
Akşam olmuş,yemeğimi bitirmeye çalışırken, Emily'nin kısa saçlarını görünce, gülmemek için zor durdum,ve ardından fakretmesin diye kafamı kaşıyarak başka tarafa döndüm...
Emily bana bakarak,Tom'a birşeyler söylemeye başladı.
Fakat Tom'un pekte ilgisini çektiğini sanmıyorum, çünkü yeşillerini tabağında ki yemeğe dikmiş öylece ifadesiz duruyordu.
Tom,benim onu izlediğimi farkederek, tabağını diktiği zümrüt yeşili gözlerini,bana odaklayarak,ifadesini bozmadan bana bakmaya başladı...
Ardından yemek kırıntıları dökülmesin diye kucağına serdiği küçük peçeteyi alarak, önce silkeledi ve masanın üzerine bıraktı.
Ve Emily'e dönerek,
Omzunda duran, Emily'nin elini tutarak sertçe yittirdi.
Ve anladığım kadarıyla,"rahat bırak beni" tarzında birşey söyleyerek, gözünün önüne gelen bir tutam saçı eliyle düzenleyerek istifini bozmadan,masadan kalktı...
Emily ise hem üzgün hemde sinirli olduğunu belli eden bakışlarını,masadan kalkıp giden Tom'a yönelterek,elinde duran çatalı,yere fırlattı ve ardından bana kısa bir bakış atarak hızla ayağa kalktı ve merdivenlerden hızla yukarıya, düşündüğüm kadarıyla odasına çıkmaya başladı...
Sanırım Emily, geldiğinden beri Tom'dan hoşlanıyordu,ama Emily sanırım Tom'un ilgisini çekmiyordu,Hem 10 yaşındaki bir çocuktan ne beklenirdi, Hele bide Söz konusu eğer Tom ise...
***
29 Aralık 1970
Her yıl aynı tarih, aynı tarih ama farklı bir ben…
Doğum günleri çoğu insan için pastalar, mumlar ve kahkahalarla dolu olabilir. Ama benim için… biraz daha fazlası. Belki bir tesadüf, belki kaderin yazdığı bir not: O gün, hayatımın değişmeye başladığı ilk gündü.
Bir dilek tuttum.
Sonra o geldi.
Ve her şey değişti.
Gece yarısına geçmek üzereyken, masanın üzerinde duran, tozlanmış saatin üzerini silerek kaç dakika kaldığına bakarak,elimdeki hediyeyi sahada sıkı tuttum, içimdeki heyecan daha da artarken, kapıya doğru ilerledim...
Artık saat 12'yi geçmişti, bugün Tom'un ve benim doğum günüydü.
Onun için bize ayda verilen,az bir miktar parayı, biriktirerek,ona seviceğini düşündüğüm,bir kitap almıştım,bu kitap için neredeyse 3 ay para biriktirmiştim...
***
Kapıyı tıklattım,
Her zamanki gibi ses yoktu,uyumadığını umarak, kapıyı açtım.
Yatağında öylece oturmuş,penceresinden içeriye süzülen Ay ışığını izliyordu.
Boğazımı temizledim
Nova: Tom.
Tom başını döndürerek bana baktı,
Tom: ?
Kaşlarını kaldırarak bana baktı
içeri geçerek,gıcırdayan parkelerin üzerinde yürüyerek,Tom'un yanına oturdum.
Elimdeki özenle hazırladığım Doğum günü hediyesini Tom'a uzatarak, gülümsedim...
Nova: Doğum günün kutlu olsun, Marvolo...
Tom elimdeki hediyeye bakarak, hızla elimden çekip fırlattı, ardından elini bana doğrultarak,duvara doğru savurdu.
Duvardaki, küçük tabloya çarparak,yere düştüm.
Tablonun önündeki camlardan bir tanesi,boynumu kesmişti,yere düştüğümde, acıyan yerime dokunarak, kanadığını gördüm.
Nova: Neden yapıyorsun bunu!
Tom gözü dönmüş bir şekilde döndü,
Tom: Senin gibi bir aptalın annemin ölümüyle dalga geçiceğine ,izin vereceğimi mi sandın!
Bilmiyordum...
Nova: Yemin ederim ki bilmiyordum,ve seninle asla dalga geçmek gibi bir amacım yoktu,Marvolo...
Arkadaşlar birbirlerinin acısıyla dalga geçmez...
Gözümden süzülen yaşlara bakarak,yutkundu, gözünde azda olsa bir pişmanlık vardı...
Gözyaşlarımı silerek, hızla odadan çıktım,o ise durmam için elini uzatmış,ama seslenmemişti...
***
Odama giderek kapıyı kapattım.
Yere çöküp,sessizce ağlamaya başladım,
Tek istediğim, doğum gününü kutlamaktı...
Bethany hıçkırıklarıma uyanmış olucak ki, kalkarak yanıma geldi.
Bethany: Nova...
Neden ağlıyorsun?
Kızarmış gözlerimi kaldırarak cevapladım.
Nova: Sadece doğum gününü kutlamak istemiştim,Bethany...
Bethany: Kimin?
Nova: Tom'un.
Bethany derin bir iç çekerek, sarıldı.
Bethany: Onunla arkadaş olmazsın Nova,bunu ikimizde biliyoruz.
Bethany ayaklanarak, olduğu yerden kalktı, yatağının başucundaki çekmeceyi açarak, içinden küçük bir kutu çıkardı.
Yanıma gelerek,
Bethany: Doğum günün kutlu olsun,Nova...
Elimdeki kutuyu uzatarak,
Bethany: Bu senin için.
Elimdeki kutuyu alarak, sarıldım.
Nova: teşekkür ederim...
Bethany, gülümseyerek bana bakarken,boynumdan alan kanı farketmiş olucak ki kaşları çatıldı, kafamı tutarak yan döndürdü
Bethany: Tanrım,Nova boynun kanıyor...
Koşarak çekmede duran ufak bez parçasını aldı, pamuğu da alarak, aldıklarını yere koyarak hızlıca odadan çıktı.
Geri geldiğinde,revirden aldığını umduğum, tentürdiyotu elinde tutarak diğer eliylede elimden kaldırıp, yatağın üstüne oturtdu...
***
Bethany, çoktan pansuman yapmış, eşyaları toplarken, aldığı tentürdiyotu geri götürmek için odadan çıktı.
O sırada, odanın önünden tıkırtı sesi geldi...
ilerleyerek kapıya doğru ilerlediğimde, kapıyı açarak kim olduğuna baktım,kimse yoktu...
Kapıyı kapatacağım sırada, odanın önünden küçük bir kutu gördüm,siyah kadifemsi bir dokuya sahipti.
içini açarak, içindeki yüzüğe baktım, gümüş bir yılan şeklindeydi,hem zarif hemde sadeydi,
O kadar güzeldi ki...
Yüzüğün kutusunun kenarına sıkıştırılmış, küçük parşömeni alarak,kimin gönderdiğine baktım.
Doğum günün kutlu olsun.
T.M.R.
Yüzümde oluşan hafif gülümsemeyle,kutunun içine yüzüğü koyarak,odama girdim.
Kutuyu dolabımdaki, küçük bölmeye koyarak, dolabı kapattım.
Ardından yatağıma uzanarak, olanları düşündüm...
Hem üzülmüştüm, hemde mutlu olmuştum,bu hediye sanırım onu özür dileme şekliydi.
Bu hediye için para biriktirmişti, çünkü yüzük gerçekten çok güzeldi, güzel olduğu kadar da pahalıydı bence...
Beni düşünmesi hoşuma gitmişti fakat,sormadan yargılaması da beni bir o kadar kırmıştı.
Sağ tarafıma döndüğümde boynumun acısıyla, yüzümü buruşturdum.
Çok büyük bir kesik değildi fakat, yanıyordu...
Bethany içeriye geldiğinde,elinde duran Ağrı kesici ve bir bardak suyla yanıma gelerek,
Bethnay: iyi geleceğini düşündüm.
Gülümsedim,
Nova: iyiki varsın, Bethany...
Bethany gülümseyerek, ilacı içirdi,ve alnımdan öperek, yatağına geçti.
Bethany: İyi geceler.
Nova iyi geceler.
Böyle bir arkadaşa sahip olmak için nasıl bir iyilik yapmıştım ben...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |