
Mutfağa indiklerinde, Pars’ın kafasında bir tülbent, üstünde de bir önlük olduğunu fark ettiler. Mutfak masasına kahvaltılıkları yerleştiren Pars “Geldiniz mi? Bakın size mükemmel bir kahvaltı hazırladım. En iyi, pahalı bir restorana bile gitseniz bu kadar iyi bir şey yiyemezsiniz. Şu sucuklu yumurtaya bir bakın, nasıl da mis gibi kokuyor. Ya bu işten anlıyorum işte.Var ya abi eğer koruman olmasam beni net aşı olarak evine alırdın. Bundan çok emin.” Kendi eline bir öpücük kondurarak.” Bu eller var ya, bu eler annemden bile mükemmel yiyecekler hazırladı.” Kardelen’le Barkın’a bakarak “Aman anneme bu kadar mükemmel kahvaltı hazırladığımı söylemeyin abi. Sonra başımın etini yer annem.”
Barkın kendisini överek konuşan Pars’a tip tip bakarken, Kardelen dudaklarından küçük bir kıkırtı kaçmasını engelleyemedi. Barkın tam Pars’a bir şey söyleyecekken karısının gülmesiye, hülyalı hülyalı karısına bakmaya başlamıştı. Pars ise “Hadi çabuk olun. Bakın sucuklu yumurta soğumasın o kadar güzel ki siz hayatınızda böyle bir sucuklu yumurta yememişsinizdir.” Diyrek onları sofraya doğru yönlendirmişti.
Barkın Kardelen’e bakmayı bırakarak, Pars’a göz devirdiğinde, karısını sakince çaprazındaki sandalyeye doğru oturmuştu. Hızla kendiside yerine otururken, karısının tabağına tüm yiyebileceği şeyleri koymaya başlamıştı. Pars kendi yerine oturduğunda kendi tabağını doldururken, yengesinin tabağına sucuklu yumurtadan daha fazla koymaya başlamıştı.”Yengem sucuklu yumurta gerçekten mükemmel yaptım. Hep istersini ama seni kırmayıp yapabilirim.” Dediğinde Kardelen küçük bir gülümseme göndermişti Pars’a.
Barkın dişlerini sıkarak “Yerine otur!” Diye uyarmıştı Pars’ı.
Pars abisini kendisine sert bakışlar attığını gördüğünde hızla oturduğu yere sinerken, Kardelen Pars’a bakarak gülümsedi. “Teşekkür ederim Pars. Seninle henüz tanışmadık. Ben Kardelen Barkın’ın karısıyım. Gerçi sen ben tanıyorsun ama.” Demesiyle Pars sindiği yerinden dikleşti “Evet yenge tanışmadık. Gerçi önceden tanışıyorduk ama sen unuttun.” Kardelen Pars’ın bu dedikleriyle gülümsemesinin solduğunu, içinin burkulduğunu hissetti. Barkın bunu fark ettiğinde Pars’a ölümcül bakışlar atmaya başlamıştı. Pars ise hızla kendisini toparlayarak “Ben Pars yenge. Abimin en mükemmel, en harika, en iyi, en çekici, en güçlü koruması. Aynı zamanda sol koluyum.” Diyerek kendisini büyük bir egoyla övmesi kardeleni güldürmüştü. Bundan sonrası sakin geçen kahvaltıydı. Kardelen ve Pars birbirini tanımak için konuşurken, Barkın sessizce karısının bu halini izleyerek gülümsüyordu. Tabii Pars’ın kırdığı potlarla onu gebert etmeyi de düşünüyordu.
Kahvaltıdan sonra Pars masayı toplarken, Barkın hava ılık olsa bile Kardelen’in montunu giydirerek, ayakkabılarını giydirmeye başlamıştı.
Kendisi de üzerine bir ceket çektiğinde. Pars’a doğru “Biz çıkıyoruz. Evi sakın yakma. Herhangi bir sorun olmadığı takdirde beni aramaya da kalkma. Anlaşıldı mı Pars?”
Pars patronuna bakarak, ciddi bir şekilde, “Sen hiç merak etme patron. Acil bir durum olmadığı sürece seni aramayacağıma emin olabilirsin. Her şey benim kontrolüm altında.”
Barkın Pars’a göz devirirken, “Umarım öyle olur Pars, umarım…” diyerek Kardelen’i sakince evden çıkarttı.
10. Bölüm kesit son.
Devamı yeni bölümde.
Pars’ın halleri beni bitiriyor. :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |