
6.BÖLÜM; ‘KARANLIK SERA’
“Ben asla büyücü olamazdım,değil mi?”
…
“Karanlık mı?” Dedim vurmazdan gelerek. Adı buraya uyum sağlıyordu, fakat önemli olan ad değildi. Burada ne yapıldığını sormuştum. Hiçbir zaman bana net bir cevap vermiyordu.
”artık bana net bir cevap vermeyi düşünüyor musunuz acaba?” Diye sorduğumda kolumdan tutup beni kendisiyle beraber yürütürken neden burada olduğumuzu bir türlü çözemiyordum.
bu anlamsız ya da anlamlı, farketmez. Burada ne işimiz vardı?
hâlâ net bir alamamıştım. Artık her ne kadar yerin dibine iniyorsak tamamen indiğimizde asıl cevaba ulaşabilirdim, bu yüzden adımlarımı gittikçe hızlandırmaya başladım.
Normal kapılardan bir tık daha uzun olan bir kapıyı açtığında artık bambaşka bir yerdeydik. Burası tamamen farklı bir evren olmalıydı…
Bir seraya oldukça benzer bir bahçeydi, benzersiz ve çoğu daha önce görmediğim çiçeklerden oluşan bu yer hiç korkutucu gelmiyordu. Belkide ben bu konuda çok aceleci düşünmüştüm? Burası korkutucu gelmeyebilirdi fakat içerisindeki insanlar bir o kadar korkutucuydu.
Bir balodaymış gibi giyinen insanlar vardı ve herkes bizi görmezden geliyordu, bu çok bambaşka bir histi çünkü normalde sokağa çıksam ve cırtlak renkte bir şey giyinsem insanların hepsi bana tip tip bakar ve beni dışladıklarını oldukça belli ederlerdi. Fakat burada işler aynı değildi. Kimse bizi kafaya takmamıştı, bir kişi. Bir kişi bile bize bakıp gözleriyle iğrendirici bir bakış atmamıştı. Bu çok şaşırtıcı ve mutlu edici bir şeydi. Her insan buradaki gibi davransaydı ne olurduki?
Önümdeki adam durunca ben hızımı alamadan ona çarpmış bulunmakta oldum, kısa bir ifadeyle ona “yanlışlıkla oldu.” Dediğimde geri önüne döndü.
Durduğuna göre bir yere varmış olmalıydık, değil mi? Yoksa uzun süredir burada boş boş merdiven inip yürümezdik. Altıncı hissime güvenerek önümü görmeye çalıştığımda bu oldukça anlamsızdı çünkü karşımdaki kişinin boyu ve kapladığı alan kapının ardını görmeni engelliyordu.
Kabul ediyorum ben de kısa 1,65 civarı bir bücür olabilirdim ama onun 1,80 e yakın olabilecek boyu yüzünden hiçbir şey net gözükmüyordu. Aslında kısa olmak benim sorunum değil genetiği kötü olan ailemin sorunuydu. Her neyse neden bunları düşünüyorsam ki?Onun böyle bir şey düşündüğünü asla düşünmüyordum. Boyum onun ilgilendirebilecek bir noktada değildi.
Bana döndüğünde gözlerine doğru baktım, “birazdan içeri gireceğiz ve fazla dikkat çekmeye çalışma normal buralı biriymişsin fakat hafızanı unutmuş gibiymişsin gibi davranman yeterli olacaktır.” Kafamı salladım ve onu onayladım.
Fazla zeki birisi olmadığım için olayları kıt beynimle anca kavrayabiliyordum fakat yine de bazı şeyleri anlayabilmiştim.
Karanlığın kokusunu net bir şekilde aldığım odaya yavaş adımlarla girdiğimde artık tüm gözler benim üzerimdeydi, çünkü ben bir yabancıydım.
”adın nedir?” Dedi yanındaki çiçeğe bakarken bir anda bana dönen adam. Gözleri parıl parıl parıldıyordu…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |