2. Bölüm

Tavşancık

Melek Akın
dila_akin16

Gözlerimi yeni bir güne açtım, güneş daha fazla uyumamı istemiyor gibi göz kapaklarımdan sızıp beni uyandırıyordu, üstümdeki kalın tüy yorganı hafifçe itip , kocaman beyaz yatakta oturur pozisyonuna geçiş yaptım , bu oda benim ilk uyandığım odaydı yatağa dört , beş adım uzakta taştan bir şömine vardı hemen yatak karşısında kocaman bir elbise dolabı ve boydan ayna vardı,

pencere kenarında ise küçük iki kişilik bir koyu yeşil tonda masa , aynı tonda iki sandalyesi ve duvarda küçük bir ahşap kitaplık vardı.

 

Ayaklarımı yataktan uzatıp indim ve koridora çıktım , kimse görünmüyordu banyoya girip elimi yüzümü yıkadım , biraz aynada kendimi inçeledim , eskiden o kadar güzel bir yüzüm vardı ki yumuşacık yanaklarım , istemsizce elim yanaklarıma gitti pürüzlü , bakımsız yüzüme dokundum , adem ve aras benden bu yüzden yardım istemişlerdi , şu an peşinde oldukları adamın sevdiği tarzda kızmışım ben , bakışlarımı üstüme kaydırdım , uzun boyum ve ince belim varfı ama biraz sıska duruyordum sanki, bunu adem ve arasta fark etmiş olucaklar ki , verdikleri görevden önce bana olurda ters giden bir durumda kendimi savuna bilmem için bir kaç hareket gösterceklerdi bugün , bir hafta sonrada büyük bir kutlamada beni uzaktan yönlendirerek adamı bayıltıcaktım , yani umarım başarırdım , daha önce kimseye kötü bir niyele kelime bile etmemiştim ben , nasıl yapacaktım bilmiyorum ama onların yaptığı gibi uraz ve adamlarını dibinden kazıcaktım , buna mecburdum ; kardeşim için her şey yapardım .

 

Banyodan çıkıp mutfağa doğru yürüdüm kocaman bir mutfağı vardı bu evin ve deniz kenarı olduğu içinse her yer ahşap ve beyazdı

dolaptan çıkardım bir kaç parça ile kahvaltı hazırlamaya koyuldum , küçük bir tavada menemen yapamaya başlayınca kapıda adem belirdi , yeni uyandığı belli olan gözlerle bakışlarını bana çevirdi "günaydın " dedi , ben tam cevap verecektim ki ama menemeni görünce gözleri aniden kocaman oldu be resmen bağırarak " o menemenmi ?!" verdiği tepkiden kızdımı , sevindimi anlamayarak , biraz çekinerek başımı hafifçe evet anlamında saladım , dikkatle ademin yüzünü inceliyordum , sevinmişmiydi yoksa kızdımı diye ? düşüncemi arasın soğuk sesi böldü " adem menemeni çok sever , her şeyden çok " dedi ve hazırlafığım masaya oturdu "çalışanlara izin verdim bir kaç haftalığına , kime güveneçeğimizi bilemeyiz o yüzden çok dikkatli olmalıyız " tabi öyleydi, onlardan duyduğum kadarıyla öyle küçük bir grup değilmiş bunlar , işin içinde ünlü iş insanları bile varmış ama anlamadığım babamın onlara neden borcu olduğuydu , bunu mutlaka öğrenecektim.

 

Hepimiz kahvaltıya oturup sesizliğe böründük , yavaş yavaş kahvaltımı yaparken ademe baktım o kadar iştahla yiyordu ki menemeni , gerçektende en çok sevdiği yemeğin hakını yiyerek veriyordu , düşüncelerimle tebesüm ettim " kahvaltıdan sonra sana bir kaç hareket göstericek biri gelicek onu iyi dinle , çabala elinden geldiğince çalış , bizim verdiğimiz işin başındayken , başına bir şey gelsin istemeyiz " dedi aras kahvaltısını bitirmiş çayını yudumluyordu , başımı tamam anlamında saladım ve ayağa kalktım " şey ben duş almak istiyordum ama kıyafetim yok ?" dedim sorarcasına utana sıkıla aras , ademe dönüp "eğer menemenini bittirdiysen erva nın bedenini öğren ve alışverişe çık ne lazım olursa al , sen onu hal ederken ervada kendini savunacak hareketleri öğrenir , hakan gelmek üzeredir " dedi ve masadan kalkıp üst katta doğru yol aldı.

 

Yemeği bırakan adem bana döndü ve bedenimi , ayak numaramı sordu ona bedenimi ve ayak numaramı verip mutfağı toplamaya başladım , adem alışverişe çıkmış , arasta üst katta çalışıyordu , ademin alacağı şeyleri pek beğeneceğimi sanmıyordum ama giyecek hiç bir şeyim olmadığı için hiç bir şeye hayır deme gibi bir luzümüm yoktu , çalan kapı ile yerimde zıpladım ve kapıya doğru yürüdüm , arasta odasından çıkmış hızlı adımlarla kapıya geliyordu , ona bakış attıp kapıyı yavaşca araladım , uzun boylu siyah saçlı siyah gözlü hafif kirli sakalı biri vardı yanağından göz kenarına kadar uzayan bir bıçak yarasına benzeyen bir yarası vardı yüzünde , kaslı bir vücuta sahipti bu siyah kazağın altından bile oldukça belli oluyordu.

 

Birbirimize anlamsız gözlerle baktık dakikalarca , nedense ne o konuştu , nede ben o öylece kapıda durmuş bende kapının diğer tarafına öylece durmuş onu izliyordum taki aras araya girene kadar " ooo hoş geldin kardeşim , geçsene " bakışlarını benden çekip arasa dündü ve tokalaşıp selamlaştılar ben onları izlerken onlar önümden geçip salona geçtiler tam , kapıyı kapatırken arasın bağırışı duyuldu " erva buraya gelirmisin " merkla hızlı bir şekilde kapıyı kapatım ve hızlı adımlar ile salona geçtim , ikisi karşılıkı oturmuştu bende büyük koltuğa oturup sesiz bir şekilde beklemeye başladım " hakan kardeşim bu erva , sana bahsetiğim kişi ona kendini savunmayı öğreticeksin " hakan omuydu ben böyle genç birini beklemiyordum , oda şaşırmış olucak ki " kardeşim tamam okeyde , sen bana kız olduğunu söylememiştin , nasıl yapıcaz ?" dedi anlam vermeye çalışır gibi " güvü yetermi" dedi arasa bakarak , gerçekten gücüm yetermiydi acaba ? ben bunu düşünürken aras ve hakan konuşuyordular .

 

Konuşmaları bitmiş aras çıkmıştı " istersen bahçeye çıkıp çalışmaya başlayalım bir kaç gün boyunca yorulucaksın baya ama güvenliğin için bu önemli " dedi heycanla kolyuktan kalktım "tabi geçelim bahçeye " dedim ve hızla kapıya doğru yürümeye başladım , neden bu kadar korkuyordum , heycanıma yenik düşmemek için biraz kendimi zorladım ve dışarıya çıktık , hava soğuktu ama çalışacağımız için bol bol terleriz diye tahmin ediyordum , dışarıya çıkar çıkmaz kocaman denize baktım o kadar güzel bir manzarası vardı ki buranın Balıkesirin kalbi olan denizin kokusu o kadar huzur vericiydi ki , bir kaç saniyeliğine gözlerimi kapatım ve derin bir nefes çektim hakan bahçenin ortasına geçmiş beni bekliyordu hızla yanına koştum ve çalışmaya başladık.

 

Hakan bana hareketleri gösterirken ne kadar güçsüz olduğumu bir kez daha anladım , yorulsamda , ter içinde kalsamda saatlerce hiç durmadan çalıştırdı beni , benim dizlerimde derman bile kalmamış üstüm ter içinde kalmış ama onda hiç bir şey yoktu durup nefeslenmemişti bile , sonunda çalışmayı bırakıp nefes nefese yere oturdum , kalbim ağzımda atıyor gibiydi , yorgun düşmüş elimi göğsümün üstüne koydum ve sertçe yutkunup nefesimi düzenlemeye çalıştım .

 

Hakan elini bana uzatı kalkmamı istiyordu , tam gözlerimin içine bakıyordu , o kadar keskin bakışları vardı ki göz göze geldiğimiz her an tüylerim ürperiyordu , elimi eline uzatım tam tutucakken elini hızla çekti " ne olursa olsun kimseden yardım bekleme kendin kalkmayı öğrenmelisin" dedi soğuk bir şekilde , yanaklarım utancımdan kızarırken havada kalan elimi indirdim ve yerden destek alıp ayağa kalktım " peki , aklımda tutarım tamam " dedim ve başımı eğenileceğim kadar çok eğip eve doğru adımladım , "başın her zaman dik olsun " dedi hakan arkamdan ve oda peşimden eve doğru girdi haklıydı başım hiç bşr zaman eğilmemeliydi.

 

Hepimiz salonda oturmuş , arasın dışardan sipariş ettiği yemeğin gelmesini bekliyorduk ,kurt gibi açtık adem alışverişi bittirmiş dönmüştü ve asıl şaşırdığımsa aldığı mükkemel parçalar oldu , pahalı olduklarına adım gibi emin olduğum kıyafetlerle doldurmuştular dolabımı , kendimi onlara karşı çok mahçup hisediyordum.

 

Zilin çalması ile hemen ayağa fırladım "ben bakarım , yemek gelmiştir " dedim ve plan konuşulan salondan çıktım o kadar konuşup düşünüyordular ki başım ağrıyordu artık , kapıyı açtım kaskıyla kapıda duran kuriye bana büyük bir poşet verip gitmişti , sıcacık yemek kokusu geliyordu , derin bir nefes çektim mutluluğumu saklayamıyordum , evet yemek için seviniyordum , lahmacun için , uzun zamandır yemediğim en sevdiğim yemekti , daha fazla dayanamayıp ayaklarımı popuma vura vura salona kadar koştum ve koltuğa oturdum , bu heycanımı ve mutluluğumu gören aras , adem ve hakan şok olmuş birbirlerine bakıyordular , bakışlarını gördükten sonra utansamda hızımı kayıp etmeden poşeti açtım , adem arasa dönüp " galiba ervada lahmacunu çok seviyor , aynı benim menemene olan aşkım gibi" dedi ve güldüler ben daha çok utansamda hafifçe kıkırdadım ve açtığım paketeki lahmacunları yemeye başladım.

 

Tüm evi saran sıcacık lahmacun , ayran ve bol limonlu salata kokusu rüyada gibiydim , karnım tok koltukta boylu boyunca uzanmıştım, keyfimi bozan şey arasın sesi oldu " yarın bir parti var , orda bulunman lazım bakımlı ve özenli bir şekilde , etkilemen gereken çok adam olucak yarınki kolay lokuma senin için alıştırma olur hem " dedi adem, aras ve hakan bir koltukta dizilmiş bana bakıyordular ben ise diğer koltukta uzanmış yediklerimi aindirmeye çalışıyordum "bana anlaşma yaparken yapaçağın tek şey var demiştin " dedim arasa bakarak , evet öyle demişti ? "ama sen uraza ulaşmak istediğini söyleyince işler değişti , biliyorsun ki bizde urazın peşindeyiz ve uraza öyle pat diye ulaşamayız altan kazıyarak ulaşıcaz" mantıklıydı aslında adamları her yerde vardı ona ulaşmak zor olmalıydı.

 

Biraz düşündüm o arada kimseden çıt çıkmamıştı "tamam , yarın gece mi çıkmamız gerekiyor " dedim , başka yol yok gibiydi " evet yarın gece sana şimdi adam hakında bilgileri vericez ne içer , ne giyer , ne sever , nasıl biridir ve sende orda küçük bir gösteriş yapıcaksın bize kendini kanıtlıcaksın" dedi aras düz bir ifade ile "ama kulaklık kamera olmıcak erva girişte çok sıkı güvenlik var fark edilirsen başlamadan bitteriz" dedi adem oldukça endişeli görünüyordu "ne yani ben tek mi olucam orada " dedim yerimden kalkarak , içim huzursuz olmuştu "tabikide tek olmıcaksın , güvenlik kameralarını hacklecez seni ordan izlicez başına bir şey gelirse diye hazırda duvar arkasında olucaz , ama tabiki de şöyle ki kör noktalar var ve seni ordan bir tek izleyemeyeceğiz" dedi hakan , kprktuğumu anlamıştı , bakışlarından belli oluyordu "peki tamam , adam kim nasıl tanıcam " dedim , adem hemen ayağa kalktı "ben gidip dosyasını getiriyim " diyerek üst katta doğru çıktı sesizce bir birimizi izleyerek ademi bekliyorduk.

 

Bir kaç dakikanın ardından adem elinde kalın kırmızı bir dosya ile heycan ve mutlulukla geldi ve dosyayı ünümüzdeki krem sehpaya bıraktı "niye bu kadar gereksiz mutlusun acaba adem " hakan soran gözlerle ademe bakıyordu , adem hemen yanıma oturup cevap verdi "niye olucak hakan ya , urazı bitireceğimiz için mutluyum tabikide oğlum , o piçin yaptığı hiç bir şey yanına kalmıcak o yüzden mutluyum hakancım " dedi ve dosyayı alıp bana gösterdi.

 

Uzun boylu , siyah gözlü bir erkekti siyah kır saçları vardı siyah beyaz sakaları ile de oldukça sert duruyordu "adamın adı Musa 32 yaşında iş adamı ama kötü bir iş adamı " kafamı kaldırıp bilgi veren arasa baktım , gözleri öfkeyle kararmıştı sanki "ama ne yapmış ki kötü diyorsunuz" merakla sordum " adamın hobisi insan parçalamak , ama genç kızlar onun zafıdır" dedi hakan ve devam etti " adamın dikine giden biri olursa ilk fırsata kıser bir yerini , bazen kol bazen bacak bazende kafa yani öyle sandığın gibi masum biri değil "dedi söyledikleriyele korkuyla yurkundum ya benide keseydi " merak etme seni kesemez , çünkü sen onu etkileyeceksin ve zehirleyip bize getireceksin , kapıya kadar bir şekilde idare edip onu getir gerisini bize bırak" dedi aras .

 

Biraz daha konuştuktan sonra yarın dinç olmak için bana verdikleri odama çekildim yatağımın üstü alışveriş poşetleriyle doluydu , yarını düşünerek poşetlerin içini boşaltıp yerleştirmeye başladım herkesi kayıp etmiştim artık kardeşim dışında kimsem yoktu onu almalıydım küçücük bedeni fazla dayanmazdı , göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken kendimi banyoya attım sıcacık suyun altında duş alıp yüzüme bakım yaptım yarın çok iyi olmalıydım eşofmanlarımı giyip yorganın altına attım kendimi ve uykunun beni kucaklamasına izin verdim .

 

Sabahın altısında hakan tarafınadan uyandırılmış tam dört saat boyunca aralaksız çalıştırılmıştım, kahvaltı yapmış duş alıp biraz uyumak için yatağa kıvrılmıştım , gözlerimi araladığında adem beni omuzumdan sarsıyordu uyanmam için " hadi kızım ya ne ağır bir uykun var be vakit geldi , seni şimdi güzelce hazırlıcaz ve her şey başlıcak " dedi bana bakarak hızla yataktan atladım ve saate baktım 18:36 dı odaya büyük çantayla iki kadın girdi " sizi hazırlamak için geldik efendim , lütfen şöyle oturun" dediler ve pencere yanındaki sandalyeyi göstersiler "adem bi bakarmısın ya " dedim daha fazla dayanamayarak , adem yanıma gelip şaşkınlıkla bana baktı " ben galiba biraz korkuyorum" dedim sesizce , adem hafifçe gülüp elini sırtıma koydu ve pat pat vurarak " korkma erva biz seni izliyo olucaz sana asla zarar veremez kimse tamamı biz zarar veren insanları durdurucaz ve sende o cesaret var sadece içinde hisetmen gerekiyor dedi ve kolarımdan tutup beni sandalyeye doğru yürütüp oturturdu " teşekür ederim adem , bana güvendiğin için " adem omuzlarımı hafifçe sıkarak konuştu " gözlerine bakınca kardeşin için her şeyi yapabileceğini anlayabiliyorum " dedi ve gülümseyip çıktı.

 

Ademle konuşmak gerçekten iyi gelmişti espirili biriydi ve bu nedense beni rahatlatıyordu , adem çıktıktan sonra kendimi gelen kadınların eline bırakmıştım , o kadar çok oyalanmıştılar ki , herkes hazır bir şekilde ben bekliyordular makyajım ve saçımı bitirdikten sonra geriye sadecd giyinmek kalmıştı kadınların getirdikleri kıyafete baktım , siyah kısa bir elbiseydi , onuda gitdikten sonra aynada kendimi inçeledim saçlarıma doğal bi dalga vermişlerdi ışıl ışıl parlıyordum resmen , siyah mini elbise dizlerimin bir karış yukarasında bitiyordu , üst kısımında hafif göğüs dekoltesi vardı tam belimi sarmış ve beni incecik gösteriyordu.

 

Daha fazla zaman kayıp etmeden odadan çıktım , hakan , adem ve aras dış kapıda beni bekliyordular , hızla merdivenleri ikişer ikişer inip onların yanına vardım , üçüde beni baştan aşağıya süzüp onaylayan bakışlar attılar aras kapıyı açıp çıkarken adem bana ıslık çalıp "bambaşka biri oldun resmen " dedi " ha hatırlamışken sen ilaydasın , İlayda Yazgı tamamı ailen yok sen küçüken trafik kazasında öldüler ve tek başına ayaklarının üstünde durdun , okumuyorsun çünkü hedefin yer altında saygın biri olmak " dedi hızlıca anlatarak " peki tamam " dedim be arabaya doğru yürümeye başladık.

 

Ön koltukta hakan kucağında bilgisayarden bir şeyler yapıyor kameralara girmeye çalışıyordu yaklaşmıştık sanırım adem arkaya oturmuş bana sakinleşmem için sürekli değişik şeyler anlatıp duruyordu , aras sonunda arabayı durduğunda nerde durduğumuza baktım , her yer takım elbiseli güvenlikçilerle doluydu kocaman duvar ve kocaman bir ahşap kapı vardı , ardını göremiyordum duvara vuran sarı ışık burayı oldukca korkunç ve soğuk gösteriyordu ademin omuzlerima bıraktığı siyah kısa kürke baktım sıcacık tutuyordu, elimi kapıa attığımda hakan " küçük bir tavşan gibi ol , tehlikeyi sezer sezmez ordan zıplıyıp kaçmayı bilmelisin sana emek verdim " deyip göz kırptı hafifçe güldüm ve tamam anlamında başımı aşağıya yukarıya salafım "sana güveniyoruz erva " dedi aras dikez aynasından bana bakarak onada hafifçe gülümsedim ve kapıyı açtım , uzun siyah topuklu ayakabılarımı giydim oldukça rahatsız edici oldukları için yeni giymiştim, adımlarımı kapıya doğru attım , başım dik bir şekilde ve hiç teretüt etmeden , artık kayıp edecek bir şeyim yoktu en azından , elimdeki son şey için savaşmalıydım ve bende öyle yapacaktım dişe diş ete et olucaktım.

 

Kapıyı geçtikten sonra kocaman bir villa gördüm hemen yanında havuz vardı havuzun yanı insan doluydu her kes yalandan kahkaha atıyor kimse duruşunu bozmuyordu , adımlarımı oraya doğru atarken insanların yüzüne baktım hızlıca ve musayı aradım ama göremedim , belkide evin içerisindeydi , önce havuz kenarına geçtim ve bir kadeh alıp bir masaya yerleştim , herkes sohbet ediyor içiyordu , yanıma gelen kadınla bakışlarımı ona çevirdim genç bir kadın masama gelmiş karşıma oturmuştu hafif tombuldu "merhaba , tanıyamadım sizi kusura bakmayın " dedi elini uzatarak , elini tutup sıktım "İlayda Yazgı , beni pek tanıyan olmaz zaten hanımefendi , yeni başladım sayılır " dedim gülümseyerek kadın inanmış gibi duruyordu " anladım kızım , daha çok gençmişsin sen " dedi ve arkasını dönüp gitti.

 

Bir saate yakındır oyalanıyordum ama henüz mesut u görememiştim , sonunda eve bakmaya karar verdim ve eve doğru adımlarımı attım o kadar cesaretli adımlar atıyordum ki bir an ben bile kendimi tanıyamadım , evin cam kapısından geçip büyük salona geçtim fazla serhoş olanlar içerde takılıyor gibiydiler , evin içi dışarısından çok daha soğuk gibiydi hızlıca bakındıktan sonra yine musa yı göremedim ve üst katta çıkmaya karar verdim , merdivenlere tam başlamıştım ki tık ordaydı işte !

 

Merdivenlerde durmuş elinde şarap bardağı ile genç bir erkekle konuşuyordu , üstünde siyah jilet gibi bir takımla duruşundan hiç ödün vermiyor sohbet edip gülüyordu , onu görmemiş gibi yapıp merdivenleri çıkmaya devam ettim ve musanın yanından geçer geçmez ayağımı burkmuş gibi yaptım , küçük acı bir çığlık ve ayakta duramama , ip söküğü gibi olmuştu tamda tahmin ettiğim gibi musanın elindeki şarap bardağı yerde tuzla buz olmuştu beni tutabilmek için elerimi sıcak boynuna dolamış dolu gözlerle bakıyordum gözlerine .

 

Üç dakikaya yakın hiç konuşmadan sadece bakıştık elerim boynuna sarılmış bir şekilde , o kadar rahatsız ediciydi ki bu durum midem bulanıyordu baktıkca ama elimden geldikce belli etmiyordum bunu ona "iyimisiniz hanımefendi ? " dedi sonu da , boynunu saran kolarımı çözüp , kendimi dikleştirdim " ııhh şey evet iyiyim sanırım , ben çok özür dilerim , şarabınız" lafımı keserek hemen atladı " lafı bile olmaz hanımefendi , tabi eğer benimle bir şarap içerseniz" hafifçe gülümsedi ve bana kolunu uzatı ona tatlı olduğunu umarak bir gülümseme attım ve koluna girdim "tabikide olur , siz beni tutmasaydınız eğer kim bilir ne haldeydim , şarabın lafı olmaz " dedim bende ve alt katta doğru ben hafifçe sendeleyerek yürümeye başladık , ayağımın ağrıdığı filan yoktu roldü tamamen .

Beni bir koltuğa oturturdu ve şarap almak için uzaklaştı biraz , istemsizce ellerim titremeye başlamıştı , gözlerimi kapatıp derin derin nefesler alıp vermeye başladım , bunu yapacaktım kendime güveniyordum evet , evet kesinlikle yapacaktım , gözlerimi açtığımda karşımda bir çift yeşil gözün beni izlediğini gördüm , tam karşıma oturmuş başını hafifçe eğmiş beni izliyordu.

 

Gözlerinde anlamdıramadığım bir buğu vardı sanki nedensizce kalbim hızlanmıştı gözlerine bakınca " kimsin sen ? " o kadar sert sormuştu ki , nasıl cevap vereceğimi bilemiyordum , yavaşca yutkundum " ben İlayda Yazgı , asıl siz kimsiniz ? " dedim ve cüretkar bir şekilde arkama yaslandım bakışlarımı gözlerinden hiç çekmiyordum , aslında çekemiyordum çok güzel bir yüzü vardı kapkara saşları beyaz teni kirli sakalı ve eşsiz yeşil gözleri vardı oldukça uzun boylu ve yapılıydı , sorum karşısında başını eğip , hafifçe güldü ve bakışları yine beni buldu " beni gerçekten tanımak istemesin , yabancı olduğun çok belli , ayağıma dolanma sakın yoksa o güzel gözlerine bakmam yakarım canını " dedi ve kalktı , neydi şimdi bu ?! iltifatmı yoksa tehitmi ve o kimdi ayrıca , ben daha bunları düşünmeden musa elinde iki bardak şarapla gelmişti " bakıyorumda , Gürkan beyle sohbetiniz var" anlamadan gözlerine baktım " az önce yanınızda olan beyfendi çok saygın bir üyedir sizin onunla muhbetiniz olmasına şaşırdım " dedi ve şarabını yudumladı " bu arada tanışmadık , ben İlayda " dedim elimi uzatarak yüzümde kocaman bir yalandan gülümseme vardı ,

elimi tutup sıktı " tanıştığıma çok memnun oldum İlayda hanım bende Musa " dedi o kadar iticiydi ki elimi tutan elinden bile midem bulanıyordu , hafifçe öne doğru eğildim ve fısıldayarak " sizi daha yakından tanımak isterim Musa bey " dedim , bence oldukça iyi gidiyordum ki Musa nın hareketleri bunu kanıtlıyordu zaten sertçe yutkunmuş gözlerime bakıyordu , beni yemek istiyor gibiydi " tabiki İlayda hanım zevk alırım " diyerek ayağa kalktı ve elini uzatı bana , elini tutup merdivenlere doğru çıktık.

 

Girdiğimiz oda sigara dumanı doluydu , kimsenin olmadığına emin oldum ilk başta ve daha sonra yavaşça pencereye doğru yürüdüm ve üstümdeki kürkü çıkardım , gözlerim duvarın ardında aras , adem ve hakanı aradı , ordaydılar , adem ve hakan bilgisyardan kamerayı izliyordular aras ise arabadan inmiş sigara içiyordu pencereye çıkar çıkmaz gözleri beni bulmuştu , planda vardı zaten ,pencereye çıkmam onların hazır olması için bir işareti , uzun ince parmaklarının arasındaki sigarayı yere atıp ayakucuyla bastı üstüne ve bana başıyla işaret verip arabaya bindi , başlayabilirdim.

 

Yavaşça oturduğu koltuğa doğru salanarak yürüdüm cesaretli adımlar atıyor başım dimdikti kendimden emin bir şekilde hemen yanına oturdum vucütlarımız birbirine yapışmıştı ve bu aşırı rahatsız ediciydi , beliki musa zevk alıyordu ama çünkü sırıtmaya başlamıştı " umarım yanınıza oturduğum için rahatsız olmadınız musa bey" dedim cilveli bir şekilde " o ne demek ilaydacığım , tabiki oturabilirsin, hem acaba diyorum şu mısa bey demeyi bıraksanmı " dedi , gözleri dudaklarımdaydı , eleri yavaşca belime doğru geldi ve beni sıkıca tutu , korku tüm bedenimi esir aldı tepeden tırnağa titriyordum resmen " ş-şey musa b- şey ben çok heycanlandım bu kadar çabuk beklemiyordum açıkcası , acaba yanaşmadan önce bir şeylermi içsek " hafifçe güldü ve geri çekilde , pislik herif kızın yaşında genç bayanım nasılda hemen atlıyordu üstüme " tabikide ben içecek bir şeyler söyliyim sende heycanını yenmeye çalış canım" yanımdan kalktı , kalkarkende yanağımdan makas almayı ihmal etmedi , sanırım kusucam , odadan tam çıkıcakken " musacığım , aslında iki boş bardak ve şişede içecek getirirseniz çok iyi olur bence , yoruldukça içeriz " dedim ve göz kırpıp arkamı döndüm , hafifçe gülme sesi geldi ve kapıdan çıkıp gitti.

 

Gider gitmez hemen yerimden kalkmıştım , odanın içindeki masaya doğru gittim yanımda getirdiğim küçük siyah kol çantamdan gül yaprağı ve zehiri çıkardım bir kaçtane gül yaprağına kırmızı boya gibi olan zehiri güzelce sürdüm ve kenara bıraktım , tekrar yerime oturdum , bir kaç dakika sonra Musa gelmişti " çok bekletmedim ya " dedi masaya doğru giderken , hemen ayağa fırlayıp ona doğru gittim " ben doldururum lütfen sen rahatına bak , belki çeketiniz ağır gelmiştir size " dedim gülerek , oda gülerek karşılık verdi içiçek ve bardakları masaya bıraktı ve arkasına dönüp koltuğa doğru gitti , hemen şişedeki şarabı bardağa boşaltım ve kenara koyduğum zehirli gül yapraklarını bardağa attım , çantamdan çıkardığım bir kaç temiz yaprağıda kendi bardağıma koymuştum , şüphelenmemesi için.

 

Eline verdiğim zehirli içeçeğe baktım , ben kendimkini bitirmek üzereydim ama o daha hiç içmemişti , acaba anlamışmıydı " hmm çok güzelmiş şarabı , sen neden içmiyorsun "dedim oturduğum yerde yayılarak yavaşca oturduğum yerde uzandım ve başımı dizlerine koydum , ne yapıyordum ben böyle , kendimi tanıyamıyordum , ama kardeşim için değerdi , onun için her şey yapardım.

 

Sonunda şarabını yudumladığında içim rahatlamıştı , hemen benimle ilgilenmek için çabucak tüm şarabı içmişti , içtiğini görür görmez kocaman bir gülümsemeyle yerimden doğruldum " benimle dışarıya kadar geliceksiniz Musa bey " oturduğu yerde öylece bana bakıp duruyordu " seni oruspu ne yaptın bana" hışımla ayağa kalktı ve üstüme doğru yürüdü , tam dengede duramıyor gibiydi gözleri sinirden kararmiştı , elini sırtına doğru uzatı ve belinden bir silah çıkardı , gördüğüm şeyle gözlerim kocaman olurken ne yapaçağımı düşündüm , tüm vücutum korkuyla titriyordu , yavaş yavaş üstüme doğru yürürken benim ise kaçacak hiç bir yerim kalmamıştı, duvara yaslanmış hatta bütünleşmiştim, aramızda sadece bir kaç adım kalmıştı ki burnundan akan kan ile yerinde durdu , gözlerindeki öfke gitmiş korku gelmişti yerine , bunu fırsat bilip konuştum hemen "eğer şimdi benimle birlikte normal bir şekilde dışarıya gelmesen burda oturup gebermeyi bekliceksin " gözlerindeki korkuyu görünce bu sefer ben üstüne doğru yürüdüm " en fazla 5 dakikan var Musa , ya benimle gelirsin , yada burda yavaş yavaş ölmeyi bekliceksin piç " dedim , yüzümde sinir bozucu olduğuna emin olduğum bir gülümseme vardı , bir süre yüzüme baktı , sonra ayaktan düşücek gibi olunca kolundan tutum sıkıca " vaktin azalıyor ilaç hemen duvarın ardında benimle geldin geld-" lafımı tamamlamama izin vermedi elindeki silahı yere attı " tam-tamam kabul ediyorum seninle gelicem ama lütfen ilaçı ver bana " gözlerime yalvarırcasına bakıyordu , ve bu bana aşırı zevk vermişti " merak etme hiç kimseye beli etmeden burdan çıkarsak ilk iş ilaçı almak olucak " dedim ve kolundan tutup yürümeye başladık.

 

Arada bir sendeliyor , sanki su altından çıkmış gibi nefes alış verişi hızlanmıştı henüz dış kapıdan çıkmamıştık ama yaklaşmıştık , gördüğüm yüz ile yerimde durdum içerde benimle konuşan Gürkan güvenlikçilerle konuşuyordu , Musa da bir değişiklik olduğu çok beliydi asla saklayamazdık " sakın Gürkan denen herife bir şey belli etme , vaktin az kaldı yaşamak istiyorsan çabalıyacaksın " dedim kolunu sıkabileceğim kadar sıkarak , konuşacak hali bile kalmamıştı sadece befes nefese başını olumlu şekilde saladı ve yürümeye başladı , kapıya vardığımızda ,orman yeşili gözleri bizi buldu , şüpheli bir şekilde bizi inceledi emin olamamış gibi bu sefer gözlerimin içine baktı her şey normalmiş gibi davranmaya çalışıyordum , ama beliki şüphelenmişti yoksa şu an yanımıza doğru yürüyor olmazdı , fısıltılı bir şekilde konuştum " alkol çok aldın , uzun süredir tanışıyoruz , birlikteyiz" diye son kez uyarı verdim Musa ya " nereye böyle " dedi yanımıza varınca Gürkan " bizim Musayla planımız vardı , o yüzden erkenden ayrılmamız gerekiyor malesef " dedim normal tutmaya çalıştığım ses tonuyla , bendeki bakışlarını Musaya çevirmişti " pek iyi görünmüyorsun " dedi " o biraz fazla içti sanırım , dediğim gibi acelemiz var kusura bakmayın lütfen " dedim ve çıkmak için bir adım attım ama malesef ki kolumdan tutup engel olmuştu tekrar önüme geldi ve " sen neden konuşmuyorsun Musa , dilinimi yutun " dedi sert bir şekilde , ben cevap verecekken Musa konuştu " b-ben serhoşumda bi-biraz" dedi titreyen sesiyle , oldukça zaman kayıp etmiştik adam bayılmak üzereydi fazla vaktim kalmamıştı , burda bayılırsa boku yerdik her şeyi anlatırdı ,herkese ifşa olurduk , düşüncelerimden sıyrılıp aniden çıkan yüksek sesimle sert bir şekilde Gürkana bağırdım " çekilirmisiniz lütfen ya , vaktimizi alıyorsunuz Musa serhoş sadece ve ayakta bile zor duruyor şu an , lütfen çekilin şurdan" dedim ve elimle itmeye çalıştım önümden çekilirken " bu seferlik böyle olsun bakalım küçük tavşan , iyi zıplıyorsun beladan " dedi ve sonunda gitti .

Sonunda arabaya binmiştik Musa arabaya yaklaşınca bayılmıştı adem ve aras onu arabanın bağajına atmıştı , eve doğru gidiyorduk , başarmıştım , umarım Musa başıma bela olmazdı , bizi en son birlikte gören vardı , bir kaç gün görünmeyince direk akılarına ben gelicektim , tek şüpheli bendim , umarım yanlış bir adım atmamıştım , hem kendim için hem kardeşim için , bunu bana zaman göstericekti.

Bölüm : 05.12.2024 02:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Melek Akın / KABUSTAN UYANIŞ / Tavşancık
Melek Akın
KABUSTAN UYANIŞ

20 Okunma

16 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...