4. Bölüm

Rüzgarın uğultusu kulaklarımı tırmalarken, saçlarımı bir oyana bir bu yana savuruyordu...

Tedirginlikle yanlarına doğru ilerledim, ikisinin bakışları bana yönelmişken , kazağımın kenarınıyla oynadım

Nova: şey,ben bir yer buldum da, içinde değerli taşlar var gibi görünüyor,gidip bakmaya ne dersiniz, beraber?

İkisinin de gözleri heyecanla parladı, kafalarının birbirine dönmesi de uzun sürmemişti

Samuel: Gidelim!

Elimle sus işareti yaparak

Nova: Başka kimsenin öğrenmesini istemezsin, başkasının da faydalanmasını istemezsiniz öyle değil mi?

Petsy: O haklı ,başka kimsenin duymaması lazım

Memnuniyetle gülümseyerek,ilerlemeye başladık...

***

İçimdeki korku yüzüme yansırken, çoktan gelmiştik bile

Mağaranın her tarafı karanlıktı, yürüdüğümüzde kırılan sarmaşık dallarından başka bir ses yoktu

Petsy üzerime doğru gelerek,omzumdan yittirdi

Petsy: Yoksa sen bizi kandırıyor musun, küçük böcek!

Hayır anlamında başımı salladığım anda, Mağaranın üst kısmından vuran gün ışığıyla, Tom'un gelişini izlemeye başladım, Gözleri benim üzerimde gezindikten sonra ikizlere dönerek, dudağını kıvırdı

Samuel ve Petsy yüzlerinde oluşan tedirginlikle birbirlerine baktı...

Samuel: T-tom?

Sesi kısık fakat bi o kadar da korku barındırıyordu...

Tom yüzündeki gülümsemeyi büyüterek arkasına döndü ve mağaranın daha derin yerlerine fısıldamaya başladı...

Ne olduğunu anlamaya çalışırken,sesini hafif yükseltmişti,

Tom: Ssssaassyiah,Ssssaassyiah!

Ne dediğini duysam bile hala anlamıyordum başka bir dile de benzemiyordu, büyü mü yapıyordu acaba?

Mağaranın içinden gelen sürünme sesleri, içimdeki korkuyu daha da arttırmıştı, kazağımın kenarını sıkı sıkı kıvırarak,

Bir Tom'a,birde mağaranın içinden bize yaklaştığını belli eden sesin geldiği tarafa bakıyordum...

Gelen şeyi gördüğümde,korkuyla nefesimi tutmuştum.

Derisine vuran ışıkla, Tıpkı Tom'un gözlerinin renginde sade bir rengi vardı,ama gözleri buz kütlesi kadar soğuk,keskin bir maviydi

İkizlere baktığımda birbirlerine sarılmış, gözlerinden akan yaşların farkında bile olmadan,soluksuz, gelen yılanı izliyorlardı

Geriye doğru hafif ,birkaç adım attım...

İkizler çıkışa doğru,geri geri ilerlerken

Tom: Eğer, çıkmaya cürret ederseniz, Tek! Bir hamlemle, yılanın sizi yakalaması 2 saniye sürer,bu yüzden önermem...

Soğuk bir ifadeyle, söylediği sözler, ortamı daha da gererken Petsy bağırdı.

Petsy: Ne istiyorsun bizden seni kaçık!!

Yılan, Petsy'nin dediklerini anlamışcasına,onlara doğru ilerledi.

Tom ise eliyle durması gerektiğini ifade etti...

Tom: Sahibine hakaret edilmesinden,hoşlanmaz

Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşirken,geriye doğru attığım adımla,yerdeki dal parçası kırıldı, içimden lanet ederken, yılanın bakışları beni buldu...

Bana doğru geliyordu!

Tom: Ona zarar vermek yasak! geri çekil

Yılan bir Tom'a bir bana bakarak tısladı...

Samuel,ikizinden sıyrılarak Tom'un üstüne atlayarak onu yere düşürdü,Tom ise onu üstünden atarak kendi altına alarak boğazını sıkmaya başladı

Gözlerim korkuyla açılmışken,Petsy ise yere çökmüş son gücüyle ağlıyordu

Samuel'in nefessizlikten moraran yüzünü gördükten sonra, Tom'a doğru ilerledim

Kolunu tutarak çekiştirmeye başladım

Nova: Tom! Ölücek, bırak!

Tom,nerdeyse kırmızıya dönüşen gözleriyle kafasını bana döndürerek, ellerini samuel'in boynundan çekti.

Tom: Öldür onları!

Yılan komut almışcasına başını sallayarak, Samuel'e yöneldi

Korkuyla ikizinin yanına kaçan Samuel artık dayanamamışcasına, hüngür hüngür ağlamaya başladı...

Tom'un elinden çekiştirerek, gözümden akan birkaç yaş damlayla bağırdım

Nova: Tanrım! ne yapmaya çalışıyorsun öldürüceksin onları!!

Tom,korkuyla açılan gözlerime bakarak,tekrar soğuk ifadesiyle önüne döndü, yılan ikizlerin önünde durmuş, Tom'a bakıyordu...

Omzundan yittirerek,onu tehdit ettim

Nova: HERŞEYI HERKESE ANLATIRIM!

Yılan, Tom'a bağırdığımı duyduğu anda, hızlıca sürünerek yanıma doğru ilerledi,korkuyla Tom'un kıyafetinden tutarak çekiştirmeye başladım

Tom: Sana ,Yasak ,dedim aptal yılan!

Tom bana bakarak,

Tom: Sen, dışarı çık

İkizlere son kez bakarken çıkışa doğru ilerledim, Tom ise yılana garip dilde bişeyler söylüyordu

İkizler ise bana bakarak korku içinde bağırışlarını çırpınışlarını,​​​​ üzülsem de hiçe sayarak çıkışa doğru ilerledim...

Çıkışa geldiğimde,temiz havayı içime çekerek, gözyaşlarımı sildim...

***

Tom geldiğinde,donuk bir ifadeyle bana bakıyordu...

Hiç birşey söylemeden ilerlemeye başladı, peşinden gitmeye başladım.

O sırada mağaradan yüksek sesle bir çığlık duyuldu,Tom arkasını dönerek hafifçe gülümsedi,kolundan tutarak çevirdim

Nova: Öldüler mi?

Sinirli bir ifadeyle kolunu tuttuğum elimi,sanki kolunda duran bi sümüklü böcekmiş gibi bakışlar atarak,eliyle elimi sert bir şekilde ittirdi

Tom: Hayır ölmediler,fakat keşke ölseydim diye tanrıya dua ediceklerinden eminim,ve sen, sakın bir daha bana dokunmaya kalkışma.

Tehditkar bakışlarla arkasını dönerken,sadece yutkunmakla yetindim...

***

​

​​​​​​