4. Bölüm

4. Bölüm

Devran emir devran
devranemirdevran

 

 

Okulun bahçesinde, diğer öğrenciler gruplar halinde konuşuyor, kahkahalar yükseliyor, birileri telefonuna bakarken bir diğerinin gülüşü kulak tırmalıyordu. Umut, bir köşeye çekildi ve kantine gitmeden yalnız kalabileceği bir yer buldu. Bahçedeki ağaçların altındaki beton bir bankta oturdu. Gözlerini gökyüzüne dikti. Gökyüzü griydi, fakat hala bir şeyler hareket ediyordu. Ufukta, rüzgarın şekil verdiği bulutlar, bir yavaşlık içinde sürükleniyordu.

 

“Zaman,” diye düşündü, “nasıl bu kadar hızlı geçebilir? Biz ona hapsolmuşken, o kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.”

 

Zihnindeki düşünceler, bir film şeridi gibi hızla akmaya başladı. “Zaman mı geçiyor, yoksa ben mi duruyorum?” sorusu, kafasında yankılandı. Her şey hareket ediyordu; insanlar, araçlar, doğa… ama Umut, hepsinden daha ağır hissediyordu. İçindeki o boşluk, günün saatinden bağımsız olarak büyüyordu.

 

Birkaç dakika sonra, okulun kalabalığı yavaşça dağıldı. Bahçede neredeyse hiç kimse kalmadı. Ancak Umut, hâlâ aynı bankta oturuyordu. Ellerini cebine sokarak, çantasından defterini çıkardı ve yazmaya başladı. Fakat bu kez defterdeki her kelime ona daha da yabancı geliyordu. Yazdığı her cümle, bir tür geçmişin yankısı gibiydi; sanki hiçbir şey yeniydi, hiçbir şey taze değildi. Zihni, kendini tekrar eden bir kısır döngüde sıkışıp kalmıştı.

 

Defterinin sayfasına “İçimdeki boşluk büyürken, her şey kayboluyor,” diye yazdı. Bir an duraksadı, elindeki kalemi bir süre izledi. “Bu boşluk bana ait mi, yoksa onu ben mi yarattım?” diye düşündü.

 

Ve sonra, bu düşüncenin üzerine başka bir soru ekledi: “Ya kaybolan bir şey varsa, peki ya kaybeden kim?”

 

Umut, birkaç saniye boyunca defterine bakarak, yazdığı kelimelere odaklandı. “Kaybeden kim?” sorusu, ona başka bir düşünceyi getirdi. “Herkesin kaybettiği bir şey vardır, değil mi?” Herkesin kaybettiği bir şey. Belki de kaybettikleri, o şeylere daha fazla bağlanmalarına neden oluyordu. Kaybolan bir şeyle yaşamaya alışmak… Bu, belki de hayatın ta kendisiydi. İnsanlar kaybederler, ama bu kayıplar da onları bir şekilde şekillendirir.

 

Bir an için gökyüzüne tekrar baktı. Rüzgar, bulutları yine şekil değiştirmeye zorluyordu. O kadar sessizdi ki, yalnızca kalp atışlarını duyabiliyordu.

 

“Neden bu kadar sessizim?” diye düşündü. “Sadece fiziksel olarak mı sessizim, yoksa içimdeki her şey de bu kadar gürültüsüz mü?”1

 

O anda, bahçedeki yalnızlık ona bir anlamda rahatlık vermişti. Kimse ona soru sormuyordu, kimse ona bir şeyler anlatmaya çalışmıyordu. Ama bir yandan da bir tür korku vardı. Kendini ne kadar yalnız hissediyorsa, bir o kadar da kaybolmuş hissediyordu. Her şeyin bir yansıma gibi olması, ona dünyanın ne kadar geçici olduğunu hatırlatıyordu. Yalnızca bir anlık bir şey. Her şey bir anlık…

 

Bölüm : 05.12.2024 23:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...