Sofra

Oktay onun karşısında gözlerini açmaya çalışarak yemek yemeye çalışıyordu, masanın altındaki bacakları Vural'ın iki bacağının arasında duruyor, onun bacaklarına temas ediyordu.

Bu umrunda bile değildi, sadece uyanabilmek ve yemeğini daha rahat bir şekilde yiyebilmek istiyordu.

Oktay'ın umrunda olmayan durum Vural'ın ani kalp çarpıntısına ve dopaminin adrenaline katkıda bulunmasının etkisinde kalmasına sebep oluyordu.

Oktay yemeğini bitirip sandalyesini geri çekerken Vural onun bacaklarını kendi iki bacağının arasına sıkıştırdı, "Otur biraz daha."

Oktay tekrar oturduğunda ve Vural onu izlemeye başlamıştı, kollarını masaya, başını kollarına yaslayarak izledi Oktay'ı.

Yaralı hâli bile bir o kadar güzel ve tatlıydı. Oktay da onun gibi uzandı masaya, birbirlerine bakıyordu. İkisi de az çok yüreklerinin ne hissettiğini biliyordu. Vural Oktay'ın yüzünü parmaklarının tersiyle okşamaya başlamıştı.

Oktay gözlerini kapatmış, gülümsemişti.

Şunu başkası yapsa ortalığı ayağa kaldırır, amına koyduğumun ibnesi diye üstünde dayak bile atardı ama Vural yapıyordu.

Zarif eliyle nazik nazik okşuyordu yüzünü.

Vural aniden ayaklanıp onun yüzüne eğildi, masadan destek alıyordu.

Not: Tabakları kenara çektiler...

Burnunu onun burnuna değdirdi, Oktay başını kaldırıp ona baktığında, burnu ve dudağının aradından öptü onu. Oktay gözlerini kapadı, Vural yavaşça dudağına yaklaşmaya başladığında Oktay geriye çekildi. Masadan kalkıp salondaki koltuğa oturdu. Vural öylece kalıp bir süre kendine gelmeyi bekledi, sonra tabakları alıp mutfağa yürüdü.

Bulaşıkları yıkarken beline sarılan iki kol hissetti. Sırtında bir yanak hissettiğinde gülümsedi.

Zar zor Vural'ı geriye çekip önüne geçti, belini tezgaha yaslarken başını onun boynuna koymuştu. Vural'ın kokusunu alırken ona sımsıkı sarılmıştı. Vural bulaşıkları durulayıp, bulaşık selesine koydu. Oktay'a sıkıca sarılıp boynuna büyük bir öpücük kondurdu.

Oktay başını kaldırıp ona baktı, hiç konuşmadı. Vural onu köşeye sıkıştırmanın fırsatıyla dudağından küçücük öptü.

Oktay başını geri çekmek istediğinde ensesinden yakalamıştı onu. Oktay'ın alt dudağını önce dudağının sonra dişlerinin arasına aldı. Kısa bir süre öyle durup üst dudağını da öpüp ısırarak geri çekildi.

"Yarın okula gitme. Evde dur."

Oktay sarhoş olmuşcasına bakarak, "Hıhı..." dedi.

Not2: "Günlük Yaşantı" Bölümünde Oktay'ın rutinini işledim, diğer bölümlerde ayrıntı geçmemek için. Bu bölğmler böyle okula gitmeden önce ya da okuldan döndükten sonra olanlar veya hafta sonu gibi.