
—
Yüreğim tek seni seçti…
—
Yazar Anlatımıyla…
Herkes sevdiği insanla hayatını birleştirmek ister. Bu yanlış bir şey değildir, ancak bazen bir insan gözünü o kadar boyar ki gerçek kimliğinin ne olduğunu bilemez doğru karar verdiğini sanır. Kardelen doğru kararı verdiğini düşünüyordu.
Kardelen oğlu Ömer Ali’yi yatırmış, kocasını beklemekteydi. Saat kaç oldu bilemez lakin tahminine göre gece üç sularındaydı. Hala ne giden, vardı nede gelen.
Artık beklemekten yorulan Kardelen yatağına geçmiş gözlerini kısa bir süreliğine kapatmak istediğinde, çoktan uykuya dalmıştı.
Sabah saatleri olmuştu, Kardelen gözlerini açmıştı. Ancak yanında ne ona sarılan, nede öpen bir kocası yoktu yanında.
Elini yatağın boş tarafına atıp emin olmak için baktı ancak gerçektende yoktu.
Saatin kaç olduğunu bilmiyordu ama kapının sesiz bir şekilde açılmaya çalıştığını duyar duymaz gözlerini tekrar kapattı.
Barkın kapıyı sesiz bir şekilde açıp girmeye çalışıyordu. Sevdiği kadını uyandırmak istemezdi.
Kafasını uzatıp baktığında, eşinin hala yataklarında uyuduğunu gördüğünde hareketlerinde daha dikkatli oldu.
Temizlenmek için hemen banyo ya doğru yürüdü. Banyodan çıktığında eşi hala uyuyordu.
Sakin adımlarla giyinme odasına doğru giderek, farklı renkte olan takım elbisesini üzerine geçirdi. Tekrar odaya döndüğünde uyuyan eşine yaklaştı, öperek uyandırmaya başladı.
" Sevgilim?"
Kardelen gözlerini yavaşça açarak, kocasına baktı. “Barkın?” yattığı yatağında dik oturdu.“ Ne zaman geldin?”
Barkın eşinin saçlarını severek, sevgiyle, “ Yeni geldim güzelim. İşlerim yeni bitti.”
Kardelen somurtarak “ Tekrar gidecek misin?”
Barkın eşinin yüzünü ellerinin arasına alarak “ üzgünüm sevgilim ama gitmeliyim. Lakin akşam birlikteyiz.”
Kardelen kendini gülümsemeye zorlayarak “ Tamam, sorun değil git. Hem çabuk gelirsen bugün güzel vakitler geçiririz.” eşinin takım elbisesinin düğmeleriyle oynarken.
Barkın eşine kısa bir öpücük kondurarak, çapkın bir ifadeyle. Sabırsızlanıyorum.”
İkili gülüşerek aşağı indiklerinde, Meliha hanımın onlar için kahvaltı hazırladığını gördü.
Kardelen “ Ömer Ali nerde Meliha teyze”
Meliha hanım kahvaltılık malzemeleri sofraya bırakırken “ Odasında daha küçük bey.”
Merdivenlerden gözlerini zar zor açık tutmaya çalışarak, sağa sola çarpıp iniyordu Ömer Ali.
Kardelen adım seslerimin geldiği yöne dönüp, oğluna gülümsedi. “ Ali’m?”
Ömer Ali gözlerini aniden açıp annesine koştu ve sarıldı. Ağlamaklı bir sesle “ Anne?”
Kardelenin kaşları çatıldı. Oğlunun önünde eğildi. “ Ne olmuş benim Ali’me anlat bakalım paşam”
Ömer Ali burnunu çekerek, dudaklarını büzdü “ Kâbus gördüm. Yine gidiyordun. Beni bırakıyordun!” derken daha çok ağlamaya başlamıştı.
Kardelen ne diyeceğini bilememişti.
Barkın oğlunun önüne eğildi, iki kolundan tutu, sert sesiyle. “Oğlum bana bak!”
Ömer Ali babasının sesini duyar duymaz ağlamalarını durdurmaya çalışarak babasına baktı.
Barkın sert ifadesini sürdürerek, “Anneni üzmeye ne hakkın var! Al tarafı bir kâbus. Hem sen büyüdün artık ne kâbusu? Şimdi odana gidip üstünü değiştiriyorsun. Sonrasında kahvaltıya geleceksin! Bir daha anneni üzdüğünü görmeyeceğim!”
Ömer Ali bir annesinin endişeli yüzüne birde babasının çatık kaşlı sert yüz ifadesine baktı. Annesinin üzüldüğünü görünce hızlıca yanağından öperek, odasına koştu.
Barkın Kardelen’i ve kendisini yerden kaldırarak sarıldı.
Kardelen eşine sarılırken “Çok üstüne gidiyorsun Barkın, o daha çocuk. Tabi ki kâbus görecek.”
Barkının önceliği hep Kardelen’di. “ Seni üzmeye hakkı yok!”
Kardelen” ama Barkın-“
Barkın konuyu kapatmak isteyerek. “Sevgilim hadi acıkmışsındır.”
Kardelen bu konuyu hala kapatmamıştı. Ancak oğlu her an gelebilirdi anne babasının kavga ederken görmesini istemiyordu.
Sofraya geçtiklerinde Ömer Ali’de gelmişti. Gözleri kıpkırmızı olmuş üstünü yeni değiştirilmişti.
Barkın oğlunun bu haline dayanamayarak yanına çağırdı. Sakin bir şekilde,“ Ömer gel buraya oğlum”
Ömer Ali babasına baktığında ciddi ifadesini gördü, tedirgin adımlarla masada oturan babasına yaklaştı.
Barkın oğlunu kollarından tutarak kucağına oturttu. Oğlunun saçlarını severken, “ Oğlum özür dilerim biraz fazla tepki gösterdim. Ama sende büyümüştün artık korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok. Hem annenin üzüldüğünü görünce dayanamadım. Biliyorsun ki bu hayatta önce annen sonra ise sen benim için değerlisin.” diyip saçlarından öptü.
Ömer Ali annesinin gülümseyen yüzüne baktı ve babasına dönüp başını salladı.
Barkın “ hadi bakalım kahvaltını yap. Eğer tabağındakileri bitirirsen annenle seni lunaparka götürebiliriz.” Diyerek oğlunu kucağından indirdi.
Ömer Ali babasını onaylayıp yerine oturdu.
Sakin geçen kahvaltı sonrasında herkes üstünü değiştirmek için kendi odasına çekilmişti. Barkın telefondan asistanını arayarak bugünkü toplantıları iptal etmesini istedi. Babasının bu durumdan hoşlanmayacağını bilse de Kardelen'i mutsuz görmeye dayanamazdı.
Kardelen ve Barkın odalarına girdiğinde, Kardelen “ Hava sıcak Barkın kısa kollu giymek istiyorum.”
Barkın endişeyle “ Hayatım ya üşürsen.”
Kardelen gülümseyerek tatlı bir şekilde,“ Üşümem ki.”
Barkın sevdiği kadının bu tatlı haline dayanamayıp öptü. “ Öyle olsun güzelim. Ama yanımıza hırkada alalım.”
Kardelen başını sallayarak gülümsedi “ Tamam.”
Barkın hem Kardelenin hem de kendi üstünü spor kıyafetler giydirmişti.
Aşağı indiklerinde Ömer Ali’nin hırkasını giymeye çalıştığını fark eden Barkın “ Oğlum gel, hırkanı giymende yardımı olayım.”
Ömer Ali hırkasını giyemeyeceğini anlayınca babasının yanına sakin adımlarla gitti.
Barkın oğlunun elinden hırkasını alındığında hızlıca giydirdi. “ Yinede üşürsen söyle tamam mı oğlum?”
Ömer Ali kafasını salladı, annesinin elini tutu.
Kardelen gülümseyerek elini tutan küçük ele öpücük bıraktı.
Ömer Ali annesinin yaptığı gibi o da onun elini öptü.
Barkın “ hadi bakalım lunaparka gitme zamanı.” diyerek eşinin elini sıkıca tutu.
Kardelen çok mutluydu. Yanında iki sevdiği adamda vardı. Oğlu sol elini tutarken âşık olduğu adam sağ elini tutuyordu.
Mutluydular. Her ne pahasına olursa olsun iyi bir aile olmuşlardı.
Barkın arabanın yanına geldiklerinde eşini arabaya bindirdi, sıra oğluna geldiğinde emniyet kemerini takmayı unutmadı. Kendiside bindikten sonra artık gitmeye hazırlardı.
Barkın arabayı kullanırken "Heyecanlı mısın oğlum?" Dikiz aynasından oğluna bakarken.
Ömer Ali cama bakmak yerine babasına döndü, sakince "Evet." Sonra ise tekrar cama döndü, yolu izlemeye devam etti.
Heyecanlıydı ilk defa babası ve anneleriyle birlikte lunaparka gideceklerdi.
Kardelen ön koltukta otururken, Ömer Ali Kardelen'in arka koltuğunda oturuyordu.
Sessiz geçen yolculuktan sonra nihayet lunaparka gelmişlerdi.
Barkın aracı park ettiğinde, Kardelen'e döndü "Sakın inmiyorsun sevgilim ben geleceğim şimdi." diyerek hızla indi.
Kardelen eşini başıyla onaylamıştı. Barkın arabanın önünden dolandı, Kardelenin kapısına geldi. Önce kapıyı açarak, emniyet kemerine uzandı.
Kardelen ise bu yakınlıktan dolayı hızını atan kalbi ve kızaran yanaklarıyla uğraşıyordu.
Barkın kemeri açtığında Kardelen'in elinden tutarak "Gel bakalım sevgilim." Araçtan indirdi.
Kapıyı kapatarak, bu seferde oğlunun oturduğu arka taraftaki kapıyı açtı. Oğlunun kemerini de çözdükten sonra araçtan indirdi. Eşinin elini sol eline alırken, oğlunun elini de sağ eliyle tutuyordu.
Barkın gülümserken. "Evet, hangi oyuncağa binmek istersiniz Kardelen hanım?"
Kardelen ise göremese bile onunla bu şekilde ilgilenen adam yüzünden kalbinin atışı resmen yerinden çıkacak gibi olmuştu. "Bilmem ki. Sen hangi oyuncağa binmek istersin Ali'm." dedi
Ömer Ali ilk ne diyeceğini bilemese de, heyecanla "Çarpışan arabalar."
Barkın "Olmaz oğlum annen rahatsız olabilir."
Kardelen ise gülümsedi ve Barkın'ın elini sıktı ona bakmadı için "Bir şey olmaz ki Barkın. Hem Ömer Ali öyle heyecanlı söyleyince bende çarpışan arabalara binmek istedim"
Barkın eşinin bu tatlı haline dayanamayarak yanağına bir öpücük kondurdu. Bu ani öpücükle şaşıran Kardelen ise yanakları daha da kızarmıştı.
Barkın " Nasıl isterse benim sevgilim".
Ailecek çarpışan arabaların olduğu yere geldiklerinde. Ömer Ali mavi bir arabaya binmek istemişti. Kardelende Ömer Ali'yle aynı arabaya bindiğinde, Barkın sarı bir arabaya bindi.
Birbirlerine çarpıyor eğleniyorlardı. Ancak kırmızı arabada olan adam Oğlu ve eşine çarptığında Barkında şalterleri atmıştı.
O nasıl olurda karısının arabasına çarpardı?
Kardelen güç bela Barkını sakinleştirdiğinde, dönme dolaba binmişlerdi bu sefer.
Dönme dolaptan indiklerinde Barkın oyuncak kazanmak için atış yapmak istemişti. Kardelen'e bir oyuncak kazanmak istemişti. Ancak istediği pekte olmadı zira atış yapmakta pekte iyi değildi. Yine de deniyor olması Kardelen'in mutlu ediyordu.
"Barkın yeter artık olmuyorsa olmuyordur. Hem ben oyuncak istemiyorum."
Barkın "Olmaz." eşinin anlını öptü, ciddi bir ifadeyle. "Bu sefer kazanacağım sevgilim göreceksin."
Kardelen sıkın bir nefes verdiğinde elini tutan Ömer Al'iye "Anlaşılan bir süre daha buradayız Ali'm"
Ömer Ali annesinin bu haline gülerken, babasının yine başarısız olmasını izliyordu.
Barkın o oyuncağı almak için ne kadar denesene olmamıştı. Sonunda orada çalışan adam Barkına bir oyuncak verdi. Yoksa bu adam hiç başka birinin oynamasına izin vermeyecekti.
Lunaparktan çıkan üçlü araca geri döndüler. Barkın'ın sessizliği Kardelen'i üzdüğünde "Barkın bu kadar abartma sadece bir oyuncak"
Barkın somurttuğu için Kardelen'i de üzdüğünü fark ettiğinde " Senin için kazanmak istemiştim"
Kardelen, Barkın'ın bu tatlı haline içten bir gülümsemeyle karşılık verdi. " Olsun en azından denedin"
Barkın, Kardelen'in bu haline gülümsedi ve anlını öperek daha neşeli bir sesle "Evet kimler acıktı bakalım"
Ömer Ali " Ben!” diye bağırdığında, Kardelen ve Barkın gülmeye başladılar.
Ailecek hamburger yemeğe giden Yıldıraylar. Günün güzel geçmesiyle sürekli gülümsüyorlardı.
İlerde be olur bilinmezdi ancak bu mutlu hallerinin tadını çıkarıyorlardı.
Bölüm sonu.
Bölüm nasıldı?
Karakterler hakkındaki düşünceleriniz?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |