Bu hafta bölümleri biraz geciktirdiğim için sorry
Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın
Beni takip ederseniz sevinirim
Medyadaki şarkı isteğe bağlı açılabilir
Hikaye altı yüz küsür kelime uzunluğundadır
Bölümü düzenlemeden atıyorum bu yüzden göze çarpan hataları lütfen söyleyin
Normalde bölüm günü bugün değildir, bölüm günleri sadece bu haftalık kaymıştır
Geri çekildim acıyla, bende bıçaklanmıştım ve omzumdan karnıma-karnımdan yere akan kan damlalarımın yerde hareketsiz yatan kadından bir farkı yoktu.2
Kapıda dikilen kadın bir küfür savurup ışık hızında uzaklaştı, kameralar kayıt etmiyor ve aldığım derin nefeslerimin bana bir faydası olmuyordu.
Sendeledim attığım hemen sonraki adımda, ölümü diletecek kadar sancılı ağrı karnımdaki bıçak yarasında şiddetlendi. Gözlerim kararmaya başladı ve yerini boşluğun aldığı kapı eşiğindeki kadınla aynı küfürü savurdum. Boğazıma bir yumru oturmuştu.
"Sikeyim" diyerek duvara tutunurken ağzımdan çıkan tek şey o kelimeydi. Toparladım kendimi anında, yara derindi ama daha önce hiç tatmadığım bir acı da değildi.
Çalan telefonum acımı kısa süreli bölerek unutmamı sağladı, arayan kişi timimden Ayça'ydı.
Derin bir nefes alıp aramayı yanıtladım, Ayça tekmil vermiş ve timim hakkında bilgiler gevelemeye sırayla başlamıştı. "Ayça olduğun yerden konumumu tespit edebilir misin? diye sordum sadece. Yerde yatan kadının öldüğünden emin olmak oyalanmama sebep olmuştu bu yüzden yeteri kadar kan kaybetmiştim. Giydiğim sweatshirtü çıkarıp sertçe yarama bastırdım
"Evet komutanım" dedi Ayça. Nefesimi verdiğimde konuştum. "Gittiğim mekanın tuvaletinde bıçaklandım, beni ve bıçaklayanın cesedini almak için birini gönder", cevabım karşısında bir süre sessiz kaldı.
"Komutanım?" dediği sırada tutmakta olduğum nefesimi verdim. "Ayça oyalanma" şeklinde bir emir vererek duvara yaslandım hemen sonra. "Komutanım araba iki dakikaya kapının önünde olacak. Cesedin alınması için ayrı bir araba göndereceğim. Siz arabaya binip hastaneye gidin" dediğinde sadece "Tamam " diyerek onu onayladım.
Tuvaletten çıktım ve cebimden aldığım parayla masama yürüdüm. Parayı masaya bırakıp hızla mekandan çıkmam saniyeler içinde olmuştu. Kapının hemen önünde bekleyen arabaya bindim, hızlıca arkama yaslandim ve araba hastanenin önünde durana kadar nefes almak dışında farklı bir şey yapmadım.
Arabadan inip acile yürüdüğümde iyiydim, en büyük biyolojik abim Tuğra'ın yediği haltların bedelini ödemek bana düşmüştü. Geçip rastgele bir sedyeye oturdum yaralanma maceralarım içinde gördüğüm en sakin acildi, özel bir hastaneydi. Mekana en yakın hastane.
Yaram dikildi ve bundan albayında haberi oldu, neyseki eğer istersem kendimi zorlamamak şartıyla yarın işe gidebilirdim. Yaptığım uzun süreli tatil artık sinirimi bozuyordu. Hastaneden evime geldiğimde kapı önünde kırmızı bir kutu buldum, siyah bir kurdeleye sahipti.
Üstünde herhangi bir not olmayıp içimde içinde bomba olacağına dair şüpheler vardı. Elimde tuttuğum ilaçları yere indirirken ev kapısını açıp eşyaları içeri soktum. Kutuyu açmayı daha sonraya ertlemeli miydim yoksa kutu tam bu saatte açacağım varsayılarak yapılmış ve planlı mıydı?
Kutuyu açtım, merakım güvenlik düşünceme ağır basmıştı. Ortalama bir boyuta sahip olan kutu boştu, asıl hediye kapağına bağlanmış ufak bir nottu. Tuğra'dandı.
Bana her şey için kızacağını biliyorum. Ama yanlış bir şey yapmadım, tek istediğim vatanıma ihanet eden birini topraklarımda barındırmamaktı. Beni en iyi sen anlarsın abicim, sen yokluğumuzda vatanımıza sarıldın. Bende senin yokluğunda...
Kâğıdı buruşturdum. Kutu konulduğu yerde kapaksız ve boş bir şekilde bekliyordu. Önemsemedim, notu çöp kutusuna atarken kapıyı üzerine örttüm.
Eve yerleştim ve bozulan düzenimi sağladım. Evin ısısını arttırdığımda ayağımdaki çorapları çıkarttım, ev yerden ısıtmalıydı. Telefonuma gelen mesaja baktım sonra, mesaj biyolojik annemdendi. Asude Hanımdan.
Yemeğe çağırıyordu, tanıştığımızdan beri düzene binmişti, her perşembe onlarda yemek yiyordum. Her zaman olduğu gibi-bazen ertelesemde-kabul ettim. Çok sevindiğini söyleyen sevgi sözcükleri yazmayı atlamamıştı.
Son mesajına kalp koydum sadece, görüldü kalmasına gönlüm razı gelmemişti. Odama geçmeden önce mutfağa girdim, dolabı açtığımda karşılaştığım manzara hoş denilecekten beterdi. Buzdolabım neredeyse boştu, uzun süredir markete gitmediğimden kaynaklı sadece atıştırmalık sayılacak yiyecekler vardı.
Kendime yiyecek bir şeyler hazırlamaya karar verince başaramadım, yaralı halime rağmen yeni çıkardığım montumu ve ayakkabılarımı giydim. Kapı eşiğinden geçerek merdivenlerden inmeden önce kutunun yok olduğu boşluğa ufak bir bakış attım.
Kutu yerinde yoktu, ne de ondan bir iz...1
Okur Yorumları | Yorum Ekle |