sana söylesin böyle bir şeyi, aslı nedir bunu?" Baran Zeynep ablayı işaret etti "Neden söyleyecek, ablam için kim sevdiği kadına birşey olsun ister ki?" Edip ağa Baran'ı susturdu "Kes, tamam öğrendik önlemimizi alırız. Şimdi siktir ol git hadi!" Baran yutkunup başını salladı, Hatice anne o kadar özlemle bakıyordu ki oğluna ama Edip ağanın gözünde öfkeden başka hiçbir şey yoktu "Bir daha her ne amaçla olursa olsun buraya gelirsen, seni vururum." Baran Arslan'ın söylediği cümleyle avludan çıkıp gitti "Arslan etrafta ki adamları çoğalt, avluda bile adam olacak, hiç kimse odasından dışarı çıkmayacak, kapılarını kitleyecek!" Edip ağa Arslan'la günler sonra ilk kez konuşmuştu, tabi o da mecburiyettendi "Baba panik yapmalı mıyız?" İlk kez böyle birşey yaşıyordum, korkmalı mıydım? Edip ağa hafifçe korkaklığıma güldü "Yok kızım yok, emin ol seni öldürmeye kalkarlarsa şu oğlumu önüne atarım." Arslan belli belirsiz tebessüm etti "Ben gidip adamları ayarlayayım." Edip ağa başını sallamakla yetindi, Arslan konaktan çıkarken, herkes odalarına dağıldı, benle Zeynep ablayla bizde mutfağa geçip kendimize kahve hazırladık ama aklımdaki soru beni çok meşgul ediyordu, galiba bu da dışarıdan belli oluyordu "Sor Ayla sor?" Tek nefeste sordum "Nedim sana aşık mı yani?" Zeynep abla başını salladı "Evet baya uzun zamandır, aramızdaki düşmanlıkta oradan geldi zaten." Tek kaşımı kaldırdım "Nasıl yani?" Zeynep abla kahvesinden bir yudum aldı "Şöyle Nedim'in ailesi beni beni üç kere istemeye geldiler, babamda vermedi Ee böyle olunca da Nedim'de otomatikmen bize düşman kesildi." Üç kere mi? İki kere vermedikleri hâlde üçüncü kereye neden gelmişlerdi? "Neden üç kere, sende seviyor muydun onu?" Başını salladı "Seviyordum ama ailem vermeyince, bana uygun olmadığını söyleyince," hafif bir iç çekti "Olmadı işte. Ha neden mi üç kere geldiler çünkü Nedim benden vazgeçemeyince, eh benimde ona karşı duygularım olunca, bir umut geliyorlardı." Edip ağa neden hiçbir evladını istediği kişiyle evlendirmiyordu? "Arslan'la aralarındaki düşmanlığın bu kadar büyük olmasının tek sebebi bu değildir ama dimi?" Zeynep abla tekrar başını salladı "Yani bir kaç işle ilgili durumları da var ama ben Arslan'ın yakın bir arkadaşıyla evlenince o nefret ve düşmanlık daha çok arttı." Arslan'ın her tarafta düşmanı vardı, bu adam bu kadar düşmana sahip olup da nasıl hâlâ yaşıyor anlamış değilim! "O evlendiğin adamla boşanmak üzeresin, bu Nedim'i çok mutlu ediyordur." Zeynep abla alaylı tavrıyla gülümsedi "Boşanmak mı? Bak göreceksin, ben bir ay sonra o eve geri döneceğim, bizim ailede kim kolay kolay boşanabilmiş be?" Bu ailenin en büyük geri kafalılığı boşanma konusundaydı, olmuyorsa olmuyor kardeşim, zorlamanın manası ne, niye bir insan istemediği biriyle bir ömür geçirsin? "Abla sevmediğin hâlde neden evlendin?" Zeynep yere bakmaya başladı "Sence isteyerek mi evlendim, babam ve annem onu uygun gördüler bana. Noldu biliyon mu evlenince, yemediğim hakaret, çekmediğim çile kalmadı!" Yutkundum "Ailen biliyor mu abla bunları?" Hayır anlamında kaşlarını kaldırdı "Hayır onlar geçimsizlik, sevgisizlik felan diye biliyorlar. Söylesem kalkar öldürürler Samet'i, bizimkilerin başı belaya girer bu sefer, yok cezasıydı, mahkemesiydi, ohoo." Kaşlarımı çattım "Seni geri gönderecekler ama." Omuzlarını silkti "Napayım, bazen bazı insanların kaderi kötüdür." Kader değiştirilebilirdi "Olaylar bir düzelsin bizde Samet'ten kurtulalım. Boşan yani." Gülümsedi "Gerçekten bu olaylar bir düzelsin, boşanayım, olmadı Nedim beni kaçırsın." İkimizde ağlanacak halimize güldük "Abla ben napayım senin kardeşini? Beni kim kaçırsın." Hafifçe kahkaha attı "Dur lan kız, benim kardeşim yine iyidir ya, sana bir aşık olsa var yaaa." Güldüm "Psikolojik destek alacak ya düzelir belki." Zeynep abla gülerek başını kaldırdı "Düzelir, düzelir. Bak göreceksin destek aldıktan sonra on numara olacak." İnşallah. Telefonuma gelen mesajla irkildim
Arslan: Konağı boşaltacaz, bu gece konata kimse kalmayacak. Annemlere haber verdim sana da vereyim dedim.
Zeynep abla benimle birlikte mesajı okuduktan sonra bana döndü "Yaz yaz,başbaşa bir otele mi gitsek, yaz." Kaşlarımı çattım "Abla napcaz başbaşa?" Zeynep abla göz kırptı "Kız onu da ben mi söyliyeyim? Aaa biz bu çocukla birbirinizi sevin, o seni sevsin diye bir yerimizi yırtıyoz, sen napcaz başbaşa diyon!!!" Utanarak mesajı yazdım
Siz: Başbaşa bir otele mi gitsek, bizimkilerden ayrı bir otele?"5
Arslan: Olur, hazırlan o zaman, geliyorum ben.
Zeynep abla hemen ayağa fırladı, ben hazırlarım senin eşyalarını sen git süslen.
Ahaaa şok olacağımız sahneler mi geliyorrrrr???2
Okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum 💐
Sizleri çooookkkk seviyorum, ileriki bölümlerde görüşmek üzere<33
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.62k Okunma |
3.33k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |