24. Bölüm

24. Bölüm

Damla T.
damla___0

ig: t.damla___0

Herkes mutlulukla yemek sofrasında oturmuş yemeklerini yiyip sohbet ediyordu, Nedim bile gelmişti "Tekrar hep birlikte böyle harika bir sofrada olmak çok güzel, sende bu akşam bize katıldığın için teşekkür ederim Nedim oğlum." Nedim gülümseyerek başını salladı

Nedim'in gülümsemesi, masadaki herkesin yüzüne bir neşe yaydı. "Bu akşam burada olmak benim için de çok özel," dedi. "Aile olmak, birlikte yemek yemek ve anılar biriktirmek gerçekten harika." Herkesin gözlerinde mutluluk ve sıcaklık vardı, bu anın değerini bilerek yiyor ve sohbet ediyorlardı. Masanın etrafındaki sohbet, gülüşmeler ve anılar, bu güzel akşamı unutulmaz kılıyordu. Ölüm hepsine ders olmuştu. Ölüm, hayatın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatmıştı herkese. Bu akşam, kaybettikleri sevdiklerini, Zeynep ablayı anarak, birlikte olmanın ve paylaşmanın değerini bir kez daha anlamışlardı. Gülüşmelerin ardında, derin bir bağ ve dayanışma hissi vardı. Masadaki herkes, geçmişin acılarını geride bırakıp, geleceğe umutla bakmak için bir araya gelmişti. Bu an, sadece bir yemek değil, aynı zamanda bir kutlama gibiydi; hayatın sunduğu her anın kıymetini bilmek üzerine. Ölüm birer ders olmuştu onlara "Baran nerede ya?" Hatice anne, Arslan'ın sorusuyla kaşlarını çattı "Şirkette çok fazla işim var dedi, ısrar ettim gel diye ama beni dinlemedi." Arslan şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı "İşi mi var, iş felan yok anne pazar günü şirket açılmaz bile!" Aklıma bazı şeyler gelmeye başladı, Baran kesin Füsun'la birlikteydi "Ay oğlum nerede bu çocuk o zaman." Eminim Hatice annenin de aklına aynı düşünce gelmişti, ya bu gece Baran Füsun'u kolundan tutup karım diye konağa getirseydi, üstelik Nedim'de buradayken? Nedim kaşlarını çattı "Bu kadar telaş yapmayın Hatice hanım çocuk değil ya bu? Gelir birazdan." Hatice anne telaşını saklayarak yemeğine devam etti, yemek boyunca herkesin neşesi yerindeydi taa ki avlunun kapısı açılıncaya kadar, Baran içeri girince herkes şaşkınlıkla ayağa fırladı çünkü Baran'ın kolunda Füsun vardı. Nedim kardeşini Baran'ın kolunda görünce sinirle öne çıktı "Ne demek şimdi bu!?" Baran ve Füsun'da Nedim'i görünce şok oldular "Nedim-" Nedim Baran'ın susması için elini kaldırdı "Lan gelip isteseydin! İkna ederdim ben babamları! Yazıklar olsun, kız kaçırmak ne oğlum?!"

Baran, Nedim’in sert çıkışı karşısında bir an ne diyeceğini bilemedi. Füsun ise Baran’ın kolunu sıkıca tutarak ona destek olmaya çalıştı. "Abi, lütfen sakin ol," dedi Füsun, sesindeki titreme ile. "Onlar nasıl Zeynep ablayı vermedilerse babamda beni vermeyecekti, sen onları ikna edemezsin çünkü aşkın senin zayıf halkan olduklarını biliyorlar." Nedim, Füsun'un sözleriyle bir an duraksadı. "Aşkın zayıf halka olduğunu biliyorlar," dedi kendi kendine mırıldanarak. "Ama bu işin böyle olmaması lazım. Kız kaçırmak, bizim ailemizin onuruna leke sürmek demektir."

Baran, Füsun’un elini daha sıkı kavrayarak ona destek olmaktan başka çare bulamadığını düşündü. "Abi, ben Füsun'u seviyorum," dedi cesaretle. "Onunla birlikte olmak için her şeyi göze alırım. Bu sadece bir aşk hikayesi değil, bu bizim hayatımız."

Hatice anne, avlunun köşesinde sessizce olanları izlerken, içindeki korku ve endişe büyüyordu. Aşiret büyükleri ve gelenekler, onların hayatlarını yönlendiren kurallar haline gelmişti. "Baran, senin bu yaptığın, bizim ailemizin itibarını zedeler," dedi. "Bunun bedeli ağır olur."

Nedim, kardeşinin gözlerindeki kararlılığı görünce daha da öfkelendi. "Yaptığınız saçmalığı aklım almıyor. Bu bir başkaldırı! Aşiretimizin kurallarını hiçe saymak demektir!"

Füsun, Nedim’e döndü. "Ben Baran'ı seviyorum ve bu aşkı yaşamak istiyorum. Aşiret kuralları, kalplerimizin önünde duramaz!"

Hava gerginleşmişti, herkes nefesini tutmuş, bu çatışmanın nasıl sonuçlanacağını merak ediyordu. Baran ve Füsun’un aşkı, aşiretlerin gölgesinde bir devrim başlatacak mıydı?

Arslan ne diyeceğini bilemeyerek, babasının gözlerine bakıyordu,

Edip ağanın gözlerinde daha önce hiç görmediğimiz bir öfke vardı. Aileye bir sessizlik hakim olmuştu. Herkes, Edip ağanın ne yapacağını merakla bekliyordu. "Bu durumu kabul edemem," dedi sert bir sesle. "Aşiretimizin onurunu korumak zorundayız. Bu tür başkaldırılar, bizim geleneklerimize ve değerlerimize ihanet demektir."

Füsun ve Baran, Edip ağanın bu sözleriyle daha da gerildiler. Füsun, Baran’ın koluna daha sıkı sarıldı. "Ama ben aşkım için savaşırım baba," diye haykırdı. "Bu sadece bizim hayatımız değil, kalplerimizin bir savaşı."

Edip ağanın aklına geçmiş geldi, öfkesini kontrol edemedi. "Siz gençler, aşkı bir oyun gibi görüyor olabilirsiniz. Ama bu, bizim için bir yaşam meselesi. Eğer bu kuralları çiğnerseniz, sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaksınız."

Baran, Edip ağanın karşısında durarak, "Biz aşkımızı savunmak için buradayız. Aşiret kuralları, kalplerimizin önünde duramaz!" dedi. Herkes bu cesur çıkış karşısında sessizliğe büründü.

Hava gerginleşmişti, herkesin gözleri Edip ağaya çevrildi. Bu an, aşiret içinde bir dönüm noktası olabilirdi. "Aynı hareketi Murat ve Efsun yaptığında ne oldu, biliyorsun değil mi?" O zamanlar, aşiretin kuralları çiğnendiği için büyük bir infial yaşanmıştı. Murat ve Efsun’un aşkı, aşiret içinde kargaşaya yol açmış, Edip ağa’nın sert kararlarıyla sonuçlanmıştı. Ee benle de Arslan'ın da berdeliyle.

Şimdi, Baran ile Füsun’un durumu da benzer bir tehlikeyle karşı karşıyaydı. Edip ağa, derin bir nefes alarak, "Bu tür ilişkiler aşiretimizin onurunu zedeler," dedi. Herkesin kalbi hızla atarken, Füsun’un gözleri Baran’a kaydı. Baran, cesaretini topladı ve Edip ağa’ya, "Aşk, onurdan daha önemli değil mi?" diye sordu.

Bu sözler, fısıltıları bile susturdu. Edip ağa, Baran’ın bakışlarını inceledi ve herkesin nefesini tuttuğu anlarda, "Bu, benim son sözüm," dedi. Herkes, olası sonuçları düşünerek gerildi. Füsun ve Baran’ın geleceği, Edip ağa’nın kararına bağlıydı. Bu an, aşiret için bir dönüm noktasıydı ve herkes, ne olacağını merakla bekliyordu. Arslan boğazını temizleyerek söze girdi "Baba benim aşka saygım sonsuz ama sen haklısın ancak yok bedelini ödeyeceksiniz, yok şu olacak, yok bu olacak felan bunlara gerek yok," Edip ağa Arslan'a döndü "Şimdi Füsun, abisiyle evine geri dönsün. Bizde haber salalım gidip istiyelim, sen de önceden gidip bir babasıyla konuş."

Edip ağa, Arslan'ın sözlerini dikkatle dinledikten sonra başını salladı. "Haklısın evlat," dedi. "Aşkın bedeli ödenmez, ama ailemizin onuru da önemli. Füsun, abisi Nedim ile evine dönecek. Biz de en kısa zamanda gidip isteyeceğiz." Füsun, bu karara hem sevindi hem de üzüldü; içindeki karmaşa büyüyordu.

Baran ise bu durumu kabullenemedi. Öfkeyle odasına gitti, kapıyı sertçe kapattı. İçinde biriken duygular, onu daha da hırçınlaştırmıştı. Aşkı için mücadele etmek istiyordu, ama şimdi her şey belirsizdi. Baran, Edip ağa'nın kararının sonuçlarını düşünerek, kaygı duymaya başladı, ya istemeye gitmezlerse diye geçirdi içinden. Nedim hızlıca Füsun'u alıp konaktan çıktı "Ayy Hatice inanamıyorum, Baran'ın böyle bir şey yapacağı belliydi ama!" Nejla yenge, Hatice anneye yaklaşırken Hatice anne elini dizlerine vurdu "Başımıza daha ne gelecek, başımıza daha ne gelecek! Evim barkım başıma yıkıla, derdim çilem neden bitmiyor!?" Gülümseyerek sandalyeme oturup kendimi geriye yasladım "Aaa bu kadar dert etmeyin annecim." Hatice anne öfkeyle bana yaklaştı "Senin hoşuna gitti demi!" Başımı salladım "Yani, ne oldu aynısını kuzenim Murat yapınca yapmadığınız kalmamıştı, şimdi de sizin oğlunuz aynı şeyi yaptı, hadi şimdi siz oğlunuza da-" Hatice anne eliyle ağzımı kapattı "Sus! Kes!" Edip ağa Hatice anneyi çekti "Şşş sakin olun, kendinize gelin!"

"Bana bak Edip, Füsun asla bizim ailemize gelin olarak gelmeyecek!" Arslan kaşlarını çatıp annesine yaklaştı "Ya sen ne diyorsun!? Ablamın yaşadıklarını Baran da mı yaşasın? Bırak evlensinler işte!" Hatice anne başını iki yana salladı "Asla, olmaz! Ben o ailenin kızını almam, o aile de Nedim hariç hiç kimseyi sevip saymam, Nedim'i de kızımdan dolayı severim." Edip ağa ciddiyetini bozmadı "Oylayalım bir süre Baran'ı, bende o ailenden gelin alma taraftarı değilim." Arslan elini masaya vurdu "Allah gerçekten bize sabır versin, Allah bizim aklımıza mukayyet olsun, benimkine de Baran'ınkine de!"

Yok ben sevmedim bu Füsun'u yaaa.

Sizi çok seviyorummm, ileriki bölümlerde görüşmek üzereee, oy vermeyi unutmayınnn ✨🤍

Bölüm : 28.12.2024 19:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...