
İg:t.damla___0
Günler aylar geçiyordu fakat hiçbir şey değişmiyordu, Arslan'la aramız hâlâ aynıydı, ben daha iyi olmasını beklerken o nötr kalmayı tercih ediyordu. Israrla her fırsatta Meyra'yı hayatından çıkardığını ve artık sevmediğini dile getiriyordu ama biliyordum hâlâ yüreğinin bir köşesinde Meyra ile olan hayalleri vardı, aylar geçtikçe Meyra'nın doğumu da yaklaştıkça, Meyra ile daha çok ilgilenmeye başladı, bunları gördükçe, bildikçe içim daralıyordu, bırakın konağı şu kocaman şehire bile sığamıyordum.
"Neredeydin dün gece?" Dün öğlen evden çıkmıştı ve bugün akşam anca eve geri dönmüştü "Meyra çok rahatsızdı, biliyorsun doğum yaklaştıkça oluyor böyle şeyler. Onu yalnız bırakmak istemedim." Başımı salladım "İyiymiş, bende tüm gece seni bekledim,uyumadım. Haber bile vermedin Arslan!" Beni duymamazlıktan gelerek, üstünü değiştirip, odadan çıkmaya yeltendi, kapının önüne geçip onu durdum, çok sakin ve durgun bir şekilde tekrar sordum "Bana neden haber vermedin? seni bekledim tüm gece diyorum." Kaşlarını çattı "Zorunda değilim!" Zorunda değilmiş adeta bu cümlesi beynime kan sıçrattı, onu öyle şeylere zorunda bırakacaktım ki "Zorundasın, karınım ben senin! Hele Meyra'nın geçmişindeki yerini göz önüne alırsak, sen bana haber vermek zorundasın! Hatta neden tek gittin ki birlikte de gidebilirdik, ben senden daha çok yardımcı olurdum ona!" Gözlerini devirdi "Kes artık, uzatma!" Bağırmasıyla hafifçe irkildim "Sen yalan söyledin dimi? Sen Meyra'yı kalbinden hiç çıkarmadın, baban seni affetsin, senden süphelenmesin diye uydurdun bunları! Meyra'da inandırıcı olsun diye çağırdı, konuştu benimle!" Başını iki yana salladı "Hayır!" Evet, öyleydi "Sen hâlâ çok seviyorsun onu, ben neden bu hikayede hep ikinci kadın, bir türlü mutlu olamayan kadınım ki?" Cevap vermedi "Sen gerçekten de hâlâ seviyorsun onu, bir türlü ondan kopamıyorsun, onunla ilgili hayallerin hâlâ kalbini yakıp geçiyor." Gözlerinden anlıyordum. Ben ona aşıktım, o başkasına "Diyelim öyle ne olacak Ayla o zaman?!" Başımı salladım "Bana size mutluluklar dilemek, aranızdan çekilip gitmek düşecek." Beni ciddiye almayıp güldü "Gitmek, sen mi? Ya otur oturduğun yere Ayla. Gidecekmiş, eh git bakalım nasıl gideceksin?!" Alay ederek odadan çıkıp, avluya akşam yemeği yemek için indi, herkes avludaki masada yemek yiyordu. Dolabın en üst tarafından bavulumu çıkarttım, hızlıca kıyafetlerimi rastgele bir şekilde bavula koymaya başladım, en sonda üstümü değiştirip, yanıma bir miktar para alıp, bavulumla birlikte çıktım odadan. Ben merdivenlerden inerken herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu, Hatice anne seslendi "Ayla o ne bavuldur?" Yavaş yavaş merdivenlerden inerken konuştum "Gidiyorum Hatice Hanım, anne demedim çünkü oğlunuzu en kısa zamanda boşayacağım artık aramızda bir bağ kalmayacak sizle, ondan yani kişisel algılamayın." Herkes şokla ayağa kalktı, Arslan'ın lokmasının boğazında kaldığını fark etmiştim, hafifçe öksürdü. "Arslan ne diyor oğlum bu, ne boşanması?" Arslan kaşlarını çattı "Boşanacakmış baba, beni büyük bir yükten kurtarıyor işte teşekkür ederim." Yutkundum, ben yüktüm onun için, merdivenlerden inince Zeynep abla benim durmam için önüme geçti "Ayla otur konuşalım, mesele her neyse halledelim." Gülümsedim "Bunca aydır hâledemediniz de şimdi mi hâl edeceksiniz abla, yapmayın Allah aşkına." Edip ağa kaşlarını çattı "Kızım saçmalama, ne oldu kavga mı ettiniz? Gel otur anlat, ne oldu?" Başımı iki yana salladım "Baba, bakın size hâlâ baba diyorum çünkü benim size sonsuz bir saygım var, benim için çok saygın ve değerli bir insansınız, nolur bırakın gideyim çünkü bu işin sonunda ne oğlunuz için ne de benim için iyi bir son var." Edip ağa dediklerimi düşünen bir ifadeye büründü "Kızım yapmayın, yıkmayın yuvanızı. Bakın daha gençsiniz yavaş yavaş alışırsınız birbirinize." Başımı iki yana salladım "Sizce ortada bir yuva var mı da yıkılacak? Ben oğlunuzu çok seviyorum fakat olmayınca olmuyor, bu işin sonu yok. Boşanma bizim aileler arasında çok doğru gözükmeyen bir şey biliyorum, herkes buna engel olmak için herşeyi yapacak onu da biliyorum," Edip ağa sakinlikle beni dinlemeye devam etti "Ama bırakın şimdi gideyim." Edip ağa başını salladı "Anlıyorum kızım seni ama sen berdelle kan dökülmesin diye evlendin, boşanma felan olamaz." Gözlerimle herkesi süzdüm, hepsi hâlâ şaşkınlıkla bana bakıyordu "Ben gidiyorum ağam, bu evlilik olacakken kimse beni düşünmedi, neler yaşayacağımı düşünmedi, bende şimdi kimseyi düşünmüyorum, naparsanız yapın." Ben dış kapıya doğru yürürken Edip ağa Arslan'a döndü "Karın gidiyor bir şey demeyecek misin? Durdurmayacak mısın?" Arslan net bir şekilde cevap verdi "Bizde gidene dur denilmez baba! Gitmek istiyorsa buyursun gitsin." Durmadım, arkama dönmedim, dış kapıyı sonuna kadar açtım "Durdur karını!" Adımlarım yavaşlamıştı "Gitsin!" Derin bir iç çektim, bu kapıdan çıkarsam bir daha dönmeyecektim "Arslan durdur şu kızı!" Arslan cevap dahi vermedi, avludan tamamen çıkıp, kapıyı geçtim. Kapının önündeki adamlar ben çıkınca kapıyı tekrar kapattılar. Sokaklarda bir süre yürümeye başladım, nereye gidecektim, babamın evine mi? Asla.
Biraz daha yürüdüm, bir parkın bahçesine girip, rastgele bir banka oturdum "Beni neden sevmedi?" Beni gerçekten de neden sevmedi? Çok fedakarlık yaptım, sevsin diye yaptım, o beni sevsin diye, sevmedi ama.
Uzun uzun o gece sabaha kadar düşündüm, bir sonuca varamadım ama "Güzel parkmış ama bir o kadarda ıssız!" Yerimden sıçrayarak arkamı döndüm "Mert, ne işin var senin burada?" Mert gülümsedi. "Ortalık karıştı be ablam, herkes heryerde seni arıyor." Kaşlarımı çattım "Herkes?" Mert banka yanıma oturdu "Arslan ortalıkta yok abla." Başımı salladım "Anladım." Mert elini omzuma attı "Anlat demiycem az çok biliyorum yaşadıklarını, seni geri götürmem lazım ama bunu yapmayacağım. Kaç git abla, bırak geride kalanlara ne oluyorsa olsun, bir kerede olsa kendini düşün." Demesi çok kolaydı, gel de yaşayana sor "Ben berdelle evlendim ya hani, kan dökülmesin diye evlendim ya." Mert derin bir iç çekti "Git kurtar kendini, onlar seni düşünmedi sende onları düşünme, kansa döksünler, cansa alsınlar." Yapamazdım "Hayır olmaz." Mert kaşlarını çattı "Sen Arslan'dan mı kopamıyorsun? Bak o bile izin vermiş gitmene." Kısacık bir iç çektim "Bana biraz para verebilir misin, aldığım para bana yetmeyecek de." Cebinden cüzdanını çıkarıp içinde ne kadar nakit varsa bana uzattı "Kartlarımdan birini de vereyim mi?" Başımı iki yana salladım "Yeterli bu kadar, evden çıkmadan önce de yanıma biraz para almıştım." Arka cebinden pasaportumu çıkardı, pasaportumu görünce şok olmuştum, evlenip konağa taşınınca bile birdaha ne zaman yurt dışına çıkarım ki diyip babamın evinde bırakmıştım "Abla bu senin pasaportun, al git yurt dışına, bilet felan artık ne gerekiyorsa ben hallederim, sana orada bir düzende kurarım." Pasaportu elinden aldım, o kadar çok uzağa gitmek istemiyordum, bırakmak istemiyordum ailemi, şehrimi, aşkımı "Mert bak-" ses tonu istemeyerek yükseldi "Abla ne olsun istiyorsun sen, ya senin hiç mi gururun onurun yok, adam yüzüne haykırıyor resmen, seni istemiyorum Ayla diyor, kalbimde bir başkası var diyor, sen sadece benim için bir kuklasın diyor. Seni umursamıyor, bazen seni görmeye tahammül bile edemiyor, sadece onun işine yarayacağın zaman bir iki gün sana iyi davranıp geçiyor," haklı olması çok acıtmıştı canımı "Abla gel beni dinle, git yurtdışına, söz veriyorum sana orada çok güzel bir yaşam sunacağım, bir elim sürekli orada olacak." Başımı eğdim "Bilmiyorum." Elini bankın tahtasına vurdu "Abla bırak senin kaderini başkaları yazmazın, sen kendi kaderini kendin yaz. Bir kez olsun kendin için, kendi hayatın için bir şey yap abla, bir kerede olsa kendini düşün, bir kerede olsa sen tek başına kendi hayatın için seçim yap." Yapacaktım, ilk kez kendim için bir şey yapacaktım "Tamam yurt dışına gideceğim." Genişçe ve sevinçle gülümsedi "Yıllardır yapmak istediğim şey bu biliyor musun abla, seni kurtarmak. Yıllardır seni ailemizden kurtarmaya çalıştım, yapamadım sonra seni berdelden kurtarmak istedim yine yapamadım, evlendin şimdi de seni evlendiğin adamdan seni kurtarmak istiyorum ama galiba bu sefer bunu yapacağım abla."
Kim bilir belki beni orada çok daha farklı, çok daha güzel bir hikaye bekliyordur.
Hoppaaaaa!
17. Bölüm Arslan'ın ağzından olacakkk
Okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum 💐
Sizleri çooookkkk seviyoorummm, ileriki bölümlerde görüşmek üzere, oy verip destek olmayı da unutmaaaayınnnn<333
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 92.72k Okunma |
4.26k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |