39. Bölüm

38. Bölüm

Damla T.
damla___0

Arslan, Ayla’nın klavyeye uzanan parmaklarını yakalayıp çekti. Gözlerini ekrana dikmiş, kaşlarını çatmıştı.

"Ben bu kadar kötü bir karakter olmazdım."1

Ayla şaşkınlıkla başını ona çevirdi. “Ne?”

Arslan bilgisayar ekranına bir kez daha baktı. "Psikopat, bipolar, ruh sağlığı yerinde olmayan biri gibi yazmışsın beni. Ayla, ciddi misin?"

Ayla istemsizce güldü. "Eee, dramatik olsun istedim?"

Arslan sandalyesine yaslandı, kollarını göğsünde kavuşturdu. "Benim gerçekte nasıl biri olduğumdan haberin var mı acaba?"

Ayla alayla başını yana eğdi. "Söylesene, nasıl biriymişsin?"

Arslan gözlerini kıstı. “Öncelikle, sana asla bu kadar kötü davranmazdım. Bir bakıyorum, seni aylarca ortada bırakıyorum, bir bakıyorum, sevdiğimi söylemiyorum, sonra da psikopat gibi gelip her şeye hakim olmaya çalışıyorum. Gerçekte böyle biri değilim.”

Ayla omzunu silkti. "Ama gerçek hayatta da duygularını pek açık etmiyorsun."

Arslan derin bir nefes aldı. "Evet, ama psikopat gibi de değilim! Senin yazdığına göre ben tam bir deliymişim, Ayla! Bir an mutlu, bir an öfkeli, bir an takıntılı… Resmen iki farklı insan gibi!"

Ayla, ekranın sol köşesinde yanıp sönen imleci izledi. "İyi de kurgu bu. Gerçeği yazmadım."

Arslan başını iki yana salladı. "Ama senin kafandaki ben buysa, bende ciddi bir sorun var demek ki."

Ayla iç çekti. "Tamam tamam, düzeltirim."

Arslan bir süre onu izledi, sonra hafifçe gülümsedi. "Beni nasıl yazacağını biliyor musun?"

Ayla kaşlarını kaldırdı. "Nasıl?"

Arslan elini tutup hafifçe sıktı. "Sana gerçekten aşık biri gibi."

Ayla gözlerini kaçırdı ama gülümsemekten kendini alamadı. "Bu kadar iddialı olma, belki de öyle bir hikâye yazmak istemiyorumdur."

Arslan eğilip kulağına fısıldadı. "Öyleyse, gerçek olanı yaşamak ister misin?"

Ayla'nın yüreği hızlandı. Bilgisayar ekranındaki hikâye bulanıklaştı. Belki de en güzel hikâyeler, yazılan değil yaşananlardı.

Arslan, ekrana bakarken başını salladı. “Kendini de çok güçsüz bir karaktermiş gibi yazmışsın Ayla. Hani nerede o cesur, güçlü kadın?" Ayla sadece Arslan'ın tepkisine gülüyordu "Hayatım bu bir kurgu, kurgu! Ama kabul ediyorum biraz fazla dramatize etmişim." Arslan, derin bir nefes alıp gülümsedi "Fazlasıyla," Arslan kısa bir süre kurgudaki Arslan karakterini düşündü "Okurken kendimden, yani oradaki Arslan'dan nefret ettim!"

Ayla baştan aşağıya Arslan'ı süzüp gülümsedi "Ama yakışırdı sana ağalık."2

Arslan, kollarını kavuşturup ona bakarken gözlerini devirerek gülümsedi "Öyle mi dersin? Yanii yakışır tabi baksana şu fiziğe, şu kalıba, hey maşallah ağaya bak dersin..." Ayla gülerken Arslan kaşlarını çattı, tabi ki ciddi bir sinir ifadesi değildi bu "Ayla! Yaa ailelerimizi niye bu kadar kötü yazdın?" Ayla masum bir ifadeye bürünerek omuzlarını silkti "Bilmem. Gerçekte bu kurguyu yaşasak, berdel, töre, aşiret felan filan olsaydı belki de onlarda böyle bir aile olurdu." Arslan, bir an sessiz kaldı daha sonra hafifçe boğazını temizleyerek konuştu "Bilmiyorum ancak bildiğim tek bir şey var, Baran zorla evlendirilseydi ortalığı yakar yıkardı." Ayla gülerek başın salladı "Ayy gerçekten de öyle," dedi ve bir an ciddileşti "Peki Arslan ya gerçekte Meyra diye biri olsaydı?" Arslan derin bir nefes aldı, gözleri bir anda kararmıştı "Peki ya gerçekte Nihat diye biri olsaydı?" Ayla, gülümseyerek yanına yaklaşıp, “Benim gibi bir inatçıyı sadece sen sevebilirsin, senin gibi bir gıcığıda sadece ben," diyerek şakalaştı. "Şükür ki gerçek hayatta ne Meyra var, ne de Nihat. Ahh samet gibi bir pisliğin olmamasına da şükredelim.” Arslan ve Ayla bir an düşündü Nihat, Meyra, Zeynep, Samet, Nedim, kurguyu başlatan Murat ve Efsun veya uydurulmuş diğer karakterler gerçek hayatta olasalardı nasıl olurlardı, hayatları, karakterleri, dış görünüşleri, düşünceleri...2

"Eee şimdi sonda Ayla Arslan'ı terk etti mi, etmedi mi veya terk etti fakat sonra yeniden dönecek mi?" Ayla, Arslan’ın bu sorusuna gülerek yanıt verdi. “Evet, işte en kritik soru! Bilmiyorum, belki de terk etti, belki de dönmeye karar verdi. Ama kurgu burada bitti, devamını getirmeyeceğim.”

Arslan, Ayla’nın cevabını duyduğunda gözlerini biraz daha kısıp, hafifçe gülümsedi "Üzüldüğümü söyleyemem. Kurgu bitti ama bizim hikayemiz devam ediyor Ayla, hayatta bir roman değil mi zaten." Ayla, Arslan’ın gözlerinde parlayan o anlamlı bakışı fark ettiğinde, derin bir iç çekişle başını salladı. "Evet, belki de haklısın," dedi, sesi yumuşayarak. "Hayat bir roman gibi, yazılmaya devam ediyor. Ama biz yazanlardan değiliz, yaşadıkça şekillenenlerdeniz."

Arslan, hafifçe yana eğilip, Ayla’nın yüzüne doğru yaklaştı. "Seni çok seviyorum Ayla," dedi, parmakları Ayla'nın elini zarifçe tuttu. "Seninle, her anı birlikte yaşadıkça, hikayemiz daha da güzelleşecek. Hayatımızda bizi anlatacak kelimeler hiçbir zaman bitmeyecek."

Ayla, Arslan’ın gözlerindeki o derin bakışı fark ettiğinde, kalbi aniden hızla atmaya başladı. İkisi de bir süre birbirlerine sessizce baktılar, aralarındaki sessizlik, her şeyden daha anlamlıydı. Ayla, Arslan’ın elini tutarken, parmaklarının arasındaki sıcaklık her şeyin önündeydi.

"Seninle olmak... Bu kadar güzel bir şey olamaz," dedi Arslan, sesindeki o derin tını, Ayla’yı içine çekiyordu. "Hikâyemiz sadece yazılmıyor Ayla, yaşıyoruz. Yaşadıkça seni daha çok seviyorum."

Ayla, gözlerini yavaşça kapatıp, başını hafifçe yana eğdi. “Ben de seni... O kadar çok seviyorum ki, bunu kelimelerle anlatmak imkânsız,” dedi, sesindeki titreme zarif bir şekilde Arslan’ın kalbine dokunuyordu.

Arslan, Ayla’nın yüzüne dokundu, parmakları nazikçe yanağında gezindi. “Sonsuza kadar seninle olmayı hayal ediyorum. Seninle her anı yaşamak, her gülüşünü, her bakışını...”

Ayla, Arslan’ın sözleriyle sanki bir rüya gibi sarhoş olmuştu. Bir an her şey durdu, dünya sadece ikisinden ibaret oldu. “Bunu hak ediyorum, değil mi? Birlikte olmayı... Seninle bir hayatı, bir geleceği hak ediyorum, değil mi Arslan?”

Arslan, hafifçe gülümsedi ve başını onaylar şekilde salladı. “Bundan daha fazlasını hak ediyorsun. Her şey senin olsun, Ayla. Geleceğimde sadece sen olacaksın.”

Ayla, Arslan’ın gözlerine bakarak derin bir nefes aldı. “Ve seninle her şey daha güzel olacak, her şey…”

Arslan, Ayla’nın yüzüne doğru yaklaşıp, dudaklarını nazikçe onunkilere değdirdi. O an, aralarındaki her şey kelimelerle değil, hislerle anlatılıyordu. İkisi de birbirlerinin içinde kaybolmuştu, ve o an, her şeyin ötesindeydi.

Ayla, Arslan’a bakarken biraz düşündü. Beyaz Töre’nin sonu, aynı zamanda onun da bir dönüm noktasıydı. “Beyaz Töre bitti, Arslan. Ama hayatımda seninle yeni bir hikâye başlıyor.”

Arslan, Ayla’nın saçlarını nazikçe okşayarak başını salladı. “Ve bu hikâyede tek bir şey var, Ayla. Sen... Sadece sen…”

Bir anlık sessizlik oldu. Ayla, gözlerinde biriken yaşları fark etti, ama bu sefer gözleri mutlu ve huzurluydu. Bir dönemin sonu, bir başka dönemin başlangıcına işaret ediyordu. “Beyaz Töre bitti ama seninle yazacağım daha pek çok sayfa var,” dedi Ayla, dudaklarında bir gülümsemeyle.1

Arslan, gözlerini onunkilere dikip, “Ve seninle her sayfa daha güzel olacak, Ayla. Hikâye sona erdi, ama biz... Biz burada, gerçek hayatın içinde yazılmaya devam edeceğiz,” Arslan bir an mayışık bir şekilde gülümsedi "Bir daha kurgu yazmak istersen beni bir daha Beyaz Töre'deki Arslan gibi yazma, lütfen. O bana çok zıt." Ayla'nın yanakları kıpkırmızı olmuştu, başını Arslan'ın omuzlarına koyarak yüzünü kapattı.

"Seni seviyorum Arslan." dünyadaki tüm zaman durmuş gibiydi "Seni seviyorum Ayla."

Gerçek aşk, yazılanlardan değil, yaşananlardan doğar. Her anı, her dokunuşu, her bakışıyla derinleşir. Çünkü aşk, kelimelerle anlatılacak bir şey değil, iki kalbin birbirine dokunduğu, gözlerin birbirini bulduğu bir hikâyedir. O hikâye, yaşandıkça güzelleşir ve zamanın akışında silinmez izler bırakır.

Beyaz Töre sona erdi. Ama Ayla ve Arslan’ın gerçek hikâyesi, sonsuza kadar sürecek.2

Son.

 

Böyle bir sonu kimse beklemiyordu, dimi? Herşeyin Ayla'nın yazdığı bir kurgudan ibaret olacağını...

Ayla ve Arslan'a veda etme vakti geldi. Hikâyeleri sona erdi ama bir gerçek var: Aşk bir sona eren hikâye değil, her zaman içimizde bir iz olarak kalandır. Belki de gerçek hayat, gerçek aşk böyle bir şeydir. Ayla ve Arslan’a veda ederken, hatırlayın: "Bir hikâye biter, ama yeni bir yol başlar."

Elveda Beyaz Töre...

Hepinize çok teşekkür ediyorum, sizleri ve karakterlerimi çok seviyorum.

Yazdığım diğer kurgularda görüşmek üzere<3

Diğer kurgularıma da bir göz atın derim🤍

Bölüm : 08.03.2025 14:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...