Üst komşu girmişti açık kapıdan, Oktay salonda oturuyor, bir yandan Kemal'in yediği dayağın sesini dinlerken bir yandan da kendine gelmeye çalışıyordu. Birkaç komşu daha gelip Vural'ı baygın Kemal'in üzerinden almaya çalışırken Oktay başına gelenlerin sebebini düşünüyordu.
Okulundan yarım kalmıştı, rahat bir şekilde hareket edemiyordu bile ve başında üç tane bela vardı. Tek düşündüğü şey acaba bunlar Vural'la yaşadakları şey yüzünden verilen bir ceza mıydı?
Vural Kemal'le birlikte herkesi evden def ettiğinde kırılmış kapı kolunu fark etmişti. Şerefsizler eve kapıyı kırarak girmişti. Bir öfkeyle kapıyı kapatırken, "O orospu çocuğunu gömeceğim yerin bin kat dibine!" dedi. Öfkelenince cümleleri devrikleşiyordu. Yine de net bir şekilde emin olmak için şoku atlatmaya çalışan çocuğun önünde diz çöktü, "Bak bana." dedi saçlarını okşayıp. Vural ona bakarken Oktay sakince başını kaldırdı, "Bebeğim?" dedi Vural, yanaklarını tutmuştu, "İçeri nasıl girdi?"
Oktay yutkunup balını onun omzuna yasladı aniden, "Ben uyuyordum, bir iki tıkırtı duydum, aldırış etmedim. Meğer kapının kulpunu kırıyormuş." dedi. Başını kaldırıp, "Utku da vardı ilk başta zaten beni arkaya odaya kapatan da oydu!"
Şikayet eder gibi konuşmuştu, bu halleri her ne kadar Vural'ın hoşuna da gitse ciddiyetle onu dinledi, "Sonra işte evi falan dağıttılar, Utku gitti... Kemal de yanıma geldi işte."
Vural bebeğinin ensesine elini koyup onu sol yanağından öperken, "Yetişemeseydim Allah bilir ne yapacaktı?" diye konuştu kendi kendine. Oktay sıkıca sarıldı ona, "Bir daha beni yalnız bırakma."
"Bırakmayacağım söz." dedi Vural, öncesinde bebeğini sakinleştirip kendine getirecek sonrasında ise Kemal'den bunun hesabını soracaktı. Attığı dayak Kemal'e yetse de Vural'ın içini soğutmaya yetmiyordu. Oktay'ın aklındakiler bir türlü çıkmıyordu. Zihninin derinliklerini işliyordu ki bir yanda kafasını kaldırıp Vural'a sert olmayan bir tokat attı, "Sen niye bakmıyorsun benim mesajlarıma!" diye bağırdı. Bir kere daha vurdu ona, sonra bir kere daha beş kere tekrarlandı bu.
En sonunda Vural onun kollarını tutup kendine sarana kadar.
"Özür dilerim, çok özür dilerim hepsi benim yüzümden. ç" dedi. Oktay'ın hıçkırıklarını duyuyordu, saçlarını kokladı, "Söz bir daha her mesajına bakacağım, bir tanesini bile aksatmayacağım döz." dedi.
Oktay başını onun göğsüne yaslayıp ağlamıştı, bir süre sonrada koltukta öylece uyuyakalmıştı.
Bir yarım saat sonra kapı çalmıştı, Vural Oktay'ı uyandırmadan kalkıp kapıya yürüdü.
Kapıyı kimin geldiğini kontrole etmeden açarken Utku'yu elinde paketlerle gördü, "Selami abinin selamı var." deyip paketi eline tutuşturup giden Utku'yu izledi.
Paketi açıp içine baktı, malum bomba falan da çıkabilirdi bunların gönderdiği paketten ama küçük bir not vardı.
Notta, yazan el yazısı okunmuyordu, Vural'ın aldıkalrı vardı pakette ama yine de güvenmediği için paketi çöpe atmıştı. Sonuçta paketi Utku getirmişti...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |