48. Bölüm

8. Bölüm Kesit

Asel Demirhan
demirhan_asel

Yazar Anlatımayla…

Genç adam kalabalık havalimanında gözlerini gezdirdiğinde herkesin aceleyle bir yerlere yetişmeye çalıştığını gördü. Gri renkte olan bavulunu sapından tutarak sürüklemeye devam etti. Güvenlik kontörlerinden geçtiğinde uçağın saatini beklemek için oturabileceği yere oturdu.

Cebindeki telefonun çıkarttığında herhangi bir arama olup olmaması pekte umrunda değildi. Diğer elindeki bilete gitti gözleri. İstanbul yazan biletin olması gereken yerde Hakkari yazan bir bileti vardı. Şikayetçi değildi. Aksine planlarını ilk Hakkari’de uygulayacaktı. Duyduğu anons sesiyle bakışlarını biletinden çekerek ayaklandı. Valizinin sapını tutuğunda uçağa binmek için adımladı. Yürümeye devam ettiği sırada göğsüne çarpan küçük bir şeyle durmak zorunda kaldı. Bakışlarını ona çarpan şeye çevirdiğinde küçük bir kız olduğunu gördü. Kaşları derince çatılırken küçük kız dediği kişi genç bir kadın olduğunu ona dönen başından anladı.

Genç kız mahcup bakışlar, birazda aceleyle “Özür dilerim. Sizi göremedim acelem vardı.” Genç adamın hiçbir şey demesine izin vermeden hızla ayrıldı.

Genç adam ise az önce ne olduğunu sorguluyordu. Ve tabi birazda kızın gözlerinde kalmıştı.

Uçağa bindiğinde onu yönelendiren görevlilere ufak bir baş sallamasıyla teşekkür ederek oturdu.

Uçağın kalkmasına birkaç dakika kaldığından dolayı telefonunu uçak moduna alarak kapattı. Riske girmeyi sevmezdi. Gözlerini kısaca kapatarak koltuğuna başını yasladı. Şimdi sadece biraz sabretmek vardı.

Aradan ne kadar dakika geçildi bilinmez lakin uçak kalkış yapmaya başlamıştı. Genç adam hâlâ daha gözler kapalı, başı yaslıydı. Yorgundu. Hemde çok… Kendi ailesinden, canından, kanından ayrı olmak onun en büyük yorgunluğuydu.

Bir anda sesler işiti uçakta. “Hanımefendi lütfen oturun artık bir yere.”

Kadın uyarıları umursamadan aradan sıvıştı. Gayette pahalı uçak kısmına geçtiğinde bir an duraksadı. Bu uçağın parasını asla ödeyemezdi. Arkasında sesler duymasıyla başı anında sese döndü. “Ağabey burada bir yerde olmalı.”

Adam bakışlarını uçakta gezdirirken diğer perdeye doğru yaklaşıyordu. “Bulun onu! Ağama ne diyeceğiz?” Kadının kaçmasını anlamıyordu. Ama onu bulduklarında hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı kesindi.
Yanındaki genç koruma endişeli bakışlarla adama döndü. “Ağabey ya bulamazsak? Patron…” sertçe yutkundu. “Patron bize ne yapar?“

Adam mavi perdeyi eliyle tutmuş çekecekken genç korumaya döndü sert bakışları. “Ne yapacak oğlum öldürür.” O kadar rahat söylemişti ki sanırısın hep ölüyordu. Belki nefes alıyordu lakin o bir çok kez ağası yüzünden ölmüştü… Yine de bu kendi seçimiydi. “Hem patron deyip durma. Ağam diyeceksin oğlum ağam. Duysa ne der ağam bilmez misin?”

Genç koruma sertçe yutkunarak başını salladı. O bu durumlara alışık değildi. “Tamam ağam diyeceğim.”

Adam gülümsedi. “Aferin.”

Kadın perdenin arkasından gelen seslerle panikledi. Hızla koşarak birinin yanına oturdu. Gördüğü dergiyi hızla koltuktan sökercesine çıkarttı. Dergiyi açmasıyla yüzüne tutarak saklanmaya başladı. Üsten gelip gelmediklerine bakıyordu adamların.

Genç adam birinin yanına oturmasıyla kaşlarını çattı. Gözlerini açmak istemediği için kapalı tutmaya devam etse de yanındaki her kimse çok hareketliydi. Bu durum onu oldukça rahatsız etse de sesini çıkartmadı.

Adamlar her bir koltuğun önünde durarak ellerindeki fotoğraftan kızın yüzüne benzeyen yüz arıyorlardı. Bu uçaktan onu bulmadan inemezlerdi.

Genç koruma eliyle bir koltuğu işaret etti. “Ben şuraya bakayım ağabey.” Adam başını sallayarak devam etti aramaya. “Seni bulduğumuzda bakalım nereye kaçacaksın.” Bakışları bir telefonundaki fotoğrafta birde etrafta gidip geliyordu.

Kadın ona yaklaşan ikiliyi kafasını uzatmakla kalmayıp bedenini de uzatarak görmeyi başarmıştı. Gözler kocaman açılırken elinde sıkıca tutuğu dergiyle geri çekildi. Sadece gözleri görünürken kara kara ne yapacağını düşünüyordu. “Ne yapacağım şimdi ben?”

Bakışları tedirginlik doluyken yanında hissettiği kıpırdamayla başını çevirip baktı. Gördüğü kumral saçlı genç adamla gözlerini kırpıştırdı. Anlaşılan adam uyuyordu. Adım ve sesleri iyice yaklaşırken kadının artık bir karar vermesi gerekiyordu. Başı bir o yana bir bu yana çevrilirken tekrar hissettiği hareketlilikle genç adama döndü. Şimdi yapacağı şey için üzgün olsa da kurtulması için şarttı. Hızla genç adamın beyaz gömleğinden tutarak kaldırdığında şaşkın bakışlar atmasını umursamadan yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

Kesit sonu.

Nasıldı?

Sizce kim bunlar?

Kadın karakterimiz erkek karakterimizi öptümü sizce?

Erkek karakteri tanıyoruz. Ve hayır Demir Ege değil. Onun geleceği bölümü size söylemiştim. Her bölüm onu Çiçek Kızına yaklaştırıyor.

Bu size karne hediyesi olarak düşünün. Gönül isterdi bölümün yazımı bitsin de tamamen yayınlayayım ama olmadı. Bu kesiti aslında aklımda yayınlamakta pek yoktu bir arkadaşımızın isteğini görmezden gelemedim. Elimden geldiğince yayınlamak istedim. Siz istediklerinizi yazdığınızda ben aklımdan tonlarca seçenek düşünüyorum. Ve o seçenek sizin istediğinizin olması için uğraşıyorum. -Tabi bölümü kendi isteğime göre yazmalıyım sonuçta akışı değiştiremem- Bu yüzden söyledikleriniz asla boşa değil -kalp emojisi- :).

Yazım hatalarım olabilir çünkü bölüm bitmediği için düzenlemedim. Bu yüzden kusura bakmayın lütfen.

Bölüm : 20.06.2025 11:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...