28. Bölüm
Ömer Faruk Yardımcı / Kaizen :  Zamanın Varisi / Bölüm 8 : Yıkımın Varisleri (Part 1)

Bölüm 8 : Yıkımın Varisleri (Part 1)

Ömer Faruk Yardımcı
davyjones

Yıl 1755, Lisbon…

Şehir, karanlık bir gökyüzünün baskısı altında telaşla hareket ediyordu. Denizden yükselen nemli hava, yaklaşan bir felaketin habercisi olmuştu. İnsanlar, aceleyle dar sokaklarda koşturuyor, rüzgârın savurduğu çamaşır iplerinin arasından geçerek evlerine sığınıyorlardı. Ancak Santos semtindeki meyhaneci Pedro için bu hava, işlerin hızlanacağı anlamına geliyordu.

Pedro, meyhanesini sabahın ilk ışıklarıyla açmış, her zamanki gibi tezgahta müşterilerini karşılarken bir yandan da onların bitmek bilmeyen hikâyelerini dinlemeye hazırdı. Günün sonunda meyhane dolmuş, bardak sesleri, kahkahalar ve hikâyeler birbirine karışmıştı. Ancak o gece meyhaneye giren yabancı, herkesin ilgisini üzerine çekmişti.

Genç adam, kapıda bir an duraksadı, bakışlarıyla odayı taradı. Gözlerindeki garip derinlik, meyhanedeki uğultuyu bir anlığına dindirdi. Yüzüne düşen sarı saçları, yağmurdan ıslanmış omuzlarına yapışmıştı. Yabancının duruşundaki tuhaflık Pedro’nun dikkatini çekmişti. Biranın köpüğünü taşırmadan doldurup masasına bıraktıktan sonra, meyhane yeniden uğultusuna dönmüştü.

"Sana diyorum. Bugünlerde bir uğursuzluk var... Kesinlikle kötü bir şey olacak."

Barın ucundan alaycı bir ses yükseldi. “Kesin karısı bu uğursuzluk yüzünden onu aldatmıştır!”

Havada kahkahalar uçuşurken bir başka müşteri Pedro’ya seslendi:

“Hey Pedro! Bize bir hikâye anlat! Şu aptallar biraz korkudan altına kaçırsın!”

Pedro, kurnaz bir gülümsemeyle bardakları temizlerken başını salladı. “Bugün pek yoğunum. Belki köşedeki gezginin anlatacak bir şeyi vardır, ha?”

Tüm gözler, sessizce oturan yabancıya çevrildi. Barın köşesinde, gölgelerin arasında oturuyordu. Bir müşteri bağırarak seslendi: “Buralarda seni ilk defa görüyorum. Yeni misin, evlat?”

Genç düzgün bir aksanla Portekizce yanıt verdi. "Evet, fakat fazla sürmeyecek." Genç duraksadıktan sonra devam etti. "Demek hikayeleri seviyorsunuz..." İnsanların meraklı bakışlarını süzdükten sonra cümlesini devam ettirdi. "Pekala dinleyin bakalım."

Meyhanedeki uğultu kesilmişti. Tüm dikkat, şimdi yabancıdaydı. Genç, öne sarkan ıslak saçlarını geriye atıp ağır bir nefes aldı. “Bu hikâye, Prusya’nın kralı I. Frederick ile ilgili,” diye başladı. “Frederick, her kralın hayalini kurduğu rüyayı gerçekleştirmek istiyordu: Krallığını bir sonraki oğluna devrederek soyunun devamını sağlamak. Ancak uzun süre çocuğu olmayınca hakkında dedikodular dolaşmaya başladı. Ama o, pes etmedi. Krallığın en iyi şifacılarını seferber etti ve sonunda bir erkek çocuğu oldu: İsmini ise Edward koymuştu.”

Meyhanedekiler, giderek büyülenen gözlerle dinliyordu. Genç, bir yudum içkisini alıp hikâyeye devam etti: “Kral artık mutluydu çünkü ülkenin geleceği taht kavgalarından kurtulmuştu. Edward büyüdükçe zekâsı ve yetenekleriyle dikkat çekti. Ancak, yetişkinlik çağına geldiğinde bir sorun olduğu anlaşıldı: Yıkıcı bir gücü vardı, kontrol edilemeyen bir güç. Halk, bunun şeytanla bağlantılı olduğuna inandı ve onu kâfir ilan etti. Kral ise istemiyor olsa da ilk oğlunu idam etmeye karar verdi fakat Edward kralın bu kararını önceden tahmin ettiğinden ülkeden çoktan ayrılmıştı bile. Hatta ayrılmasına yardım edenin bizzat kralın kendisi olduğunu bile söyleniyor.”

Genç duraksadı, derin bir sessizlik meyhaneye yayıldı. Arka masadan biri seslendi:

“Ah, yarım yamalak duymuştum bunu! Ama Frederick öleli seneler oldu, hâlâ lanetli oğlundan iz yok!”

Konuşmalar tekrar yükselip kimse birbirini duymaz hale gelirken. Pedro, genç adama yaklaşmıştı, alaycı bir tebessümle:

“Ne hikâye ama! Gerçek mi, masal mı bilmem, ama beğendim. Bir sonraki içkin benden!” Pedro, tezgâhın arkasına geçerken bir yandan da sordu: “Peki seni buralara getiren nedir, evlat?”

Genç, Pedro’nun gözlerine baktı. “Bir İtalyan kızı arıyorum. Bugünlerde idam edilecek bir cadı ya da iblis kadın var mı?”

Pedro kaşlarını çattı. "Evet, evet. Bir hafta ön- Hayır, hayır o değil. Ah evet! Yarın meydanda bir idam var. Garnizonda kiler idam hakkında konuşurken cadı lafını ağzından kaçırmışlardı."

Genç adam, cebinden birkaç altın çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Yeni gelen birasını tek yudumda bitirdi, ardından ağır adımlarla kapıya yöneldi. Yağmurun tok sesi dışarıdan meyhaneye kadar ulaşıyordu.

Tam kapının eşiğindeyken Pedro’nun sesi arkasından geldi: "Hey, evlat! İsmini söylemeyi unuttun."

Genç, durdu. Hafifçe başını çevirerek Pedro’ya baktı. Dudaklarına gizemli bir gülümseme yerleşti. “Adım...” dedi, sesi sakin ama etkileyiciydi, “Kendi isteğiyle tahtı bırakan ilk İngiliz kralından geliyor.”

Pedro ve diğer herkes, bu cevabın gizemini çözmeye çalışırken Edward isminde ki bu genç adam yağmurun içine karışmış, karanlık sokaklarda kaybolmuştu.

Bölüm : 13.12.2024 17:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Ömer Faruk Yardımcı / Kaizen :  Zamanın Varisi / Bölüm 8 : Yıkımın Varisleri (Part 1)
Ömer Faruk Yardımcı
Kaizen : Zamanın Varisi

4.08k Okunma

1.64k Oy

0 Takip
49
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...