
“bak Can, ben iyi şeyler yaşamadım, Birce’yi de açıkçası çok sevmem, kardeşim işte. Kardeş kardeşi ne kadar severse. Ama kendi yaşadıklarımı ona da yaşatmana izin vermem, açık konuşalım. Bana olan yardımın için çok teşekkür ederim, minettarım ama annenin veya senin herkesin içinde kardeşimi üzecek tek bir laf etmesine de izin vermem.” Dedi ablam.
“farkındayım, yaşananlar için de çok üzgünüm. Ben her zaman Birce’ye bana anlatması için ısrar ederim ama bu zamana kadar nasıl oldu da benden sakladı bunca şeyi hayret içindeyim.” Dedi Can.
“seni üzmek, ailenle onun arasında kalmanı istemiyor. Ayrıca her şeyin Birce’nin anlatmasına da gerek yok, kocası olarak bunu anlaman gerekir. Annenle o gün karın mı görüştü, anneni de ara günün nasıl geçtiğini sor. Mutlaka bir şey yakalarsın, sen zeki bir adamsın. Birce bu zamana kadar bize bile canı yansa söylemedi. Kimseyi kendi için endişelendirmek istemezdi. Ona göre davran.” Dedi ablam.
“dediğim gibi, ben bu durumdan çok üzgünüm. Böyle olsun istemezdim de. Bunların yaşanacağını bilsem buraya adımınızı atmanızı engellerdim. Çok özür dilerim.” Dedi Can mahcupça.
Dizlerinin üzerinde duran elini tuttum sıkıca. Gerçekten çok üzülmüştü ve ben buna dayanamazdım.
“kızım siz biraz dışarda hem hava alın hem de konuşun isterseniz.” Dedi annem.
“ister misin?” dedim sakince Can’a.
“olur.” dedi masadan kalkarken. Ben de onunla birlikte kalkarken montlarımızı giyip dışarı çıktık tekrardan.
İçine derin bir nefes çekerken dolu dolu gözüken gözlerine baktım. Montunun önünü açık bıraktığı yerden kollarımı montunun içine sokarken sıkıca sarıldım.
“neden bana bir şey anlatmadın Birce, bunları burada duymasaydım belki her şey çok daha farklı olabilirdi.” Dedi.
“aklın zaten hep burada, daha fazla burada kalsın istemedim.”
“kalbin kırılmış ama.”
“sen kırmadın ki, ben seninle evliydim sonuçta. İnsanlar bu dünyada birçok kişinin kalbini kırıyorlar.” Dedim.
“buradan gitmeden önce bana bir söz vermiştin hatırlıyor musun?”
“hatırlıyorum ama o evlenmeden önce verdiğim sözdü. Biz evlenene kadar ben sana her şeyi zaten anlattım ki.”
“evlendikten sonra da sözü tekrar mı almam gerekiyordu?”
“sadece seni düşünerek hareket ettim Can, bana kızma hiç. Biraz sabırla her şey geçti gitti işte.”
“sana verdiğim kart nerede?” diye sorduğunda yutkundum. Annesi almıştı kartı.
Sesimi çıkartmamamdan anlamış olacak ki “neden verdin?” diye sordu.
“ben vermedim.”
“zorla mı aldı?”
“bir şey almak istediğini söylemişti, vermiştim sonra annende kaldı. Zorla almadı.”
“ah be sevgilim.” Dedi saçlarıma öpücük kondururken. “ben seni korumak istedikçe sen neden beni düşünüyorsun ki.”
“sinirlenince önünü arkanı düşünmediğin için.” Dedim direkt.
“o geçti da artık, bir daha yapmayacağım dedim.”
“e onun sözünü de o zaman vermemiştin.” Dediğimde ikimiz de gülümsedik.
“neden ailene de bir şey anlatmıyorsun?” diye sordu.
“Halim vardı, ona zaten her şeyi anlatıyordum okulda falan, eve gelince de enerjim kalmıyordu bir kere daha anlatmak için. Özel bir sebebi yoktu.” Dedim.
“ablan öyle düşünmüyor.”
“onunla hiç anlaşamazdık. Abla gibi hissettirmezdi bana. Sadece dışarıdan birisi böyle bir müdahalede bulununca terslerdi.”
“bundan sonra…” dediğinde sözünü kestim.
“bundan sonra seninle birlikte olacağım için her şeyden mutlaka haberin olacak. En yakın ve en iyi arkadaşım sensin. İnanır mısın ben seni deliler gibi seviyorum Can. O kadar tuhaf bir his ki, hiç böyle duygular yaşamamıştım daha öncesinde.” Dedim hayran hayran yüzüne bakarken.
“aynı duygular bende de var. Tarifi zor bir şey. İçim içime sığmıyor. Sana dokunamadığım her saniye ızdırap gibi geliyor.”
“temasta bulunmayı çok sevdiğinin farkındayım.” dedim gülümserken.
“rahatsız mısın?”
Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondururken “konu sen olunca rahatsız olduğum bir şey yok.” Dedim.
“ilk defa buradan uzaklaşmak istiyorum Birce, hayatım boyunca memleketime dönmek için can atardım ama buranın sana iyi gelmediğini anladıkça bir daha bu toprağa adım atmak istemiyorum.” diye fısıldadı.
“Ayşe anneyle zamanla her şeyin düzeleceğini düşünüyorum. Buranın da çok güzel olduğunu düşünüyorum, istediğin zaman gelebiliriz.”
“annemin inadını bilmiyorsun, çok inatçıdır. Burayı sevdiğini düşünsem de içindeki insanların sana iyi gelmediğini görebiliyorum. Sana iyi gelmeyen benim de sinirlerimi tepeme çıkarttığı için bana da iyi gelmiyor. Uzun bir zaman buraya uğramayacağız. Çok gelmek istersen de burası gibi bir dünya yer bulurum sana.”
“hiçbirinde senin çocukluk anılarının geçtiği yerler olmayacak ama. Bu evde, sokaklarda her yerde senin anıların varmış.”
“anı olarak kaldılar. Ben yanındayım, anıları da yad ederiz olur biter.”
“iyi ki yanımdasın.” Dedim biraz daha sırnaşırken.
Yüzümü göğsünden kaldırırken gözlerinin içine baktım. Can hafifçe eğilirken dudaklarımızı buluşturdu. Yavaşça karşılık verirken öpüşümüzün derinleşeceğini anlayarak hafifçe geri çekildim.
“sürekli yarım bırakıyorsun.” Dedi fısıldarcasına.
“neyi?” dedim anlamazken.
“öpüşmemizi.” Dediğinde gözlerimi kapatıp başımı çenesine doğru yasladım.
“yarım bırakmasam daha ileri gideceğinin farkındayım çünkü. Uygun bir ortamda da zamanda da değiliz farkındaysan.” Dedim nefesimi düzenlemeye çalışırken.
“evimize gidelim artık.” Dedi huysuzca.
Kıkırdarken “ben de sabırsızlıkla bekliyorum. Bir an önce bunların bitmesini istiyorum.” Dedim.
“çifte kumrular, barıştınız mı?” diye arkadan ses gelirken birbirimizden ayrıldık.
Cemre abla gülümseyerek bize bakarken “küs değildik.” Dedi Can.
“evet, sen düşünerek hareket ettiğinde her şey düzeliyor.” Dedi Cemre abla. “e sen hazır değilsin, inanmıyorum. Çok geç kaldık.”
“bir şey olmaz abla, alt tarafı elbise giyinicem.” Dedim.
“saç var makyaj var, hadi hadi hadi.” Dedi aceleyle.
“abla, şu kına merasimini çok uzun tutmayın ne olur. Karımı da ağlatmayın.” Dedi Can.
“tabi paşam, yanına da tatlını getiririm ben. Çocuk uyanacak şimdi, hadi kızım.” Dedi Ceren’in elinden tutup eve doğru ilerlerken.
Can tekrar kollarının arasına alırken alnıma bir öpücük kondurdu. “hadi, daha fazla üşüme.”
“sen de üşüme ama. Ablam da bir şey derse artık sana bırakıyorum.” Dedim.
“burası bende merak etme.” Dedi göz kırparken.
“koalisyon da kurduk bakıyorum hemen. Tam bir ekip çalışması.”
“ee, karı koca arasında böyle ufak tefek koalisyonlar olur.”
“ufak tefek? İşin en zor kısmını sen yüklendin ama.”
“bunca zamandır bana anlatmadıklarına say hayatım.” Dediğinde gülümsedim.
“her şey senin için.”
“ben de senin içinim. Her şeyi senin için yapıyorum.” Dedi.
Dudaklarına hızlı bir öpücük kondurduktan sonrasında eve doğru ilerledim.
Can’ın odasında mini savaşla hazırlanma turumu tamamlarken saçımı da makyajımı da kendim yapmayı tercih etmiştim. Cemre abla kuaför tutmamız gerektiğini söylese de çok taraftar değildim. Onu artık düğünde ayarlamıştık.
Cemre ablanın da makyajını ben yaparken aşırı derecede mutluydu. Ona ikinci kere makyaj yapışımdı ve bu durumu gerçekten sevdiğini her halükarda belli ediyordu.
Onun da hazırlanması bittiğinde aradan gerçekten saatler geçmişti.
“Birce, biraz oturur musun?” dedi elimi tutarken.
“tabi abla.” Dedim hemen karşısına sandalyeyi çekip otururken. Bebişi emziriyordu bir yandan da.
“Can’ı bunca yıldır hiç bu kadar mutlu görmemiştim ablası olarak. Onu bu kadar mutlu ettiğin, gözlerine ışık olduğun için senden gerçekten teşekkür ederim. Biz onun bugünlerini hayal bile edemezken bir anda senin ortaya çıkmanlar her şey çok değişti. Annem de bunun çok net bir şekilde farkında. Sana karşı tavrının da özür dilemesi gerektiğinin de farkındayım ama bir abla tavsiyesi vereyim sana, bekleme. Annem geri adım atmayacak sana karşı, bunca yıllık kızı olarak söylüyorum bunları. Oğlunu tamamen kaybettiğini düşünüyor şu an, öyle olmadığını bilsek de. Can da bunların farkında ve bunların olacağını da az çok tahmin ettiği için seni her zaman bize karşı korumaya çalıştı. Bırak koruma da devam etsin çünkü annem seni üzmeye devam edeceğine ikimiz de eminiz. Güzel kalbinin kırılmasını istemiyoruz.”
“ben sadece Can’ı kalbimden, içimden gelerek çok sevdim. Ben böyle olmasını gerçekten istemezdim, bu konuda da çok üzgünüm. Hiç böyle şeyler olacağını düşünmezdim, anne kız gibi oluruz sanıyordum. Ama Ayşe anne yine de benim de annemdir. Can’a saygımdan ona da saygım sonsuz.” Dedim.
“seni anlıyorum ama eğer bir kayınvalideye ihtiyacın varsa bana o gözle bakabilirsin.” Dedi gülümseyerek. “çünkü annem sana o hayal ettiğin duyguyu tattırmayacak Birce. Belki başlarda öyle oldu ama bundan sonrası olmayacak. Belki Can gitmeseydi bu durum böyle olmazdı ama oğlunu iki kere kaybetti annem, yani en azından öyle düşünüyor.”
“sen her zaman ablam olarak kalacaksın benim için.” Dedim gülümserken. “Ayşe annem de dediğim gibi hala annemdir. Ben Can’ın hayallerini engellememeyi seçtim, her zaman da bu böyle olacak. Zorlanacağımı adım gibi bilsem de korksam da belli etmedim, Can yanımda zaten, bana bir şey olmaz. Onu da anlamaya çabalıyorum. Oğlum olsa ben neler düşünürdüm orasını bilemediğim için bu sabrım.”
“anneme karşı çok da susma açıkçası. Eğer susarsan daha fazla üzerine gelir. İnşallah bir gün oğlun olduğunda da aslında anneliğin oğlunun mutluluğu olduğunu anlayacaksın. Annem Can’dan uzak kaldığı için biraz bu konuyu unutmuş durumda bence. Can bizden çocuk yaşta uzakta kaldığı için gözbebeğimiz. Biraz da onun hassasiyeti var tabi ama bizim içimiz senden yana rahat. İyi ki senin gibi bir gelinimiz var.”
“ama ben ağlarım.” Dedim dudaklarımı ısırırken.
“sakın bak, Can benim canıma okur. Zaten annem yüzünden savaş açmaya yer arıyor.” Dediğinde kıkırdadım.
“kahvaltıda büyük savaş çıktı zaten.” Dediğimde büyüyen gözlerle bana baktı.
“hiç de anlatmıyorsun, ne oldu? Hemen dökül.” Dediğinde ufak bir kahkaha attım.
Olayı anlattıktan sonrasında şaşırırken “ben de sana gelmiş burada taktik veriyorum susma diye, iyi yapmışsın Birce. Bugün de anladığın üzere anneme sustukça daha fazla üzerine gelir.” Dedi.
“bunu yapmak istemiyorum.” dedim iç çekerken. “ama Can olur da annenin dedikleri yüzünden bir gün bana inanmazsa, bu durumdan sıkılıp aramız bozulursa diye ödüm kopuyor.”
“Can hayatta sana inanmamazlık yapmaz, dün gece bana her şeyi anlattı, yani sevgili olmadığınızdan itibaren her şeyi biliyorum. Onun için yaptıklarını kimse yapmazdı Birce. İstesen her şeyi silip atabilirdin, Can’ı kullanıp kendini ön plana çıkarabilirdin, ondan aldığın bilgileri magazine satabilirdin ama sen Can’ı gerçekten sevmeyi tercih ettin. Bunu öğrendiğimde ben bir kere daha senin sevgine şahit oldum, bir kere daha seni kız kardeşim gibi sevdim.”
“ben de seni çok seviyorum ablam.” Dedim gülümserken.
Bölüm Sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.47k Okunma |
3.48k Oy |
0 Takip |
103 Bölümlü Kitap |