
Ben korkudan titrerken,o ise hissettirdiği korkunun huzurunu tadıyordu...
Ben bir papatya iken,o beni soldurmakla cezalandıran karanlıktı...
***
Yetimhaneye geldiğimizde,ikizlerin korkudan büyümüş, ağlamaktan şişmiş,her tarafı küçük çizikler içinde, yetimhanenin revirine götürülürken,
Sanki Tom hiçbir şey yapmamış gibi, odasının kapısının önünde sakin bir şekilde,ona korkarak bakan ikizlere bakıyordu...
Ben ise elimi korkudan sıkı sıkı tutmuş olan Bethany'e odaklanmışken, kafamı kaldırdığımda gözlerimizin buluşması uzun sürmedi
Mağarada yaptığı korku verici olay, aklıma gelince kaşlarımı çatmama sebep olurken,o ise mimik bozmadan bana bakıyordu...
10 yaşında bir çocuğa göre, yaptığı şeyler tüylerimin diken diken olmasını sağlıyordu...
Nasıl bu kadar hissiz olabiliyordu, hiç arkadaşı yoktu,tek arkadaşı kitaplardı sanırım...
Gözleri, içinde sakladığı heyecanı taşırken,her hareketi onun 10 yaşında bir çocuk olduğunu unutturuyordu.
***
Kapıyı tıklattığımda,ses gelmedi...
Bende içeri girdim
Yatağının üstüne oturmuş öylece duvarı izlerken, kafası bana dönmüştü
Tom: Gir dediğimi hatırlamıyorum
Suratsız ifadesiyle konuşurken, cevapladım
Nova: Konuşmamız gerekli
Tom: Ne için?
Nova: Mağaradaki olay...
Eteğimin ucunu sıktığımı gören Tom,
Tom: Ben senin yaptıklarını söylemedim,sende benim yaptıklarımı söylemeyeceksin, söylersen sonunun-
Nova: Biliyorum, söylemeyecektim zaten fakat,onlara bunu neden yaptın?o yılanla nasıl konuştun?
Tom, bakışlarını odasındaki tozlu pencereye çevirerek,
Tom: Bu seni ilgilendirmez, işimiz bitti ve ödeştik.
Nova: Hadi ama Tom,sadece arkadaş olmak istiyorum?
Tom: Neden,o geveze arkadaşın sana yetmiyor mu?
Nova: Arkadaşım hakkında düzgün konuş ve ayrıca bir kişiyle arkadaş olman başka bir kişiyle arkadaş olmanı engellemiyor
Bir kaç dakika boyunca,sadece dışarıyı izledik...
Yatağına ilerleyip, yanına oturunca,garip bakışlarını üzerime dikti
Nova: Konuşmayacak mısın?
Ses yok...
Biraz daha bekledikten sonra,
Nova: Tanrım,dilini mi yuttun,sadece arkadaş olmaya çalışıyorum dedim!
Elini havaya kaldırarak,tek bir el hareketiyle beni arka duvara doğru savurdu
Duvara çarpıp kendimi yerde bulduğumda,hem olayını şokunu yaşıyorken,hemde duvara çarpan sırtımın acısıyla yüzümü buruşturdum
Tom yerde yatan bana bakarken, dudağının kenarını kıvırdı...
Ayağa kalkıp,sinirle ona bakıyordum.
Nova: Bunu nasıl yaptın? beni öldürmeye mi çalışıyorsun!?
Tom: Öldürmek isteseydim,seni duvara atmak yerine daha kötüsünü yapardım.
Nova: Neden yapıyorsun peki şimdi bunu!
Tom: Arkadaşım olmak isteyen sensin,bende sana yapabildillerimi gösterdim.
Nova: Arkadaşlar,birbirlerini duvar çarpmaz Marvolo!
Hızla odadan çıkarken, kapıyı sertçe kapattım...
***
Tom'un gözünden:
Ben Yapabildiklerimi lütuf gibi görürken,o benim yaptıklarımı kötülüyordu.
Çok zayıftı...
Benim arkadaşım olamazdı.
Kapıyı vurduktan sonra gözüm, düştüğü yerde boğazından kopmuş ve yere düşmüş olan kolyeye odaklandı.
Ayağa kalkarak,kolyenin yanına ilerledim, eğilerek kolyeyi elime aldım.
Gümüş bir kolyeydi...
Ucunda takılı melek kanatlarının ortasında,siyah ama oldukça parlak bir taş vardı.
Kolyeyi biraz daha inceledikten sonra,boynuma takarak içime gizledim.
Bu kolye artık benimdi...
***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |