69. Bölüm

69. Bölüm | Büyü

Deniz Deniz
deniz34

Etrafta hediyelik dükkanların olduğu yerde öylece dolaşıyorduk. Gözüme çarpan şeyler vardı ama karar veremiyordum. Hepsi güzeldi aslında.

Bir tezgahta gördüğüm minik karalastiklere elimi atarken inceledim. Minyatürdü, süs için oldukları belliydi.

“sence bu nasıl?” dedim Can’a gösterirken.

“güzel, tam buraya uygun bir hediye.” Dedi gülümseyerek incelerken.

“o zaman herkese bunlardan alalım, sen de ister misin?” Diye sordum.

“hepimize hatıra olmuş olur, daha önce bir şey götürmemiştim.”

“abi 6 tane alabilir miyiz?” dedim dükkanın önünde bizi bekleyen adama bakarken.

“vereyim hemen.” Dedi eline aldığı poşete 6 tane yerleştirirken.

“neden 6 tane alıyorsun?”

“Umut, Bora, sen, ben ve kızlar için. Şimdi 1 tane almak olmaz.” Dedim.

“ben orasını hiç düşünemedim.” Dedi aydınlanır gibi.

Cüzdanımı çıkarttığım esnada Can hemen cebinden çıkarttığı nakiti uzatırken elini indirmeye çalıştım ama abi benden önce davranmıştı.

“senden almak olmaz yenge.” Dedi adam.

Bakışlarımı Can’a çevirirken elini sırtıma çıkartıp saçıma bir öpücük kondurdu. “kızma hiç.” Dedi.

“valla isyan bayrağı çekmeme az kaldı Can, sabırlı bir insan değilim ben.”

“ben de öyle.” Dedi gülümserken.

“hayırlı işler.” Dedim ilerlemeye başlarken.

“eyvallah abi.” Dedi Can elimi tekrar tutarken.

Hediyemizi alsak da ilerlemeye devam ediyorduk. Aslında çok güzel şeyler vardı ama dikkatimi en çok bu çekmişti. Magnet de alabilirdik diye düşünüyordum, sonra buzdolabının cam olduğu aklıma gelmişti.

Birkaç kişinin fotoğrafımızı çektiğini fark etmemle Can’a baktım. O da anlamış gözüküyordu. Daha sosyal medyaya girme fırsatım olmadığından burada ne kadar fotoğrafımızın çekilip medyaya düştüğünden de haberim yoktu.

“eve dönelim mi? Öğle yemeğini yer sonra da bavulları toparlarız.” Dedi gözlerimin içine bakarken.

“olur, rahatsız mı oldun?” dedim geriye dönerken.

“evet.” Dedi canı sıkılmışçasına. “tamam, tanımaları güzel bir şey ama gizli gizli çekmeleri hoş değil. Abuk subuk fotoğraflarla karşılaşıyoruz sonra.”

“ben senin bir tane bile kötü fotoğrafını görmedim.” Dediğimde yüzündeki gülümsemeyi görebilmiştim.

“ben de seninkini görmedim ama olur olmadık şeyler de yazılıyor. Ayrıca müdahale de ediliyor kötü fotoğraflara.”

“kim müdahale ediyor?” dedim merakla sorarken.

“genellikle hayranlar yayılmadan kaldırtıyor.”

“bunu bilmiyordum.” Dedim şaşkınca.

“sevenimiz çok.” Dedi yüzünde belirgin gülümsemeyi görebilirken.

“ondan şüphemiz de yok.” Dedim onun gibi.

Arabaya kadar yürürken eve doğru yola çıktık. Zaman nedense çok çabuk geçmişti ve ben buraya fazlasıyla alışmıştım. Özleyecektim bile.

Can’ın arabayı evin önüne park etmesiyle inip hemen eve girdik. Köyler merkezden daha soğuktu. İçeride yanan kuzine öyle iyi gelmişti ki bir anda anlatamam.

“geldiniz mi yavrum?” dedi Ayşe anne gülümseyerek salondan çıkarken.

“geldik anne, kimse var mı?” dedi Can. Montunu çıkartıp derin bir nefes bıraktı.

“yok, herkes gitti, ablan var işte.” Dedi Ayşe anne.

“Ceren de geldi mi?” dedim gülümserken.

“geldi geldi, içerde uyuyakaldı, bugün okulda çok yorulmuş.”

“uyusun bakalım cadı, ben bir elimi yüzümü yıkıyayım.” Dedi Can koridorda ilerlerken.

“gel kızım seninle konuşalım biraz.” Dedi Ayşe anne.

“tabi anne.” Dedim arkasından ilerleyip mutfağa girerken.

Yüzünden bir şeyler belli oluyordu ama tam olarak ne olduğunu anlayamamıştım.

“Can’ı gerçekten çok sevdiğini, ona değer verdiğini görebiliyorum. Can da seni çok seviyor, seninle tanışmadan önce de zaten bunu anlamıştık ama gözlerimizle görmek daha farklı tabiki.” Dedi iç çekerken. Sabırla cümlelerinin bitmesini bekliyordum. Bunlar hepimizin bildiği şeylerdi. “sabah Can’a tabak hazırlarken tabağına toz gibi bir şey dökerken görmüşler seni. Benim kızım hayatta yapmaz öyle şeyler dedim ama bir de sana sormak istedim, var mı gerçekten böyle bir şey?”

“toz derken, ne tozu?” dedim şaşırırken.

“büyü gibi.” Dediğinde şoka girmiştim. Dilim tutulmuştu resmen.

“benim büyüyle ne işim olur anne, ben neden Can’a zaten büyü yapayım ki?” dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.

“ne büyüsünden bahsediyorsunuz?” diyerek Can da mutfağa girerken gözlerimi kırpıştırdım.

“yok bir şey oğlum, kendi aramızda anne kız konuşuyorduk.” Dedi Ayşe anne.

“Birce neden bu kadar şaşkın o zaman?” dedi Can şüpheyle.

“büyü falan yaparlar size Allah korusun, herkesin verdiği şeyi yeme dedim kızıma.” Dedi Ayşe anne.

Can şüpheyle bana baksa da yutkundum. Ondan bir şey saklamak istemiyordum ama bunu da ona nasıl ifade edeceğim konusunda bir fikrim yoktu.

“ben de öyle şeylerden korktuğumu söylüyordum zaten.” Dedim gülümsemeye çalışırken.

“iyi bakalım, zamanımız az kaldı, bir an önce hazırlanmaya başla.” Dedi Can ama pek de inanmışa benzemiyordu.

“tamam.” Dedim başımı önüme eğip mutfaktan çıkarken. Dilim tutulmuştu resmen. Böyle bir şey olmadığını kanıtlayamazdım bile.

Hızlı adımlarla yukarı çıkarken odama girip elimi hızlı atan kalbimin üzerine yerleştirdim. Biraz kendimi telkin vermeye çalıştım. Yapmadığım şey hakkında kimse beni suçlayamazdı ama ben de kanıtlayamazdım. Kim neden böyle bir şey diyordu, orası da kafamı karıştırmıştı. Kimseye de durduk yere bir şey diyemezdim.

Dolaptan kıyafetlerimi çıkartıp yatağın üzerine yerleştirdim. Bavulumu açarken önce üzerime rahat eşofman takımımı giyindim. Ardından hepsini katlamaya başlamıştım ama elime gelen iplerle biraz duraksadım. Bütün kazaklarımın ipleri sökülüyordu. Biraz daha dikkatli baktığımda birkaç yerinden kesik olduğunu ama o kadar küçük kesiklerdi ki fark edilmeyecek derecedelerdi. Ben de katlarken delikler büyüyordu her defasında. Buraya getirdiğimde, giyerken de böyle olmadıklarına emindim. Zaten olmuş olsa bile delikler büyür ve ortaya çıkardı.

Dikkatle kesilen yerleri takip ettiğimde ipin ucu kusursuzca kesilmiş olduğunu gördüm. Kesinlikle bir makasla kesilmiş olmalıydı. Ne diyeceğimi bilemez halde birkaç saniye kazaklarımla bakıştım.

Kapım tıklanırken “gel.” Dedim gözlerimi kazaklarımdan alamazken. Hala ne olduğunu kavramaya çalışıyordum ama jetonum düşmüyordu.

“ne yapıyorsun?” diye sordu Can içeri girip kapıyı kapatırken.

“kıyafetlerimi toparlıyorum.” Dedim sakince. “Can eve fare girme olasılığı var mı?” diye sordum bir ihtimal.

“köy yerinde tabiki var ama şu an evde fare yok, zaten kış ayındayız, neden sordun?”

“hiç, aklıma geldi bir anda.” dedim kazağımı kucağıma bırakırken. “sen neden gelmiştin?”

Benim karşıma geçip yatağa otururken “sana bakmak istedim. Benim pek eşyam yok.” Dedi.

“benim de yok, fazla sürmeden hazırlanırım zaten.”

Kaşları çatılırken kıyafetlerimin üzerindeki kopan ip parçalarına baktı. “bunlar ne?”

“bilmiyorum.” Dedim hala işlerin neden bu kadar ters gittiğini anlamaya çalışırken.

Eline bir kazağımı alıp bakarken “bu kazakta sen giyinirken böyle miydi?” diye sordu.

“sanmıyorum, olsa fark ederdim mutlaka.” Dedim.

Uzanıp kucağımdakini ne alırken bakışlarını bana çevirdi tekrar. “bu yüzden mi fareyi soruyorsun?”

“evet, anlamadım. Yani bir anda böyle olması çok tuhaf geldi ama çok da önemli değil zaten. Atarım bunları, boşuna ağırlık yapmaz.”

Dikkatle kazağıma baktıktan sonrasında “bunlar makasla kesilmiş.” Dedi.

“bilmiyorum Can, önemli değil. Bırak.” Dedim elindeki kazağımı almaya çalışırken.

Kazağımı alırken ayağa kalkıp odadan çıktı. Arkasından ben de çıkarken onu takip ediyordum. Salona girdiğimizde Ayşe anne ve Cemre oturmuş muhabbet ediyorlardı. Bizi gördüklerinde Cemre gülümserken “hoş geldiniz.” Dedi.

“hoş bulduk abla.” Dedim Can’a yetişirken.

“anne, Birce’nin odasına kim girdi?” diye sordu Can sakince. Ayşe anne de bakışlarını bana çevirirken anlam veremedim.

“kimse girmedi oğlum.” Dedi Ayşe anne.

“o zaman evde fare var, Birce’nin bütün kazakları delik deşik olmuş.”

“ne?” dedi şaşkınca ayağa kalkarken. Can elindeki kazağı annesine gösterirken fazlasıyla şaşkın gözüküyordu.

“evde fare nasıl olsun, her yer kapalı.” Dedi Cemre abla.

“bilmiyorum artık, biri girip yapmadıysa farklı bir açıklaması olamaz.”

“bir dakika, ben çıkamam diye Ecrin’den hırka istemiştim. O girdi en son odaya.” Dedi Cemre abla.

“iyi yaptın abla.” Dedi Can. “anne senin de bahsettiğin büyü fikri de ondan mı çıktı acaba?”

“o nereden çıktı oğlum?” dedi Ayşe anne.

“ne bileyim, bir anda kimsenin aklına gelmeyecek bir fikir atıyorsun ortaya, dikkat et diye uyarıyorsun. Bence çok mantıklı bir hareket değil ortada bir şey yokken.” Dedi Can.

“dost var düşman var, ben sadece uyardım.”

“senin aklının ucundan geçmez böyle şeyler, Ecrin miydi değil miydi anne, bunu duymak istiyorum.”

“Ecrin’di.” Dedi Ayşe anne sessizce. Bu her şeyi açıklıyor zaten desem yeriydi. Sevgilime göz koymuş kızdan daha ne beklenilebilirdi? Hırsını güzelim kazaklarımdan çıkartmıştı. Alt dudağımı ısırırken öfkemi kontrol etmeye çalışıyordum. Kazaklarımı gerçekten seviyordum. Tamam, yerine konulmayacak şeyler değildi ama beni hem Can’ın ailesine karşı doldurmuştu hem de kazaklarımı mahvetmişti. Gerçekten baş edilmez bir kızdı.

 

 

 

Bölüm Sonu.

 

 

 

Bölüm : 10.01.2025 18:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Deniz Deniz / Kadem / 69. Bölüm | Büyü
Deniz Deniz
Kadem

43.47k Okunma

3.48k Oy

0 Takip
103
Bölümlü Kitap
1. Bölüm | Market2. Bölüm | İzin3. Bölüm | Talip4. Bölüm | İlk Müşteri5. Bölüm | Ferhat6. Bölüm | İftira7. Bölüm | Polis8. Bölüm | Kan9. Bölüm | Duvar10. Bölüm | Eczane11. Bölüm | Banyo12. Bölüm | Arkadaş13. Bölüm | İstek14. Bölüm | Zorunlu Geçiş15. Bölüm | Manevra16. Bölüm | Tarih17. Bölüm | Kan18. Bölüm | Bengü19. Bölüm | Halim20. Bölüm | Kuyumcu21. Bölüm | Ayşe22. Bölüm | Süt Kardeşim23. Bölüm | Anlaşma24. Bölüm | Normal25. Bölüm | Kaçalım26. Bölüm | Bağımsızlık Çığlığı27. Bölüm | Can Altan28. Bölüm | Güven29. Bölüm | Jest30. Bölüm | Liste31. Bölüm | Araba32. Bölüm | Alışveriş33. Bölüm | Magazin34. Bölüm | Bataklık35. Bölüm | Karar36. Bölüm | Dikkat Uyarısı37. Bölüm | Senin İçin38. Bölüm | Senin Yüzünden39. Bölüm | Maç40. Bölüm | Gol41. Bölüm | Parti42. Bölüm | Kalp Atışı43. Bölüm | Bittiği Yer44. Bölüm | Şans Hediyesi45. Bölüm | Cam46. Bölüm | İyi-Kötü Fan47. Bölüm | İlk Adım48. Bölüm | Ziyaret49. Bölüm | Maç Bileti50. Bölüm | Hala51. Bölüm | Bavullar52. Bölüm | Farklı Duygular53. Bölüm | Kız Günü54. Bölüm | Kendime Saygımdan55. Bölüm | Prenses56. Bölüm | İkinci Uçuş57. Bölüm | Tanışma58. Bölüm | Dökülen Çay59. Bölüm | Şelale60. Bölüm | Emre61. Bölüm | Caner Alkan62. Bölüm | Acı Su63. Bölüm | Hediye64. Bölüm | Yılbaşı65. Bölüm | Karadeniz Gelini66. Bölüm | Horon67. Bölüm | Kuru Ekmek68. Bölüm | Konuk Sözü69. Bölüm | Büyü70. Bölüm | Ayrılış71. Bölüm | Evlilik Teklifi72. Bölüm | Alışveriş Merkezi73. Bölüm | Balık74. Bölüm | Best Yenge75. Bölüm | Müsait76. Bölüm | Vlog77. Bölüm | Canlı Yayın78. Bölüm | Açık Hedef79. Bölüm | Tartışmalı Maç80. Bölüm | Sınanmak81. Bölüm | Uykulu Gün82. Bölüm | Otel83. Bölüm | Karşılamaya Gidiş84. Bölüm | Kız İstemesi85. Bölüm | Düğün Tarihi86. Bölüm | En Doğru Karar87. Bölüm | Rutine Dönüş88. Bölüm | Kiralanma89. Bölüm | Bencil90. Bölüm | Son Antrenman91. Bölüm | Telefon92. Bölüm | Crush93. Bölüm | Aldatmadım94. Bölüm | Potansiyel Eltim95. Bölüm | Susmayacağım96. Bölüm | Yüzleşme97. Bölüm | Yalan mı?98. Bölüm | Konuşalım99. Bölüm | Emanetim100. Bölüm | Yakışıklı Topçu101. Bölüm | Evimiz102. Bölüm | Beyaz Atlı Prensmiş103. Bölüm | Final
Hikayeyi Paylaş
Loading...