Derin bu duygusal ortamı dağıtmak için "Gitmiyor muyuz?" dediğinde Azat Bey ve Melek Hanım bir birine bakarak "Gidiyoruz!" dediler.
Derin ayağa kalkarken "Hadi o halde."
Melek Hanım ayağa kalkarken "Kabanımı almayı unuttum sakın bir yere gitmeyin!" Hızla odadan çıkarken kocasına parmak sallayarak "Sakın Azat!" diyerek odadan çıktı.
Azat Bey karısının arkasından alayla "Çabuk olursan yetişirsin Meleğim"
Derin öylece ayakta yere bakıyordu. Azat Bey kızına yaklaşarak "Bugün yapmak istediğin herhangi bir şey var mı prensesim?"
Derin gözlerini Azat Beye sabitleyerek, çekingence "Hayır, siz nereye isterseniz oraya gidelim."
Azat Bey kızının yanında durarak, derin bir nefes aldı "Pekâlâ, o halde hava soğuk kapalı alışveriş merkezine gidelim, ister misin?" dediğinde Derin başını sallayarak onayladı.
Azat bey kızının çekindiğinin elbette ki farkındaydı ve bu canını oldukça fazla yakıyordu. Eğer kendi öz babası olmasaydı böyle bir acıyı yaşamak zorunda kalmayacaklardı. Bir kez daha nefret etti babasından Azat Bey.
Azat Bey kızının üstünü incelerken çokta kalın giyinmediğini fark etti "Bebeğim beni yanlış anlamanı istemem ama bu kıyafetler fazla ince değil mi? Üşümez misin bu şekilde?" diyerek üstünü işaret ettiğinde, Derin üstüne baktığında haklı olabileceğini gördü. "Üşümem ki" diyerek omuz silktiğinde Azat Bey kızının bu haline gülümsedi. "Gel bakalım, sana abinin kıyafetlerinden verelimde üşüme." dediğinde Derin "Kimin?" Eğer Agah abisi dışındaki birinin kıyafetini verecekse reddetmeye hazırdı.
Azat Bey "Agah abinin güzelim." dediğinde Derin başını sallayarak onayladı. Azat Bey kızının odasını birlikte seçmek için düzenlememişti. Kıyafetleri ise tam olarak ne tarz sevdiğini bilmediği için ve Murat Bey’e sorarsa kesinlikle tam tersini söyleyeceğini bildiği için soramamıştı da. Bu yüzden bu evde en küçük beden kıyafet en büyük oğlu Agah'ın on yedi yaşında giydikleriydi.
Kapıya yaklaştıklarında tam çıkacakken, Azat Bey’in gözü oğlunun küçükken iki oda arasına açtığı deliğe kaydı. Anlaşılan kızı o deliği bulmuştu. Başıyla deliği işaret ederken "Sanırım evde bir faremiz var. Gerçi bu odaya başka bir şekilde girmen pekte mümkün değildi. Genelde hep kitli olur" diyerek gülümsedi.
Derin utanarak başını çevirdi, Azat beyin arkasından yürümeye devam etti. Azat Bey oğlunun odasına girdiğinde dolaba yönelerek kapakları açacakken durdu. Oğlu Agah eşyaları konusunda çok titizdir. Bu odaya bile o gittikten sonra sadece Yalın girebilmişti. Tüm temizlik düzen her şeyi Yalın yapmış, hiç kimseydim içeri sokmamıştı. Şimdi ise Agah’dan izinsiz onun eşyalarına dokunamazdı. Bu yüzden oğlumun kızmayacağı tek kişi olan kızına dönerek "Hadi prensesim istediğin kıyafeti al, giy ve gel. Baban seni salonda bekliyor olacak" dediğinde göz kırpmayı ihmal etmedi. Odadan çıkan Azat Bey çıktığı an duvara sırtını yaslayarak hızlı atan kalbini sakinleştirmeye çalıştı.
Şu an gözleri dolu doluydu. Ağlamamak için kendisini o kadar sıkıyordu ki sağ gözünden bir damla yaşı engelleyememişti. Kızı yaşıyordu! Yaşıyordu ve şuanda aralarında sadece ince bir duvar vardı. Gitse sarılsa, çiçek kokusunu içine çekse, öpse o utanan yanaklarından çok muydu? Çok mu şey istiyordu Azat Bey? Sadece kızının ona tekrar baba demesini istiyordu
Bölüm Perşembe sabah yayında :)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
369.65k Okunma |
19.69k Oy |
0 Takip |
82 Bölümlü Kitap |