
Can gözlerini açtığında, odasındaki aynanın kırıklarını fark etti. Cam kırıkları hâlâ yerdeydi, ama bu kez ona farklı bir şey söylüyordu. Bir japon ustası olmasa da, kırıklarını birleştirme cesaretine sahipti.
Ayağa kalktı ve cam parçalarını tek tek topladı. Her biri, yaşadığı bir anıya benziyordu. Hepsini bir araya getirip yapıştırdı. Ama kırıkların olduğu yerlerde, sıradan bir dolgu kullanmak istemedi. Bir tüp altın rengi boyayı eline aldı. Her çatlağı, dikkatlice doldurdu.
Bitirdiğinde, aynanın yeni hali onu büyüledi. Artık bir kusur değil, bir sanat eseriydi. Kendisine baktığında, sadece bir yansıma değil; kendi hikayesini gördü.
Ve o an anladı: Kendini sevmek, kırıklarını da sevmekti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |