
Kahvaltımı yaptıktan sonrasında listeleri herkese yollayıp salondaki yerimi almıştım. Bugün Can izinliydi aslında ama eğer isterse antrenmana da gidebilirdi. Emin değildim o yüzden. Yine de onunla konuşmayı çok istiyordum. Kendimi sürekli oyalayacak bir şeyler bulmaya çalışıyordum ama o da pek mümkün değildi. Benim buna kısa zamanda bir çözüm bulmam gerekiyordu.
Kapı zili çalarken olduğum yerden fırladığım gibi kapıyı açtım. Can karşımda dururken gülümseyip hemen sarıldım.
“hoş geldin.” Dedim.
Beni tutup kaldırırken bacaklarımı beline doladım düşmemek için. İçeri girip kapıyı kapatırken salona yürümeye başladı.
“ne yapıyorsun evde?” diye sordu merakla.
“işlerimi halletim ama şimdi boşta kaldım. O yüzden aklıma birkaç fikir geldi. Boş durmayı sevmiyorum zaten. O sırada da sen geldin.”
“nasıl fikirler bunlar?” dedi koltuğa otururken.
Kendimi hemen yanına atarken dizlerimin üzerine oturup aklımdaki fikri heyecanla anlatmaya başladım.
“tam karar veremedim ama online olarak ya da yüz yüze bir eğitime başlamak istiyorum. Herhangi bir şey olur.” dedim.
“süper fikirmiş, hobi alanına göre de belirleyebilirsin aslında.” Dedi.
“yani, şimdilik kurslar hakkında da bir şey düşünmedim. Bakalım.” dedim omuz silkerken. “bu arada kahve içer misin?”
“sadece yanımda kal. Sonra içeriz kahveyi.” Dedi beni kendine çekerken. Başımı göğsüne yasladım yavaşça.
“iyi misin?” diye sordum çekingence. Bu zamana kadar anlatmamıştı ama anlatmak istiyor muydu orasını da bilmiyordum.
“iyiyim.” Dedi sıkıntılı bir nefes bırakırken. “dün olanlar hakkında…” dediği sırada sözünü kestim.
“anlatmak istemiyorsan anlatmak zorunda değilsin.” Dedim.
“tabi ki anlatacağım.” Dedi saçlarıma bir öpücük bırakırken. “kulüp cezalandırmayı yapacağını söyledi. Aslında olayı tam ben de anlayamadım ama onun dediğine göre kornerde golü benim yüzümden atamamış. Zaten üzerime de senden vurarak gelince delirdim.” Dedi.
“benimle ne alaka?” dedim başımı göğsünden kaldırırken.
“aklımın sende olduğunu düşünüyormuş, odaklanamıyormuşum hiçbir şeye. Bir şeyler daha dedi de senin adını duyduktan sonra kendimi kaybetmiştim orada en son.”
“hayatında futbol odaklı yaşayan sen için mi dedi bunları gerçekten?” dedim şaşkınca.
“artık hayatımda bir şeylerin değiştiği doğru ama odaklanma konusu tamamen yanlış.” Dedi gözlerimin içine bakarak.
“bence kendi sinirleri bozuktu sana yüklendi, kimse böyle olduğunu düşünmüyor bile.”
“biliyorum. Üzerime alınmadım zaten. Sen hayatımı güzelleştiren kişisin çünkü, bana zarar vermen imkansız.” Dedi gülümserken. Yine de aklının olanlara takıldığı belliydi. Düşünceli bir hali vardı. “Birce bir de bir şey daha var.” Dediğinde asıl konuşmamız gereken konunun bu olduğunu anlamıştım.
“dinliyorum.” Dedim kendimi her şeye hazırlarken.
“biliyorsun ki transfer dönemindeyiz. Normalde sezon sonuna kadar burada geçirmeyi düşünüyordum ve istiyordum da.” Dedi gözlerimin içine bakarak. Konuşmasına devam etmesi için sessiz kaldım. “birkaç takım benimle ilgileniyormuş, görüşme yapmak istediklerini söylemişler.”
“e bu güzel haber.” Dedim ne olduğunu anlamayarak. “eğer farklı bir takıma gideceğin için seni desteklemeyeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun.” Dedim gülümserken.
“evet, çok güzel haber, ben de çok sevindim ama takımların hiçbiri Türkiye’de değil.” Dediğinde aramızda sessizlik oluştu. Ne diyeceğimi bilemiyordum.
“tamam, istediğin bir şey gerçekleşiyor sonuçta. Bir röportajında hayalin olduğunu bile söylemiştin. Sorun ne Can?” dedim kendimi toparlamaya çalışırken. Onun için bir engel olmak istemiyordum. Özellikle hayalini gerçekleştirmesini çok isterdim.
“eğer ben gidersem sen… nasıl desem, benimle gelir misin?” dedi cümlelerini toparlamaya çalışırcasına.
“hemen gidecek misin?” diye sordum.
“anlaşma sağlandıktan sonra gitmem gerekecek. Eğer gidersem seni burada bırakmak istemiyorum.” Dedi.
“nişandan sonra mı olacak?” dedim yutkunurken.
“tabi ki, nişanımızı yapmadan hiçbir yere gitmem.” Dedi elimi tutarken.
“Can, seninle gelmeyi ben de çok isterdim ama biliyorsun ki bazı şeyler var. Bunu ikimizin ailesi de toplumumuz da hoş karşılamaz. Nişanlı olsak da hala evlenmemiş oluyoruz.” Dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.
“farkındayım.” dedi iç çekerken. “bunu diyeceğini de biliyordum.”
“eğer istersen arada birkaç günlük gelirim, sen gelirsin. Bence şimdi bunları düşünme. Bunlar ayarlanabilir, halledilebilir şeyler. Hayallerine, yapmak istediklerine odaklan.”
“en büyük hayalim seninle huzurlu bir yuvamızın olması. Diğerlerinin hepsi bir hedef sadece.”
“hayalin gerçek olacak Can.” Dedim yanağına bir öpücük bırakırken. “şimdi hedefine odaklanma zamanı.”
Dudaklarıma kısa soluklu bir öpücük bırakıp geri çekildi. “seni seviyorum.” Dedi.
“ben de seni çok seviyorum.” Dedim boynuna sarılırken. Utanmıştım.
“gitmemi istiyor musun?” diye sordu.
“eğer gerçekten gitmek istediğin bir takıma gideceksen istiyorum. Kalpten istiyorum hem de.”
“seni bırakmak istemiyorum ama.” diye mırıldandı.
“ben seni bekleyeceğim. Her şey yoluna girecek. Aklındaki sorular da zamanla geçecek.” Dedim.
“gerçekten uzun bir dönem yurt dışında yaşamaya hazır mısın Birce?” dedi ciddiyetle.
“yaşayamayacağımı mı düşünüyorsun?” dedim iyice geri çekilip gözlerinin içine baktım.
“hayır, İngilizce bilsen bile gideceğimiz ülkenin dili farklı olabilir, arkadaş çevremiz çok fazla olmayacak ve bildiğin gibi sosyal açıdan da belirli saatten sonra pek aktif değiller maalesef. Çok fazla zorluk olacak. Alışkanlıklarının dışına çıkacaksın. Farklı kültürdeki insanlar ve belki de sana soğuk gelecekler. Hiçbir şey umurumda değil ama aklımda sen varsın. Gittiğimiz yerde mutlu olmanı istiyorum.”
Ciddiyetle bütün dediklerini dinlemiştim. Ciddi bir karar vermek üzereydi. “dediklerinin hepsinde haklısın, bir tanesinde bile yanlış bir şey yok. Zorlanacağım da doğru.” Dedim gözlerinin içine bakarken. “ama yanımda sen olacaksın. Zorlukları da birlikte halledebiliriz.”
Gözlerimin içine bakarak sessizce bekledi. Beyninin içinde neler düşünüyordu merak ediyordum.
“aklından geçenleri bana da söylersen belki yardımcı olabilirim.” Dedim daha fazla dayanamayarak.
“aklımda sadece sen varsın desem abartmış olur muyum?”
Ellerimi yeni çıkmış sakallarının üzerine yerleştirdim. “hedeflerin var, ben şimdilik senin sevgilin, hafta sonu da nişanlın olacağım. İlişkimizde adım adım olması gerektiği gibi ilerliyoruz. Evlendiğimizde yerimin kocamın yanı olacağını bilerek seninle konuşuyorum. Senden ayrı kalma düşüncesi beni de yoruyor ama bu kısa dönem için ve senin geleceğin için. Zaten yazın düğünümüzü yapacağız. Sonrasında tamamıyla birlikteyiz.” Dedim.
“seni çok özleyeceğim ama.”
“özlediğini söylediğin an biletimi alacağım.” Dedim gülümseyerek.
“her saniye.” Dedi yüzündeki ellerimi öperken. “hala yazın gitme düşüncesindeyim.”
“teklifler kalıcı olacak mı veya değişecek mi bilemiyoruz. Garantisini alırsan nasıl istersen o şekilde yap. Ben her zaman yanında elini tutacağım ve sonuna kadar seni destekleyeceğim.”
“bu dünyada seni hak edecek ne yapmış olabilirim?”
“beni bekledin, yetmez mi?” dedim gülümserken.
“yetmez, benim için yaptıklarını karşılamaz bile.”
“yaptığım her şey iyiliğin ve seni sevdiğim için yaptım. Sevgine, aşkına ben de sevgimle karşılık veriyorum.”
“böyle konuştukça seni bırakıp gidesim gelmiyor.”
“şöyle düşünelim, sezonun bitmesine ne kadar kaldı ki zaten? 3 bilemedin 4 ay değil mi, zaten bu ayların çoğunda ben gelip gideceğim. Topu topu görüşmesek 20 gün aralıklarla görüşmeyiz.” Dedim.
“her ay gelebilecek misin?”
“benim senden başka gidecek yerim yok. Tabi ki de geleceğim.”
“senin için başka ev ayarlasam?”
“3 ay için gerçekten gerek var mı?”
“geldiğinde bende kalmayacağını iyi biliyorum.”
“otelde kalırım.” Dedim omuz silkerken. “bu konular hem benim için hem de senin imajın için hassas.”
“biliyorum da işte, gönül istiyor ki hep yanımda kal.”
“Can, neden kendini gitmeye bu kadar hazırladın ki? Belki kulüp göndermeyecek seni. Belki de senin için uygun olmayacağı için gitmek istemeyeceksin bile. Görüşmek istemişler ama tam bir bilgi yok.” Dedim merakla.
“eğer güzel bir teklif gelirse değerlendirmeden öncesinde seninle konuşmak istedim. Bana sadece bilgi geldi. Dediğin gibi net bir şey yok ama ben öncesinde aile olacağım kadına haber vermem gerektiğini düşündüm. Eğer yurtdışında yaşamak istemezsen ona göre değerlendirme yapmak istedim.”
“seninle olduğu sürece yerin veya mekanın bir önemi yok. Zaten sürekli geziyoruz ve gezmeye de devam edeceğiz. Sıkılmamdan korkmana gerek yok.” Dedim.
“Sana ülkemizi özletmeyeceğime söz veriyorum. İstediğin her an buraya döneceğiz.”
“biliyorum.” Dedim gülümseyerek başımı yeniden göğsüne yaslarken. “sen de kendini benim yüzümden sıkmayacaksın ama. Eğer sıkılırsam sıkıldığımı söyleyeceğim. Aklın sürekli bende olmayacak.”
“orası biraz zor güzelim. Benim aklım hep sende.” Dedi saçlarımla oynarken.
“bana soruyorsun ama sen yurtdışında yaşamaya hazır mısın?” diye sordum aydınlanır gibi.
“her zaman çok istediğim bir şeydi. Büyük kulüplerde oynamak zaten her futbolcunun hayalidir. Ben hayallerimi yaşarken seni üzmek istemiyorum sadece.”
“seni mutlu görmek beni de mutlu yapıyor, bunu biliyorsun. Dediğim gibi nereye gidersen git seninle gelirim. Senin yanın olması yeterli.” Dedim güven verircesine.
Göğsünde o kadar mayışmış hissediyordum ki kendimi anlatamam. Bir de saçlarımla oynamaya devam ediyordu. Gözlerimi kapatmıştım ama birazdan uyumaya bile başlardım. Öyle bir hava içerisindeydim. Eğer gidecekse onunlayken de uyumak istemiyordum. Her dakikamızı değerlendirmek istiyordum.
“annenlerle konuştun mu?” diye sordum.
“bu konudaysa henüz bir şey netleşmeden konuşmak istemedim ama hafta sonu için gelecekler.” Dedi.
“heyecanlı mısın?” dedim gülümserken.
“hem de nasıl. Seni istedikten sonrasında alıp nikah masasına götürmek aklımdan çıkmıyor ama yapacak bir şeyimiz yok, bekleyeceğiz.”
“arayı uzun tutmamak da senin elinde, ben her şeyi sana bıraktım biliyorsun. Sadece ailelerimizi ikna edersen yarın da evlenebiliriz, benim için problem yok.”
“beni sınıyor musun Birce?” dediğinde kıkırdadım. Sesi çaresizceydi adeta.
Bölüm Sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.47k Okunma |
3.48k Oy |
0 Takip |
103 Bölümlü Kitap |